A Late Quartet (~ Son Konser) ' Filminin Konusu : 25 yıldır birlikte çalmış bir yaylı çalgılar dörtlüsünün hikâyesini anlatıyor. Fakat grubun dengesi, içlerinden bir kişinin Parkinson hastalığına yakalanıp emekli olmasıyla bozulur. Gruba genç bir müzisyenin katılması ve kemancının solo bir kariyer sürme ısrarı, grup da ego yarışıyla beraber pek çok huzursuzluk da başlatacaktır... Filmde oldukça önemli aktörler rol alıyor. Dörtlü, Christopher Walken (çello), Mark Ivanir (birinci keman), Philip Seymour Hoffman (ikinci keman) ve Catherine Keener (viyola) gibi usta oyunculardan oluşuyor.
Back Beyond(2013)(8,4-390)
Capote(2006)(7,3-128793)
Watermarks(2004)(7,3-226)
The Savages(2008)(7,1-35378)
Owning Mahowny(2003)(7,1-11808)
Love Liza(2003)(7,0-6856)
A Most Wanted Man(2014)(6,8-66862)
Quartet(2012)(6,8-17714)
Jack Goes Boating(2010)(6,4-7607)
God's Pocket(2014)(6,1-9859)
yıllarca birlikte çalan bir yaylı çalgılar dörtlüsünün aralarındaki ego mücadelesi, arkadaşlıkları, şehvet, ve yaşlılık sürecine mutfaktan bir bakış.film öyle müzikseverlerin bile sıkılmadan izleyeceği cinsten falan değil. ancak bir sonu var ki gerçekten izlememe değdi dedirtti. bir filmin en olması gereken şeye sahip; finale. ve aslında sadece o kadar. "sırf bu final için izlenir mi?" sorusunun cevabı: "biraz orta yaş üştü iseniz büyük ihtimalle"bu finali christopher walken'den başkası yapamazdı. gösterişsiz ama çok beğendiğim $5 a day filmini çok hatırlattı.
(ikipirekareboluyedi - 25 Şubat 2013 18:50)
32. uluslararası istanbul film festivali'nin uluslararası yarışma bölümünde altın lale için yarışacak olan yaron zilberman filmi.
(isikokunem - 5 Mart 2013 12:36)
uzun zamandır izlediğim en iyi filmdi. film bittiğinde "vay be" dedirten çok az film vardır. bu da onlardan biri..
(uraz - 11 Nisan 2013 02:37)
bu yılki festivalde izlediğim en iyi filmdi.kapalı bir çevre içerisindeki ilişkilere ve fazlasıyla klasik müziğe odaklı ve bu yüzden de güzel bir filmdi. karakterler tam olarak anlatıldı, olay örgüsünün sınırlılığı oyunculukla aşıldı. christopher walken'ın derste anlattığı kısımları bile bu festivalde izlediğim 3-5 filmin hepsine 10 basardı.güzel film. çıktığınızda size düşünecek bir şeyler bırakıyor..şahsım gibi müzik gruplarının 20 yıl ayrılmadan nasıl müzik yaptıkları vb. konulara ilgi duyanlar içinse iyice enteresandı.
(pati - 15 Nisan 2013 09:21)
enstrümanların yalnızlığını anlatan film.müziğin hakiki yokluğunda, tesadüfen o doğru cümleyi kuran bir keman duyuyorum.
(fizan - 18 Temmuz 2013 01:13)
kabaca (kronos quartet + oasis) gibi bir grubu anlatan film.*
(netexp - 18 Temmuz 2013 01:30)
cumartesi akşamı wolverine tıklım tıklımken kocaman bir salonda 60 yaş üzeri üç, 30'larında bir çift ve benim gibi tek giden* bir iki kişi ile izlediğim film. salona girdiğimde bana attıkları bakışla yaş ortalamasını epey düşürdüğümü anlamam uzun sürmedi. neyse filme gelecek olursak öncelikle müzikler çok güzel. zaten adı böyle olan bir filmin müziklerinin kötü olması beklenemez. bu beklentiyi iyi karşılıyor. filmin müzikleri geçen bir yönü varsa o da oyunculuk kalitesi. kaldı ki beni çeken klasik müzikten çok kadrosuydu. philip seymour hoffman ile christopher walken her zamanki gibi iyiler. catherine keener da çok başarılı. beni en çok şaşırtan ise daha önce adını hiç duymadığım mark ivanir'in performansıydı. ayrıca 28 weeks later'dan sonra imogen poots'u beyaz perdede görmek de ayrı hoştu.velhasıl gerek oyunculuk gerek müzikler açısından güzel bir film. fakat konusu ve biraz yavaş ilerlemesi her kesime hitap etmemesine neden oluyor.ekleme: son konser adıyla 26 temmuzda sınırlı sayıda salonda vizyona girmiştir.
(eeqlaehuje - 28 Temmuz 2013 15:17)
http://yerliyersizsinema.blogspot.com/…baslyor.html
(fatih alti aylik - 4 Ağustos 2013 14:58)
32. uluslararası istanbul film festivali zamanı film seçerken philip seymour hoffman 'ın oynadığını görerek dikkatimi çeken fakat festival süresince izleyemediğim filmi geçte olsa izledim.keşke o zaman izleseydim fakat filmdeki zaman konusu gibi bu film içinde uygun vakit benim içinde bu zamandı demek gerek.öncelikle yer yer belgesel niteliği de taşıyan bir film. müzisyenlerin hayatları konusunda fikir sahibi olunabilir.--- spoiler ---film içindeki göndermeleri-simgeleri sevdim. bunları belki kendim düşünmekte istiyor olabilirim ama olayların genelini düşününce göndermeler doğru anlaşılıyor.robert'ın dansçı kadınla koştukları sahne ve kadının konuşmaları direk şeytan işe karışıyor gibi durmakta. çünkü robert'ın sonraki davranışları ve ilk kemancı olmak istemesi bundan sonra gerçekleşmekte.daniel'in alex'ten kemanı alıp kitabı vermesi de güzel bir ayrıntı. okumadan önce işe girişmek çoğumuzun yaptığı bir durum.son sahne, en iyi finallere sahip filmler listende üst sıralarda olabilir. bütün durumu özetleyen ve filmi bir sonuca bağlayan bir bitiriş.bazı olaylar, sonrakileri etkiler gibi oldu. nota deftelerinin kapanması, grubun belki de yoluna devam edecek olması gibi.oyuncu performanslarına tek tek değinmek yerine, aynen filmdeki gibi bir bütün olarak değerlendirmek gerek. harikaydılar.--- spoiler ---
(ramagic - 19 Eylül 2013 23:12)
beni hic tahmin edemeyecegim kadar etkileyen film... ayakta alkislayasim var.
(ucurtmam agaca takildi - 22 Eylül 2013 19:27)
moviemax festival'de ara ara yayınlanan film. hala izlememiş olanlar için güzel bir fırsat.ayrıca (bkz: a late quartet/#35546933)
(eeqlaehuje - 9 Aralık 2013 21:15)
tek başına olmak/başarmak isteyip * de buna gücü yetmeyenlerin/kozada kalmaya mecbur olanların filmi. favori adamlarımdan biri * ile favori kedi gözlü kadınlarımdan birine * eski ve büyük aşklarımdan biri * ve daha önce dikkatimi çekmeyen çirkin/cazip ukraynalı * muhteşem eşlik ediyorlar. bir de karlı buzlu bir şehir ve beethoven var fonda. daha ne olsun. mis.edit: "do you really love me or am i just convenient?" diye soran bir philip seymour hoffman da önemli tabi.
(how soon is now - 12 Aralık 2013 23:21)
aslında içindeki pembe dizilerden koparılıp konmuş gibi duran ilişkileri (örneğin alexandra ile daniel arasındaki ilişki, daniel ile juliette'in geçmişte kalmış aşkı) olmasaymış daha iyi olurdu bu film bence. güzel başlayan; müzik, edebiyat ve resimle sinemayı fena olmayan bir şekilde birleştirerek devam eden; dört ana karakterini de derinleştirmeyi başarmış, bütün oyuncuların döktürdüğü (en iyileri rahmetli philip seymour hoffman bence. genç aktris imogen poots dizginlenmediğinde abartılı oynayacağını bu filmde göstermiş oldu) ortalamanın biraz üstüne çıkabilmiş bir film. filmde fazlasıyla sırıtan ve hiç de inandırıcı ve gerçekçi olamayan o ilişkiler (özellikle alex ile daniel aşkı) olmasaydı daha iyi olurdu bu film bence. zaten alex ile daniel arasında bir şeylerin peydahlanacağı daha ilk dakikalarından belli oluyor. yönetmen ters köşeye yatırsaydı daha iyi olurdu. ama bunun yerine klişelerin peşine takılmayı tercih etmiş. keza çözüm bölümünde pek bir şeyin çözümlenmemiş olması da hoş değildi doğrusu (mesela juliette ile kocası robert arasındaki ilişki muğlak bir halde bırakılmış). bir black swan beklememek gerek şu filmden. bence black swan kadar ve hatta zerre sevmediğim le concert kadar müziği filmin ruhu haline getirebildiğini düşünmüyorum. a late quartet kesinlikle daha iyi olabilirdi, ama fırsat kaçmış gibi görünüyor.
(sherlock holmes 90 - 9 Şubat 2014 10:50)
kabulleniş üzerine bir film. yeteneğin ve becerilerin vefasızlığını, çocukların yüze vurduğu hataları, zamanın acımasızlığını kabullenişin hikayesi. yargılamadan, öfkelenmeden, huzur içinde..."casals iyi olanı, keyif aldığı şeyleri önemserdi. cesaretlendirirdi. geri kalanını ise aptallara, ya da ispanyolcası her ne ise onlara; hataları sayıp yargılayanlara bırakırdı. 'tek bir bölüm, tek bir aşkın an için dahi müteşekkir olabilirim, sen de olmalısın' derdi..."
(thesharkisworking - 2 Mart 2014 03:32)
içine bir hikaye sıkıştırmak gerekiyor herhalde film olabilmesi için. senarist değilim o yüzden bilemiyorum. kafamdan belli bölümlerini çıkarıp attığımda hoş bir şeyler kaldı.tavsiye edilir.
(permission - 15 Kasım 2014 21:01)
Yorum Kaynak Link : a late quartet