Death of a President (~ Bir başkanın ölümü) ' Filminin Konusu : 'BİR BAŞKANIN ÖLÜMÜ' 2008 yılında yayınlanan kurmaca bir film olarak tasarlandı. Konusu, 19 Ekim 2007 tarihinde ABD Başkanı George W. Bush’un bir suikaste kurban gitmesi. Bu “belgesel”, arşiv görüntüleri ve röportajların son derece profesyonelce bir araya getirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Heyecan verici bir atmosfere sahip olan film, gerçeğin çarpıtılmasıyla ortaya çıkan daha büyük bir gerçeği anlatmaktadır. Bu öykü, Oliver Stone gibi yönetmenlerin gerçeklere ve tarihe sansasyonel yaklaşımlarının eğlencenin ötesine de taşınabileceğinin en güzel kanıtı. Kim tarihi yeniden yazmak istemez ki? Üstelik herkesin inanacağı kadar gerçekçi bir biçimde. Bunun mümkün olduğunun kanıtı “BİR BAŞKANIN ÖLÜMÜ”dür.
Ödüller :
It's Such a Beautiful Day(2016)(8,3-8850)
The Miracle Worker(1962)(8,1-14234)
Roadgames(1981)(6,7-4084)
Grand Piano(2013)(5,9-16004)
Toronto International Film Festival : "International Critics' Award (FIPRESCI)"
“ameria birlesik devletlerinin 43. baskani george bush kisa bir sure once hayata veda etti. o 61 yasindaydi.......” usa patriot act 3 nin bana verdigi yetkiye dayanarak two thumbs up diyerek soze baslamak istiyorum. gayet basarili bir film olmus…buyuk ihtimalle yuzyilin filmleri listesinde yer almayacak, unutamadigimiz filmleri siraladigimizda belki aklimiza gelmeyecek ama en azindan benim listemde zekice ve tam da filmin anlatmak istedigine hizmet eden kurgu yapisiyla leziz bir fantastik belgesel olarak yer alacak. filmin kurgusunun en onemli ozelligi insanda gozlerimi bir an olsun kirparsam bir sey kaciracagim hissiyati dogurmasi, sanirim bu dedigim tanimin ozetlenmisi var surukleyici… sinema kuramcisi siegfried kracauer; “gerçekçi sinema gerçekten daha gerçek olmalı cünkü doğa kaydedilmeye ve çoğaltılmaya karşı bir direnç gösterir ve bu direnci kırmak için gercekten daha gerçekçi olmak gerekir” der . bu film ise o kadar gercekci ki sanki doga herhangi bir direnc gostermemis de aksine filmin yapimina yardimci olmus. bush'a en ufak bir sempati duymadigim halde filme gitmeden once ; henuz yasayan bir adamin olumunun belgeselini yapmanin ahlakini sorgulamadim degil. ama filmi seyrettikten sonra icimde filmin ahlakiyla ilgili en ufak bir puruz kalmadi. filmin bush yanlisi olmadigi bir gercek ama bush ibnenin tekidir temali kahve fincanlarindan cok daha baska semalarda…hani bulent ortacgilin “kus olsam, bocek olsam yine de oynar miydin benimle?” diyen sarkisi gibi, olasiliklar-acabalar pesinde ama asla “halamin biyiklari olsa amcam olur muydu?” cigliginde degil. selvi boylum al yazmalım filmi anildiginda aklıma hemen türkan şoray tonunda; "sevgi neydi...sametim ona baba dedi...sevgi neydi...sevgi emekti" repliği gelir....ve hep sevgi emektiden siyrilip sevgi neydide takilirim...cevaptan cok soru ilgimi ceker, bu filmi seyreden hic bi tanidigim bu cevabi kale almaz zaten o yuzden kadir inanir motivasyoncu oldu mahkemelere dustu, turkan soray ikinci baharlar yasadi ama hala “ah be kizim tamam sevgi emekti de askinin pesinden gitseydin ah ah” diyerek hayiflananlari var…bu film de tabiki yonetmenin ve senaristin oznellegiyle cevaplanmis sorulara sahip ama ayni zamanda musterisine cilvelesen fahise edasiyla 'adimin ne olmasini istersen o olsun' der gibi de bir tavri var. tipki irak savasinin, her musterisinden ayri ayri edindigi farkli isimler gibi ;ozgurluk savasi, vatansever'in yolculugu, bana adalet ver, nukleer silah avcilari, ikinci korfez savasi (ciddi-yansiz-resmi-nesnel musteri)... fahise-musteri fantazesini bir kenara birakirsam -ki birakayim- filmin en can alici sorusu'bush olseydi ne olurdu' daha dogrusu bush suikaste kurban gitseydi ne olurdu, yerine kim gecerdi, yerine gecen kisi bush’un olumunden kimleri sorumlu tutardi, kimler olagan supheliler listesinde ilk siraya konurdu, kimler kimlere savas acmak icin yeni bahanler yaratirdi. usa patriot act 3 ne kadar uzakta ve nelere yol acacak, vatanseverlik nedir, devlet icin kursun atan da yiyen de sereflidir midir? ve son olarak filmden alinti olmasi dolayisiyla spoiler kafesinde yer almasi gereken sorusu da cevabi da birbirine girmis bir vatansever cumlesi.--- spoiler ---irak’tayken hep merak ediyorduk dondugumuzde bizi kahraman olarak mi yoksa bush’a hizmet eden aptallar olarak mi karsilayacaklar? kahraman olarak karsilamadilar bizi…onlara gore bush’un aptallariydik biz!"buraya geldigimizde nukleer silahlar bulmayi dusunuyorduk... onlari hic bir zaman bulamadik! sonra kendimizi bir seyle avutmak zorundaydik ve irak halkinin ozgurlugu icin savastigimiza inandirdik kendimizi...ama onlar bizi istemiyorlardi…onlar bizi asla istemedi..."--- spoiler ---
(turnusol - 18 Şubat 2007 05:12)
bush'suz bir dünyayı gösteren,gerçek görüntülerin çok başarılı bir şekilde harmanlandığı kurmaca belgesel.
(ahmeturhan - 20 Şubat 2007 09:44)
dün gece itibarıyla if' kapsamında izlediğim, genel olarak bakıldığında etkileyici bir kurmaca-belgesel. ama...--- spoiler ---film ilerledikçe mesele malumun ilamına dönüşüyor. yönetmen, hikaye edilen kişilerin hayat öykülerinden yola çıkılarak filmin devamı zaten çok iyi bildiğimiz, 11 eylül'den beri dünya kamuoyunun tartışageldiği gerçekler ve "müslüman amerikalı"nın maruz kaldığı ihlaller ile ilgili olarak gereğinden uzun paragraflar kuruyor. film, sinemadan çıkarken benim de düşündüğüm bir cümleyi açık açık söylemlekte beis görmeyen bir izleyicinin dediği gibi "kötümser"di genel olarak. filmin bush vurulana kadar geçen kısmının ritmi ile sonrası arasındaki karamsarlık ve yılgınlığı sevemedim bir türlü.--- spoiler ---
(deepdiver - 20 Şubat 2007 10:03)
if kapsamında 23 şubat gecesi izleyicinin kalitesizliği bir yana* salondaki sol orta * hopalorun bozulmasıyla keyifsiz bir ortamda izlediğim herseye ragmen beni etkilemiş amerika gerçeğine(!) yakışır bir sona sahip kurgu-belgesel film.
(lilith - 24 Şubat 2007 12:47)
http://aefilm.com/baskan/
(freak - 8 Mart 2007 10:53)
ankarada nedense gösterime girmemiş film.
(farawaysoclose - 7 Nisan 2007 17:15)
ankara'da geç de olsa (27 nisan 2007) gösterime girmiş ama kızılırmak sineması personelinden öğrenildiği kadarıyla gün içindeki 5 seasın 4'ünün kimse olmadığı için iptal edildiği film. ben de zaten tek başıma izledim. anlaşılan ankara vizyonunda ikinci haftasını görse de üçüncü haftasını görmesi mümkün olmayacak.
(filmmaker - 3 Mayıs 2007 16:25)
sürükleyici bir kurmaca belgesel. ne zaman vuracaklar, nasıl vuracaklar, katil kim çıkacak sürekli merak ederek izleniyor. kurmaca belsegel tarzıyla önceden karşılamadığım için izlemeden önce sıkıcı olabileceği endişesini taşıyordum, yanıldım. filmi izlerken de (güya) bush’un yanında çalışan insanların konuşmalarını dinleyince "ulan yoksa bu adamlar gerçek mi" diye işkillenmedim değil. velhasıl kurmacayı gerçeğe oldukça yakın bir biçimde kurmuşlar, bu açıdan başarılı buldum.film bush’un vurulmasının ardından 9/11 ruhunun yeniden hortlamasını anlatıyor temel olarak. saldırı sonrasında şüphelilerin nasıl tespit edildiğine, olay yerinin nasıl incelediğine dair teknik detaylar da görüyoruz tabi ama şüpheler daha en baştan müslüman amerikalılar üzerinde yoğunlaşıyor. bütün kanıtlar, belge ve bilgiler aslında daha önceden belirlenmiş suçlunun suçunu kesinleştirmek için toplanıyor. filmde kanıtlardan sonuca gitmek değil de tam tersi bir yolun izlediğine dair küçük ama dikkat çekici bir ayrıntı, sözde fbi yetkilisinin otelin karşısındaki binada kalanların listesine göz atarken ilk önce müslüman isimlerine baktığını söylemesiydi. bu bile kafalarda nasıl bir önyargı ve ayrımcılık olduğuna dair çok şey söylüyordu bence. katilin öz be öz amerikalı(!), vatansever bir asker eskisi olduğu ortaya çıktığında kimsenin buna inanmak istememesi, içeride tutulan adamın sırf afganistan’a gitti diye hapisten çıkarılmaması ve hatta hakkında verilen cezanın düşmemesi de dikkat çekiciydi. filmin yıllar sonra hatırlanacak kadar müthiş bir yapıt olduğunu düşünmüyorum ama yönetmenin derdini anlatmak için böyle zekice bir yöntem bulmuş olması takdire şayan. bir de düşünmeden edemedim bush bu filmi görmüş müdür, izlediyse ne hissetmiştir acaba diye. ben olsam en azından 19 ekim 2007’de chicago’ya gitmezdim orası kesin.
(empas kumpas - 26 Haziran 2007 11:09)
festivalde izleme fırsatını son anda kaçırdıktan sonra, bugün itibarı ile "iyi ki dvdden izlenilmiş." diye düşünmeye neden olan kurmaca belgeseldir. filmi dvdden izleyenlerin yönetmen yorumu olan versiyonunu da takip etmeleri tavsiye olunur.ayrıca, bu hafta ntvmsnbc'de yer alan "abd'de yine terör kaygısı" haberini okuyunca, belki beyaz saray'ın bu filmden çok fazla etkilendiği de düşünülebilir**. http://www.ntvmsnbc.com/news/413771.asp
(kehanet - 15 Temmuz 2007 23:32)
george w. bush'un chicago'da bir otelden çıkarken uğradığı suikastı anlatan, gabriel range tarafından yazılıp yönetilen kurgu-belgesel film. ilk olarak eylül 2006'da toronto film festivali'nde gösterilecek filmde a.b.d'nin 11 eylül saldırıları sonrasında çılgınca giriştiği anti-terör ve ortadoğu operasyonlarının olası sonuçları irdeleniyormuş. bir kısım amerikalıyı kızdırmış bu proje. türkiye'de gösterime girerse epey gişe başarısı yakalayabilir sanki.http://www.telegraph.co.uk/…/2006/09/01/nbush01.jpg
(bard - 1 Eylül 2006 22:47)
şüphesiz ki "halk bunu istiyor" bahanesini en geçerli kılacak filmdir. magazin göt göğüs baldır da ne ola.
(frank n furter - 1 Eylül 2006 23:04)
Yorum Kaynak Link : death of a president