"he was poet. he was punk. he was provocative and funny. and he wanted to fuck whitney houston"

air , nicholas godin

(bulut yagmurcocuk - 9 Mart 2007 12:53)

soyadinin sonuna hep bir "h" koyuyorum adamin nerde görsem. ne alişkanliği bilmiyorum ama üç aramadan dördü yanliş sonuç veriyor bu yüzden. röportaji bulamadim ve hafiza deliğine daldim.. 80'lerin başi en çok tartişmaya konu olduğu, milli marşi aşağılamaktan vs. arandiği dönem liberation civarinda söyleşi yapiyorlar gainsbourgla. neden hep siyah giyiyorsun, diye soruyor bizim liberter. el cevap "akıl hastaneleri hep beyaza boyalidir"... hizini alamayip yine soruyor, yapma çük mü yapma burun mu istersin? "ikisi ayni şey. her şeyime burnunu sokma derler ya hah işte o aslinda sikmeyin beni demektir".
öldü bu sonradan..

(ged - 19 Kasım 2007 00:21)

"i have succeeded in everything... except my life" demistir kendisi.

(snorkel - 15 Mayıs 2002 19:06)

en buyuk atraksiyonlari olarak
- fransiz televizyonunda canli bir programda 500 frank ile sigarasini yakmasi,
- marseillaise in reggae versiyonunu yapmasi,
- lemon incest in videosu icin 14 yasindaki kizi charlotte gainsbourg ile yari ciplak soyunmasi,
sayilabilir.

(torukojin - 11 Haziran 2002 08:48)

"je fume,je bois,je baise.triangle équilatéral."

gainsbourg

türkçesi "tüttürüyorum, içiyorum, beceriyorum. işte size eşkenar üçgen" gibi çevrilebilir.

(bang bang you r dead - 27 Şubat 2009 21:20)

sitesinde üstteki motto gerçekten güzel: "ugliness is in a way superior to beauty, because it lasts." (mealen: çirkinlik bir bakıma güzellikten üstündür; çünkü kalıcıdır.)

(buzvesu - 26 Aralık 2009 14:33)

serge gainsbourg çok kıskanç ve kendine güveni olmayan bir adammış.
jane birkin ile beraber oldukları dönemde jane alain delon ile oynayacağı la piscine filminin çekimleri için nice'e gidecekken kavgalar kıyametler.
kamera karşısında hem de. serge: alain delon çok yakışıklı, çekici adam. jane'in onun cazibesine kapılacağını düşünüyorum diyor. jane şok içinde, senin bana da mı güvenin yok diye tepkiler veriyor.
sonra serge de gitmiş nice'teki çekimlere. oradayken de alain delon'un arabasının dört katı büyüklükte bir limo kiralamış.
aaah ah. klasik erkek işte.

(jacqueline wilson - 18 Ocak 2010 23:07)

dünden bugüne, nesilden nesile tüm çikin erkeklere umut veren ikon.

(ruprect - 13 Nisan 2010 11:54)

anna karina, brigitte bardot, jane birkin...erkek olsam bu adam olmak isterdim. ses mes de o biçim. sous le soleil, sous le soleiillll

(jondaff - 15 Haziran 2010 23:00)

tuvalini yakarak müziğe koyulmuş, esin seçmekte usta bir adam, chanson geleneğinin yapıbozumcusu.brigitte bardot nun baş harflerini albümüne kazıdığı bonnie and clyde günlerinden, erotik yıl 69'a,vadimin yarattığı kadından^*, vardanın çerçevelediği jane bye, "initials b.b."den, "initials jb"ye geçişi de ustaca olmuştur. montparnasse mezarlığına bir duble viski bıraktıracak kadar viskiperverdir zaten.

birkin-serge ikilisinin adında yükselen "je taime ..moi non plus", bardot esin döneminin bir şarkısıdır esasen. bardot izin verip de kamuya açılana dek, birkincesi kulak doldurmuştur. bardotlusu, mick harveynin gevrek girişimlerine denk sayılır aslında. bir yandan da, asılken, ustaca bir kopya oluvermiştir, kronoloji filan denmeksizin.

peşpeşe liste başı olduğu haftalarda, fransız nüfus planlaması harekatının belini bükmüştür şarkı. jane birkin altmışlardan kalma uçuk ifadesiyle, "yo hayır, yani serge komut veriyordu, ben sesimi ayarlıyordum, yani sandığınız şeyi yapmıyorduk," demeyi sürdürmektedir.

"je t'aime...moi non plus" (seviyorum seni...ben de hiç sevmiyor değilim)in bir iki yıl sonrasında, "histoire de melody nelson" çıkışı, kapağındaki çocuk jane birkinin kalıcılığını, gainsbourgun cinsliğini kazımıştır kulaklara. new musical expressin "marquis de sadness" yakıştırmasının bir kısmı buraya dokunur.

inmiş bayrakların arasından kapısına pastisler, gitaneslar bırakılan bu adam, yıllar boyu biriktirdiği tren biletleriyle nereye gitti, şimdi bu cevabın sorusunu soralım. bu arada gainsbourg kadınlarını coheninkilerden, jane birkini kathleen brennandan ayırabiliriz, spor olur.

(chlo - 12 Ocak 2003 21:20)

okan bayülgen'in imajını taklit ettiğini tahmin ettiğim fransız şarkıcı.

(mortradamus - 19 Ocak 2003 07:53)

daha önce de buralarda kaç kere yazdım, çizdim. kendisini senelerdir çok severim, bazen hayranlık duyduğum da olur. ama bütün bunlar, özellikle son yıllarında iğrenç, tiksinç bir adam hâline geldiği gerçeğini değiştirmiyor. daha doğrusu, dâima tiksinç bir adamdı; sadece son yıllarında artık bir dakikalığına bile ayık gezemediği için, içindeki necâset daha sık ve kolay çıkmaya başladı ortaya. bunları neden mi söylüyorum? işte, bakın bakalım. hiçbir şey, kadın düşmanlığı denen şeyi, bu kadar bayağı ve aşağılık bir biçimde ortaya koymuyor sanırım. başka örnekleri de mevcut gainsbourg arşivinde. ama buradan başlamak en iyisi: http://www.youtube.com/watch?v=pzyk7dpxe7m

jane birkin'e ve hayatına giren diğer kadınlara dayak atması (ki bu bir alışkanlık kendisi için) konusuna hiç girmiyorum. sanırım serge gainsbourg da dehâsını sanatına koyanlardan. hayatına (ve etrafındakilerin hayatına) ise ne koyduğu tartışılabilir. benim önerim: b-o-k.

dinlemeye devam ediyorum kendisini, bu ayrı. ama kızarak, söverek ve içimde bir kırıklıkla. bunu da şerh düşmüş olayım.

(electric warrior - 8 Aralık 2011 14:13)

"ben tanrı olsaydım, bana inanmayanları yalnız bırakırdım." sözünün sahibidir.

(serge gainsbourg - 2 Ağustos 2012 21:35)

leonard cohen'in fransız ve piç olanı.

(tepedeki psychedelic adam - 3 Aralık 2012 20:55)

stil sahibi insanların son örneklerinden. stil derken gömlek - pantul - don - atlet değil, yaşam.

(tripoli - 16 Ocak 2013 18:08)

pariste bir zenci, ruhunu karayiplerde bırakmış bir rastafarian, utangaç bir sert erkek, resimlerini satmayıp saklayan ve bu yüzden aç kalan bir ressam, koç burcu erkeği, dinini yaymaktansa kendine saklayan peygamber, kart zampara... o kadar çok sıfat kullanabilirim ki serge gainsbourgu tanımlarken.çok şeyle hatırlayacağız pis moruku: o yarı yarıya kısılmış gözleriyle, suratının alt kısmını kaplayan yarısı ağarmış pis sakallarıyla, dudaklarının arasından her an düşecekmiş gibi duran gitanes sigarasıyla... bunlar buzdağının sadece görülen kısmı belki de... bir canlı yayında bir banknotu gözünü kırpmadan yakmasını sağlayan o meydan okuyucu tavrıyla, birkinsiz tatile gittiği yerlerde odasından dışarı adım attırmayan çekingenliğiyle, yine bir canlı yayında whitney houstona "fuck you" demesine sebep olan küstahlığıyla, yves montandın birlikte çalışma teklifine gözünü kırpmadan hayır dedirten gururluluğuyla, sahneye çıktığında seyircisini şöyle bir süzüp "üzerinize tükürmem bile..." bakışını yayan alaycılığıyla...

çok şeyle hatırlayacağız gainsbourgu, hiç unutmayacağız. o kadar çok şey anlattı ki bize dünyaya dair...

(electric warrior - 29 Şubat 2004 02:01)

bu adamın adını tam bir "fransız aksanı"yla söylemek pek zor. serğjögenzburğğ... oyyy, sakızı yuttum.

(armonipolisi - 23 Ekim 2005 11:31)

rus asilli fransiz aktör, piyanist, sarkici, yapimci, ressam, fotografci, yazar ve buyuk provokator. skandal sarki je t'aime moi non plus'nun yazari. canli yayinda whitney houston a "i wanna fuck you" diyen, "lemon incest" sarkisinda kiziyla yataga giren, fransiz milli marsinin reggae versiyonunu yapan, habire protesto edilen büyük müzisyen. bu arada nick cave in de favori adami; je t'taime ...i anita lane le birlikte söyledi nitekim.

(amandine - 21 Aralık 1999 23:27)

karizmadan-patlayacak-hiper-çirkin-adam ekolünün en sağlamlarından.

(solak - 26 Ekim 2005 21:07)

canli yayinda bir kere 500 franki sigrasiyla yaktigi icin de basi agrimis, sozunu esirgemeyen bir adam. kavga ettigi bir hanima da gene canli yayinda afedersiniz hanimefendi ama ben sizin orospu oldugunuzu dusunuyorum demisligi vardir.

(caiphas - 7 Mart 2006 17:19)