Prince of Persia: The Sands of Time ' Filminin Konusu : Haşhaşiler, Assassinler ve Binbir Gece Masallarına konu olan Ebu Hassan'ın Haylaz bir prens olan Prens Dastan ile olan "destansı" maceraları beyazperde'ye bir kez daha aktarıldı. Dastan, gönülsüzce de olsa gizemli bir prensesle güç birliği yapmak durumunda kalmıştır. Birlikte, zamanı tersine çevirebilen Zamanın Kumları’nı açığa çıkarabileceklerdir. Sahibinin dünyaya hükmetmesini sağlayabilecek olan yıllanmış bir hançeri korumak üzere karanlık güçlere karşı bir yarış içine giren kahramanlarımız, kızgın çöllerde aşk, nefret, kan ve gerilim dolu serüvenlere sürüklenirler. Köstebek, Dört Nikah Bir Cenaze ve Harry Potter ve Ateş Kadehi’nden tanıdığımız Mike Newell’ın yönettiği Pers Prensi: Zamanın Kumları, Mayıs 2010’da sinemaseverlerle buluştu. Marakeş, Ouarzazate ve Erfoud, Fas’ta ve İngiltere’deki Pinewood Studios’daki büyük ölçekli bir platoda çekilen filmin yapımcısı olan Jerry Bruckheimer Films yapımları pek çok ödülün ve ödül adaylığının yanısıra, 41 kez Oscar ödülüne aday gösterilmiş ve 6 Oscar kazanmıştır. Ayrıca 23 kez Altın Küre’ye aday gösterilmiş ve dört kez ödül almışlardır.
Tron(2010)(6,8-292197)
In Time(2011)(6,7-384012)
John Carter(2012)(6,6-239166)
Total Recall(2012)(6,3-225696)
Jack the Giant Slayer(2013)(6,3-122619)
Hansel & Gretel: Witch Hunters(2013)(6,1-199755)
I Am Number Four(2011)(6,1-215168)
Jumper(2008)(6,1-271260)
Cowboys & Aliens(2011)(6,0-195361)
Immortals(2011)(6,0-152624)
Clash of the Titans(2010)(5,8-252925)
Wrath of the Titans(2012)(5,7-169881)
ubisoft un prince of persia 3d ile birlikte çöküşe geçen prens efsanesini ayağa kaldırdığı oyundur.oyun, daha doğrusu üçleme hazırlanırken prince of persia nın yaratıcısı jordan mechner in ihmal edilmemesi,oyunun üçüncü parti bir firmaya devredilmeyerek ubisoft montreal studyolarında hazırlanması,stuart chatwood a bestelettirilen muhteşem soundtrack,enfes grafikler ve bölüm tasarımları sands of time ı fevkalade bir yapım haline getirdi.3rd person aksiyon türünde devrim yaratacak türden bir oyun oldu sands of time.nitekim gerek devam oyunları,gerek god of war gibi yapımları etkiledi.oyunu biraz derinlemesine açmak gerekirse,jordan mechner in hazırladığı senaryo çok sağlam öncelikle.prince in vezirin oyununa gelip kum saatini açması ve babası dahil herkesi yok etmesi,sağ kalan 3 kişiden ikisinin (prens ve farah)vezire karşı verdiği ortak mücadele ve aralarındaki elektriklenme iyi düşünülmüş.ve senaryo sonuca giden adımları doğru atıyor,detayları iyi şekillendiriyor.oyunun grafik motoru sağlamdı zamanına göre.pers uygarlığının etkileyici mekanlarında,saraylarında gezmek büyük keyifti.her ne kadar çevre ile etkileşim zayıf olsada haremde gezerken,hamamlarda dolaşırken atmosferi güçlendiren,insanı hayallere daldıran grafikler hazırlanmıştı.savaş sistemi oldukça zevkli ve etkileyiciydi.prensin savaşlardaki hareketleri kısıtlı olsa ve kendini tekrar etsede,warrior within deki gibi bir combo sistemi olmasada,savaşlar o zamana kadar pek az oyunda gördüğümüz türdendi.prince in akrobatik kılıç şovları,dagger of time ile gerçekleştirilebilecek varyasyonlar savaşarı zevkli kılıyordu.yalnız güçlü boss ların eksikliği ve savaşın bazen tıkanması sorun yaratıyordu.prens bir kaç düşmanın arasında yere düştüğünde kalkması pek zordu.kontroller ve kamera açılarında ki problemler bazen can sıkıcı oluyordu.savaş zamanı devreye giren müzikler atmosferi körükleyici cinstendi.savaşlarda farah yı kollamamız gerekliliği angarya gibi dursada,kapışmaya zevk katardı.farah ın arada sırada bizi oklaması ve utanmadan sorry demesi ise sinir bozucuydu tek kelimeyle.aslında sands of time teknik özellikleriyle incelenecek bir oyun değildi.tamamıyle muhteşem senaryosu ve prensle bizi tekrar buluşturması onu bağrımıza basmamız için yeterliydi.babasının yanında sefere çıkan delikanlı veliahtın bir gece maceraya atılıp düşman hazinesinden zamanı kontrol edebilen dagger of time ı çalması ve vezirin gazına gelerek onunla kum saatini parçalaması ile ortaya çıkan macera iyi düşünülmüştü.prens ve felaketten sağ kurtulabilen farah ın tekrar kum saatini bulup zamanı geri almak için verdikleri mücadele,etkileyici bölüm tasarımları,prens ve farah arasındaki aşk ve etkileyici final.evet hikayenin finali son derece etkileyiciydi.--- spoiler ---prens ve farah ayrıldıktan sonra farah prince ın gözleri önünde ölür.bir sevdiğini daha kaybetmenin acısıyla prens hızlanır.herşeye bir son vermek ister.kum saatini bulur ve dagger of time ile zamanı geri alır.pers orduları henüz işgale başlamamış,kum saati açılmamış,felaket yaşanmamış ve elbette farah ve diğerleri ölmemiştir.prince bıçağı(dagger of time)farah a vermek için saraya gider.burda prince farah ya fantastik bir hikaye anlatır.hikaye oynadığımız oyundur.bıçağın prince te olduğunu bilen vezirde oraya gelir ve oyunun son kapışması yaşanır.vezir ölümsüz olmak ve zamanı kontrol etmek için bıçağı istemektedir.prince ıse bıçağın yapabileceklerini ve tehlikeyi görmüştür.farah ın gözleri önünde yapılan son düelloda prince vezir e dersini verir.ama hesap etmediği şeyler de vardır.farah hazinenin nadide parçalarından dagger of time ı getirdiği için prince e teşekkür eder ama hikayeyi inandırıcı bulmaz.ne macerayı ne de prens ile aralarında ki ilişkiyi hatırlamaz.prens son bir hamle yaparak dudaklarına yapışır farah nın ama nafile..utancından son kez zamanı geri alır,dagger of time ı verir ve prensesin balkonundan atlayarak karanlığa karışır.aşkını sadece zaman bilecektir.bu sırada en etkileyici oyun finallerinden birini izleriz.stuart chatwood un enfes bestesi ve cindy gomez in rüya vokali ile time only knows çalmaya başlar.insanın içini burkan bir finalle biten,boğazda bir düğüm bırakan efsane bir oyundur sands of time.--- spoiler ---(bkz: ubisoft)(bkz: prince of persia)(bkz: jordan mechner)
(rosencruz - 5 Temmuz 2008 16:21)
donnie darkodan prince of persia çıkarmaya çalışmasalarmış keşke, başka aktör mü yoktu jake soyadızordan başka acaba?iyi de olsa kötü de olsa efsane oyunlarından dolayı iyi bir gişe yapacak film.lan son anda düşündüm de filmi gamer kesim izleyecekse gider download eder aq.
(mch - 18 Mayıs 2010 16:41)
kimseye yaranamayacak filmdir. baştan beri o kadar saçma sapan eleştirilere maruz kalmıştır ki. neymiş? ingiliz aksanıyla konuşuyorlarmış. e, yavrum! senin bayıla bayıla oynadığın oyunlarda da prens ingiliz aksanıyla konuşuyor. neymiş jake gyllenhaal amerikalıymış, oynayacak otantik bir oyuncu bulunamamış mıymış!! niye bulunsun ki? prince of persia nispeten az bilinen bir potansiyel-franchise iken neden tanınmamış bir oyuncunun eline emanet edilsin- ki bizdeki durumun aksine jake gyllenhaal da öyle brad pitt popüleritesinde biri değil, yanlış anlaşılmasın.filmin muhteşem bir başyapıt olmasını beklemiyorum. ama ben tomb raider filmlerini de çok severim. iyi bir oyuncu, iyi efektler, iyi aksiyon ve ortalama bir hikaye. beni mutlu etmeye yeter de artar bile. filmin gişede patlayacağı uzun zamandır konuşulan bir şey. etrafında bu kadar olumsuzluk varken jerry bruckheimer ve karayip korsanları adı bile filmi kurtaramayabilir. ama umarım 2. film için yeterli gişe yaparlar.ben mi? ben filmi yarın izleyeceğim. tekrar ediyorum, filmin sonundaki alanis morissette şarkısını bana dinletmeyen makinisti döver, salonu talan ederim. yakında film ile ilgili yorumlarımı, belki de tüm bu iyi niyetli bakış açımı yitirmiş olarak, yazacağım ey sözlük.
(under rug swept - 21 Mayıs 2010 10:28)
2 tane çok fantastik karakter gördüm burda:- kara semazen (dark whirling dervish), 3 saniye falan gözküyor bi yerde. (siyah giysili semazen ve islam öncesi pers imparatorluğunda semazen olması normal mi değil mi emin değilim açıkçası, rezil olmayalım şimdi)- vergi sevmeyen şeyh (untaxful sheik), eheh bu baya eğlenceli bi adamdı.
(mabl - 22 Mayıs 2010 14:58)
uzun bir süre filmde tus'ı oynayan adamı nerden biliyorum ben diye çırpınmama sebep olmuş, "hüaa! jeff buuu!" şeklinde gelen vahiyden sonra film gözümde apayrı bir noktaya geçmiştir. enteresan. tuhaf. eğlenceli.
(shiba - 23 Mayıs 2010 03:28)
oyun serisini oynamamış bir izleyici olarak beğendiğim bir film olmuştur. karaterler ve mekanlar atmosferi yansıtma konusunda başarılıydı. ama babasının ölümü sonrası tahta geçen tus karakterinini canlandıran oyuncunun, coupling'deki efsanevi karakter jeff* olduğunu anladığım andan itibaren; bu karakterin göründüğü her sahnede, pers kralının bir anda breasts breasts!!! diye bağıracağını düşündüğümden olsa gerek, koptum filmden.
(kunculu akit - 23 Mayıs 2010 16:42)
geek tayfanın filmin oyununun yanında ezildigini söyledigi filmdir. ayrıca gene aynı kitleler tarafından sert eleştiri alması çok muhtemeldir.yahu adamlar bilgisayar oyunu yapmıyorlar dimi? sen koltugunda ego tatmini yapıcaksın diye beyaz perdede loading falan mı yazması lazım? yada prince için sol üste güç barı mı koysalardı?bilgisayar oyunlarıyla çok vakit geçiren*, hasta oldukları yapıtları sinemada görmek isteyen kişilerin şunu anlamasında fayda var: hiçbir yapıt beyaz perdeye aktarılırken degişmeden kalamaz. bunu sinema tv okuyan biri daha detaylı açıklayabilir fakat bir yapıtın sinema standartlarına uyması gereken yerler vardır. ama sözlük yazarlarının yarısı dogustan yönetmen yeteneklerine sahip olduklarından bu konuda yapımcıya katılmayabilirler tabi. mesela oyuna sadık kalıp farah'ı koyabilirlerdi, ama bence tamina (nam-ı diger gemma arterton) taş gibi* olmuştur cidden. izlerken "keşke oyunda da tamina olsaydı" diye iç geçirmedim degil. "oyunda hindistana gidiyolardı, alamut nerden çıktı" diyenler bunun sanatsal olarak ekranda daha güzel durabilecegini düşünmeliler. son olarak tus ve garsiv kardeşler yan karakterler olarak eklenmiş ve filmi zenginleştirmiş. çünkü bilindigi gibi prince of persia da öyle cast oluşturucak kadar çok karakter yok pek; prince prenses ve vezir teması yetersiz olabilirdi.film bence olmuştur. tam da olması gerektigi gibi hemde. hatta izledigim en iyi bilgisayar oyunu uyarlaması diyebilirim. elbette eksik buldugum yerler de var fakat bunlar göze batmayan ve göz ardı edilebilecek şeyler. umarım 2.film de gelir ve hakkını verirler onunda. warrior within'in bu filme göre sinemaya uyarlanması daha zor; fazlasıyla kaotik -o film yapılırsa yapımcı disney olamaz orası kesin- ve karakter kıtlıgı var. ama nedense bir şekilde üstesinden geliceklerine inanıyorum.
(hiro nakamura - 24 Mayıs 2010 02:34)
--- spoiler ---filmde tek beğemediğim şey hashshashin'ler göründüğünde çalan, anlamsız bir şekilde ortamın havasını değiştiren, hashshashin kadrajdan çıktıktan sonra bir anda sona eren o saçma müzik oldu, daha iyi kotarılabilirdi... bunun dışında film güzeldi ama...--- spoiler ---
(devmach - 24 Mayıs 2010 16:12)
mahmud ahmedinejad, jake gyllenhaal ile ilgili şu yorumu yapmış:"although there are no homosexuals in iran, jake gyllenhaal can be the prince of my persia anytime."
(dattebayo - 28 Mayıs 2010 03:01)
sadece ben mi benzettim bilmiyorum ama sheik amar karakteri uğur yücel'in aynısı.http://www.imdb.com/media/rm201097728/nm0000547http://www.imdb.com/media/rm519864832/nm0000547http://fusedfilm.com/…ploads/2009/03/bioalfredm.jpgfilme gelirsek, eğlenceli ve sıkmıyor. popcorn film diyorlar ya hani, ondan. filme girdim, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan çıktım. o gün beklentim de buydu zaten, alacağımı aldım.
(uhc - 29 Mayıs 2010 20:37)
filmde calan komsu kizi'ni sadece ben mi duydum kimse bahsetmemis...
(somogobedi - 3 Haziran 2010 23:22)
prens tus (bkz: richard coyle)'in prensesi (bkz: gemma arterton) ilk gordugu anda "shadayim!" diye haykirmasini bekledigim filmdir (bkz: smiley)ayrica eglenceli de bir filmdir.
(the way i are - 4 Haziran 2010 02:06)
film yapımcılarının "lan ha assassin's creed ha prince of persia, ikiside ubisoft'un, harmanlayalım mına goyyim!" dedikleri filmdir.hasan sabbah ne geziyor prince of persia'da ağzına sçtıklarım?!
(m4a1 - 8 Haziran 2010 18:58)
peşin peşin söyleyeyim ben şeytanın avukatlığına geldim.şimdi düşün ki--- spoiler ---yaşadığın dünya'da cinayet, şuan olduğu kadar korkunç bir şey değil ki zaten ölümle karşılaşma ihtimalin çok yüksek ve varolan ceza sistemi de hayvan gibi katı (gördüğümüz üzere dastan'ın eller gidiyodu elma çaldı diye).abin var bi tane, sırf senden büyük diye kral olmuş. hem de pers kralı. boru mu lan bu, adamlar adası mı (bkz: isle of man), kapı gibi pers. gelsin altınlar, gitsin cariyeler. herkes abine hasta, çocukların var hepsi dalyan gibi, hepsi fıstık gibi ingiliz aksanıyla konuşuyor. senin işin ne, git adama şarap doldur sarhoş et, aman abim şöyle şahane kral, böyle şahane adam. seni yıllarca doldurmuşlar bi de "sen nası asil kansın var ya üf" diye, sonra abin sokaktan çocuk almış saraya ve seni yıllarca gazladıkları mevkiye adam asalet falan olmadan gelmiş. dünyan yerle bir.sonra bir bakıyorsun ki bir yerlerde bir hançer var, zamanı da geri alabiliyor, ve daha da güzeli zamanda bir noktada sen abinin hayatını kurtarmışsın.elini vicdanına koy da söyle, sen ne yaparsın? alamutu basmış. basarım ulan. yerle bir ederim. zamanı geri alıcam ben, zaten bunlar olmayacak, alamut hiç yıkılmayacak? yok kardeşlerimi öldürecek. aaamaaaaan... sen diyor musun ki hiç, "bu nizam kral olsa onun çocukları olacaktı, onlar yok şimdi"? bu adamın doğmamış çocukları ne olacak? tüyü bitmemiş yetim hakkı yiyen sen olunca hayat sana güzel değil mi? aksın zamanın kumları ama hep destan'a aksın. yok öyle.nizam'ın kötü adam olduğuna içimizde en ufak bir şüphe kalmasın diye de hep pis pis baktırmışlar böyle bir uyuz tavırlar, bir sürmeli sürmeli sinsi bakışlar. yok kardeşim. adamın katliam planı yalnızca bir kişiyi öldürmekten ibaret, gerisi ihtimaller yığını. hatta cinayet bile değil, abisini kurtarmış, kurtarmayacak. nizam'ın ne günahı var hem, onları ormana kaplanlarla saklambaç oynamaya yollayan anne babaya kızmak lazım. baba da pers kralı olmuş ama adam olamamış. böyle çocuk yetiştirirsen olacağı bu. peh...aferin nizam, sen en güzel duyguların adamısın. ben seni anlıyorum, bakma onlara.--- spoiler ---(bkz: nizam haklı beyler)edit: ben kardeşler birbirini öldürsün demiyorum, o ortamda o formasyonda nizam farklı davransa ayıp olur diyorum, kardeş katli diye bişey var o dönemde ben napiim ben mi kestim.
(sinabey - 3 Temmuz 2010 13:56)
kralın dastan'ı savaştaki başarısı için kutladığı sahnenin başında çalınan müzik erkin koray'ın komşu kızı şarkısının "gozlerimin karasina bak kalbimin yarasina dertlerimin arasina karistin sen komsu kizi" kısmının aynısıdır. (bkz: valla billa)
(monte cristo kontesi - 5 Temmuz 2010 01:35)
filmin ismi pers prensi olsa da selçuklu dönemini anlatıyor gibi. nizamülmülk var, alamut kalesi var, hasan sabbah var, haşhaşiler var. kostümlere filan bakıldığında selçuklu'yu andırıyor.film tanıtımındaki yazıdan: ...batıda fırat nehri, doğuda indus nehri, kuzeyde kafkasya, hazar denizi ve aral gölü ile güneyde basra körfezi ve umman denizi arasında kalan bölgeyi kapsamaktaydı. iran dışında imparatorlukta, azerbaycan, afganistan, pakistan, türkmenistan, tacikistan, özbekistan gibi günümüz modern uluslarıyla ile türkiye ve irak’ın doğu kısımlarını da içine almaktaydı... bu yazının tarif ettiği ülke selçukluya uyuyor. oysa pers imparatorluğunda mısır, yunanistan filan da var.
(orijinnal - 19 Eylül 2010 00:08)
amerikan filmi. beğenmeyen gitsin belgesel izlesin bence. bir kere filmi senin için yapmıyorlar. sen niye havalara giriyorsun. casual izleyiciye hitap ediyorlar. hedef kitle benim. sonunda amcayı yeneceğini bile bile izliyorum. zamanı bir daha geri alsın. yine izlerim. bir kere daha alsın. gene izlerim. sen izleyemiyorsan banane. zaten yapımcının da umrunda değilsin..
(john mcclane - 8 Şubat 2011 01:07)
donnie darko gibi bir filmden sonra jake gyllenhaal'ın bu tarz bir fantastik filmde çuvallayacağını düşündüğüm ama şahsımı yanıltan film oldu. komedi-fantastik türüne gayet güzel gitmiş bir oyuncu olarak buldum kendisini. filmi izlerken bilgisayar oyununun uzun versiyon havasını sezdim elbette, oyunun orjinalini hiç bilmediğim için çok fazla eleştiride bulunamayacağım ama oyunculuk açısından değerlendirdiğimde gyllenhaal'ın daha fazla komedi unsuru içeren filmlerde oynaması gerektiği ayrıntısını yakaladım. gülmek adama yakışıyor. yapacak bir şey yok. bir de eklemek isterim ki film müzikleri vakti zamanında doğu kültürü tatmış bir besteci olan harry gregson-williams'ın elinden çıkması pek yerinde bir karar olmuş. kendisini cennetin krallığı, narnia günlükleri ve spy gameden tanıdığımız gibi bu denli doğu sentezi barındıran bir yapıtta ezgilerine rastlamak pek hoş oldu.filmin oyundan esinlenip, senaryolaştırılmasına bir şey diyemem ama prenses ile prensin ıkınsal öpüşme ve yakınlaşma anlarından yönetmenin mike newell olduğunu rahatlıkla anlayabiliyoruz. harry potter'da da bu çabalarına rastlamıştık. olup olmadık yerlere romantizm yaklaşımları eklemek adamın imzası gibi bir şey. rahatsız etmeye başladı.
(icelicious - 11 Şubat 2011 02:01)
oyunun başlarında şöyle bir anekdot vardır.--- spoiler ---prince, dagger of time'ı almış vezir prince'ı kandırmış ve sands of time'ın serbest kalmasını sağlamıştır. cinematic bittiğinde oynamaya başlarsınız ve saraydaki çoğu kişi sands of time yüzünden canavarlaşmış ve prince'e yani size saldırmaya başlamıştır. canınız diplere geldiğinde farah oradan bağırır:- prince, use the dagger.ölmemek için zamanı geriye alırsınız ve canınız tekrar ortalardadır. tekrar canınız azaldığında ise farah yine aynı şekilde "prince, use the dagger." diye bağırır. canınız azaldığında otomatik olarak söylenen bir replik olduğunu düşünürsünüz. ne de olsa 2003 yapımı bir oyun. şimdiki aaa oyunlarda bile bolca var bu otomatik replikler. siz bunları düşünürken şöyle bir diyalog yaşanır. farah: prince, use the dagger.prince: you already said that. farah: no, i didn't!--- spoiler ---
(metronom - 6 Eylül 2014 16:09)
oyunu kapatıp çıkacakken alıngan bi şekilde 'as you wish' diyince içim burkulup tüh keşke çıkmasaydım daha hikayesini bitirmemişti çocuk diye düşündüğüm oyun.*
(cygnet - 21 Ocak 2006 16:59)
Yorum Kaynak Link : prince of persia the sands of time