Süre                : 1 Saat 48 dakika
Çıkış Tarihi     : 26 Mart 1982 Cuma, Yapım Yılı : 1982
Türü                : Komedi,Drama
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Twentieth Century Fox
Yönetmen       : Herbert Ross (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Neil Simon (IMDB)(ekşi),Neil Simon (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Walter Matthau (IMDB)(ekşi), Ann-Margret (IMDB)(ekşi), Dinah Manoff (IMDB)(ekşi), Lance Guest (IMDB)(ekşi), Calvin Ander (IMDB), Shelby Balik (IMDB), Larry Barton (IMDB), Eugene Butler (IMDB), Bill Cross (IMDB), Michael Dudikoff (IMDB), Gillian Farrell (IMDB), David Faustino (IMDB), Martin Ferrero (IMDB), Allan Graf (IMDB), Samantha Harper (IMDB), Noberto Kerner (IMDB), Art LaFleur (IMDB), Nomi Mitty (IMDB), Santos Morales (IMDB), Charles Parks (IMDB), José Rabelo (IMDB), Lewis Smith (IMDB), Virginia Wing (IMDB), Wayne Woodson (IMDB), Tom Wright (IMDB), Muni Zano (IMDB), Bob Harks (IMDB), Halbert W. Jalikeakek (IMDB), Norris Maxwell (IMDB), Thomas Wright (IMDB)

I Ought to Be in Pictures (~ Soñando con la fama) ' Filminin Konusu :
I Ought to Be in Pictures is a movie starring Walter Matthau, Ann-Margret, and Dinah Manoff. Grandmother has nothing to say when Libby tells her that she is off to LA to look up Dad, a Hollywood screenwriter. Grandmother has been in...


  • "harlem renaissance'in en basta gelen isimlerinden biridir."
  • ""winter moon"how thin and sharp is the moon tonight!how thin and sharp and ghostly whiteis the slim curved crook of the moon tonight!"
  • "köşeyi dönüp dekarşılaştığınızda kendinizle,anlarsınız döndüğünüzüvar olan tüm köşeleri."




Facebook Yorumları
  • comment image

    "ben amerika'nın kırık kalbiyim" diyen zenci yazar.zencilerin boyunduruk altında yaşamaktan kurtulması uğrunda sesini yükselten blues şairi..

    karaların yeri neresi
    bu atlıkarıncada;
    binmek istiyorum,söyleyin bana
    güneyde bir kasabada
    beyazlarla karalar
    oturamaz yan yana
    güneyde trenlerde
    zenci vagonu ayrı,
    otobüste yerimiz en arkada
    ama atlıkarıncada
    yok ki arka sıra
    hangi ata bineyim
    benim derim kara


    (tabularasa - 31 Ağustos 2002 12:09)

  • comment image

    young sailor şiirini çevirmem istense aynen şöyle çevirirdim:

    toy kaptan

    bileğinde gücü ve yüzünde biteviye neşesi,
    bir cebinde bugünü diğerinde mukadderatı.
    bu toy mu toy ama kudretli denizci
    hep hazırdır engin denizlere demir almaya,
    hep hazırdır, çünkü bilir ki herkes kendinden mesuldür
    ve her koyun kendi bacağından asılır.

    para ne içindir diye sorsan
    çarçur etmeye, der.
    peki ya rakı?
    içmeyeee der, ilgisiz.
    peki ya kadın?
    sevmeye der kuşkusuz.
    ya bugün?
    coşmaya der, gamsız.
    peki ya bu engin deniz?
    sel olup taşmaya, der şüphesiz.
    peki ya bu dağlar?
    uzanıp 2 tek atmaya der.
    peki ya sonrası? yok sonrası monrası.

    evet aynen böyle çevirirdim. değişik bir şairmiş kendileri.


    (essthessya - 14 Aralık 2009 00:40)

  • comment image

    vaktiyle ; 'hayallerinize sıkıca tutunun çünkü hayaller öldüğünde hayat kanadı kırık bir kuş gibi artık uçamaz. hayatta, gerçekten istediğiniz takdirde gitmek istediğiniz yer nerede olursa olsun oraya gitmenin bir yolu olduğunu öğrendim' kelamlarını sarf etmiş ırmaklar kadar derin ruhu olan kimse.

    (bkz: seni siyahlığın için seviyorum)


    (johnwayne - 19 Eylül 2011 03:21)

  • comment image

    döneminin mccarthy'cilerince mimlenmiş ve bir dönem marksizmin kuzey amerikan edebiyatında sözcülüğünü üstlenmiş (1902-1967) yılları arasında yaşamış zenci demiyeyim;siyah tenli; büyük şiirlere adını kazıtmış şair..
    amacı pamuk tarlalarında, fabrikalarda, gettolarda, yeraltı dünyasında yaşama uğraşı veren siyah insanı beyaz kağıtta işlemekti.bu siyah insanın kuşkusuz önce rengi değil "insanlığı" işlenecektir. ya da şöyle de diyebiliriz; siyah edebiyatçının evrensele giden yolu siyah insanın özelinden geçecektir.okurun bir başka "halktan" iletilen insanlık mesajına ilgi duyan bir beyaaz ya da kendi ruh güzelliğini arayan bir siyah olmasının birinci dereceden bir önemi yoktur.
    hughes; konusu,dili,biçimi,toplumsal ve tarihsel bakışıyla, yapıtlarını bu birikime yaslandırarak kurdu ve yükselti. sonuçta ortaya çıkanlar, amerikan edebiyatının genel çizgilerinden öylesine uzaktı ki, eleştirmenler işi hugh'u ozandan saymamaya kadar götürebildiler..
    o eleştirmenlere katılmasam da, hugh; teze savunulan antitez çığlığı misalleriyle daha da duyulur oldu. ve yapıtlarının belki de en önemli başarısı, kendinden sonra gelen genç kuşak zenci edebiyatçılara nasıl "zenci" olabileceklerinin yolunu göstermiş olmaktadır; zenci insanını bütün kirliliği ve gizli güzelliğiyle yansıtmayı, ama öncelikle aydınlatmayı -siyah ya da beyaz, seslerine kulak kabartan herkesi aydınlatmayı- amaçlamaktadır..

    kısaca hayatını özetledikten sonra, aklımda kalan bir şiiri; ki ilk okuduğumda da çok etkilenmiştim; hala da hatırımda..

    "gel,
    geceyi birlikte aranalım,
    şarkılar söyleyerek.

    seni seviyorum.

    bak, mehtap
    harlemin çatılarına gerili
    parıldamakta
    gecenin göğü masmavi
    yıldızlarsa altın bir çiğin
    koca samlaları şimdi.

    aşağılarda
    bir sokak orkestrası çalmakta.

    seni seviyorum.

    gel
    geceyi birlikte aranalım
    şarkılar söyleyerek"


    (symphonic - 29 Aralık 2011 12:36)

  • comment image

    harlem

    what happens to a dream deferred?
    does it dry up
    like a raisin in the sun?
    or fester like a sore-
    and then run?
    does it stink like rotten meat?
    or crust and sugar over-
    like a syrupy sweet?

    maybe it just sags
    like a heavy load.

    or does it explode?

    diyerek olayi bitiren, her siirinde kaybedilmis umutlarin sesini duyabileceginiz sair. ozellikle bu siiri malcolm x ve savunduklariyla cok ozlestirilir. o bu siiri 1951 yilinda yazmis ve tukenmis umut 1965 yazinda los angeles'da the watts isyani ile patlamistir. o yaz baslayan isyanlar 1967'e kadar surmus ve bircok buyuksehri yakip yikmistir.


    (jerusalem - 15 Mayıs 2003 20:09)

  • comment image

    "winter moon"

    how thin and sharp is the moon tonight!
    how thin and sharp and ghostly white
    is the slim curved crook of the moon tonight!


    (luin 41 - 30 Mayıs 2003 11:44)

  • comment image

    "ben de" adlı şiirin yazarıdır.

    ben de amerika'yı överim.

    ben esmer kardeşiniz.
    misafirler geldiği zaman
    mutfağa gönderiyorlar yemekte beni.
    ama ben buna gülüyorum
    karnımı doyuruyorum güzelce
    büyüyüp kuvvetleniyorum.

    yarın
    masanın başına geçip oturacağım
    misafirler geldiği zaman
    kimse cesaret edip de
    "hadi sen mutfakta ye"
    diyemeyecek.

    bir hoş görüverecekler yanlarında beni
    utanacaklar da...

    ben de amerika'yım.

    bu şiir aslında walt whitman'ın "amerika'ya övgüyü dinliyorum" şiirine doğrudan bir göndermedir çünkü whitman şiirinde amerika'yı oluşturan farklı seslerin ihtişamlı ahenksizliğine değinmiş. hughes ise burada bir sesin unutulduğunu düşündüğünden whitman'ın övgüsünün eksik olduğunu düşünür. whitman'ın şiirine buradan ulaşabiilirsiniz.

    ayrca hughes'ın şiirinde cesur bir başkaldırış vardır. mutfakta yeme ayrımcılığının ve eşit olmayan fırsatları -her ne kadar reddedilse de- amerikan masa benzetmesini kullanarak aslında yaptıklanların nasıl inkar edildiğini tarif eder.

    belki şarkılarından belki de dizelerindeki dilinden herhangi bir öfke ya da küskünlük yoktur. tam tersine kararlı ve güçlü tutumuyla aşağılanmalarla, adam yerine konulmayan tutumlarla dalga geçer.

    bir de ekstradan bu var elimizde.


    (bakin bakin ne anlatcam - 21 Aralık 2013 22:15)

  • comment image

    zenci

    ben bir zenciyim
    gecenin karanlıkları kadar siyahım
    afrika'nın derinlikleri kadar siyah

    ben esirim
    cesar eşiğini temiz tutmamı söyledi
    washington'un çizmelerini ben sildim.

    ben bir işçiydim
    benim elimin altında yükseldi o piramitler
    woolworth binasının harcını ben yaptım.

    ben şarkıcı idim
    cazı çıkaran ben
    afrika'dan georgia'ya kadar türküler yaktım.

    ben kurban edildim
    kongo'da ellerimi kesti belçikalılar
    texas'da gene beni linç ediyorlar.

    ben bir zenciyim
    gecenin karanlıkları kadar siyahım
    afrika'nın derinlikleri kadar.

    cev: mehmetcan koksal


    (gabbiano - 11 Ağustos 2005 01:23)

Yorum Kaynak Link : langston hughes