• ""aynı sözü defalarca paylaşmışlardı milena. düşünsene aramaya inanmıyorlardı, sözlüğe twitter muamelesi yapmışlardı.""
  • ""en kötüsü de sahip olamadığın şeylere ait olmak." sözüyle beni benden alandır..."
  • "kendisinin en guzel deyisi ve kendini ozetleyen vecizi sudur"tanri insanda kotu bir gun gecirmis olmali""
  • "kendi dönüşümünü en iyi analiz eden mükemmel bir yazar"
  • ""anlamaya başlamanın ilk belirtilerinden biri ölme isteğidir."franz kafka"




Facebook Yorumları
  • comment image

    3 temmuz 1883,prag - 3 haziran 1924 kierling
    tasralı cek proletaryasından gelip zengin bir tuccar konumuna yukselmis bir baba ile zengin ve aydın bir alman yahudisi annenin cocugu..ailesinin pragdaki alman toplumuyla kaynasma cabaları sonucunda alman okullarında okudu.. babasının zoruyla hukuk egitimine basladı ve 1906 da tamamladı.max brod ile tanısıp prag edebiyat cevresine girdi ve iki kez nisanlanmasına ragmen yazmaktan alıkoyacagını dusunerek evlenmekten vazgecti..iliskisinden geriye 500 askın mektup bıraktı...nazilerin cekoslovakyayı isgal etmesiyle kafka ile ilgili bircok belge yok edildi.20 yıl suren dostluklarından sonunda kafka butun yazdıklarını max broda olumunden sonra yakması icin vermisti ancak brod dostuna ihanet ederek bu yapıtları bastırdı.


    (mask - 19 Nisan 2000 23:39)

  • comment image

    'cennet'te yaşamak üzere yaratılmıştık ve cennet bize hizmet etmek için düzenlenmişti.sonra yazgımız değiştirildi; cennet'in yazgısında da bir değişiklik oldu mu, bu hiçbir yerde belirtilmiyor.' diyerek kendine bir kez daha hayran bırakan yazar...


    (purple is bliss - 10 Kasım 2002 23:53)

  • comment image

    "yarı ciddi, yarı şaka, yarı umursamaz bir tavırla prag’da iken seni hiç aldatıp aldatmadığımı soruyorsun. benim yazdıklarımı umursamayarak bu soruyu sorabildin milena. bunu sorman yetmiyormuş gibi ben de seni cevaplayıp “hayır” demiştim. birbirini bu kadar zor gören iki insan bunları mı konuşur?"


    (us and them - 9 Ocak 2011 20:21)

  • comment image

    jules verne, ömer seyfettin vs. gibi yazarların bütün kitapları serilerini bitirdikten sonra annemin bana okumam için tavsiye ettiği ilk yazar. gitmiş kitaplarının yeni baskılarını almış gelmişti, hiç unutmam, daha iyi anlayabileceğim bir türkçe olsun diye sanırım. ya da kitap kendime ait olunca daha çok severim diye düşünmüştür. 10-11 yaşındaydım galiba "değişim"i okuduğumda. şimdi şikayet ediyor annem niye dengesizsin evladım aklından zorun mu var diye. nolacağıdı ana? dünyanın merkezine güzel güzel yolculuk yaparken birden sabahın köründe böcek olarak uyandık, oldu mu şimdi?


    (arpad - 26 Ağustos 2011 16:04)

  • comment image

    klasik ekşi sözlük başlık piç etme etkinliklerinde günün magdur ismi.

    almanca sözler paylaşanlar mı dersin, üstteki entryleri okumadan 130. kez aynı şeyi yazıp "130 yaşına bastı" diyenler mi dersin, kendisinin sadece cafe adı olmadığını ispata girişecek küstahlar mı dersin (he canım tek sen biliyorsun onun bir yazar adı olduğunu) , "hakkında bu kadar entry girince" klişesine sarılan mı dersin... kısacası yine her telden piç etme devam ediyor.

    bi bitmediniz aq.


    (kafkaesque - 3 Temmuz 2013 01:58)

  • comment image

    kafka'yı anlatmaya nereden başlanır bilemiyorum. * o bir öz* ve yaşamış en önemli filozoflardan bir tanesidir. *ilk olarak onun aile yapısına mı inmeli, dilinden koparılışına mı değinilmeli * yoksa iktidar, yasa ve devlet üçgeninde kayboluşundan mı bahsedilmelidir? *

    1883'te prag'da dünyaya gelen kafka'nın iyi bir aile yaşamı olduğu söylenemez. -özellikle-babasıyla arasında iletişim kopukluğu olduğu bilinmektedir. babası kendi güvensizliğini bir nevi kafka'ya yöneltmiş; ona karşı aşırı güvensiz ve yargılayıcı bir tavır takınmıştır. babaya mektuplarda kafka sık sık evlenmemesini, cinsel sorunlar yaşadığını vb. belirtmiş ve bunların tek sorumlusunun babası olduğunu tekrar tekrar dile getirmiştir. halbuki kafka da bunların sorumlusunun kendi libidosu ve oedipus kompeksi olduğunu bilmektedir. *aile burada bir nevi boyun eğdirmeyi ve itaat etmeyi simgelemektedir. bu dönüşüm kitabında göze çarpar. kafka'nın babası kafka'nın işine dönmesi için çok çaba harcar ve yetkililere de yardımcı olmaya çalışır. aynı şekilde dava'da adı sanı belli olmayan bir amca çıkar ortaya. bu amca figürü de kafka'nın bilinmeyene, yasaya teslim olmasını ve itaat etmesini söyler. üçgenlerin çeşitlenebileceğini söylemiştik. aslen avukat olan ve belirli bir süre bürokrasinin içerisinde görev yapan kafka bürokrasinin işleyişini ve çarpıklığını çıplak gözle görebilmiştir.*

    kafka'nın yasası tekildir. hiç gerçekleşmese bile yasanın geneliyle -özüyle- bağlantı kuran bir tekillik yasası bu yasa arzunun nesnesi yani lacan'ın meşhur objet petit a'sı dır. ulaşılmazdır, ancak ölüm gibi bir kavram ile sonuçlanır ona ulaşma. dava'da bilinmeyen bir dava ile yüzyüze olan k. konu ile ilgili karşısında muhatap bulamaz. kitabın sonunda anlatılan yasanın önünde hikayesi bunu çarpıcı bir şekilde dile getirmiştir aslında: *"bunlar taşralı adamın beklemediği güçlüklerdi; yasa, elbette her zaman ve herkes için erişilebilir olmalıdır diye düşünür." "kapıcı adamın sonunun geldiğini anlar ve zayıflayan duyularının şu sözleri işitebilmesi için kulağına bağırır: 'başka hiç kimseye buraya giriş izni verilemezdi, çünkü bu kapı yalnız senin için yapıldı. ben şimdi gidip kapatacağım onu." aynı şekilde şato'da da k. şatoya bir türlü ulaşamaz, önüne hep engel çıkar. burada şatonun kulesi bile arzunun nesnesi olarak karşımıza çıkar. jacques derrida ise ertelenen şeyin, sahip olma, nüfüs etme ve dikte etmenin ötesinde -ölüme kadar- yasanın kendisine giriştir der, -ertelemeyi dikte eden yasa-

    kafka romanlarında ve hikayelerinde her zaman çıkış arar. bunu yaparken özellikle hayvanları kullanmıştır yazar. neyi simgeler peki bunlar? amaç kesinlikle özgürlük değildir bir kere amaç farklı bir çıkış yolu aramaktır, sistemin dışına çıkış. dönüşüm'de gregor daha hikayenin başında böcek olur. "gregor'u konuşurken duydun mu? bir hayvan sesiydi dedi yetkili temsilci, sesi, annenin bağırtısıyla karşılaştırıldığında, dikkat çekecek kadar alçaktı." buradaki hayvan sesi sisteme karşı dik başlılığı simgelemektedir. aynı şeyi akademi için bir raporda'da görebilmek mümkündür:“yine söylüyorum. insanlara öykünmenin benim için çekici bir yanı yoktu; bir çıkış yolu aradığım için öykünmüştüm, başka nedenden değil.” ama bütün bunların sonu ölüm ile bitecektir. çünkü sistemin dışı ölümdür.

    kafka eserlerini dönemin koşullarından dolayı kendi diliyle yazamamıştır. o dönemde prag yahudilerine kendi dilinde yazma izni verilmemiştir. kafka bunu max brod'a yazdığı mektupta şöyle açıklar: "yazmama olanaksızlığı, almanca yazma olanaksızlığı, başka türlü yazma olanaksızlığı." dolayısıyla ortaya minör bir edebiyat çıkar. minör edebiyat; azınlıkların major bir dilde yaptığı edebiyattır. minör edebiyatta major dil farklı bir biçimde kullanılır, ele geçirilir. minör edebiyatın en büyük özelliği siyasi olmasıdır. ve yersizyurtsuz bir edebiyattır. bu edebiyatta olaylar dar mekanlarda geçer fakat evrensel konular baz alınır. franz kafka'da da bu özellikleri görebilmek mümkündür.

    kafka'yı gerçek anlamda anlamak gerçekten güçtür. kafka'yı kendisini bile anlayamamıştır der gilles deleuze. bir çok filozofu, edebiyatçıyı, şairi ve sanatçıyı etkilemiştir kafka, etkilemeye de devam edecektir.


    (antoine roquentin - 3 Ağustos 2013 00:43)

  • comment image

    "hayatın iki saati, iki sayfa yazıdan iyidir demeyin; yazı daha yoksul ama daha açıktır."
    (bkz: milena'ya mektuplar)

    "istemeyerek de olsa kendini ele verirdi sevgi denen şey."
    (bkz: dava)

    kafka'dan aforizmalar:

    "rahatını kaçıran ne? kalbinin kararını nedir bozup dağıtan? kapının tokmağına el süren kim? kim sokaktan sana seslenip de, açık kapıdan girip yanına gelmeyen? ah, bu, senin rahatını kaçırdığın, kapısının tokmağına el sürdüğün, senin kendisine sokaktan seslenip de, açık kapısından içeri girmeye yanaşmadığın kimseden başkası değil."

    "doğamız gereği arınmamışsak, kurtulamayacağımız sorular vardır."

    "bir dayanak olmaktan çıkınca özgürleşir ruh ancak."

    "bu dünya için kendini paralaman gülünç."

    "bilginin ilk işareti ölmek arzusudur. bu yaşam dayanılmaz görünür, bir başkası ise erişilmez."

    "gözle görülür bütün dünya, bir anlık huzur arayan insanın güdülenmesinden başka bir şey değildir."

    "gerçek parçalara ayrılamaz; bu yüzden kendini tanıma yeteneğinden yoksundur; her kim onu tanımak isterse bir yalan olmak zorundadır."

    "sadece bilgi ağacının yemişlerini yediğimiz için değil, hayat ağacının yemişlerinden hala yemediğimiz için de günahkarız."

    "sein" sözcüğü almancada iki anlama gelir: "var olmak" ve "onun olmak."

    "onlara kral ya da kralın habercileri olma seçeneği verilmişti. çocukların yaptığı gibi hepsi haberci olmak istedi. bu yüzden çok sayıda haberci var, dünyayı dolaşıp duruyorlar, yeryüzünde kral kalmadığından, anlamsız hale gelen haberleri birbirlerine ulaştırıyorlar. bu sefil hayatlarına memnuniyetle bir son vermek istiyorlar; ancak bağlılık yemininden dolayı buna cesaretleri yok."

    "yaşamının daha başlangıcında iki ödev: giderek çevreni daraltmak ve kendini bu çevre dışında bir yerde gizleyip gizlemediğini sürekli denetlemek."

    "hayvan, hışımla çekip alır kırbacı efendisinin elinden ve kendi kendisinin efendisi olmak için kendi kendisini kırbaçlar; bilmez ki bu, efendisinin kırbacına atılmış yeni düğümün yol açtığı bir hayalden başka bir şey değildir."

    "odandan çıkmana gerek yok
    masanda oturmaya devam et ve dinle
    dinleme bile, sadece bekle
    bekleme bile
    gerçekten sakin ve yalnız ol
    dünya özgürce sunacaktır kendini sana
    maskesinden sıyrılmak için başka seçeneği yok
    huşu içinde yuvarlanacaktır ayaklarının dibine."

    "ölümcül bir yarayla sahnede yatarken bir arya söyleyen hikaye kahramanlarına gülümsemek haksızlık. biz yatıyor ve yıllarca şarkı söylüyoruz."

    "dünyanın belirleyici özelliği geçiciliğidir. bu bakımdan yüzyılların bir anlık zamana göre üstünlüğü yoktur. dolayısıyla, geçicilikteki süreklilik insana bir avuntu sağlayamaz. yıkıntılardan taze yaşamın fışkırıp çiçeklenmesi, yaşamdan çok ölümdeki diretişi kanıtlar."

    "her insan kendi içinde bir oda taşır. hatta kulakla saptanabilir bu. diyelim gece vaktidir de, dört bir yana sessizlik yürümüştür ve biri hızlı hızlı geçmektedir ilerden; kulak kabartıldı mı, örneğin duvara iyice tutturulmamış bir aynanın takırdadığı işitilecektir."

    "bazısının şarkısı daha uzundur, bazısınınki daha kısa. fakat aradaki fark yalnızca birkaç kelimeden ibarettir."

    "yazarın varlığı gerçekten yazı masasına bağlıdır. yazar cinnetten yakasını kurtarmak istiyorsa, doğrusu asla uzak kalamaz yazı masasından; dişiyle tırnağıyla ona tutunması gerekir."

    "başkalarının varlığının, bakışının ve yargısının omuzlarıma yüklediğinden ayrı bir sorumluluğun baskısı altında bulunmadım hiç."

    "tanrı, insanda kötü bir gün geçirmiş olmalı."

    düzeltme: imla


    (hanging rock - 25 Ekim 2013 13:01)

  • comment image

    "kanımca, yalnızca insanı ısıran ve iğneleyen kitaplar okunmalı okunacaksa. eğer okuduğumuz kitap, kafamıza vuracağı bir yumrukla bizi sarsmazsa, neden oturup okuyalım o kitabı? senin yazdığın gibi, bizi mutlu etmesi için mi? aman tanrım, yok daha neler; kitaplarımız olmasaydı da mutlu olabilirdik pekâlâ ve çok sıkıştık mı, bizi mutlu edecek kitapları oturup kendimiz de yazabilirdik. oysa bizim gereksindiğimiz kitaplar, bizi acılara boğan bir mutsuzluk gibi, kendi canımızdan da çok sevdiğimiz birinin ölümü gibi, tüm insanlardan uzak ormanlara sürgüne gider gibi, bir intihar gibi bizi etkileyen kitaplardır; kitap dediğin, bir balta olmalıdır, içimizdeki donmuş denizi kırmaya yarayan."
    (bkz: milena'ya mektuplar)

    "insan bu dünyada otuz yıl yaşamışsa eğer ve benim gibi hep yalnız başına savaşmak zorunda kalmışsa, o zaman beklenmeyen olaylara karşı bağışıklık kazanıyor ve bunlar yüzünden çok sarsılmıyor; özellikle bugünkü gibi olaylar yüzünden..."
    (bkz: dava)

    "bir iş ne kadar büyük olursa, dış dünyaya karşı kendini savunmak için insana o kadar az güç kalıyor; dolayısıyla, en önemsiz şeylerdeki önemsiz değişiklikler insanı ciddi biçimde rahatsız ediyor. yazı masasının üzerindeki en küçük bir değişiklik, diyelim öteden beri masanın üzerinde duran bir lekenin temizlenmesi rahatını kaçırabiliyor insanın; yeni bir garson kız da öyle."
    (bkz: şato)

    "yalnızlık her şeyden güçlüdür ve kişiyi yeniden insanlara yaklaştırır."
    (bkz: günlükler)

    "ortada görünenden daha fazla şeytani olan yoktur."
    (bkz: aforizmalar)


    (hanging rock - 2 Kasım 2014 13:06)

  • comment image

    elias canetti'den kafka değinileri:

    "bütün yazarlar arasında kafka, iktidar mikrobunu hiçbir biçimde kapmamış tek kişidir; herhangi bir biçimde kullandığı bir iktidar da yoktur. tanrıyı babacanlığının son kalıntılarından da soymuştur. geriye yalnızca yaşamın yaratıcısının istemlerine değil, doğrudan yaşamın kendisine ait düşüncelerden örülme, sık ve parçalanamaz bir ağ kalmıştır.

    "kafka, tüm yaşamların şişirilmişliklerini en aza indirger. insan onu okurken iyileşir; ama bundan ötürü gurur duymaz. vaazlar onlardan etkilenenleri gururlandırır. kafka ise vaazdan feragat eder. babasının buyruklarını başkalarına iletmez; en büyük yeteneği olan tuhaf bir tutukluk konumu ona, babalardan oğullara sürekli uzatılan buyruklar zincirini kesme olanağını kazandırır."

    "öteki yazarlar tanrıya öykünürler ve birer yaratıcı gibi davranırlar. asla bir tanrı olmak istemeyen kafka, asla bir çocuk da olmaz. bazılarının onda korkutucu buldukları ve beni de tedirgin eden yanı, onun değişmez yetişkinliğidir. kafka, buyruk vermeksizin fakat oyun da oynamaksızın düşünür."


    (hanging rock - 11 Ocak 2015 22:17)

  • comment image

    hristiyan bir toplumda yahudi, almanca yazan çek, sanat düsmani bir ailede bir sanatsever, sigortacilik meslegi yuzunden yazmaya vakit ayiramamaktan sikayet eden yazar... gunlugunu ve eserlerini imha edilmesi sartiyla dostu max brod'a emanet etti. ve... max brod'un ihaneti sonucunda kafka kafka oldu. mezarının yeri bilinmiyor. prag'daki evi ise bugun hediyelik esya dukkani...
    "gerçeklerin pesinden paten kaymayi yeni ogrenen acemi biri gibi kosuyor, ustelik bir de yasak yerde egzersiz yapiyor."


    (comandante - 29 Ağustos 2001 20:28)

  • comment image

    kendisinin en guzel deyisi ve kendini ozetleyen vecizi sudur

    "tanri insanda kotu bir gun gecirmis olmali"


    (otisabi - 28 Eylül 2001 23:31)

  • comment image

    hakkındaki yorumların çoğunun yanlış olduğu yazar. anlaşılmazlığı ise anlayamadığını söyleyenlerin andavallığındandır. karanlıktır ama bütün yazdıklarında derin bir mizah ve alay vardır. eserlerinin tümünde modern burjuva toplumunu, kendi karşıtına dönüşmüş modern rasyonalizmi, gündelik hayatımızda bizi kenetlemiş olan mikro iktidar ilişkilerini, insanın benliğini yok etmeye kurgulanmış soğuk kurumları, hayatımızı kabusa dönüştüren mekanları anlatır. iyi okunduğunda büyük bir özgürlükçü olduğunu ve amacının hep bir "çıkış" bulmaya çabalamak olduğu görülecektir. sanıldığı gibi umutsuz değil ama karamsardır. sıradan bir yazar gibi giriş gelişme sonuç, karakter ve yer betimlemeleriyle yazmadığına dikkat edilir, yapıtlarının bir sona doğru gitmediği, bir dizi oluşu anlattığı düşünülerek okunursa inanılmaz derecede açık bir yazar olduğu görülür. onu en iyi anlatan eser gustav janouch'la söyleşileridir.

    "gözleri etüd ederim hep, bana kelimelerden daha çok şey söylerler. bütün dostlarımın harikulade gözleri vardır. içinde yaşadığım karanlık kafesi aydınlatan tek şey, onların gözlerindeki parıltıdır."


    (hafizami kaybettim hukumsuzdur - 23 Aralık 2001 06:05)

  • comment image

    max brod´un anlattigina göre;

    kafka bir gün parktan gecerken, aglayan kücük bir kiz görmüs. sebebini sordugunda kaybettigi bebegini özledigini söylemis kiz. kafka kiza bebegini gördügünü ve onun cok mutlu oldugunu söylemis. gülümseyen kiz ziplaya oynaya uzaklasmis. olaydan etkilenen kafka kizin adresini ögrenip, bebegin agzindan mektuplar yazmis. aylar sonra gizlice kizin ailesiyle görüsüp kaybolan bebegi nereden aldiklarini sormus ve aynisindan alip kiza son bir mektup daha yazmis ve de parkta bebegi ile bulusan mutlu kizi uzaktan izlemis.


    (mr miko - 24 Aralık 2005 18:59)

  • comment image

    "odandan cikman gerekmez,masanda oturmaya devam et ve dinle..
    dinleme bile,sadece bekle..bekleme bile
    gercekten sakin ve yalniz ol
    dunya ozgurce sunacaktir kendini sana..
    maskesinden siyrilmak icin baska secenegi yok
    husu icinde yuvarlanacaktir ayaklarinin dibine..."


    (pancake - 19 Ocak 2002 15:22)

Yorum Kaynak Link : franz kafka