peter sarsgaard'ın etkileyici bir performans çıkardığı film. hikayenin de gerçek ve filmin sonuna kadar sürükleyiciliğini kaybetmemesi diğer avantajları.

--- spoiler ---

açıkçası ben filmin sonunda steve'in haklı çıkacağını ve hepimizin göt olacağını sanmıştım. hayden christensen denen ibişe de zaten star wars'tan kıldım. bu rolüyle iyice nefretimi kazandı. nerde ibnelik yapan, ortalığı karıştıran, yalan dolan rol var, altından bu herif çıkıyor. anakin skywalker'a kanım hiç ısınmadı, stephen glass'a da ayar oldum.

--- spoiler ---

(crowley - 10 Ekim 2006 15:41)

gerçek olduğu bilinmese, konusuna inanmanın mümkün olmadığı filmlerden.

--- spoiler ---
23 yaşında tıfıl bir oğlan stephen glass, the new republic gibi saygın bir dergide tamamen işkembeden haberler uydurmaktadır ve uzun süre kimse bunun farkına varmaz (haber yazıyor derken glass basit bir muhabir falan değil derginin editörlerinden biridir, hatta en genç editörü). üstelik bu uydurma haberler o kadar vahimdir ki, olmayan şirketlerden, hiç olmamış yasa tasarılarından hatta tamamen kendi uydurması insanlardan bahsedilir bu haberlerde. yazıları okuyan ve denetleyen diğer yazarların, editörlerin ve derginin başı sonradan derde girmesin diye kılı kırk yaran avukatların durumun farkına varmayışı inanılmazdır. sonunda duruma uyananlar da rakip bir derginin çalışanları olur zaten. skandal ortaya çıktıktan sonra glass'ın the new republic'de çalışırken yazdığı 41 makalenin 27 tanesinin ya tamamen uydurma olduğu ya da uydurma öğeler taşıdığı ortaya çıkar. derginin editörleri kalan 14 makalenin de doğruluğuna kefil olmadıklarını açıklarlar.
--- spoiler ---

boyalı basında bu tip durumlar olabilir denip önemsenmeyebilir ama anladığım kadarıyla the new republic politik alanda çok önemsenen ve hatta alınan kararlara yön verebilen bir ciddi dergidir. bu tip bir dergide bile bunlar olabiliyorsa, ben bizim basındaki 100 haberin en az 80'inin sallama olduğunu düşünmeye başladım, geri kalan 20'sine de kefil değilim.

(filmmaker - 27 Ekim 2006 12:01)

gercek olaylara dayanan film. oyunculuk da gayet basarili. bu kalibrede bir yalanci ile karsilasmis olanlar icin manidar bir film. yalanini yuzune yapistirdiginiz halde piskinligini koruyan, uste cikmaya calisan, on kapidan kovarsaniz arka kapidan sirnasan bir tip. hayden christensen rolunu iyi yapiyor.

(happybanana - 22 Haziran 2008 01:15)

ağlak çocuk hayden christensen ın başarılı oyunculuğu hariç bir numarası olmayan film.gayet iç bunaltıcı , rahatsız edici... yalnız benim için çok dikkat çekici bir kısmı vardı ki filmin 16.29 uncu dakikasında giren müzik , porcupine tree nin en bir güzide şarkısı anesthetize ın 3. bölümünün girişindeki melodiyle birebir aynı ve bir çok kez tekrarlanıyor. aradım taradım porcupine tree ile filmin hiç bir bağlantısını bulamadım. kendimi forbes çalışanı gibi hissetmekteyim. bu mevzuyu porcupine tree nin editörü steven wilson ile görüşmeyi planlıyorum. telesekretere bıraktığım mesaja dönen olursa gerçekleri su yüzüne çıkarmayı bir borç bilirim.

(anjelique laihiala - 27 Eylül 2008 01:31)

britney şarkısı.. gayet de güzel aslında.. ama birinci nakaratın ve şarkının sonundaki o cam kırılma efektleri yok mu: zira bilinçaltı egemenliği devreye girip: aklıma nihat doğan ve kırdın kalbimi'ndeki o cam kırılma efekti geliyo..
yapmiycaktın britney bunu bize :((
şu an ağlıyorum ve şarkına yabancılaşıyorum biliyo musun??

(ug tek - 12 Şubat 2009 10:55)

sarkının son 10 saniyesinde kullanılan efekt tarkan'ın vay anam vay sarkısının baslangıc efektiyle aynı olan sarkı.

(uyttuy - 4 Mart 2009 13:58)

tesadüfen izleyip hayran kaldığım filmlerden, zaten böyle tesadüfen izleyip sevdiğim filmlere bir farklı bağlanıyorum. filmin en güzel yanı ilk yarısında hayden christensen'in, ikinci yarısında da peter sarsgaard'ın karakterinin tarafını tutması. filmde dinamikler öyle güzel değişiyor ki ne olup bittiğini anlamıyorsunuz bile. peter sarsgaard'in "şu güzel ortamı bozan adam"dan "derginin itibarını kurtarmaya tek başına çabalayan herif"e geçişi çok iyidir ki sarsgaard'a bir sürü adaylık getirdi. hayden christensen de sevimli mi antipatik mi kararsız kılan halinin iki yönünü de çok başarılı kullanıyor film boyunca. hoş film neticede.

(sambalici - 25 Ekim 2010 02:57)

senaryosu, hayden'ın saykoya bağlamış rollerdeki iyi oyunculuğundan farklı olarak hayden christensen'a gözlüğün acayip yakıştığını gördüğümüz filmdir. ya da bilmiyorum zamanında şöyle dedim (bkz: #16988639)
genel fikrim öyle olduğundan ben yakıştırmış olabilirim tabii...

edit: caps vermeden de olmaz yani,

http://www.webwombat.com.au/…/images/shattered2.jpg

(rockson - 3 Temmuz 2011 23:18)

melanie lynskey'in canlandırdığı amy brand karakteri film boyunca hiç kostüm değiştirmemiş. filmi tek bir kostümle tamamlamış.

(outdoorminer - 5 Ocak 2012 15:42)

2003 yapimi, gazetecilikte donen dolaplarla ilgili bagimsiz film

(pumpkin - 11 Aralık 2003 09:56)

billy ray'in senaryosunu yazıp yönettiği 2003 yapımı ödüllü film. genç ve kimse fark etmemesine rağmen hastalıklı olarak nitelendirilebilecek bir dergi editörünün (bkz: hayden christensen) çevirdiği dolaplar ve onların ortaya çıkması sürecinde dergide yaşananları konu alan ilginç bir yapım. peter sarsgaard ve chloe sevigny de filmin diğer önemli oyuncuları. christensen'in performansı kanımca gayet iyi zira filmin sonlarına doğru kendisine acımayla karışık bir tiksinti duygusu hissetmeye başlıyorsunuz.

(sanver - 3 Aralık 2013 23:12)

star warsun anakini hayden christiansenin başrolde oldugu, 26 yasındaki bir gazetecinin herkesi yıllarca yalan haberlerle kandırmasının öyküsü.

(ibowan - 12 Nisan 2004 19:17)

yardımcı erkek oyuncusu peter sarsgaard'a bol keseden ödül kazandırmış film. peter sarsgaard gerçekten de görülmeye deger. filmin tagline'ı da "read between the lies". ayrıca gözümüzden kaçmadı ki müziklerini de mychael danna yapmış.

(bee - 13 Nisan 2004 00:27)

hank azaria'nin gene cok seker bir rolde karsimiza ciktigi, amerika'nin cok unlu dergilerinden the new republic in 98 baharinda basindan gecen olaylari anlatan basarili film. executive producerlarindan biri tom cruise'dur. hayden christensen ve chloe sevigny iyi rol keserler. bu arada the new republic'te air force one in in-flight magazine'iymis, bunu da yeni ogrendik.
filmin sonlarina dogru keske cocuk hakli ciksada filmin basindan beri "bu cocuk kotu, bundan adam olmaz" diye dusunen ben got olsam diye dusunduren film.

(bkz: kendini got etme istegi)
(bkz: yalancinin mumu yatsiya kadar yanar)

(odeion - 31 Mayıs 2004 21:01)

peter sarsgaard ile chloe sevignyyi boys don't crydan sonra tekrar biraraya getiren film aynı zamanda. filmde stephen glassin yazdığı uydurma haberlerin aksine olan olayların çoğu isimleriyle beraber gerçek.

(arienette - 10 Temmuz 2004 14:53)

asılsız haber ismiyle yirmi ucuncu uluslararasi film festivalinde ve simdilerde primemaxlerde gosterilmekte. amerikalilarin basin hayatinin kokusmuslugundan kesitler sunan basarili bir calisma. yer yer baskisinin ayni zamanda filmin kotusunun agzindan sunulan hikayedeki bakis acisi, sarf ettigi sozler tipki yazdigi makaleler gibi hayali ve asilsiz; ozellikle stajyer ogrencilere mesleki ogretiler verirken cizdigi karakter gercektekinin tamamen ziddi. bu zitligin guzelce kurgulanmasi filmin lokomotifi olmus. darisi bizdeki basin-yayin kokusmuslugunu konu edinen bagimsiz bir yapima.

(leopold kessler - 25 Temmuz 2004 18:54)

chuck ile steve çekişmesinde kimin basın ahlakını çiğnediği , chuck'ın gururlu gülümsemesinin,palyaçovari bir sırıtışa dönüştüğü an'a kadar anlaşılamaz.chuck 'ın yaptığı bölücülük (kavgasında haklı olsa bile -çocuklar ne güzel eğleniyorlardı- ),steve'in mizansenlerinden daha irrite edici gelmiştir bana.

(anjelic - 25 Eylül 2004 00:20)

(bkz: shattered dreams)

(secret omen - 6 Kasım 2004 19:14)

(bkz: broken glass)

(ravena - 6 Kasım 2004 19:16)

(bkz: michael kelly)

(dubstar - 23 Mayıs 2006 22:52)