Çıkış Tarihi     : 28 Ekim 1967 Cumartesi, Yapım Yılı : 1967
Türü                : Drama,Romantik
Ülke                : İngiltere
Yapımcı          :  British Broadcasting Corporation (BBC)
Yönetmen       : Peter Sasdy (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Emily Brontë (IMDB)(ekşi),Hugh Leonard (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Ian McShane (IMDB), Angela Scoular (IMDB), John Garrie (IMDB), Anne Stallybrass (IMDB), Anthony Edwards (IMDB), James Haswell (IMDB), Jeremy Longhurst (IMDB), William Marlowe (IMDB), Angela Douglas (IMDB), Drewe Henley (IMDB), Keith Buckley (IMDB), Paul Bartlett (IMDB), Janet Bruce (IMDB), Michael Wennink (IMDB), David Markham (IMDB), John Tate (IMDB), June Liversedge (IMDB), David Berry (IMDB), Gretel Davis (IMDB), Norman Shelley (IMDB), Mona Bruce (IMDB), George Betton (IMDB), Dennis Golding (IMDB), Alan Mason (IMDB), Emrys James (IMDB), Maureen Beck (IMDB)

Wuthering Heights (~ Humiseva harju) ' Dizisinin Konusu :
Wuthering Heights is a TV series starring Ian McShane, Angela Scoular, and John Garrie. Emily Bronte's classic story of destructive passion and immortal love.


Oyuncular
  • "hastalıklı kişilerin, hastalıklı aşklarını anlatan, hastalıklı bir kitaptır. yazarı da hastalıklıdır. 30 yaşında hastalıktan ölmüş zaten."
  • "johnny depp alıntı; "am i a romantic? i've seen 'wuthering heights' ten times. i'm a romantic.""
  • "bu kitabın bir atmosferi, tarzı, kişiliği vardır. fazla içine girildiğinde rüzgarı sesi bile duyulabilir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    sadece ismi bile ıssızlıkta rüzgarın uğultusunu duymanız için yeterlidir. roman boyunca hissedersiniz fondaki fırtınanın sesini. o fırtına cathy ile heathcliffin ruhunun da fırtınasıdır aynı zamanda. fırtına wuthering heights'ın camlarını nasıl dövüyorsa cathy ile heathcliffin aşkı da sizin ruhunuzu öyle döver. öyle içinize işler. öyle canınızı yakar.

    wuthering heights, heathcliffin misafir edildigi ve beraberinde ruhunun lanetini de sürükledigi evin adıdır. aynı zamanda da gerçeklerin gün ışığına çıktığı, iyiyle kötünün, doğruyla yanlışın, güzelle çirkinin açığa çıktığı yerin de adıdır. bu yer lanetli olduğu kadar, kendisinden uzakta kalanların" yok olup gitmelerine" neden olacak kadar da ait olunası bir yerdir. mutluluğun da, mutsuzluğun da kaynağı burasıdır. cathy huzur dolu, iyilik taşan trushstone grange da mutlu olabilmiş midir? edgar linton gibi aristokrat, iyi, yakışıklı, kendisini seven bir kocaya sahipken hem de? heights'ı terk etmesinin bedelini canıyla ödemiştir.

    cathy kefaretini canıyla, heathcliff de cathy'siz kalarak ödemiştir. kefaret bir kere ödendikten sonra da, roman boyunca duyduğunuz o fırtına , romanın sonunda heathcliffin huzuru bulmasıyla sona erer. emily bronte'nin iç karartıcı anlatısı, yumuşacık bir ışığın aniden belirmesiyle son bulur.

    o anda anlarsınız.

    anlarsınız ki, ışık her zaman vardır. onca fırtınadan sonra bile ışığı görebilirsiniz.

    kefaretinizi ödemeniz şartıyla tabii.


    (cathy - 25 Kasım 2006 18:18)

  • comment image

    hastalıklı kişilerin, hastalıklı aşklarını anlatan, hastalıklı bir kitaptır. yazarı da hastalıklıdır. 30 yaşında hastalıktan ölmüş zaten.


    (boga etkisi - 24 Mayıs 2010 17:40)

  • comment image

    heathcliff: 'you teach me now how cruel you've been - cruel and false. why did you despise me? why did you betray your own heart, cathy? i have not one word of comfort. you deserve this. you have killed yourself. yes, you may kiss me, and cry; and wring out my kisses and tears: they'll blight you - they'll damn you. you loved me - then what right had you to leave me? what right - answer me - for the poor fancy you felt for linton? because misery and degradation, and death, and nothing that god or satan could inflict would have parted us, you, of your own will, did it. i have not broken your heart - you have broken it; and in breaking it, you have broken mine. so much the worse for me that i am strong. do i want to live? what kind of living will it be when you - oh, god! would you like to live with your soul in the grave?'

    catherine: "if i've done wrong, i'm dying for it. it is enough! you left me too: but i won't upbraid you! i forgive you. forgive me!"

    heathcliff: "it is hard to forgive, and to look at those eyes, and feel those wasted hands. kiss me again; and don't let me see your eyes! i forgive what you have done to me. i love my murderer - but yours! how can i?"

    diyaloğuyla özetlenebilecek olan mükemmel eser...


    (shapeshifter - 25 Haziran 2003 17:51)

  • comment image

    benim ağlama duvarım, sığındığım limanım, en büyük saplantılarımdan biridir wuthering heights. ezbere bildiğim replikleri vardır ralph fiennes'ın versiyonunda. aşk bu kitapta anlatılandır. dokunanı yakar, hatta sadece kendi hayatını değil etrafındakilerin hayatını da beraberinde yıkar, yok eder, mahveder. gerçekten dokunanı yakar...

    heatcliff'teki aşk ve tutku onu bir canavara dönüştüren ama asla kızamıyorum ona. ona olan çok büyük bir hayranlığım sonsuza dek sürecek bir saplantım var. o satırları ilk okuduğum günü, ralph fiennes'ı o ekranda ilk gördüğüm anı üzerinden 14 yıl geçmiş hala hatırlıyorum. emily'nin tasvir ettiği o aşkın beni nasıl etkilediğini, içine hapsettiğini...

    ''kendi katilimi affedebilirim ama seninkini asla! aman tanrım ben kendi katilime aşığım...''
    aşk ne tuhaf seni katledene aşık oluyorsun illa ki! ah be emily nereden biliyordun bütün bunları? ne yaşadın ne gördün de insan ruhunun en gizlisinde en kuytusunda bulunan o yabani, hırçın, tutkuyla örülü karanlığına ışık tuttun.

    kitabı defalarca okudum, ralph fiennes versiyonunu kaç kere seyrettiğime dair en ufak bir fikrim yok, tom hardy versiyonunu da geçenlerde seyrettim. ikisi de heatcliff olabilecek adamlarmış. seçim yapamıyorum aralarında. ama ilk göz ağrısı diye ralph fiennes'a belki bir puan fazla verebilirim.

    son sözüm sana emily, önünde saygıyla ve hayranlıkla eğildiğim kadın, bir gün umarım karşılaşırız lütfen bana anlat ne yaşadın da bunu yazabildin? ve sen nasıl bir kadınsın ki üzerinden yıllar geçmiş hemcinslerin senin yazdığında aşkı buluyorlar.


    (filler dunyanin en masum hayvanlaridir - 30 Kasım 2012 01:22)

  • comment image

    hayatımda ilk defa, ana karakterlere karşı büyük bir antipati duygusu yaşamama sebep olan kitap. catherine'i de heathcliff'i de ayrı ayrı sevemedim. genel olarak birçok kişiyi sevemedim aslında; yaşadıkları katastrofik olayları anlamaya çalışsam da allah'ın cezası korkunçlu heathcliff, dandik adam hindley ya da aptal sinsi linton diye söylenerek okudum. ama yine de kitabı baya bir sevdim. kitabın o kasvetli ve gotik havasına aşık oldum hatta. en sevdiğim şeydir zaten bu, gotik dediğimiz nane.

    şimdi her sey çok güzel ama çok geç olmadan okuyacak olanları uyarmak istediğim bir konu var ki o da şu; lütfen kitaplığınızda bu kitap uzun uzuun zamandır varsa, ne zaman alındığı belli değilse şöyle içine bir bakın çevirisi nasıl. rastgele bir okuyun. çünkü ortamlarda rezalet bir sekilde çevrilmiş örnekleri var. mesela benim okuduğum basımda emeği geçen dandik yayın evi, evin hizmetçisi joseph'in konuşmalarını " sabaha beğ gim bilir nası gazaba geleceh. göreceğniz hepiniz göreceğniz. gari çehilin yolumdan." tarzında çevirmiş. ya bu nedir, gerçekten? şimdi 19. yy ingiltere'sinde yorkshire köylüsü böyle mi konusuyormuş. çevirmenin kitaba babasının çiftliği muamelesi yapması bu sanırım. yayın evi ve gudik çevirmen; hepinizi heathcliff'e havale ediyorum.


    (scarlettleia - 18 Kasım 2014 14:24)

  • comment image

    bronte kardeşlerin en yeteneklisi olan emily brontenin tek kitabıdır. ömrünü intikam almak uğruna tüketen heathcliff'in tutkulu kişiliği son derece etkileyicidir. yer yer insanı ürperten güzel, eşitli zaman aralıklarıyla tekrar tekrar okunası bir eserdir. heathcliff candır... sorunlu erkeklere vurgun kadınların baştacıdır. zetina dikiş makinasıdır...


    (fausta - 11 Ocak 2002 22:07)

  • comment image

    karakterler arasındaki ilişki çözüldüğü anda daha bir zevkle okunabilen mükemmel roman.

    hindley, caherine'nin erkek kardeşi
    frances, hindley'in karısı
    heathcliff, catherine ve hindley'in üvey kardeşi
    hareton, hinley'in oğlu
    edgar linton, catherine'in kocası (ayrıca komşuları)
    isabella, edgar'ın kız kardeşi
    cathy, catherine'nin kızı
    linton, heathcliff'in oğlu


    (chuckie7 - 17 Şubat 2006 23:00)

  • comment image

    tabut sahnesi heathcliff ve edgar'ın catherine'e olan aşklarını karşılaştırmak için biçilmiş kaftandır bence. edgar, catherine'in boynuna kalpli bir kolye takıp onu alnından öper ve onu evlerindeki son gecesinde tek başına bırakır, kapıyı çeker ve gider. heathcliff şiddetli yağmur altında cathy'nin yanlız kalmasını bekler, edgar odadan çıktığında pencere camını kırar, kolyeyi catherine'in boynundan çıkarıp bir kenara atar, hıçkıra hıçkıra ağlayarak cathy'e sıkı sıkı sarılır. edgar'ın catherine'e sunduğu altından bir kalpli kolyeye karşılık heathcliff ona kendi kalbini sunmaktadır.


    (roxane - 19 Haziran 2006 00:32)

Yorum Kaynak Link : wuthering heights