Süre                : 1 Saat 20 dakika
Çıkış Tarihi     : 03 Mart 1959 Salı, Yapım Yılı : 1959
Türü                : Drama,Fantazi,Korku,Bilim Kurgu
Ülke                : İngiltere,ABD
Yapımcı          :  Artistes Alliance Ltd. , Diamond Pictures Corp.
Yönetmen       : Douglas Hickox (IMDB)(ekşi), Eugène Lourié (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Robert Abel (IMDB),Allen Adler (IMDB)(ekşi),Eugène Lourié (IMDB)(ekşi),Daniel James (IMDB)
Oyuncular      : Gene Evans (IMDB)(ekşi), André Morell (IMDB)(ekşi), John Turner (IMDB)(ekşi), Leigh Madison (IMDB), Jack MacGowran (IMDB)(ekşi), Maurice Kaufmann (IMDB)(ekşi), Henri Vidon (IMDB), Leonard Sachs (IMDB), Chris Adcock (IMDB), Neal Arden (IMDB), Jack Armstrong (IMDB), Paul Beradi (IMDB), Ernest Blythe (IMDB), Janet Bradbury (IMDB), Max Faulkner (IMDB), Chick Fowles (IMDB), Arthur Gomez (IMDB), Neil Hallett (IMDB), Aidan Harrington (IMDB), George Holdcroft (IMDB), Alastair Hunter (IMDB), Patrick Jordan (IMDB), Lloyd Lamble (IMDB), Howard Lang (IMDB), Fred Machon (IMDB), Jack Mandeville (IMDB), André Maranne (IMDB), Derren Nesbitt (IMDB), Charles Price (IMDB), Ernie Rice (IMDB), Pat Ryan (IMDB), Ian Selby (IMDB), Guy Standeven (IMDB), Philip Stewart (IMDB), Joe Wadham (IMDB)

Behemoth the Sea Monster (~ Behemoth) ' Filminin Konusu :
Behemoth the Sea Monster is a movie starring Gene Evans, André Morell, and John Turner. Marine atomic tests cause changes in the ocean's ecosystem resulting in dangerous blobs of radiation and the resurrection of a dormant dinosaur...


  • "seytanin isimlerinden biri. cehennemin denizlerden sorumlu devlet bakani da denebilir."
  • "hobbes'in kullandığı devlet metaforu.(bkz: metafor)"
  • ""o çirkin insanlar o çirkin arabalara binip gittiler.""




Facebook Yorumları
  • comment image

    1640 yilinda thomas hobbes tarafindan yazilan kitap. turkiye'de yky kazim taskent serisinin icerisinde yayinlanmi$tir. leviathan egemen olani ifade eder. dogal ya$ama donemi faraziyesine gore, devlet denen, yoneten yonetilen ili$kisinin esas oldugu siyasi orgutlerden once insanlar surekli sava$ halindeydiler. bu karga$a ortamininin (bkz: insan insanin kurdudur) sonunda insan soyu yok olabilirdi. ancak aklini kullanan insanoglu biraraya gelip ortak iradeleriyle bir toplum sozle$mesini vucuda getirdiler. bu sozle$meyle insanlar ya$am haklari sakli kalmak uzere tum haklarini leviathan'a biraktilar. leviathan insanlarin tum haklari uzerinde tek tarafli tasarruflarda bulunma hakkini haizdir. insanlar leviathanin haksiz oldugunu ileri surerek ona karsi boyle bir iddia ve suclama da bulunamaz cunku leviathana tum haklari birakan toplum sozle$mesinde leviathan, bu sozle$meye taraf degildir. bir sozle$meye taraf olmayan 3. kisiler prensipte nasil bu sozle$meyle ilgili olarak sorumlu tutulamazsa, leviathan da bu sozle$meden dolayi sorumlu tutulamaz...


    (bcm - 28 Ocak 2003 15:34)

  • comment image

    kıyıya vuran balinanın estetik iskeleti: modern rusya'nın atıl ve işe yaramaz görüntüsünün alegorisi. yaşamsal bir tarafı kalmamış, özel mülkiyetle birlikte mafyatik uzantıların kol gezdiği, kardeşlik duygusunun çöktüğü, güvensizliğin gündelik hayatın bir parçası haline geldiği, cinayetlerin gırla gittiği bir rusya'nın alegorisi.

    edit: imla


    (hanging rock - 3 Şubat 2014 14:30)

  • comment image

    torrente düşeli 4-5 gün olan andrey zvyagintsev'in son filmi. genelde nuri bilge ceylan'ın kış uykusu'yla karşılaştırılıyor. kış uykusu'ndaki gibi didaktik, izleyicinin ağzına tüm sorunları mama kaşığıyla sokup onu düşünmekten alın koyan bir senaryodan ziyade, leviathan, karakterlerin otorite kavramının her çeşidiyle yaşadığı ruhsal bunalımları izleyiciye hissettiriyor. mekan seçimleri, filmin rengi ve kurgusu da bu ilişkinin iç karartıcı boyutunu tamamlar nitelikte.

    politik bir üslup ön plana çıkarılmadan gayet de politik olan bir filmdir. sıklıkla totaliter zemine kayan bürokratik-otoriteryan memleketlerde, hukukun bireyin çıkarlarından ziyade iktidarın çıkarlarını korumak için tasarlandığını; sindirmeyle, üçkağıtla işleri kendi lehine rayına oturttuğunu, kendisini, kendiyle aynı işlevselliği taşıyan aygıtlarla nasıl meşrulaştırdığını adım adım gösteren filmdir.


    (shalom aleichem ephraim - 17 Ocak 2015 02:55)

  • comment image

    insanda garip duygular bırakıp giden güzel film.
    rusya'nın teksas'ı veya arizona'sı bir coğrafya, göçüp gidenlerin geride bıraktığı bakımsız evler, bakımsız yollar, ıssız kasaba, su gibi içilen vodka, hikayenin kahramanının müthiş manzaraya sahip eski evi, ellerde kapitalizm simgesi iphone, atıcılık oyununda hedef niyetine eski komünist liderlerin fotoğrafları, "buraya avm dikecez!" diyen politikacılarla mücadele eden sıradan vatandaşın çaresizliği, kaf dağının ardındaki moskova'dan gelen yabancının çekiciliği, bize yabancı ama onların aşina olduğu balina iskeletleri, uyduruk şiş kebap, isyankar liseli, hayallerimizin aksine hepsi güzel olmayan rus kadınlarının sönük hayatları(hatta bazıları sofrada çat diye sille atabilir. dikkat!), hiç durmayan soğuk rüzgar, türk filmlerinde görmeye alıştığımız işgüzar köy imamı yerine papazlar, son model jiplerle cuma namazı çıkışı havasında pazar ayini çıkışı...

    uzayıp gider böyle böyle.

    basit bir hikayeyi anlatırken garip duygular ve garip enstantaneleri çaktırmadan yediren film, izlenmeyi de ödülü de hak ediyor.


    (alebahad - 27 Ocak 2015 10:50)

  • comment image

    az önce çıktık bu filmden. çok nadirdir bu denli ümitsiz, biçare filmler izlediğim. sinematografik olarak nuri bilge ceylan 'ı anımsatan ancak yazın olarak kafkaesk bir hali var. anlamsız bürokrasi, absürd değerler, şaşırtan tepkiler... son derece sarsıcı bir filmdi.

    spoiler vermek istemiyorum ancak bu denli sembolist - aynı zamanda realist - bir eserde eşleştirme yapmak istediğim birkaç karakter var sanırım.

    --- spoiler ---

    belediye başkanı kötü kalpli ve kaypak vadim, politik düzeyde bir leviathan'ı temsil ediyor sanki. doğduğu yeri terketmek istemeyen, yeni acılara teşne gururuyla agresif kolya ise yenilginin o korkunç leviathanını simgeliyor...

    peki başta bize samimi bir arkadaş gibi gelen, "ben bu oyunu bozarım"cı avukat dima, dostunun kadınına aşık olunca her şeyi mahveden olaylar zincirinin en zayıf halkası oldu bir anda. güvensiz duyguların leviathanı...

    yarbay, angela ve pasha ise sıradanlığın en caiz tanımıyla bize, sosyolojik bir leviathan çizdi.

    aralarında en kabul edilebilir tepkileri galiba evin küçük oğlu roma verdi.

    ümidim kırıldı, hakimin iki kez hüküm okumasını dinlediğim için.

    ---
    spoiler ---

    muhteşem bir filmdi. tarkovski ekolunden zvyagintsev reyizi takibe devam. dönüşten de tanıyoruz, seviyoruz. senin rus politikası mizahını yiriz cağnım.

    çekinmeden izleyiniz ama sorumlu tüketiniz.


    (nazarethme ne olur - 30 Ocak 2015 20:34)

  • comment image

    1-paul auster'in romani. romandaki yazar etrafa bombalar gönderen ve sonunda kendini havaya uçuran kişinin ortadan kaybolan arkadaşı olduğunu anliyor ve insanlar onun kimliğini öğrenip spekülasyonlara başlamadan öyküyü kendisi kaleme aliyor. yarattiği karakter fazlasıyla unabomber i anımsatıyor. roman daki yazarda fazlasıyla paul auster'i.
    (bkz: paul auster)
    2-tevratta geçen efsanevi bir deniz canavari. bazi yerlerde ejder, bazende timsah olarak geçer.


    (amandine - 7 Ocak 2000 03:24)

  • comment image

    hobbes'un önemli bir kısmında "savaş durumu"ndan devletin (ya da sivil toplumun) oluşturulmasına ve bu devletin işleyişini anlattığı eserdir. hobbes'a göre insanlar eşit oldukları için doğada bir savaş halindedirler. ancak bu savaş halinde kişilerin hayatta kalabilmesi kolay olmadığı için barış tercih edilmelidir. bu barış da ancak ve ancak herkesin yönetme haklarını tek bir "egemen"e devretmesiyle mümkün olur. bu bir sözleşmedir.

    ancak burda hobbes'un teorik bir çelişkisi ortaya çıkmaktadır çünkü hobbes'a göre eğer sözleşmenin şartlarının sağlanmasını garanti edecek caydırıcı bir kuvvet bulunmazsa o sözleşme (veya ahit) geçersizdir. "savaş durumu"nda insanların devleti oluştumak için yapacakları sözleşme bu caydırıcı kuvvetin yokluğundan geçersiz olacaktır. eğer insanlar zaten savaş durumunda dahi hakları devredebilecek insiyatife sahiplerse, yani kendi haklarını kısıtlayacak bir "egemen"e devredebiliyorlarsa o zaman o egemenin ne kadar gerekli olduğu tartışılır hale gelmekte. ve aynı zamanda yaratılan bu egemenin tarafsızlığı şüphe vericidir.

    2 kişi düşünelim. ellerinde silahlar oldukları halde bir anda karşılaşırlar. iki taraf da karşıdakinin niyetinden emin değildir. eğer silahı bırakırsa öbürünün de aynı şeyi yapacağının garantisi yoktur. ancak ortada 3. tarafsız bir kişi olursa ve bu kişi taraflar iş birliği yapmazlarsa ceza verecek bir konumda olursa o zaman iki taraf da (akılcı kabul edersek bu kişileri) silahlarını bırakıp iş birliğine yöneleceklerdir. ancak bu 3. kişinin taraflı olması durumunda sözleşme başarısız olacaktır. bu örneği çok daha geniş bir boyutta düşünüğümüzde ise egemenin (kişi ya da kişiler ya da kurum) herhangi bir gruba, zümreye iltimas geçmeyeceğini garantisi yoktur ve üstelik hobbes'un öngördüğü gibi mutlak bir güce sahip olursa bu egemen (ki hiçbir şekilde devrilemez ve yaptıkları sorgulanamaz) sonuçların bütün toplumun yararına olacağını söylemek hayalcilikten başka bir şey olmaz.

    leviathan aslında bir bakıma büyük birader olarak da düşünülebilir. ama bugünkü teknolojilerle bile büyük birader rolünün oynanması zor gibi geliyor. herkesi her zaman izlemeleri mümkün olmadığına göre birileri izlenmedikleri zaman kendilerine bir yararı dokunacağını inandıkları bir amaçla suç işleyebilirler. bu olaya tanık olmadığından cezalandırılmazlar. bu da bu yukarıdaki büyük caydırıcı kuvvet fikrinin biraz havada kaldığını düşündürtüyor. ancak 1984ü de düşünürsek eğer orda da kişiler her az izlenip izlenmediklerini bilmemelerine rağmen "izlenebilme ihtimali" büyük oranda bir caydırıcılık sağlıyordu.

    tabii bir yandan da dönemin ingilteresini düşünmek gerekiyor. hobbes bu eseri gayet de zamanının yönetimi tarafından yüceltilmek/yükseltilmek amacıyla da yazmış olabilir. hatta yazdıklarının bir çoğuna gerçekte katılmıyor da olabilir zira yanlış bilmiyorsam ingiliz devletiyle bir takım problemler yaşamış üstelik kendi ideal mutlak devletine benzer olmasına rağmen. eserinde bu küçük çelişkileri yazma sebeplerinden ötürü belki bir miktar mazur görülebilir. tam olarak yazma amacı belirgin olmasa da bu konu üzerine pek çok tartışma yapılabilir. ve yine unutmamak lazımdır ki leviathan batı siyaset felsefesini etkileyen en önemli eserlerdendir, bu yüzden de çok acımasız bir eleştiri yapmak bence biraz anlamsız gelebilir zira siyaset felsefesinin gelişim aşamalarından biridir.


    (zaman gezgini - 1 Mayıs 2006 22:22)

Yorum Kaynak Link : leviathan