Süre                : 3 Saat 52 dakika
Çıkış Tarihi     : 10 Ocak 1969 Cuma, Yapım Yılı : 1969
Türü                : Drama
Taglar             : Rusya,Romana dayalı,Başlığında karakter adı
Ülke                : Soviet Union
Yapımcı          :  Mosfilm
Yönetmen       : Kirill Lavrov (IMDB), Ivan Pyrev (IMDB), Mikhail Ulyanov (IMDB)
Senarist          : Fyodor Dostoevsky (IMDB)(ekşi),Ivan Pyrev (IMDB)
Oyuncular      : Mikhail Ulyanov (IMDB), Lionella Pyryeva (IMDB), Kirill Lavrov (IMDB), Andrey Myagkov (IMDB), Mark Prudkin (IMDB), Svetlana Korkoshko (IMDB), Valentin Nikulin (IMDB), Pavel Pavlenko (IMDB), Andrei Abrikosov (IMDB), Gennadiy Yukhtin (IMDB), Anatoliy Adoskin (IMDB), Rada Volshaninova (IMDB), Tamara Nosova (IMDB), Nikita Podgorny (IMDB), Ivan Lapikov (IMDB), Varvara Popova (IMDB), Yevdokiya Urusova (IMDB), Stanislav Chekan (IMDB), Aleksandra Danilova (IMDB), Aleksandr Khvylya (IMDB), Nikolai Ryzhov (IMDB), Nikolai Prokopovich (IMDB), Evgeniy Teterin (IMDB), Mark Pertsovskiy (IMDB), Lidiya Korneva (IMDB), Sergei Kalinin (IMDB), Vladimir Osenev (IMDB), Nikolai Bubnov (IMDB), Viktor Filippov (IMDB), Olga Gasparova (IMDB), Georgiy Georgiu (IMDB), Oleg Golubitsky (IMDB), Grigore Grigoriu (IMDB), Grigori Kirillov (IMDB), Viktor Kolpakov (IMDB), Nikolay Kutuzov (IMDB), Nikolai Parfyonov (IMDB), Yuri Rodionov (IMDB), Ivan Savkin (IMDB), Georgiy Svetlani (IMDB) >>devamı>>

Bratya Karamazovy (~ The Brothers Karamazov) ' Filminin Konusu :
Bratya Karamazovy is a movie starring Mikhail Ulyanov, Lionella Pyryeva, and Kirill Lavrov. Three brothers, one spiritual and living at a monastary, one a gambler, and one an intellectual, work out their problems in 19th century...


  • "bi de bana en ilginç gelen yer nedense zosima nın öldükten sonra bedeninden kötü kokuların duyulması ilüşeçka nın ölümünden sonra böyle bi kokunun duyulmaması...(bkz: yoksa ben zurnamıyım ha!)"
  • "allah sizi inandırsın 100 sayfa oldu ama daha kim kimdir adam gibi anlayamadım. çevirisi mi boktan, ben mi salağım bunu da anlayamadım. anlayamadığım çok şey var netekim."
  • "sanırım en sıg yorum olacak ama; ağız dolusu telaffuzu çok zevkli bir isim olan "agrafena aleksandrovna svetlova" yı barındıran eser."




Facebook Yorumları
  • comment image

    okuyacakların sonrasında "o kimdi?, bu kimdi?..." sorularıyla boğuşmamak için kitapta karşılaşacakları karakterlerin kim olduklarını kitabın boş bir sayfasına yazmalarının iyi olacağı kitap. hatta amme hizmeti olarak bi kısmını buraya yazayım:

    aleksey fyodoroviç karamazov: en küçük evlat. nam-î diğerler: alyoşa, alyoşenka ve hatta alyuşuka gibi bişey daha deniyordu kitapta kendine.
    ivan karamazov : ortanca evlat.
    dmitri karamazov: en büyük evlat, agresif ama dürüst adam.
    smerdyakov : kahya olmakla birlikte babanın bir başka evladısı olduğu da söylenir. ama tam anlamıyla üvey evlat muamelesi görmüştür ve belki de bunun da etkisiyle komplekslli karakteri göze çarpar.
    grigori : yılların eskitemediği sadık uşak.
    katerina ivanovna verkhovtsev : dmitri'nin nişanlısı. dmitri ile bu kadın arasındaki ilişkide 4s kuralı gözlemlenebilir.
    agrafena alexandrovna svetlov(gruşenka) : dmitri'nin ve babanın yazdığı -like a bitch- kıvamındaki balık etli kadın.
    liza khokhlakov : küçük orospumsu. yani olmaya meyilli gibi.

    fyodor karamazov : karamazovlar'ın babası. nam-î diğer: piç'in evladı.

    not: dmitri ilk anadan, alyoşa ve ivan diğer anadandır.


    (idi - 29 Temmuz 2009 17:17)

  • comment image

    allah sizi inandırsın 100 sayfa oldu ama daha kim kimdir adam gibi anlayamadım. çevirisi mi boktan, ben mi salağım bunu da anlayamadım.

    anlayamadığım çok şey var netekim.


    (bonkor banker - 1 Aralık 2009 20:54)

  • comment image

    dostoyevski, kendi kişiliğinin üç cephesini ya da hayatının üç devresini üç karamazov kardeşte anlatmak istemiştir, dolayısıyla dostoyevski'nin en fazla kendi yaşamına ve düşüncelerine gönderme yaptığı romanı olarak bilinegelir. schillerci dmitri, sürgünde sona eren romantik devrini; ivan zındıklığa varan bir sosyalistlik uğruna imanını kaybedecek gibi olduğu yılları temsil eder. alyoşa ise dostoyevski'nin milletine, dinine dönüşüdür.


    (remedios - 5 Kasım 2002 13:27)

  • comment image

    kitap,karamazoffluk denilen, karamazofflarin kanında ruhunda yer eden feylosofluk,mistisizm ve şehvet ten mündemiç bir kavramı da beraberinde getirmiştir. sanki rus edebiyatında böyle bir şey var. ivan gonçarovun oblomovunda da benzer şekilde oblomovlukdiye bir prototip yaratılmıştır.
    dostoyevski abi kendine hayran bırakıyor ve "ulan ben otursam ve saçmalamayarak yazmaya başlasam bu kadar sayfa yazabilir miyim?"sorusunu akla getiriyor.cevabın negatif olması türk romanacılığının bir kaybı olsa da, üzülmemek,alıp okumak gerekir.
    iletişim yayınlarından çıkan ve freud'un baba katilligi konusundaki önsözünü içeren baskı tavsiye edilir.


    (meczupca - 13 Haziran 2003 12:33)

  • comment image

    "gerçekçiyi dine yaklaştıran, mucizeler değildir. tanrıtanımaz bir gerçekçi, mucizeye inanmasını sağlayacak gücü, yeteneği her zaman bulur içinde; mucize açık seçik olursa gerçeği kabul etmektense duygularına inanmaz. mucizeyi kabul etse bile, o zamana kadar habersiz olduğu bir gerçek olarak kabul eder onu. gerçekçide mucize inancı doğurmaz, inanç mucizeyi doğurur."

    "anlamından çok hayatı sevmeli. anlam ancak o zaman anlaşılır hale gelir."


    (hanging rock - 30 Eylül 2013 16:21)

  • comment image

    bu o kadar muhtesem bir eserdir ki; orjinalinden okumak icin rusca ogrenmeyle yetinmeyip, beni zaman makinesi yapmaya itmistir. zamanda yolculuk yapip, bizzat dostoyevski nin agzindan dinlemisimdir ki, dosto'nun(cok yakiniz) ses tonu ile, vurgulamasi ile, sozlerin ardina kattigi duygular ile bambaska, tadina paha bicilemeyen bir eser olmakta. oyle boyle degil.


    (nuitari - 21 Aralık 2004 23:29)

  • comment image

    yaklaşık 800 sayfaya kelimelerin belli şekilde dizilmesiyle bir insanın dehasının nasıl tarihte ölümsüz bir kanıtını bırakabileceğinin mükemmel bir örneği bence karamazov kardeşler. elbette ki her sanat eserinde olduğu gibi, bunda da okuyucunun kitaptan alacakları aslında kitabın içeriğinden çok kendi zihnine bağlı ve kuşkusuz karamazov kardeşler gibi bir romanda bu alınacakların sayısı neredeyse hayat ile eşdeğer ama benim kitabı okurken ilk kapıldığım his bahsettiğim "dehaya hayranlık" oldu ki itiraf etmek gerekirse sık başıma gelen bir olay değildir. herkesin kendine göre bir fikri olacaktır ve özellikle bu çaptaki eserleri birbiriyle kıyaslamak oldukça manasızdır ama sebeplerini mantıksal çerçevede açıklama ihtiyacı görmeden diyebilirim ki, karamazov kardeşler bence yazılmış "en güzel" kitaptır. bugüne kadar birkaç kitap okumuş olmama ve bundan sonra da okuyacak olmama rağmen sanmıyorum ki hiçbiri bende dostoyevski'nin bu şaheserinin yerini alabilsin.

    yazarın bundan başka diğer ünlü eseri (ki gene kendi kişisel deneyimlerinden onu "en güzel" olarak tanımlayacaklara da saygım sonsuz) suç ve ceza ile karşılaştırmaya gitmek istememe rağmen, benim gördüğüm kadarıyla suç ve ceza ele aldığı konu üzerinde mükemmel, eşsiz bir analiz ve düşünce kapısı sunarken, karamazov kardeşler suç ve ceza'da ele alınan konuyu o kadar derine inmeden olsa da içine almış, daha bilinebilecek ve akla gelebilecek sayısız insan duygusu ve ruh hali ile mükemmel bir anlatım ve atmosfer içerisinde harmanlayabilmiş olmasıyla bence bir adım önde duruyor.dostoyevski'ye "insanın bilinen her ruh halini yazmış" bir yazar sıfatının boşuna verilmediğini sadece bu kitaptan anlamak mümkün denilebilir.

    kişisel duygularım sonrası, not düşmüş olmak açısından, eserin arkaplanından bahsederek başlamak sanırım iyi olacaktır. karamazov kardeşler 1880 yılında yayınlamış ve yazarın bilinen son eseri olma özelliğini taşıyor. yazarın eserin yayınlanmasından 4 ay sonra ölmüş olması da ayrı önemli bir nokta. romanda dostoyevski'nin hayatında etkilendiği bir çok şeyi, her ne kadar çoğu zaman bu tüp iddialar spekülasyondan ibaret olsa da, bulmak sanırım mümkün. bunlardan belki en kişiseli, yazarın romanı yazmaya daha yeni başladığı 1878 yılında üç yaşındaki oğlu alyoşa'nın ölümü. bu olay romanda iki açıdan etkisini gösteriyor : birincisi romanın yazarca net bir şekilde belirlenmiş ve bütün iyi özellikleri barındıran kahramanının adında, ikincisi ise romanın altkonularından biri olan iluşya'nın anlatımındaki aşırı duygusallıkta. bundan başka sürgün yıllarındayken tanıştığı (1850ler) ilyinsky adında bir mahkumun hayat hikayesi de anlaşılan romanda kendine önemli yer bulmuş. babasını mirasına konmak için öldürdüğü iddiası ile mahkum edilen ilyinsky'nin masumiyeti bu tanışmadan 10 yıl sonra gerçek katilin suçunu itirafıyla anlaşılıyor. dostoyevski'nin kendi ağzından ifadesine göre, dmitri karamazov'un bir çok fiziksel ve karakter özelliği ilyinsky'den esinlenmesiyle ortaya çıkmış.

    karamazov kardeşler, 19. yüzyılın hemen başlarında geçen bir hikayeyi anlatıyor. fazla ayrıntıya girmeden söylemek gerekirse, zevke ve paraya düşkün, ahlaksız ve insan sevgisi olmayan, çocuklarına hiç bir sorumluluk hissetmeyen, ilk karısı sayesinde zengin olmuş fyodor pavloviç karamazov ve onun üç oğlunun, aileyi yakından etkileyecek bir facia etrafındaki incelenmesi diye özetleyebiliriz. olayların gidişatına çok girmeden bu üç oğlu tanıtmak sanırım kitabı okumamışlar için heyecanını en az kaçırarak anlatma şekli olacaktır.

    dmitri federoviç, en büyük oğul, ve fyodor'un ilk karısından tek çocuğudur. karakter bakımından görünürde babasına en çok benzeyen çocuktur ve belki de romanın yazıldığı dönem düşünüldüğünde, sıradan rus halkını en iyi şekilde tarif eden karakterdir. zevke, kadınlara, paraya ve eğlenceye düşkündür. onu babasından ayıran en büyük özellik, babası gibi işlediği günahları ve başkalarına karşı suçlarını umursamaz olmayışıdır. bu açıdan belki kardeşler içerisinde en iki yönlü karakteri çizen ve gideceği yol hiç bir zaman belirli olmayan odur.

    abisinden 4 yaş küçük olan ve fyodor pavloviç'in ikinci karısından ilk oğlu olan ivan karamazov ise iyi eğitim görmüş, zeki ve çevresiyle arası pek iyi olmayan bir karakterdir. görünüşte ateist ve kuşkucu olsa da, onun ateistliği standart bir tanrı tanımazlıktan çok daha karışık fikir ve temellere dayanmaktadır. insanların genel olarak iyiliğe ulaşması için kafasında çareler arasa ve hedefi bunu başaran bir ideoloji kurmak olsa da, bireysel olarak karşısına çıkan durumlarda insanlara yardımcı olmayı başaramamakta, buna da "büyük resim"'de gördüğü adaletsizlikler ve imkansızlıklardan dolayı kapıldığı ümitsizlik sebep olmaktadır. belki de küçük kardeşi alyoşa'dan en temel ayrılık noktası budur. roman içerisinde onun eseri olarak gösterilen ve ivan'ın görüşlerini en güzel şekilde özetleyen "büyük engizisyoncu" şiiri, sanırım dini düşünceye karşı ileri sürülmüş en temelli ve sistematik antitez olarak gösterilebilir.

    daha çok alyoşa adıyla anılan aleksey karamazov ise ailenin en küçük oğludur ve dostoyevski'nin kendi ağzından önsöz'de ifade ettiği üzere kitabın kahramanıdır. alyoşa yazar için o kadar önemlidir ki, kitabın başında okuyucunun kendisinin ona verdiği önemi anlayamacağından olan korkusunu ifade eder, ve ben diyebilirim ki esasen bütün kitap alyoşa'nın önemini anlatan bir hikayeden oluşmaktadır. kitabın başlarında kilise görevlisi olan alyoşa'nın karakteri bilinebilecek bütün iyilik ve güzelliklerle dolu olsa da, sanırım en belirleyici özelliği iyi ve kötüyü ayırabilmedeki üstün yeteneğine rağmen insanları yargılamaktan sürekli kaçınması ve hep onlarda iyi olan özellikleri ön plana çıkarabilmesidir. örnek vermek gerekirse, baba fyodor pavloviç çoğu zaman yaptığı ahlaksız ve aşağılık davranışları kendi ağzından "kendisinden zaten öyle bir şey beklendiği, dolayısıyla kaybedecek bir şeyi olmadığı ve bundan zevk alabileceği" sebebi ile yaptığını ifade eder. alyoşa bu tür durumlarda insanları yargılamadığı, aşağılamadığından, onun karşısında karakterler iyilik yoluna dönmek için ani bir motivasyon kazanmaktadırlar. ya da ivan pavloviç ilahi düzen içerisinde çocukların dünyada acı çekmesini gördüğünde, bunu o düzene bir isyan sebebi ve umutsuzluk kaynağı olarak görmekte, bu da doğal olarak onu dünyayı kötülükleriyle algılamaya ve pasifliğe itmektedir. alyoşa ise acı çeken bir çocuk örneğiyle karşılaştığında, tanrının kendisine o çocuğa yardım etme görevi verdiğini algılamakta ve ona yardım için elinden geleni yapmaktadır. bu da belki o meşhur "denizyıldızı hikayesi"'ne örnek verilebilir.

    bu üç kardeşin karakterleriyle genelde bütün insanlığı, ama bilhassa o dönemin rus halkını sınıflayabilmek mümkündür. inanç, bencillik ve şüphecilik bazen aynı insanda da bulunabilse de, bu kardeşleri ayıran temel özelliklerdir. bu karakterlerin üçünün kardeş olmasının da buna işaret ettiği iddia edilebilir. yine bu özelliklerin dostoyevski'nin kendi karmaşık kişiliğinin parçaları olduğu fikri de akla gelen başka bir yorum olacaktır kuşkusuz.

    kitabın teması ve yapısına gelindiğinde daha ilk dakikada göze çarpan anlatım şeklidir kuşkusuz. kitabın başındaki önsözde bize seslenen şüphesiz dostoyevski olsa da, daha sonra hikayeyi birinci tekil şahıstan anlatan ve olay yerlerinin çoğunda mevcut görünen kişinin kim olduğu belirsiz görünmektedir. bunun dışında çok sağlam bir kurguya ve yapıya sahip eseri, bir bütün olarak değerlendirmekte sonsuz fayda vardır diye düşünüyorum. şöyle ki, bu bütünlük halinde düşünülmediğinde örneğin altıncı kitapta çok uzun ayrıntılarla anlatılan zoşima dede'nin geçmişi romanın genel çerçevesinin çok dışında ve gereksiz olarak algılanabilir. oysa ki kendisinden önce gelen kitap ve romanın bütünü içerisindeki yeriyle değerlendirildiğinde düşünceler sanırım değişik olacaktır.

    "doğrusu ve doğrusu size derim: buğday tanesi yere düşüp yok olmazsa o yalniz kalir; ama yok olursa, bereketli mahsul verir" sözü kitabın girişinde yer alır ve sanırım dostoyevski'nin karamazov kardeşlerde de sıkça gösterdiği en temel inançlarından birini anlatır. kendimiz ya da başkalarının kurtuluşu için acı çekmek, suç ve ceza'da daha da bariz gördüğümüz temel bir dostoyevski temasıdır. inanç ve şüphenin kitap boyunca karşılıklı mücadelesi yazar tarafından kusursuzca tasvir edilse de, dostoyevski'nin dindar ve inançlı bir insan olduğu da düşünüldüğünde taraf tutmadan bu ikilemi yansıttığını söylemek çok da doğru olmaz. ancak gene de "büyük engizisyoncu" örneğinde görüldüğü gibi yazar karşı tarafın düşüncelerini de mükemmel bir şekilde ifadesine olanak vermiştir. ancak önümüze serilen tabloda şüphe yıkıma, insanlara güvenmemeye, onlardaki kötülüğü görmeye ve yalnızlığa götürürken, inanç ise bağışlayıcılığa, iyiliğe ve kurtuluşa giden yoldur. bunun yanında bir çok karşılaşmada anlatılan, inancın insanda yer etmesi, aklımıza yatması ile değil, dostoyevski'nin karakterlerinde sık görülen bir davranış şekli olduğu üzere, kalp ile hareket etmekten geçmektedir.

    dış konusuyla realizm'e iyi bir örnek görünse de, iç yapısıyla ağır bir felsefi roman olarak sınıflandırılabilir karamazov kardeşler. öyle ki, her ne kadar bütün iyi eserler için geçerli olsa da, her okuduğunuz birden çok şey anlatmakta, ve ciddi olarak iki katlı bir roman okuyormuşsunuz izlenimi vermektedir. karamazov kardeşleri kaç kere okuyacağımı bilmiyorum ancak eminim ki her okuduğumda sayısız yenilikler farkedeceğim. sadece bu bile ne kadar büyük bir romandan bahsettiğimize kanıttır sanırım.

    suç ve ceza'da derinlemesine işlenmiş suça götüren sebepler, gerçek suçlunun kim olduğu, cezanın amacı ve asıl cezanın nerede çekildiği romanın bir diğer ana motifi olarak gösterilebilir. tıpkı raskolnikov gibi burada da suç işleyenler en büyük azavı kendi vicdanlarında yaşamakta, ve her suç işleyen ya da işlediğini sanan itiraf etmek için inanılmaz bir ihtiyaca kapılmaktadır. bunun yanında mahkeme sisteminin belirlediği suçlunun aslında bir detay olduğu ve zaman zaman toplumun kafasında belirlenen suçlu ile örtüşmeyebileceği de ince bir biçimde göz önüne serilir. sigmund freud'un önsözde yazdığı gibi, mahkemelerin bulduğu suçlu çoğu zaman tetikçi olmaktan ileri gidememekte olduğundan, psikolog ve filozofların, hatta dostoyevski gibi yazarların asıl hedefi ise suçun meydana gelmesindeki asıl sorumluları bulmak olmalıdır. her suç, romanda alyoşa ve zoşima gibi inançlı kişilerin anladığı gibi bir sorumluluklar zinciri ürünüdür. oysa ki, ivan karamazov'un şüpheci ve inançsız yaklaşımı insanların kendisi dışında hiçbirşeyden ve kimseden sorumlu olmadığı fikrini doğurmaktadır. bunun tersini görmesi ise ivan'ın yıkımı olacaktır.

    rusça bilmediğim için beni en çok üzen sebep olan (iyi bir tercümesini okumak en iyi teselli olacaktır) karamazov kardeşler üzerinde şüphesiz benim aklımın almadığı yüzlerce şey daha söylenebilir, eserden yorumlar çıkarılabilir. içerisinden çıkarılabilecek fikirlerin çokluğu, karakterlerin karmaşıklıği, hikayenin kusursuz yapısı karamazov kardeşler'i "bütün zamanların en iyi kitabı" gibi bir madalya için en güçlü adaylardan biri yapmaktadır.

    "yaşasın karamazov!"


    (mavi - 8 Eylül 2005 14:05)

  • comment image

    litaraturde genelde psikolojik roman olarak geçen, bu yönüyle ilk ciddi analizlerin yapıldığı romandır. hatta her yönüyle şimdiye kadar yazılmış en iyi roman demek abartmak olmaz. fakat diğer yandan psikolojik olduğu kadar devrim öncesi rusya'nın düşünce akımlarına ve sınıfsal analizine de ışık tutan bir başyapıttır. bu açıdan baıldığında her bir kardeş farklı bir kitleyi temsil eder:

    ivan karamasov, romanın en karmaşık karakteridir. aydınları temsil eder. devamlı kafa yorar ama bir çözüm bulamaz.

    dmitri karamasov, zamanın köylüsünü tasvir eder. devamlı içki içmesi, her şeye bodoslama girmesi. fakat düşünceden yoksunluk en önemli özelliği. diğer yandan romanın en net karakteri. iç güdüleriyle hareket eden tek kişisi. bu açıdan babasıyla büyük benzerlikleri var.

    alexei fyodorovich karamazov, namı diğer alyoşa ise ruhban sınıfı temsil ediyor. onun da kafası karışık ve olayları kontrol yeteneği yok.

    smerdyakov, bana göre romanın en keskin karakteri ve kardeşler içinde en önemlisi. smerdyakov gelecekde devrimi gerçekleştirecek yeni düşünce akımını temsil ediyor. bir piç, babası ve kardeşleri tarafından kabul edilmiyor. diğer yandan çok zeki ve kurnaz. küçükken bile öğretmenini hayretler içinde bırakabilecek cidden kafa karıştırıcı sorular sorabiliyor. olayların gidişhatı da hep smerdyakov'un istediği doğrultuda oluyor. bu açıdan yenilikçi. ama her yenilik gibi istenmiyor ve sevilmiyor. her kesin kafasını karıştırıyor. her şeyi yıkabilcek düşünce ve eylem gücünde bir karakter.

    bu açılardan bakıldığında zosimayı ortodoks hrıstiyanlık, belki tanrı; baba fyodor karamozov'u da çar olarak okumak mümkün.


    (8 - 22 Eylül 2005 13:39)

  • comment image

    sanırım en sıg yorum olacak ama; ağız dolusu telaffuzu çok zevkli bir isim olan "agrafena aleksandrovna svetlova" yı barındıran eser.


    (kermith - 27 Mayıs 2006 01:45)

Yorum Kaynak Link : bratya karamazovı