Süre                : 1 Saat 32 dakika
Çıkış Tarihi     : 11 Ağustos 1972 Cuma, Yapım Yılı : 1972
Türü                : Aksiyon,Macera,Komedi,Cinayet,Western
Ülke                : Italy,Doğu Almanya,İspanya
Yapımcı          :  Roberto Loyola Cinematografica , Producciones Cinematográficas Orfeo , Terra-Filmkunst
Yönetmen       : Sergio Corbucci (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Sergio Corbucci (IMDB)(ekşi),Sergio Corbucci (IMDB)(ekşi),Sabatino Ciuffini (IMDB),Mario Amendola (IMDB),Adriano Bolzoni (IMDB)(ekşi),José María Forqué (IMDB)
Oyuncular      : Tomas Milian (IMDB), Susan George (IMDB)(ekşi), Telly Savalas (IMDB)(ekşi), Rosanna Yanni (IMDB), Franco Giacobini (IMDB), Eduardo Fajardo (IMDB), Herbert Fux (IMDB)(ekşi), Gene Collins (IMDB), Werner Pochath (IMDB), Álvaro de Luna (IMDB), Pilar Climent (IMDB), Luis Aller (IMDB), Laura Betti (IMDB), Rafael Albaicín (IMDB), Francesco Arcuri (IMDB), Miguel Armario (IMDB), Simón Arriaga (IMDB), José Canalejas (IMDB), Juan Cazalilla (IMDB), Fabián Conde (IMDB), Gonzalo de Esquiroz (IMDB), Jaime Doria (IMDB), Ruggero Fedozzi (IMDB), Leopoldo Francés (IMDB), Carmen Guardón (IMDB), Víctor Israel (IMDB), Ricardo G. Lilló (IMDB), David Nero (IMDB), José Riesgo (IMDB), Lorenzo Robledo (IMDB), Beatriz Savón (IMDB), Mario Talleri (IMDB), Bernie Thomas (IMDB), Lucy Tiller (IMDB), Dan van Husen (IMDB)

La banda J. & S. - Cronaca criminale del Far West (~ Bandits!) ' Filminin Konusu :
La banda J. & S. - Cronaca criminale del Far West is a movie starring Tomas Milian, Susan George, and Telly Savalas. A determined sheriff pursues a robber and his girlfriend, and lets nothing stop in his way of catching them.


  • "filmlere beste yapmaz, bestelerine film yapılır."
  • "kendisi oscar almamıştır, oscar ennio morricone'yi almıştır."




Facebook Yorumları
  • comment image

    nasil ki mezarlar unutulmasin diye, mermerden lahitler yapilir, filmler unutulmasin diye de ennio morricone ye müzikleri yaptirilir dünya gezegeninde.. (bu cümle de olmadi sanki.. "bicaklarinizi kemal bey bicakcisina yaptirin.. kemal bey bicakcisi bursa da" gibi oldu ya neyse.. reklama ihtiyaci yok sinyorun)


    (azuth - 17 Şubat 2008 14:40)

  • comment image

    enstrümental müziğin üçüncü bir boyutu varsa, yani gözü kapalı bir dinleyicinin zihninde notaların birleşmesinden oluşan bir görüntüler zinciri vasıtasıyla
    hikaye anlatabiliyorsa, işte onun adı büyük ihtimalle "ennio morricone bestesi"dir.

    çünkü; ne zaman the man with the harmonica'yı dinlesem, kardeşimin tehlikede olabileceğini hissediyorum. sanki karşıdan henry fonda geliyor pis pis gülerek. gözlerim yaşarıyor ister istemez*.

    ne zaman investigation of a citizen above suspicion'ı dinlesem, takip ediliyormuş gibi bir hisse kapılıyorum. sinsice duvar kenarlarından, köşelerden süzülüyorum. üstelik şarkının kullanıldığı filmi bile izlemedim.

    ne zaman come maddalena'yı dinlesem, bakire maddalena ile sevişiyorum.

    clint eastwood'un da söylediği gibi the good, the bad and the ugly'nin müziğini duyduğunda kendini at üstünde hissetmeyen var mı?

    hem bu kadar yetenekli olacaksın, hem bu kadar özgün olacaksın, hem bu kadar farklı türlerde eserler vereceksin, hem bu kadar üretken olacaksın, hem... pes!


    (axellennox - 14 Nisan 2008 00:44)

  • comment image

    sinema tarihinin ilahları kimse, morricone o esamenin en kudretli olanlarından. kendisini ne zaman aklımdan geçirsem görkemine sonsuz bir hayranlık duyarım. bestelerinin müzik zevkimi zaptetmesinin ardından film ve müzik arasındaki ilişkiye çok daha önem verir oldum. epey öncesinden, yıllar evvelinden bahsediyorum. kısacası elin italya'sında doğmuş bir romalının ta bende yarattığı mutluluğun tuhaflığını anlatmaya çabalıyorum.

    onun filmlerinden soyutlanarak algılanabilecek hale gelmiş bestelerinin o kuvvetli tesirinin sebepleri sadece kabiliyetle açıklanabilir mi bilemiyorum. bunda ikinci dünya savaşı'nda bombardımana tutulmuş bir şehrin çocuklarından biri olmasının etkisi olamaz mı? ya da o yıllara ait unutamadığını söylediği en korkunç trajedilerden açlığın? muhakkak. mussolini ve hitler diktatörlüğüne yakından şahit olmuş bir çocuğun sanatı sinemayla birleşince elbette bir harikalıklar koleksiyonu meydana gelirdi şüphesiz. öyle de olmuş.

    ennio morricone çocukluk arkadaşı sergio leone'yle, isimlerinin oluşturduğu bu melodik ahengi sinema tarihine de aksettirmeyi başarınca muhtemeldir ki sinemayı seven herkesin algısı değişti. bu büyük bir iddia değil. her ikisinin de stilleri çokça taklit edildi ve ilham verdi. çiftliğin kloş etekli kızını kapan fularlı kovboyla ona eşlik eden silik senfonik müzik, yerini kirli, sakallı,pançolu,toz içindeki meçhul gaddar kahramanlarla bu tabloyu tamamlayan hatta ateşleyen ıslıklı,mızıkalı, yüksek gerilim yayan notalara bıraktı. şahsî fikrim bu sınırı aşma noktasına ise yine bu ortaklığın zımnî mensubu clint eastwood gelebildi.

    morricone belki hiçbir bestesini ödül için porteye yazmadı. academy her yıl saçma sapan düetlere, sadece armonik olduğu için dinlenilebilir kılınmış fon müziklerine oscar'ı yollarken morricone kenarda bekledi. bir zamanlar amerika'da ise talihsizliğine kurban gitti, yapımcı oscar'a başvurmayı unutmuştu. morricone ihtirasa kapılmadan beklemiş oldu, ta ki 2007'de onur ödülü alana kadar. bir eseri değil, kendisi aldı ödülü. muhtemelen academy ayıbını örtmeye çabaladı. fakat morricone alçakgönüllüydü. clint eastwood elini tutarken gözlerinin dolmasına ve sesinin titremesine engel olamadı. sinema tarihinin bir türüne makas değiştirtenler arasında dimdik duran bu italyan milyonlarca insanın önünde italyanca konuşup ağladı. karısına şükranlarını iletti.

    [gerçi ukala amerikalıların minnetine gerek yok. onlar hala cehaletlerine mündemiç bir kibirle çalıp oynuyorlar. los angeles times'ın, yakın tarihli bir amerika turnesinde orkestrayı yönetirken karizmatik durmamakla eleştirdiği morricone ancak tahsille edinilebilir bu cehalete cevabını vermiş:"eğer seyirciler duruşum,hareketlerim (gesture) için geliyorsa, (onların )dışarıda kalmaları daha iyi olur"]

    kendisi hayatta. bana göre clint eastwood'un karizmatik duruşunun , robert de niro'nun son karede bir muammaya dönmüş tebessümünün ardında hep onun kutsal notaları var.

    yazının sonunda coşayım: param olsa, bastırır bana özel beste yapmasını isterim. yapmazsa onun prensibidir yaparsa yemin ederim tefle,zille oynaya oynaya havalanına inerim, tutuklansam umrumda olmaz. çok şekilsiz şımarırım.


    (daldurdap - 4 Ocak 2009 16:57)

  • comment image

    michael haneke der ki; bir filmde müzik kullanımı sahneyi meselesini görüntü ile seyirciye aktaramayan sinemacının düşeceği kötü durumlardan biri olarak yorumlar. şimdi ben bu yorumu bir sergio leone filmi izlerken düşünüyorum evet eğer ennio morricone'nin müzikleri olmasa belki etkisi aynı olmaz üstümüzde fakat gerçekten müziğin olması gerektiği filmler var. tamam haneke'nin amour filminde müzik olmasa da olur.

    morricone için diyeceğim ise; leone'nin çektiği plan ya da sahneler müziksiz üzerimizde %200 etki yapıyor diyelim morricone'nin besteleri ile bu sayı %2000'e çıkıyordur buna eminim.

    sadece sahneleri ve atmosferi desteklemek için değil bizi bir senfoni konserindeymişiz hissiyatı veren bu adamın sinema tarihindeki (evet sinema tarihindeki) yeri bambaşka...


    (umutsaoirse - 10 Şubat 2013 12:02)

  • comment image

    nefret ediyorum siktiğimin hayatından.

    çocukluğumdan beri 12312 kere izlediğim iyi, kötü ve çirkin filminin 23244 kere dinlediğim soundtrack'lerini yapan adam türkiye'ye geliyor.

    ama gidemiyorum!!! param yok anasını satayım param yok. ennio geldi ve bize düşen gene youtube videoları.


    (maksat muhabbet - 12 Şubat 2014 00:49)

Yorum Kaynak Link : ennio morricone