Süre                : 1 Saat 51 dakika
Çıkış Tarihi     : 30 Mayıs 1979 Çarşamba, Yapım Yılı : 1979
Türü                : Cinayet,Drama
Ülke                : Doğu Almanya
Yapımcı          :  Filmverlag der Autoren , Pro-ject Filmproduktion , Tango Film
Yönetmen       : Rainer Werner Fassbinder (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Rainer Werner Fassbinder (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Harry Baer (IMDB)(ekşi), Hark Bohm (IMDB), Margit Carstensen (IMDB)(ekşi), Eddie Constantine (IMDB), Jürgen Draeger (IMDB), Raúl Gimenez (IMDB), Claus Holm (IMDB)(ekşi), Günther Kaufmann (IMDB)(ekşi), Udo Kier (IMDB), Bulle Ogier (IMDB), Lilo Pempeit (IMDB), Hanna Schygulla (IMDB), Volker Spengler (IMDB), Y Sa Lo (IMDB), Vitus Zeplichal (IMDB), Daniel Cohn-Bendit (IMDB), Rudi Dutschke (IMDB), Juliane Lorenz (IMDB), Peer Raben (IMDB), Karsten Voigt (IMDB)

Die dritte Generation (~ A Terceira Geração) ' Filminin Konusu :
Die dritte Generation is a movie starring Eddie Constantine, Hanna Schygulla, and Volker Spengler. A mogul merrily funds terrorists to boost his computer sales, by panicking West German government and industry c. 1980, as the third...


  • "almanca üçüncü nesil anlamına gelir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    almanya'nın şanslı bir ülke olduğunu düşünüyorum bazen. özellikle 1970'lerden itibaren alman sinemacıları arasında iki isim var ki, bu isimler sayesinde almanya başka bir ülkeyi şok edecek olaylara karşı çok hızlı bir şekilde refleksiyon yapabilmiş sinemada: rainer werner fassbinder ve alexander kluge.

    deutscher herbst'in yaşanmasının hemen ardından kluge'nin insiyatifinde deutschland im herbst çekiliyor. sonra kluge kendisi die patriotin'i, fassbinder ise mükemmel filmi "die dritte generation"u çekiyor.

    üçüncü jenerasyon, aslında ikinci jenerasyon. raf'in ikinci jenerasyonu. fassbinder onlara üçüncü jenerasyon diyor.

    filmde bir komün evinde takılan birkaç teröristin günlük yaşamını, eylemlerini ve eylem planlarını izliyoruz. "kapitalizm kendisine karşı gelen muhalefeti diskredite etmek için terörizmi yarattı" gibi vecizeler duyuyoruz. raf teröristlerinin günlük yaşamları ile ideolojileri arasında tutarlı bir eylemliliğin imkansızlığına giriyoruz.


    (caponsever - 18 Aralık 2007 05:15)

  • comment image

    seyri zor bir fassbinder. ismi, toplumun çürük, kravatlı ve hükümran tarafının eleştirisiyle birlikte anılan bu yönetmenin; toplumdışı olana getirdigi eleştiri.
    tırtılların kelebek fetişi olmadıklarını, çeşitli renkte olabildiklerini ve tırtıl olduklarını, ayrıca kaşıntının dogal olugunu söyler. tiyatronun filmi gibi ama orjinalitesini korudugu söylenilebilir.


    (lacivert kadife ve kirmizi visne - 8 Ekim 2008 02:05)

  • comment image

    kara mizahini, elestirisini anlamak icin, alman yakin tarihini, kültürel yasamini cok iyi bilmek gerekir. giderek absürtlesen, saygisizlasan, saldirgan bir sembolizmi vardir, cünkü. ancak, bu getirdigi elestirinin temelsiz oldugu anlamina gelmemektedir. buraya yazacaklarim, filmi konu edinmektedir; tiyatrosunu izlemek ya da senaryosunu okumak sansim olmadi.

    seflerine, yakinda satislarin tekrar artacagi sözünü veren amerikali bilgisayar satis temsilcisinin bati berlin'deki bürosunda baslayan film, parolalari die welt als wille und vorstellung olan, amaclari, neden birarada olduklari karanlikta kalan grubun, temsilciyi danisikli kacirmasiyla sona erer. derinliksiz, celiskiler yumagi iliskilerin,ideolojisizligin, temposu artarak cigirindan cikan siddetin deutsche herbst 'in agir havasi, fassbinder'in anlatimiyla boguculasir. seyirci, filmin dogrudan hedefidir: bu bir farstir diye bagir bagir bagiran overacted bir sahneyi, acimasiz, yalinkilic siddet izler. (siddetin sadece silahli eylem,bomba filan diye algilanmamasi önemle rica olunur).klise tiplemeler, hep uzagimizdadir, yakinlasmamiza, özdeslesmemize izin verilmez. gercek "sandigimiz" her insani tepki, bir sonraki sahneyle hiclestirilir. öyküye kendimizi kaptirip koyamayiz; acemice yapilmis izlenimi veren kesik sahnelerin, hic bir yere varmayan baslangiclarin, 70'lerin sinema teknolojisinin eseri degil ,yönetmenin bilincli bir tercihi oldugunu anladigimda, filmin yarisini izlemistim. sürekli arkada fonda acik radyo ve televizyonda dünyayi sarsacak degisimler yasanirken, protagonistlerin, mikrokosmoslari etkilenmez bundan.

    alti bölüm boyunca, tamamen toplumdan kopuk, yasamlarinin merkezi kendi egolari olan kücük burjuva karikatürlerinin, neden bütün bunlara giristiklerini anlamayiz ki, filmin bize söylemek istedigi tam da budur. buraya ilginc bir not düsmek gerekirse, 1980 öncesinin, silahli propaganda yi kullanan thkp-ckökenli yapilanmalari da, raf*'i ayni noktada elestirirler. emperyalist bir ülkede yasal propaganda yollarinin tamamen tüketilmedigi, toplumsal muhalefeti örgütlemek yerine, giderek anarsist bir kimlik kazanan eylem cizgisine sahip olundugu gerekcesiyle temellendirilen bu reddedis, ilk raf kusaginin silahli eyleme basvurdugu kosullar gözönüne alindiginda tartisila bilirse de, ikinci kusaktan itibaren hakliligi yadsinamaz. neyse, bu tartismanin yeri burasi degil.

    fassbinder'in, fetis oyunculari günther kaufmann,hanna schygullave dahi udo kier'in oyunculuklari görmelere mahsustur.( israr ve inatla tekrarlanan bir rivayete göre, cekimler sirasinda fassbinder'le kier'in küllenen genclik asklari alevlenmistir.) filmin, akli dengesi yerinde olmayan annesini de, fassbinder'in öz annesi oynar. illa bir fassbinder opus magnum 'undan söz edeceksek, o budur, fikrimce.

    filmi ilk izledigimde "namimiz fassbinder izliyor diye yürüsün" caglarindaydim ve hafif capli bir bayinti gecirdigimi animsiyorum. ikinci izledigimde "aha su sunu sembolize ediyorsa, bu kimdir"ler arasinda gecti. süper cözümlemelerimi anlattigim arkadasin tepkisi, "bu konuyu kapatalim"di. ücüncü kere izledim ve gördügüm, bunlar. (bkz: bir lafi üc kerede ancak anlamak)

    alman tarihi ve kültürünü (sözgelimi, filmde güncele göndermeler yapilan 1848 devrimini, kücük burjuvazinin bu siradaki konumlanisini vs.) biliyorsaniz ya da sinema diline, teknigine özel ilginiz varsa bulun bulusturun, izleyin derim.

    edit: director's cut


    (sekundant - 22 Ekim 2008 00:55)

Yorum Kaynak Link : die dritte generation