She's So Lovely (~ O çok sevimli) ' Filminin Konusu : class="text-collapsed" style="overflow: hidden;" Eddie ve Maureen bir sanayi şehrinin karanlık apartman dairesinde yaşamaktadırlar. Eddie, sık sık yaptığı gibi hamile eşine haber vermeden üç gün ortadan yok olur. Maureen kocası yokken komşusunun evine gidip biraz içer, komşusu ona tecavüze kalkınca boğuşup elinden kurtulur. Kocası eve döndüğünde Maureen sinirlenip olay çıkartmasın diye ona bu konudan bahsetmez. Fakat vücudundaki izler Eddie'nin dikkatini çeker ve Maureen herşeyi anlatır.Olayın anlaşılmasıyla Eddie komşularını bir güzel döver. Maureen çok sevdiği kocasını ihbar eder ve akıl hastanesine yatırılmasına neden olur. 10 yıl sonra Maureen sanayi şehrinin karanlık apartman dairesinden kurtulmuş, temiz banliyösinde yeni kocası ve üç çocuğuyla yaşamaktadır. Gelir durumu yerinde bu klasik Amerikan ailesinin hayatı Eddie'nin dışarı çıkmasıyla birden değişir. Tutkulu çiftin ilişkisi bir üçgene döner. Maureen, Eddie'yle Joel ve çocukları arasında bir seçim yapmak zorunda kalır...
Ödüller :
Primary Colors(1998)(6,7-25815)
A Civil Action(1999)(6,6-25747)
Unhook the Stars(1996)(6,6-2164)
The Crossing Guard(1995)(6,3-12856)
Mad City(1997)(6,2-17977)
Up at the Villa(2000)(6,0-2502)
Hurlyburly(1998)(5,8-9466)
Michael(1996)(5,7-40090)
Yellow(2012)(5,6-255)
Eyes of an Angel(1991)(5,4-1015)
White Man's Burden(1995)(5,2-4388)
Loved(1997)(4,8-505)
Cannes Film Festivali : "Best Actor"
yönetmenliğini john cassavetes'in oğlu nick cassavetes'in yaptığı film. elemanın, babasının oğlu sıfatını kazandığı bir filmdir bu. ayrıca film çekildiği sırada her zamanki gibi sean penn ve robin wright ayrıydı yine...
(lem - 18 Mayıs 2003 17:35)
bir aşk için nelerden vazgeçebilir bir insan?delilik nerde başlar, nerde biter?herkes kendi cevabını bulabilir bu filmde...
(venus envy - 6 Ağustos 2004 20:28)
... seyredenler seyretmeyenlere anlatmasin,seyretmeyenler seyretsin bre.lezazet deposu, "lovely" film.
(deli - 27 Kasım 2004 16:28)
tüylerimi diken diken eden john cassavates imzalı film."her zaman kalbini dinle, aklını değil" dedi her karesi bana. aldım feyzimi ve sancılı romantizm örneği filmin önünde saygıyla eğildim.
(tabularasa - 29 Eylül 2001 18:22)
"o" kendini seviyor.
(the narrati - 21 Aralık 2005 10:47)
inanılmaz güzel bi aşk filmi... bu filmde oynayan herkes aşmış, ve özellikle sean penn... gerçek aşk bu işte!! bundan eksiğini istemiyoruz...taze ayrılanlar izlesin...
(pseudo - 18 Şubat 2006 22:33)
arka seslerin dublaja dahil edilmemesi nedeniyle, turkce dublajından uzak durulması gereken film.
(tetrapond - 6 Mart 2006 08:40)
eddie*: we were made for each other. we're both banged up....eddie*: can you type 170 words a minute? can you sew? can you dance? what can you do?
(dory - 6 Mart 2006 09:21)
filmin jeneriğinde bjork'un bir şarkısı vardı, "shhh..." gibi ya da "sus" filan diye başlayan, ne şarkıydı o ve hatta neydi o şarkı?(bkz: it s oh so quiet)
(koyumavi - 20 Mart 2006 14:11)
oncelikle begenmedigim yanlarindan bahsedeyim ki bunlari kesin feci begenmis, filmden on planda tutan insanlar bile cikabilir, olsun. ben bjork'un shhh!! sarkisi ile filme giris kismini pek begenmedim. oturmamis ya da ne bileyim filmin atmosferine uzak, bana uzak. oyle uzak iste, cook daha guzel bir sarki dusunulebilirdi ki filmin devaminda kullanilan sarkilar gayet guzel. efendime soyliim, sonlardaki ''o kendini seviyor'' kismina acaaaip uyuz oldum. cok sacma buldum, kurtlar vadisi'den aforizmalar dinliyormus gibi hissettim kendimi. bir nevi sonunu dusunen kahraman olamaz tribi ahahah..sonraaa; senaryo da bence yetersiz. yani tamam cok guzel bir konu islenmis, oyunculuklar muhtesem, hersey cok guzel de biraz yavan bir senaryo gibi. ben tam bir before sunrise havasi aldim o yuzden. yani coook guzel ama basit gibi sanki. basitligi bir eksik mi bilmiyorum gerci, degil sanirim. bu kadar keyifle izlendigine gore.simdi de cok daha onemli olan filmin guzelliklerine degineyim. sean penn, harry, travolta ve robin wright'in oyunculuklari mukemmel otesi. harry amcamizi bir kenara koymak zorundayim cunku onun hakkinda objektif bir yorum yapamayacak kadar delisiyim *, filmin baslarindaki robin wright'in mimikleri tripleri falan cok guzeldi. filme isinma asamasini onun sayesinde minimuma indirdik. penn ve travolta zaten ekol olmuslar coktan. penn'in aglamasi ayrica yurek burkuyor, onun yuzunden agladik yav hic yoktan. neyse...travolta'ya biraz ezik, kotu adam rolu verilmis gerci ama o da gayet basarili. araya birkac velet serpistirilmis ama baya arka planda kalmis cocuklar. kizin babasi ile olan diyalogu da ayrica ic acitir;--- spoiler ----we can be friends-best friends?-no, second best friends.--- spoiler ---sonucta tekrar tekrar izlenesi, cilginlar gibi aglanasi, guzel goruntulerle bezenmis bir film cikmis. ozellikle de banyoda penn ile robin wright'in karsilasma sahneleri, hastanede teller ardindan opusmeye calismalari ''aman tanrim!'' dedirtiyor insana. kiskandiran ask gercekten...
(dominic molise - 1 Mayıs 2006 11:00)
Yorum Kaynak Link : she's so lovely