In Search of a Midnight Kiss (~ Geceyarisi Öpücügü) ' Filminin Konusu : Yılbaşı gecesidir. Wilson 29 yaşında, hayatının en kötü senesini geçirmiş, Los Angeles’a yeni gelmiş, sevgilisi ya da geleceğe dair sağlam bir planı olmayan bir adamdır. Bir önceki seneyi yok saymaya ve karşısına çıkan bütün kapıları kapatmaya niyetlidir. Tabii en yakın arkadaşı Jacob, Wilson’ı bu fikrinden caydırıp bir internet sitesine kişisel ilan verince durum değişir. Yılbaşı gecesi saat 12’yi vurduğunda, doğru adamı bulmakta son derece ısrarlı Vivian adında bir kadının ilana cevap vermesiyle, Los Angeles’ın siyah-beyaz sinematografiyle yansıtılan sokaklarında, kaotik ve kah neşeli kah dokunaklı bir serüven başlar. Bu tek günlük ilişkide, tesadüfen başlayan internet sohbetleri gibi birinin erişim dışı kaldığı ana kadar devam eden, garip ve gülünç bir dizi olay yaşanır.
Ödüller :
Independent Spirit Awards : "John Cassavetes Award"
seninle aynı frekanstan, saatlerce sohbet edebileceğin, yanındayken zamanın nasıl geçtiğini anlamadığın birinin seni incitmeyebileceğine dair güzel bir umut filmi. ama aynı zamanda bu mutluluğun çok da uzun sürmeyebileceğine dair de bir hüzün filmi. kadın-erkek izleyen herkesin tam aradığım ilişki diyeceği ama nedense bulduğunda da hep bir zaman hatası olduğunu fark ettiği türden bir aşk hikâyesi.--- spoiler ---filmde vivian'ın bahsettiği bir 'kayıp ayakkabı projesi' var (bkz: http://thelostshoeproject.com/) orda burda gördüğü terk edilmiş ayakkabı teklerini fotoğraflayan kız "nasıl oluyor da insanlar ayakkabılarının teklerini kaybedebiliyorlar anlamıyorum" diyor. filmdeki aşıkların hikâyeleri de biraz bunun gibi... birbirlerini tamamlayan çiftler bir bakıyorsun kaybolup gitmişler. sonra bir de bakıyorsun ki yerlerini geçici plâstik terlikler almış, bir sefer giyilip onlar da bir kenara fırlatıp atılmış.belki bu projenin filmde yer almasının bu kadar trajik bir sebebi yoktur ama bendeniz için böyle bir anlamı oldu. ansızın gelen aşkların kimi zaman çok kolay değer kaybedebileceğinin timsali gibi...--- spoiler ---before sunset'in prodüktörü anne walker bu filme de el atmış. zaten diyaloglardan benzer tadı alıyorsunuz. ancak bu* biraz daha gerçekçi sanki. ikilemenin** masalsı öyküsünün aksine burda kahramanlar daha bir gerçek hayattan, daha az entellektüel tipler.siyah-beyaz los angeles'ı, huzur veren müzikleri ve son derece şirin karakterleriyle çok keyifli bir seyirlik vaad ediyor !f bu filmle. festivalde son bir gösterimi daha var. kalıbımı basarak kaçırmamanız gerektiğini salık vereceğim ender filmlerden biri bu.(bkz: http://www.midnightkissmovie.com/)bunu sevenin sevdiği bir başka !f filmi daha var ki (bkz: wristcutters a love story) her ikisi de kaderin ağlarını ördüğü aşk filmlerini sevenler için gelsin.
(gosalyn mallard - 22 Şubat 2008 01:57)
tam bir gömülü hazine. son yılların en iyi bağımsız filmi. son derece etkileyici ama bir o kadar da sade bir film. jokond movie club iftiharla tavsiye eder...
(jokond - 6 Haziran 2009 12:52)
tek gecelik ilişki için yola çıkan bir karakterin tek gecelik aşk yaşaması. kişiler kendi kırılmışlıklarına ortak kırılganlık gösteren diyaloglar ile, kendi aşklarına veda ediyorlar gecenin sonunda. birbirlerine aşık olmuyorlar. aslında kendi hayallerine inanmaya devam edebilmek için, kendi içlerinde inanılmaz büyüttükleri aşkın olmadığını kabul ediyor ve aynı zamanda hayallerinin olmayacağını anlayıp büyüyorlar. aynı kırılmışlıklara yeni bilet alan bir erkeğin son derece inanarak wind of change i söylemesi ve şarkıya inanmayarak eşlik eden eden sevgili ile film biterken, karakterlerin nasıl ve hangi duygularla yola çıktığını anlıyorsunuz. şarkı yüzünüze vuruyor. film bitirken şarkı yavaşça arkadan girdiğinde, daha önce hiç üstlenmediği bir görevle şarkıyı yeniden gözden geçiriyorsunuz. şarkı sürüyor değişim rüzgarlarıyla ve hiçbirşey değişmiyor...
(kelebenk - 2 Ocak 2010 14:56)
değişim rüzgarının * sürekli esmesi gerekmez değişime sebep olması için. bazı rüzgarlar plansız gelir, ansızın. belki sen vazgeçmişken gelir, umutsuzken hatta. usulca gelir, eser, dokunur, hissettirir, gülümsetir ve usulca gider. gidişi de gelişi gibi tek seferliktir. tek esimlik bu rüzgarın etkisi altında; tek bir kadın, tek bir adam, tek bir gün, tek bir ayakkabı, tek bir gece üzerine bir film. “gece yarısı öpücüğü diğer öpücüklere benzemez” diyor ve değişim rüzgarının serinliğiyle sizi de uğurluyor .gece yarısı öpücükleriniz eksik olmasın efendim!
(dolls - 14 Nisan 2012 18:02)
ben sinemadan pek anlamam lan aslında. öyle konusu hoşuma giden bir film olursa oturur izlerim. nerde hangi açı kullanılmış, hangi alt metin verilmek istenmiş, nasıl çekim teknikleri kullanılmış falan bunlar pek de sikimde olmadan izlerim onları. bittiğinde ben bunu bi daha izlerim lan diyebiliyorsam o film benim için güzeldir. sokayım görsel efektine, kamera açısına afedersin. 40 tane milyon dolarlık film bir araya gelse bir search of a midnight kiss etmez benim gözümde. o kadar saf o kadar naif bi film bu. esas kızımızın mimikleri, göz süzmeleri, wind of change falan off bebek. şahane olmuşsun sen. lumiere kardeşler iyi ki bulmuşlar lan bu mereti. sen de bu entryi okuyup da bu filmi izlemezsen ayıp edersin. koş küçük sözlükçü. hemen izlemelisin bunu.
(greyback - 17 Mayıs 2012 17:32)
izlediğim en underrated filmlerden biri. hakkında çok daha fazla konuşulmayı hakediyor aslında. sade, anlatmak istediğini seyirciyi yormadan, uzatmadan başarılı bir şekilde aktarıyor. oyunculuklar da gayet şahane.
(mavicins - 16 Eylül 2012 04:13)
kesinlikle ödüle boğulması gerektiğini düşündüğüm muhteşem bir film. bir film hem birtakım acayip olaylar içerip aynı zamanda da gerçekçiliğini kaybetmez, hatta bir yandan da komik olabilir sorusunun cevabı. üstelik o komikliğini şakalar esprilerler değil olayların gidişatındaki mizahla başarabilmiş.
(number 1 zero - 19 Eylül 2012 02:40)
iyi bir aşk filmi. sıradışı bir ilişki başlangıcı var ama sonrasında yaşananlar tamamen herkesin yaşadığı diyaloglar. filmin aşk çocukları, wilson ve vivian'ın yerine kendinizi koyabileceğiniz, kendine çeken bir hikayesi var. aşkı yaşayamayanların halini yansıttığı sahneler ise hakikaten gerçekçi ve dramatik.--- spoiler ---vivian'ın itirafından sonraki sessizlik dolu l.a. sahnelerine bayıldım. --- spoiler ---folov dı moskva....
(hakansari - 12 Ekim 2012 00:43)
bulsam beş kez daha izlerim dediğim, bulabilemediğim film. izledikten sonra (özellikle yalnızsanız o an) iyi hissettiriyor.
(terlibidon - 17 Aralık 2012 21:12)
--- spoiler ---- ..so we can find what we are looking for.+what are you looking for?-the love of my life.+in craigslist?--- spoiler ---
(en arka koltuktaki gozluklu cocuk - 14 Nisan 2013 16:33)
oyle bir film ki hayatin tam olarak kendisini anlatiyor. ne bir eksik ne bir fazla. karakterler, hikayeler, mekanlar tamamen yasanmisliklardan alinmis. mutsuzlugun icine gomulmus birinin bile mutlulugu her an bulabilecegi ve buldugu mutlulugu kaybetmesinin de her an olasi oldugu, insanin hayata karsi hep bir arayis icinde oldugu ama ne aradigini bilemedigi, bu yuzden tembel oldugu, insanin kendi yaptigi anlamsizliklari bile anlamlandirma calismasini, kusursuz gorunen herseyde de cok fazla kusur olmasi gibi cevrede sokakta her an karsilasabilecegimiz olaylar hic abartiya kacmadan iki tane normal insan temel alinarak anlatilmis. before sunrise serisine cok benzetilmis film genel olarak ama o filme gore daha kendi halinde bir film olmus, oyle ne asiri diyalog var, ne dunyayi gezen insanlar var, ne kariyer ne para var. o filmde aska yapilan vurgu bu filmde hayatin anlam(sizlig)ina yapilmis.ote yandan gercek hayatta da ayni karakterler teksas'tan los angeles'a tasinmis ama cogu sonradan los angeles'tan teksas'a tekrar gocmusler. teksasli yonetmen alex holdridge 2007 cektigi bu filmden sonra yonetmenlige uzun sure ara vermis, yapabilecegi en iyi filmi yazip yonettigini dusunuyormus. bu filmden sonra ilk filmi icin bu siralar ugrasiyormus. film hakkinda guzel yazilar var (bkz: #12651869) (bkz: #17667391)
(servicio - 7 Ağustos 2013 09:45)
"süper iletişim" dedim ben bu filmle ilgili. sonra o "süper iletişim zamana bağlı bir kavram" dedi. ben "süper iletişim kurabileceğimiz insanlar azdır, her zaman bulunmaz" dedim. o "süper iletişim kurabileceğin kişiler düşündüğünden çok fazla" dedi. sonra ekledi, "benimle de süper iletişim kurabilirsin mesela. heyecanla konuşabiliriz. çok keyif alabiliriz iletişimimizden. ama bir süre. her şey bir süre. her şey şimdilik." o zaman ben de dedim ki, bu film "her şeyin geçiciliği üstüne bir film. hatta aslında kalıcı da pek bir şey yok hayatta. günübirlik ilişkiler sadece günü kurtarmaya yönelik gibi gözükse de aslında hayatın komple kurtarıcısı olabilirler." bu film işte bunun hikayesi. hayat denilen şey zaten anlamsız, bunu aklı başında her bireyin fark etmiş olduğunu varsayıyorum. hayatın ve geri kalan her şeyin anlamsızlığını kurcalayıp durmaktansa, hayatı anlamlı kılabilecek minik şeyler peşinde olmak her zaman için daha keyifli ve güzel. bu da pekala bir gece yarısında arayıp bulduğunuz ve hiç bitmesin istediğiniz bir öpücük olabilir. bitmez mi peki? biter. demiştik ya zaten, kalıcı pek bir şey yok hayatta..
(bezdim - 8 Ağustos 2013 21:47)
bu akşam kendinize bir iyilik yapın ve bu harika filmi izleyin. mutlu olacaksınız. olmazsanız ben buradayım. 4. kez izleyeceğim ben de. filmin en beğendiğim soundtrackiyle bitirelim;https://www.youtube.com/watch?v=uyjznqaeql4
(greyback - 30 Ağustos 2013 20:47)
uzun zamandır bu kadar samimi ve içten bir film izlememiştim. ihtiyacım vardı. teşekkürler seth caplan! (filmin sonunda yazan isimlerden tek aklımda kalan kişi olduğu için yazdım.)--- spoiler ---wilson: misanthrope seeks misanthrope. honestly, if you respond to this ad then you are probably not the kind of woman i'd go out with. i guess i'm lonely and it's new years and i'm willing to embarrass the hell out of myself with this ad. about me: my girlfriends over the years have been intelligent and beautiful, in the end they have all broken my heart, whatever that means. my friend says i have to have a foto, so here it is. talk to you soon. wilson.--- spoiler ---
(desire endless - 11 Eylül 2013 21:33)
"biliyor musun bircok insan evini ozluyor ve geri donuyor. ama aslinda zamanda geri gitmeye calisiyorlar."
(ucurtmam agaca takildi - 9 Ekim 2013 18:24)
hayal meyal hatırladığım bir sahne var hayatımda. sadece sonunu izlediğim bir film, wind of change söylenen. hatta gerçekte öyle bir sahne yaşandı mı ondan bile emin olamıyordum. geçenlerde cnbc-e'de denk geldim bu filme. (evet zap yaparken denk geldiğim filmleri izlemeyi seviyorum). ne olduğunu bilmeden izledim, şahane film. ne zaman ki son sahne geldi ve wind of change söylenmeye başladı, flashes before my eyes, hayali sahne canlandı. velhasıl, artık biliyorum ki böyle bir şey yaşandı, o filmi ben uydurmamışım. tavsiye edileli çok zaman olmuş ama, nihayet, izledim.
(doktor hektor - 17 Şubat 2014 15:06)
--- spoiler ---'insan ayakkabısının tekini nasıl kaybeder'dir bu film aslında. tıpatıp birbiri için yapılmış, yaratılmış bir çift ayakkabı, birbirinin eşi olan, nasıl olur da birbirinden ayrılır, bir köşeye atılır yada kaybedilir? nerdedir diğeri? ben o çekilen ayakkabıların resimleri ile filmin sonunda aynanın içinden hatıra namına alınan resmi birbirine benzettim. hepimiz bazen birilerinin fırlatıp attığı ayakkabısı oluyor yada birilerinin ayakkabılarını eşsiz bırakıyoruz ve hayat devam ediyor.--- spoiler ---
(bojya korovka - 22 Temmuz 2014 02:16)
aksam aksam nilufer turizmin dokunmatigi mahvolmus, ittire ittire calistirilabilen koltuk arkasi ekranlarinda ne aradigini merak ettigim film. cok guzelmis. bu filmi koymayi akil eden artik her kimse ayakta alkisliyorum. soundtrack'i ayri guzel kendisi ayri guzel. su an baya mutluyum sayesinde.unutmadan surda dursun http://youtu.be/9pm64f2meek
(d gzd g - 19 Eylül 2014 22:44)
4 sene boyunca "hani bir film vardı ya bir kızla bir çocuk bir günlüğüne aşk yaşıyorlardı, kız sokakta rastgeldiği çifti olmayan ayakkabıların fotoğrafını çekiyordu, kürkü vardı böyle yere kadar çogzel." diyerek tanıdığım-tanıştığım her insana anlattığım, "biliyor musun adını?" diye sorduğum film. en son "deliriyorum herhalde böyle bir film yok ve ben rüyalarımdan bir kesitten söz ediyorum galiba." dediğim noktada adını hatırladığım çok tatlı film.lan ben bu filmin adını hatırlamak için harcadığım çabanın üçte birini hayatın anlamını keşfetmeye adasaydım şimdiye ohooo.
(buraya kadar gelmek - 19 Ekim 2014 20:14)
sıradan insanların basit hikayelerini alıp, tertemiz anlatan ve yine basit olarak bırakabilen film. anlatıcının en nihayetinde ellerini hikayeden çekebilmesi unutulan bir maharet.
(out of the blue and into the black - 17 Aralık 2014 04:30)
Yorum Kaynak Link : in search of a midnight kiss