müthiş (önemli) bir film. işçiliği, kadınlığı, sıkışmışlığı, .. ile, oyunu ile hülya koçyiğit i gözlerinden öpesim gelir, tutamam kendimi, hayır tutamam..

bahsi geçmiş olan çöpçünün konuşmasından:
***
-başkasını bilmem ama, almanya nınki eyi çööp...
..
- bütün bunlardan sonra türkiye ye dönünce ne yapacağınızı soruyorlar
- öleceem
..
***

not: yabancılığın böylesinin bu denli yamulttuğu bir de otobüs(tunç okan, 1974) var. kendine güvenmeyen izlemesin sakın.

(eirene - 21 Temmuz 2007 14:20)

bergama'da güven sineması'nda "star wars" sonrası izlediğimiz bir türk filmiydi. o otomatın emirler yağdırarak dolaşmasını ve koçyiğit'in üzerine üzerine yürüyüşünü unutamadım yıllar yılı.

(kitarobit - 22 Şubat 2010 01:09)

acaba filmin sponsorluğunu marlboro mu üstlendi diye hep merak etmişimdir...

(begegnungen - 20 Mart 2010 11:47)

(bkz: ev metro fabrika vida)

(psychedelic tv - 17 Nisan 2012 18:45)

almanca olan konusmalar icin turkce alt yazi gereken film

(cupid of hatred - 22 Ağustos 2003 23:00)

bir ruhi su türküsü.

almanya acı vatan
adama hiç gülmeyi
nedendir bilemedim
bazıları gelmeyi

üçü kız iki oğlan
kime bırakıp gittin
böyle güzel yuvayı
ateşe yakıp gittin

almanya'ya gitmişsin
orada evlenmişsin
tam yedi sene oldu
evine gelmemişsin

az çok para yollarsın
bu para neye yarar
beş çocukla ailen
hepisi seni arar

(native - 17 Ekim 2003 04:07)

rahmi saltuk'un berlin'e yeni gelip caddede dolandığı sahnede, bir sinemanın kapısında apocalypse now'un afişi görülür. iki film de 1979 yapımı zaten.
film almanya'daki iş yoğunluğunu ve çalışanların bir süre sonra robotlaşmasını, sık sık hızlı çekim yaparak göstermeye çalışmış. mesela, sabah 6'da saat çalar ve herkes 1 saniye bile esneyemeden yataktan kalkıp hızlı hızlı oraya buraya koşturmaya başlar. ardından hızlı çekimde metroya yürürler. fabrikada ortada dolaşan garip alet bile hızlı çekimde.
ayrıca hülya koçyiğit'in peşine takılan bıyıklı, ırz düşmanı tanımının en iyi örneklerinden birisi.

bir de bence filmin şöyle yönü var. bizim toplumda işini iyi yapan adamla, yap yap belki madalya takarlar diye dalga geçilir. çöpçü palaya da her sabah vaktinde işinin başında olduğundan, çalış çalış belki madalya takarlar diye takılıyor türkler. fakat sonunda belediye palaya gerçekten madalya takıyor.

(humanist cellat - 17 Eylül 2014 21:13)

almanya acı vatan, 1979 yılında o zamanki batı berlin'de çekilmiş olan şerif gören filmidir. başrollerini hülya koçyiğit ve rahmi saltuk paylaşır. filmin batı berlin'de çekilmesinin sebebi sosyalizmi(doğu berlin) kötülemek maksatlı değildir. senaryo açıkça fordizm -cahilce esprilerden önce son açıklama: bant üstü, seri üretim akımı.- eleştirisi içerdiği için ancak batı berlin'den çekim izni alınabilmiştir. filmin yapımcılığını hülya koçyiğit ve eşi selim soydan'ın sahip oldukları gülşah film yapmıştır. filmin müzikleri ise başrolde de yer alan rahmi saltuk'a aittir.

peşin uyarı yer yer spoiler içerebilir. 1. ve 2. kuşak gurbetçi işçilerin sorunlarını net bir sinema diliyle ortaya koymuş filmdir aynı zamanda. salt işçi sorunlarına ve kültür çatışması kaynaklı sıkışmışlığa değinen toplumcu gerçekçi bir film olarak ele almak yanlış olacaktır almanya acı vatan'ı. çünkü aynı zamanda güldane'nin yalnızlık, başarısızlık korkusu, kadınlığını bastırmak zorunda hissetmesi (toplumsal nedenlerin dışında kapital nedenlerin önplanda olması hatta 2.katı alabilmek için kürtaj yaptırmak zorunda olması ile karakter kırılması yaşanmıştır.) ile de varoluşçudur aynı zamanda. yakın dönemde varoluşçu diye kakalanan az dialoglu türk sineması ile uzaktan yakından bağlantı aramayın bulamazsınız zira. daha ziyade brecht'i örnek alan godard türü bir varoluşçuluk biçimi bu filmdeki.

yan roller, seslendirme ve detaylarda en az film kadar dikkat çekicidir. mesela filmin seslendirme ekibinde müşfik kenter de yer almıştır. filmde erkek işçilerin kaldığı odalardan birinde asılı duran türkiye işçi partisi(tip) afişini, günümüz dizilerinde beyaz türk, zengin, holding sahibi baba karakterlerini canlandıran suavi eren'in, filmde hayat verdiği talat karakterinin astığını düşünmekteyim. güldane'nin sürekli yükselen hedeflerden kaynaklı performans baskısından yıldığı sahnede meşhur sizler robotsunuz altmetinli "12 kişinin işini 10 kişi yapabilir mi, 10 kişinin işini 8 kişi yapabilir mi?" tiradın sahibidir filmde talat karakteri. solcu bıyığı da vardır hani. bazı sahnelerde gerçek işçi röportajlarından alınan sesler filmdeki temsili işçi hayatlarının genel görüntüleri üzerine yerleştirilerek montajlanmıştır ki, ağlatır. ayrıca film, göçmen işçilerin içinde oldukları otobüs almanya'ya yaklaşınca hayatlarında ilk kez taktıkları belli olan kravatları boyunlarına geçirmeleri, güldane'nin otobüs türkiye sınırını geçince başörtüsünü açmak istemesi mahmut'un izin vermemesi, güldane'nin almanya'da tren garından taksiye biner binmez başörtüsünü çözmesi gibi şahane detaylar da barındırır.

senaryodaki bazı kopukluklara rağmen türkiye sinemasının en underrated eserlerinden zannımca.

(ucuzromanyazari - 5 Ocak 2016 01:21)

1979 yapımı bir şerif gören filmidir. başrolde oynayan rahmi saltuk aynı zamanda filmin müziklerini de yapmıştır.

--- spoiler ---
almanya'ya daha önceden işçi olarak giden gülfidan ^* formalite icabı mahmut ile` :rahmi saltuk` evlenir. nikah yaparlarsa mahmut da eş durumundan faydalanarak biran önce almanya'ya işçi olarak gidebilecektir. formalite evlilik birsüre sonra kendini sahici bir evliliğe bırakır ve olaylar gelişir.
--- spoiler ---

(wunsch vertrauen - 18 Ocak 2005 15:50)

kurgusunu da şerif gören'in yaptığı filmin hareketli kurgusu almanya'daki hızlı yaşamın altını çizer. kapitalizmin ve disiplin toplumunun hızı kurgu anlayışında dile gelir.

adorno'nun sözünü ettiği kültür endüstrisi'nin kitsch görüntüleri filmi adeta istila etmiştir. örneğin:

huzurum kalmadı adlı kederli şarkı rayodan işitilir.

orhan gencebay, ferdi tayfur, bülent ersoy gibi dönemin popüler figürlerinin afişleri genç kadınların odasını süsler. bunlar bekâr işçilerdir. almanya da türkiye gibidir. beraberinde kültürlerini de taşıyan gurbet işçileri batı'da da doğu'daki gibi yaşamaya devam ederler. tek yaptıkları fabrikaya gitmek, gün boyu çalışmak ve tekrar eve dönmektir. kapitalist yaşam döngüsü her birini bir robota, itaat eden bir makineye dönüştürmüştür.

apocalypse now'ın afişi görünür bir sinemada. bir anlamda şerif gören, bir savaş filminin varlığını işaret ederek gurbetçilerin fabrikalardaki savaşı andıran çalışma koşullarına gönderme yapar.

şerif gören (bu adam da cameo delisi) de kahvehanede okey oynarken görünür 3 kez. dublajlı oynamıştır. atıl ve beyin fakiri türk rejisörlerine bir karşı-atıf mı? bir aralık yuh yuh (mahzuni şerif) adlı taşlama işitilir radyoda. belki bu yuh doğrudan sahte melodram çeken ve o dönemde can çekişen yeşilçam güruhuna bir yollamadır!

rahmi saltuk bitez yalısı'nı icra eder küçük odasında. ayrıca odam kireçtir benim'i de söyler. arabesk filmlere açık bir referanstır bu. arabeske rağmen halk müziğinin karşı-zaferi.

tip'in afişi de asılıdır odada. bu nesne-fazlalığı proletarya örgütlenmesine dair bir atıftır. nitekim işçi kadın (hülya koçyiğit) fabrikada makinelere itaat etmeyi bırakarak bilinçlenmeye, aydınlanmaya başlar.

çok çok önemli bir film.

(hanging rock - 6 Mayıs 2017 19:34)