body building olayıyla kas yaparak kilo alan konusunda profesyonel abilerimizi ayırmakla birlikte, bizim hatunlara has bir özellik olduğunu düşündüğüm mevzudur.

spor salonuna gelir, pıtı pıtı birşeyler yapıyormuş, birşeylerle uğraşıyormuş gibi görünüp offlar pofflarlar. koşu bantında 10 dk düşük performanslı yürüyüş yapıp günü kapatırlar. sonra içeriden tanıştığı bir başka kendisi gibi avuntulu ablayla "nasılsa eritiyoruz şekerim" diyerek hamburger yemeye giderler.

ayın sonunda göt göbek iyice hallice olmuş, hocalar bile bu duruma şaşırmıştır. öte yandan fena da olmamıştır hani, yakışmıştır hatuna.

evet bana vermedi ondan kinlendim yazdım.

(migfer - 18 Aralık 2009 22:31)

gayet normal bir eylemdir. spor salonlarının bazıları verilen hizmetlerde kilo vermek, kilo almak şeklinde yazar. spor salonu sadece kilo verip, kas yapmak isteyenlerin yanı sıra kilo almak içinde gidilecek bir yerdir.

(juancarlito - 13 Ocak 2011 13:44)

kilo verme amacıyla gidilip de kilo alınıyorsa büyük ihtimalle ya gırtlağınıza söz geçiremiyorsunuz, ya da fazla söz geçiriyorsunuz demektir. dinlenme düzeni de önemli olmakla birlikte zaten salona yeni başlamış bir insan adam akıllı çalışıyorsa pestile döneceğinden doğru dürüst dinlenmediğini düşünmek istemiyorum. şu kuralı unutmamakta yarar var:

(bkz: %10 çalışma %20 beslenme %70 dinlenme)

(prologue - 13 Ocak 2011 13:47)

bir çok yazar için sözlükçülerin en eften püften başarıları arasında rahat rahat sayılabilecek eylem. yaptım, ordan biliyorum. her babayiğidin harcı değildir.^*

sene 2008 ev arkadaşımla birlikte spor salonuna yazılmaya karar verdik. ben kilo verip vücudumu şekle sokacaktım, o azcık kas falan yapıp daha kilolu görünecekti. hedef buydu. neyse eskişehirde pek alternatif yok zaten 5-6 yer var. biz gittik en pahalı ama en şaşaalı olan sportif club'a yazıldık. (bilenler için, ibis otelin spor salonu) yanlış hatırlamıyorsam, 1 ay içinde 100 tl gibi, öğrenci için hiç de az sayılmayacak bir para verdik. ilk gün gittik, tartıldık falan, anrtenör birer program hazırladı, o gün eğlenceli geçti eve döndük, ertesi gün programa uyarak çalıştık hatta yürüyüş bandında 30 dk yürümemi istemişti, ben 1 saat falan yürüdüm, zevkliydi, çıktığımızda ikimiz de bitmiştik, yorulmuştuk ve acıkmıştık. evet olayın can alıcı noktası acıkmış olmamızdı, caddenin ucuna yürüdük ve ilk gördüğümüz yer olan çiçek ızgara'ya girdik. ben 1.5 yoğurtlu köfte yedim ayıptır söylemesi, o da bişiler yedi neyse gel zaman git zaman biz yorgun argın çıktıkça eve kadar gitmeye üşenip, çevredeki mekanları tek tek gezmeye başladık, (diyet mi? o da ne?) ilk ayın sonunda antrenör gözetiminde bir daha tartıldım ki 5 kilo almışım. antrenör hatun da şaşırdı tabii, kötü hissetmiş midir bilmem ama ben en çok giden 100 lirama üzülmüştüm^*

(bkz: bu da böyle bir anımdır)

(paranoyak kedi - 13 Ocak 2011 13:56)

son bir senedir sabit ivmeyle alınan kiloların oluşturduğu göbek, topraklarına toprak katmasın haritada fazla yer kaplamasın bağımsızlığını ilan etmesin diye yazıldık bir spor salonuna ama bir terslik var müdür. 81 kiloda başladığım spor hayatıma 85 kiloda devam ediyorum. ulan halterci falan olmaya karar versem bugün, spor yaptıkça artacak kilom yüzümden sikletler arası yatay geçişlerle geçecek ömrüm. bir sene önce askerden döndüğümde de 73 kiloydum. yeminle kilo vermek isteyenler için en doğru kurum, tsk. tsk halka açık kilo verdirme kursları açsa, devletten ödenek almasına gerek kalmaz. ne sibel can diyeti kalır ortada ne spor salonları. salondaki hocaya sordum; ''beslenme de çok önemli'' cümlesiyle başlayıp, sebzeyle otla bitirdi. babama sordum ''salondan çıkıp sığır gibi yemek yersen olacağı o'' dedi. akşam spor yapalım yemek yemeyelim dedik, spordan önce ve spordan sonra olarak iki tane yeni öğünümüz oluştu amınım. tsk iyiydi ya. sike sike yemiyordun. yoktu olum. biz askerde dört kişi bir kurbağa yerdik. heytt bee.

(hanrygale - 3 Mayıs 2011 12:20)

bunun bir versiyonu da evde spor aletleriyle çalışıp kilo almaktır ki bu tarafımca test edilip onaylanmıştır. haftada 4-5 gün düzenli olarak, günde yaklaşık 45 dakika yapılan spor neticesinde 4.5 kilo aldım. evet bunu başardım. hayır zayıflıktan kırılıyor olsam içim yanmayacak ama tam tersi. su içsem yarıyor kıvamına gelmemde eliptik bisikletim sorumludur. :/

(pinkylips - 21 Haziran 2012 15:53)

ben denemiştim bunu. düzenli spor yaparak öküz evladı gibi yiyerek kilo almaya çalıştım yaklaşık 6 ay boyunca.

sabahları 5-7 arası haşlanmış yumurta ile kahvaltı yaptım. hergün mantı makarna pilav eksik etmedim. fastfood desen her çeşidini en duble kampanyalılarını hüplettim. sonuç 1 kilo aldım vazgeçtim.

aradan 1 yıl geçti. bir ay içinde hiçbir ekstrem birşey yapmadan 22 kilo aldım. sanki 25 yıldır yediklerimi clouda atmışım da sonra hepsini bir kerede indirmiş gibiyim.

şimdi de tekrar, bu sefer zayıflamak için spor yapıyorum. hayatım boyunca hiç dikkat etmediğim kadar yediklerime dikkat ediyorum. sonuç 3 ayda 2 kilo daha aldım.

kısacası bünyemi sikeyim afedersiniz.

(detone olan denizli horozu - 24 Şubat 2015 21:53)

dambıl yutmuş olma ihtimali de bu duruma sebep olabilen faktörler arasındadır.

şaka bir yana bu durumu kontrol dışı yaşayan kişi büyük olasılıkla spor yaptık beah deyip evde iki kişilik yiyen adamdır; havuza gidenlerde de bu durum yaşanır. çözüm spor yaptık hee diye yemeğe abanmamaktır. normal rutininde yesen yeter aga.

bilinçli olarak o kilo alındığında ise kas yapacak bu heee denir; sessizce kafa onaylar biçimde sallanır spor salonlarında. spor salonundaki jest-mimik jargonu bunu gerektirir.

(secowan - 24 Şubat 2015 22:02)

hayvanlar gibi spor yapip (eger gercekten yapiyorsaniz) kilo almaya devam ediyorsaniz gidip hormonal degerlerinize baktirin efinim. gunumuzde belirtisi kilo almak olan tonlarca hastalik var. sen hic tiroid nedir bilir misin?

(exexex - 24 Şubat 2015 22:04)

eğer kişi zaten zayıfsa spor yaparak ancak kilo alabilir. spor o kadar mükemmel birşeydir ki zayıfı şişmanlatır, şişmanı zayıflatır. özetle insanı normal kilosuna çeker.

spor yaparak kilo alma işine gelirsek eğer zayıf birisinde zaten yağ oranı azdır ve metabolizması hızlı olduğundan dolayı vücut yağ biriktirmez aksine sürekli yakar. peki vücut ağırlığının ortalama %10'unun yağ olduğu normal ağırlıkta bir insan vücudunda bu oran normalden daha az ise ne olur? tabi ki normalden daha zayıf olur. zayıf insan diye de buna denir.

bu zayıf insanımız spor yaparak yağ oranı açığını kas dokusu ile kapatır ve ideal ağırlığına döner.

bir diğer husus ise yağ dokusunun yoğunluğunun kas dokusundan daha az olduğudur. yani 5 kg'lık bir yağ dokusu 5 kg'lık bir kas dokusundan daha fazla yer kaplar. 80 kg ağırlığında ve aynı boyda iki insan düşünelim. x kişisi daha fazla yağ dokusuna, y kişisi daha fazla kas dokusuna sahip olsun. kemik ağırlıklıklarını ve diğer boku püsürü de aynı kabul ediyoruz. yani iki insanın tek farkları yağ ve kas dokularının oranları. bu iki insan her ne kadar aynı ağırlıkta, aynı boyda, aynı kemik ağırlığında da olsa kas oranı daha fazla olan y kişisi, x kişisine göre daha zayıf gözükür.

özetle aslında çoğu zaman kilo sandığınız şeyler aslında artan kas dokusunun ağırlığıdır. zararı yoktur, aksine yararı vardır. aynı şekilde spor yapıp hala aynı kilo olan varsa üzülmesin. yağlar illaki yakılıyordur ancak kas kütleniz arttığı için siz bunu tartı üstünde farkedemeyebilirsiniz.

(katil bezelye - 24 Şubat 2015 22:13)