Shi (~ Poetry) ' Filminin Konusu : Mi-ja hayatını genç torununa adamıştır. Ama yine de şiire karşı büyük bir ilgisi vardır. Bu yüzden bu konuda eğitim alabileceği bir sınıfa kaydolur. Şiir dünyasına girmesine rağmen burası ona hayat hakkında acı gerçekleri de öğretecektir.
Ödüller :
Aruitemo aruitemo(2008)(8,0-10387)
Oasiseu(2002)(8,0-6633)
Bakha satang(2000)(7,8-6394)
Beoning(2018)(7,7-9954)
Milyang(2007)(7,5-5268)
Chorok mulkogi(1997)(7,1-1240)
Cannes Film Festivali : "Best Screenplay"
insan tek bir dokunuşla birine aşık olabilir mi? o tek dokunuşla tüm ikilemleri yaşayabilir ve kendi canını yakabilir mi?bir el düşünün ki, tek dokunuşuyla sizin alfabenizle eşleşiyor, en derininizde yatanı buluyor; kapalı kapılar adında sakladıklarınızı büyük bir zevkle ortaya çıkarmanızı sağlayacak anahtara sahip. nefes alıyorsunuz, yüzyıllık uykunuzdan uyanıyorsunuz. onun üzerinden kendinize, herkesten, hatta kendinizden bile sakındıklarınıza ulaşıyorsunuz. hemen ardından tüm dünyayı ilk kez apaçık görüyormuşçasına mutlu oluyorsunuz. bir yandan ona sürekli dokunmak istemenin mutluluğu, bir yandan onu kaybetmemek gerekliliğinin tetiklediği bencilliğinizle boğuşuyorsunuz; korkuyla onu sarıp sarmalamak, kimseyle paylaşmamak istiyorsunuz; diğer yandan böyle bir mucizenin varolduğunu tüm dünyaya haykırmak... bu şarkı da o el gibi tek dokunuşuyla ötekiyle birleşmenin ilahi derinliğinin altında yatan şeyin bulaşıcı bir virüs gibi basit dokunuşlarda varolduğuna inandırıyor sizi. sonra kimseyle paylaşmak istemiyorsunuz onu. içinizde bir kutuya koyuyorsunuz. nadiren yaşanan o eşleşme anlarında ötekiyle "tek" olmanın içinizdeki "ben"de yaratacağı ikilemleri öngörmeye çalışıp onu o kutudan çıkarıp, "bu sefer beni kendime saklayacağım" diyorsunuz björk'le beraber. ama o da diyor ya "but he makes me want to hurt myself again"... bedene ve ruha işleyen her şey işte björk'ün piercinglerinin daha onları görür görmez canımızı yakması gibi acıtıyor bizi her seferinde... içiçe geçmenin baştan çıkartıcı sancısını hissediyoruz onlar üzerinden. her seferinde daha da kötü ama her seferinde kendi acısına daha çok bağımlı kılarcasına... o yüzden... gerçekten sevmenin ne olduğunu anlatır bu şarkı; içine çekercesine, acısıyla, korkusuyla, coşkusuyla... bütün olmanın verdiği mutluluğun karanlıklardan başladığını hissettikçe, onun karanlık yanlarının, başkalarının dehlizlerine neolursaolsun girmemiz için bizi nasıl yüreklendirdiğini gördükçe, insan daha da çok sevmek istiyor birilerini; o birilerinde kendini türlü işkencelerle eritircesine. ama hep bu şarkıyla, björk'ün sesiyle.
(divina - 25 Ağustos 2007 04:35)
bu şarkının kendi gibi şaheser olan klibinde björk ablamız o kadar, ama o kadar güzel ve sevimli ve çekici ve harikadır ki, inanamazsınız. o kliptekinin yarısı kadar içten görünebilsem, bu dünyada bana hiçbir şey zarar veremez artık. şarkı da içtenliğe dairdir bence, aşk kadar.edit: tam 5 sene sonra bu şarkıyı ithaf ettiğiniz adamın kısmen hayatınıza dönmesi ile beraber geri dönen şarkıdır. beyin gyruslarına kazınır.
(daughtear - 17 Ocak 2008 23:58)
bu şarkının klibinde björk saçları başları ile şebnem ferah'a yüzünü ifadesiz hale getirdiğinde özgü namal'a geriye kalan birkaç sırıtık ifadede de acemi cadı'daki kıza benziyor.
(cugy - 26 Ağustos 2008 20:59)
radyo eksen gecenin korunde calar, baska bir aleme kayiverirsiniz..
(marti uctu - 15 Eylül 2008 00:26)
arka arkaya dinlendiğinde işkenceyi uzatan şarkıdır. * kişinin ruhundaki en karanlık çukurları* daha da karartır ve kanatır.edit: yine de vazgeçilmezdir.
(damn - 24 Ekim 2008 01:01)
klipteki25-30 saniyeleri arasında : fellatio30-45 saniyeleri arasında : sexual intercourse, cinsel birleşme(bildiğin sex)olayları buku bulmaktadır."vay be olaya bak" diyen arkadaşlar merak edecektir "kim o şanslı piç acaba?" diye. o şanslı insan matthew barney'dir. kendisi de bjork'un sevgilisidir.o saniyeler arasındaki görüntüler, yönetmenin ricası üzerine bjork tarafından kaydedilmiştir...
(dgndmr - 26 Şubat 2009 22:09)
canımı yakmak için hazırladığım playlist'in en başarılı parçalarından olmuştur.. müziğiyle sözleriye... her tınısı kalbime etime vücudumun her bir yerine ayrı ayrı özenle işliyor sanki.. ve ben anlamsız bir zevk alıyorum duyduğum bu acıdan.. "very special thanks to pain" deyip geçiştirmek lazım sanırım...
(silenus - 10 Mayıs 2009 00:26)
zamanında hem canımı çok yakan hem de rahatlatan şarkı...o kadar çok dinlemişim ki tekrar tekrar, kanata kanata şimdi daha ilk notasını duyar duymaz kalbim sıkışıyor, dinleyemiyorum...
(hoporlor - 10 Mayıs 2009 16:07)
tamam şarkı çok güzel, başlangıcı ayrı bitişi ayrı bir olay, sözleri güzel, björk çok tatlı bir insan falan filan.. bunlara benim de bir itirazım yok, hatta ne itirazı ben de severim şarkıyı ama anladım ki o ''yüz kere dinlesem bıkmam'' şarkılarından değilmiş. veya şöyle olabilir, şarkı yüz kere dinlenecek bir şarkıdır ama bozukluk bendedir, bu da mümkün. yine de sonuç olarak fazlası ben de azalan verim kanunu çerçevesinde bir hazımsızlık yarattı.üç kere, beş kere, on kere, yirmi kere tamam ama bir haftada yüz elli kere dinlemenin normalliğine pek ikna olmuyorum. koca senede bir kere, yarım saniye gördüğüm alt komşum olan ablanın bu şarkıya olan takıntsının bana zarar vermesi de benim açımdan acı. hayır günde yirmi sefer çalması ve tüm apartmana dinletmesinin yanında nedense şu ''i love him'' bölümünde ses yükseliyor. tabi aşka olan saygımızdan dolayı kendisine lafım yok ama apartmanımızın eniştesi olan abiye karşı iyi olmayan fikirlerim var. her ne kadar şiddeti onaylamayan ve hayatında yer vermeyen bir insan olsam da bir seferlik bırakmanın bir zararı olmaz kanımca. ben de peygamber değilim canım yani. abiyi bir köşede kıstırsam, azcık hırpalasam, bu kız sevilecek sev desem, o kızı sevse, kız şarkıyı haftada yüz elli sefer çalmayı bıraksa, şarkının da bir anlamı kalsa. tüm bunlara değmez mi?neyse, bu björk ne tatlı bir insan yahu..
(petersachs - 24 Haziran 2009 22:37)
asla pornografik olarak niteyemecegim bir klip. nu resimlerden cok daha fazla his barindirdigi kesin.
(cruelclown - 1 Ocak 2003 22:14)
son 1 dakka 18 sniyesinde içimin parçalandığı muhtesem björk parcası*
(agharta - 6 Mart 2003 03:45)
şu kliptede görülebileceği gibi björk'ün 2:26'da "aaahhhh sema teyze" diye yardırarak anneme selam ettiği şarkıdır efendim. o da aleyküm selam diyor.
(roidescieuxacierprincipale - 27 Ağustos 2012 16:52)
björkün uçuşan saçları ve çıplak bedenine dizili boncuklarla zaten ağız açık izlettiren bir klibe sahipken bir de şu entryi okumam üzerine (bkz: #15572306) kat be kat daha da anlam yüklediğim klibe sahip bir şarkıdır ki sonundaki korse sırt olayı gerçek midir değil midir hakikaten çok merak ediyorum, bilen biri aydınlatabilir ise sevinirim.klipteki elbise de alexander mcqueen tarafından tasarlanmış efenim.
(malmazel - 24 Kasım 2012 22:36)
... ozellikle sonlara dogru akmaya baslayan "i love him" sayiklamasi ve hemen sonrasinda gelen "she loves him" korosu insani icini bir fena yapar, basini dondurur, tuyleri saygi durusuna getirir.
(deli - 15 Nisan 2004 11:15)
bjork'un muazzam bir sarkisi, sarkiyla uyumlu ilerleyen ayni muazzamliktaki videosu ile birlesince olusan bir sanat saheseri. ayrica mtv'nin amerika'nin dejenere olmus yuzunu temsil eden yeni yetme superstarlarinin butun amacsiz ciplaklikla dolu kliplerini desteklerken sansurledigi, her gun saatlerce bize pompaladigi "biz ozgur amerikanin sesiyiz, her turlu olay cikarma potansiyelli protestoyu destekleriz, bizde kural - tabu yok!" politikasinin sadece bir goz boyama aktivitesinden ibaret oldugunu dusundurten klip calismasi.sarki harikadir, bahsi gecen kahramanimizin yasadigi yasamin artik karanlik rituellerden ibaret oldugunu, suregelen dongunun kendisine aci verdigini, ancak bir yandan da cikilmaz bir yol oldugunu basarili bir dille anlatmaktadir. sarkiyi bu kadar buyulu yapan olay, melodinin sozler olmadan dinlendiginde insanda yarattigi duygunun, lirikler yoluyla uste insa edilmis konuyla karbon kagidiyla cizilmis gibi benzer sonuclar cikartmasidir dinleyicinin onune.klibin ilk bolumunde ismi hakkinda fikir sahibi olmadigim bir efekt - animasyon ile soyutlanmis sex sahneleri cikar karsimiza. ayni animasyon, bu sex sahnelerini bjork'un vucudunun cesitli yerlerine monte ettigi piercingler ve igneler ile birlestirerek suregelen iliskinin buzdaginin gorunmeyen kismi misali sadece aciya vakif oldugunu resmeder. klibin son kisminda, kahramanimiz once iliskinin kendisine verdigi aciyi resmeden vucuduna ignelenmis incilerden olusan bir kozanin icinde, hareket etmekten aciz, ancak mutluluk icinde oldugunu anlatan mimiklerle bir yandan balladini mirildanmakta bir yandan ise vucudunu sarip sarmalayan aciyi cekip atmaya calismaktadir. bitirici chorus kisminda ise icinde bulundugu halet i ruhiye "i love him" haykirislari arasinda tokat gibi yuzumuze carpar, klipte bu sekilde sonlanir.pagan poetry hakkindaki en uzucu olay, bu kadar muazazam bir sarkinin ve ustune oturtulmus bu kadar muhtesem kurgulu bir klibin icinden, sansur zihniyetinin odaklanacak unsur olarak bjorkun goguslerini secmesidir.
(verde - 24 Mayıs 2004 13:58)
uzak doğu tınılarıyla başlayan, bir anda insanı alıp götüren koparan bir björk şarkısı. vokali içimi ürpertiyor; "iyi ki varsın be kadın" diyorum.pedalling through the dark currentsi find an accurate copya blueprintof the pleasure in meswirling black lilies totally ripehe offers a handshakecrooked five fingersform a patternyet to be matchedswirling black lilies totally ripea secret code carvedin a palm of fingersform a patternyet to be matchedswirling black lilies totally ripemorsecoding signalspulsatewake me upfrom hibernateon the surface simplicitybut the darkest pit in meis pagan poetrypagan poetry
(arsonist - 25 Haziran 2001 16:35)
aşkın björkcesi.yüzünüze çarpan bir tokat,bilip de görmezlikten geldiğiniz/gelmek zorunda olduğunuz acı gerçeğin müziği.aşkın björkcesi.
(l goshin - 30 Ağustos 2004 00:15)
buz gibi bir kış gecesinde elimde biramla caddebostanda ağlaya ağlaya dinlediğim şarkı...bu şarkı insana tüm yaşadıklarını hatırlatıyor. her şey geçiyor gözümüzün önünden, sıyrılıp gidiyor çoğu şey...saçmasapan kalıyor insan bu şarkıyı dinlediğinde, savunmasız hissediyor kendini...duruyor, bakıyor, gözlemliyor sadece. "ben ne yaptım " diyor, pişman oluyor...belki de zevkten ölüyor.!
(esterhazy - 28 Ekim 2004 01:50)
sonunda i love him diye ba$layan bir kismi vardir ki nefistir...i love him, i love himi love him, i love himi love him, i love himi love him, i love himshe loves him, she loves himthis timeshe loves him, she loves himim gonna keep it to myselfshe loves him, she loves himshe loves him, she loves himthis timeim gonna keep me all to myselfshe loves him, she loves himand he makes me want to hurt myself againshe loves him, she loves himshe loves him, she loves himand he makes me want to hurt myself again
(pancake - 7 Aralık 2004 12:03)
nasil bir sarkidir derken beni yerime civilemis elimdeki kahveyi icki sisesine ceviren bir manyak sarkidir *buraya yaziyorum kisilestiriyorum forum yapiyorum ben bu kadinin sesinden ve soylesinin muntazamligindan sarkilarini secisinden dolayi nefret ediyorum tanri varsa bir bu kadin icin kendisiyle tartisacagimi dusunuyorum . (bkz: seni seviyorum senden nefret ediyorum) bir insan , bir kadin ancak bu kadar guzel i love him derken tum dusunduklerini hissettiklerini sesinde tasir . koskoca bir hikayeyi bir cumleyle ancak boylesi bir seste duyabilirsiniz **
(asfaltina - 14 Nisan 2006 20:13)
Yorum Kaynak Link : pagan poetry