The Women in His Life (~ O Homem que Amou) ' Filminin Konusu : The Women in His Life is a movie starring Otto Kruger, Una Merkel, and Ben Lyon. A brilliant, successful criminal defense attorney's life is turned upside down when he takes on a case of a murdered woman who turns out to be an old...
You Never Can Tell(1951)(7,2-498)
Murder on the Blackboard(1934)(6,8-492)
(bkz: khalil gibran) in bir kitabinin adi. 28 bolumden olusur. bolumleri soyledir :1. the coming of the ship 2. love 3. marriage 4. children 5. giving 6. eating and drinking 7. work 8. joy and sorrow 9. houses 10. clothes 11. buying and selling 12. crime and punishment 13. laws 14. freedom 15. reason and passion16. pain17. self knowledge18. teaching19. friendship20. talking21. time22. good and evil23. prayer24. pleasure25. beauty26. religion27. death28. the farewell
(rabbitweed - 19 Şubat 2002 02:27)
sonraki baskılarda ermiş adıyla türkçe'ye çevrilmiştir bu halil cibran eseri. kutsal kitap gibi bir dili vardır ve o yönden böyle buyurdu zerdüşt'ü hatırlatır. bir de 60'ların amerika'sında hipilerin başucu kitaplarından biri olmuştur...
(days - 12 Şubat 2007 13:49)
"kederli olduğumuz zamanlarda da yine yüreğinizin derinliklerine bakın, o zaman gerçekte, bir zamanlar sizi mutlu kılmış olan şeye ağlamakta olduğunuzu görürsünüz"halil cibran
(luna - 18 Ocak 2008 11:15)
halil cibranın bir kitabı.
(prakila - 30 Mayıs 2002 12:39)
70 li yıllarda başucu kitabı olarak kabul edilen, sözlükte bölümlerinden alıntı yapılan halil cibran ın kitabı. bu kitaptan alıntılar forward mail olarak, fakat başka imzalarla dolaşmaktadır.
(porcupine - 21 Kasım 2002 05:40)
gary moore'un back to blues albümünde yeralan damar parca.... gibson les paul'u kanırtarak iste les paul bööle aglatılır dien gary moore'un bu parcasını dinlediğimde uzun sure kendime gelemistim.....
(bluesman - 9 Temmuz 2001 14:48)
bluesman abinin dinlettiği ve yaşaran gözlerimle aglayan gitara eşlik ettiğim tehlikeli şarki.
(dus gezgini - 11 Ağustos 2004 14:05)
gary moore'un yapmış olduğu en iyi iş.. kimilerine vıcık vıcık bir hüzün yumağı gibi gelse de 24. perdeye indiği an ne gary moore kalıyor ne de siz. öyle de bir orospu çocuğu parça işte...
(bluesman - 1 Aralık 2004 17:01)
inanılmaz birşey... kelimelerle anlatılamayacak yoğunluk... ağlamanın nasıl birşey olduğunu unutan, ama ağlamaya fena halde ihtiyaç duyanların yardımına koşan bir güzellik...
(randyrhoads - 23 Ocak 2005 02:51)
not: bu yazı elimden geldiğince objektif olmaya çalıştığım kişisel fikirlerimden ve gerçek bilgilerden oluşur.halil cibran'ın en çok bilinen, okunan ve türkçe'ye ermiş adıyla çevrilen eseri olmasıyla birlikte türkiye'de sansüre uğramıştır (bu yazarın aslında pek çok kitabının sansüre uğramasının sebebi tam bir başkaldırı insanı ve bilinen sistemin yıkılması için düşüncelerini susturmamış olmasından kaynaklanıyor). abd'de 1923’ten bu yana incil'den sonra en çok okunan ve satın alınan kitap olmasıyla birlikte ermiş’i en büyük başarısı olarak gören cibran şöyle der: “lübnan’da bu kitabı yazmayı ilk kez tasarladığımdan beri, bir tek günüm bile ermiş’siz geçmedi. kitap benim bir parçam haline gelmiş gibiydi. metni yayımcıma teslim etmeden önce tam dört yıl elimde tuttum. çünkü emin olmak istedim, içindeki her sözcüğün kendimden verebileceğim en iyi sözcük olduğundan emin olmak istedim.” fark ettiğim üzere çoğunluk da cibran'la ilk olarak bu kitapla tanışmış. fakat bana kalırsa ilk olarak "asi ruhlar" ile başlamak daha iyi olabilir. bu kitapta yazar dilini daha yalın ve daha az benzetmeye başvurarak kullanmış. bu yüzden asi ruhlar ile başlamak, yazarın anlatım tekniğine alışmak ve baktığı yönden bakabilmek adına önemli olabilir. --kitap hakkındaki kişisel deneyimlerimi içerir-- ermiş, eleştirmenlerce, okurlarca ve hatta cibran'a göre en iyi ve en verimli eserlerinden biri olarak gösteriliyor. fakat "asi ruhlar"i okuduktan sonra "ermiş", benim için biraz hayal kırıklığı oldu. belki de yazar, asi ruhlar'dan sonra kaleme almış olduğu ermiş'e olan beklentimi yükseltmiş olabilir. bana hiç uğramamış, daha önce bakmadığım bakış açılarıyla konulara yaklaşmasını bekledim açıkçası. fakat tabii yine de üzerine düşündüğüm noktalar oldu. kitabın başlangıç kısmında insan ilişkileri ve çocuklar üzerine yazdıkları ile. ermiş'in yalnızca son kısımları beni artık biraz sıkmaya başladı, bu daha çok düşündüğüm ve bildiğim şeylerden olsa gerek. tabii bunlar benim kişisel beklentilerim ve deneyimlerimden dolayı, sizler için bambaşka olabilir. ve hatta yine tekrar ediyorum asi ruhlar ile başlamak çok yararlı olabilir. --kitap hakkındaki kişisel deneyimlerimi içerir--evet şimdi fazlaca detaya girmeden kitaptan bahsetmeye çalışacağım. fakat bunun öncesinde size bir filmden bahsetmek istiyorum: kahlil gibran's the prophet. selma hayek prodüksiyonluğunda halil cibran'ın ermiş kitabını animasyonlaştırıp film olarak sunmuşlar. ve filmi izlerken iyi ki de animasyon olarak çekmişler dedim. çünkü halil cibran'ın resim çalışmalarını bu animasyon filmde çokça kullanmışlar. ve kitabı filme aktarırken resimlerini de kullanmak, onu, yazdıklarını ve yarattıklarını somuta döküp anlamamızda bizi çok iyi yerlere götürüyor. fakat yine de filmden önce kitabı okumak çok daha iyi olacak. çünkü filmi izlerken düşündüm de, kitap üzerine düşünmemiş olsaydım izlerken pek de keyif almazdım ve anlamazdım da. çünkü evet yazdıkları kısa cümlelerden oluşsa da bunlar üzerine düşünülmesi gereken derinlikli cümleler...filmin içinden kısa animasyonlarindan oluşan ve cibran'ın şiirlerini şarkılaştırdıklarından bir tanesievet şimdi kitabın içeriğine geçebiliriz:romantik bir gerçekçilik ve gözlemci bir bakış açısı kullanılarak diyaloglara başvurulan bu kitap, bir dağa sürgün edilen ve halkın gönlünü kazanmış el mustafa'nın biten sürgününün ardından, halka bir peygamber edasında seslenişlerinden oluşuyor (peygamber edasında dememin sebebi birçok dine gönderilen peygamberlerin hitabına benziyor oluşu ve aynı zamanda fark edeceğiniz üzere nietzsche ve isa'nın etkilerinin bu kitapta açıkça görülmesidir). orphalese kentinde geçirdiği bu günlerin ardından tekrar kendi doğduğu topraklara yollanan mustafa gitmeden önce halkla ruhani bir bilgelikle konuşur, sanki konuştukça büyüsü artar. kitap toplumsal ve ben'lerin iç dünyasına seslenen başlıklı konular ile kısa söyleyişlerden oluşuyor. şimdi bu başlıklarda dikkatimi çeken el mustafa'nın cümlelerine yer vereceğim:~sevgi sevgi size kendinden başka bir şey vermezve sizden de kendinden başka bir şey almazsevgi sizi sahiplenmez ve siz de onu sahiplenemezsiniz;çünkü sevgi sevgiye yeter.sevgiyi yönlendirebileceğinizi düşünmeyin,eğer sizi buna değer bulursa sevgi size yön verir.sevginin kendinden mutlu olmaktan öte bir arzusu yoktur.~evlilikbirbirinizi sevin ama sevgi bağı sizi engellemesin:birlikte şarkı söyleyin, dans edin, mutlu olun ama birbirinizin yalnızlığına izin verin. tıpkı bir lavtanın telleri gibi, ayrı ayrı ama aynı melodiyle titreşen . birlik olun ama çok yakın durmayın: çünkü bir tapınağın ayakları birbirinden ayrı durur ve meşe ağacıyla sedir ağacı birbirinin gölgesinde büyüyemez. ~çocuklarsizin diye bildiğiniz o çocuklar aslında sizin değildirler sizden dolayı dünyaya gelmişlerdir ama sizden değildirleronlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi asla, çünkü onların kendi düşünceleri vardır. onların bedenlerini barındırabilirsiniz ama ruhlarını asla, çünkü onların ruhları sizin düşlerinizde bile giremeyeceğiniz yarının köşkünde yaşar.~çalışmak üzerineve siz ıstırap içinde eğer doğduğunuz günü elem sayıyorsanız ve bedeninizi taşımayı alnınıza yazılmış bir kara yazı sayıyorsanız, o yazıyı ancak alnınızın teri ile silebilirsiniz derim ben size.~neşe ve keder üzerineneşeniz kederinizin maskesiz halidir. kahkahalarınızın yükseldiği aynı kuyu sık sık gözyaşlarınızla dolar.~giyim kuşam üzerinegiysileriniz güzelliğinizin çoğunu örter ama çirkinliklerinizi kapatmaz.~acı üzerineacınız içinizdeki hekimin hasta benliğinizi tedavi ederken kullandığı acı iksirdir.o halde hekime güvenin ve size sunduğu ilacı sessizce ve sakinlikle için.kitap gördüğünüz üzere düşünmeye sevk edecek pek çok yer barındırıyor.ve son olarak, cibran, ermiş ’ini şöyle özetler: “ermiş tek bir şey söylüyor: sen sandığından çok ama çok büyüksün ve her şey yerli yerince.” *notlar ve kaynak:*:http://www.gibrankahlilgibran.com/…ebran/biography/okuduğum kitap: halil cibran, halil cibran bütün eserleri 1, kafekültür yayınları. halil cibran'ın diğer kitapları üzerine incelemelerim:(bkz: asi ruhlar/@herbiseyemuhalefet) halil cibran'ın diğer eserleri üzerine incelemelerimi yine ilerleyen günlerde paylaşacağım, sevgiler.edit: ekleme
(herbiseyemuhalefet - 11 Kasım 2019 21:15)
Yorum Kaynak Link : the prophet