Süre                : 1 Saat 47 dakika
Çıkış Tarihi     : 05 Ağustos 2008 Salı, Yapım Yılı : 2008
Türü                : Cinayet,Korku,Heyecanlı
Taglar             : reference to francis bacon,suç mahali,cinayet,dedektif
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Kamala Films
Yönetmen       : Henry Miller (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Henry Miller (IMDB)(ekşi),Tom Phelan (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Willem Dafoe (IMDB)(ekşi), Scott Speedman (IMDB)(ekşi), Don Harvey (IMDB)(ekşi), James Rebhorn (IMDB)(ekşi), Peter Stormare (IMDB)(ekşi), Amy Carlson (IMDB)(ekşi), Yul Vazquez (IMDB)(ekşi), Clea DuVall (IMDB)(ekşi), Samantha MacIvor (IMDB), Billy Wheelan (IMDB), Paz de la Huerta (IMDB), Desiree Casado (IMDB), Robert C. Kirk (IMDB), Robin Goldsmith (IMDB), Marcia Haufrecht (IMDB), Monique Gabriela Curnen (IMDB), Paul Lazar (IMDB), Lucy Martin (IMDB), Mick Foley (IMDB), Sharrieff Pugh (IMDB), Ashley Springer (IMDB), Deborah Harry (IMDB), Gary Ray (IMDB), Amir Arison (IMDB), Elizabeth West (IMDB), Stephen Daniels (IMDB), Edward Hibbert (IMDB), Barbara Sicuranza (IMDB), Robert McKay (IMDB), Michael Buscemi (IMDB), Virginia Wing (IMDB), Jordan Charney (IMDB), Tandy Cronyn (IMDB), Martin Pfefferkorn (IMDB), Dennis Albanese (IMDB), John Farrer (IMDB), Lolita Foster (IMDB), Edwin Freeman (IMDB), Dennis Jay Funny (IMDB), Walter Gamper (IMDB) >>devamı>>

Anamorph (~ Anamorf) ' Filminin Konusu :
New York Polis Departmanı dedektifi Stan Aubray, yine bir deli katilin seri cinayetlerini çözmek için kafa yormaktadır. Bu defa "sanat aşığı" bir seri katilin işlediği cinayetleri araştırmaktadır. Kendini bir "artist" gibi gören ve cinayetlerini bir resim tekniği olan anamorfoza dayandıran katil, ancak bir bakış açısından cinayeti çözüme ulaştırmak için gizemli bir ipucu bırakır. İncelikle işlenen cinayetler için dedektif ayrıntılı araştırmalara girer ve araştırma çoğaldıkça kendi de cinayetlere bulaşır. Bağımsız bir psikolojik gerilim filmi olan Anamorph, 2007 yılında ilk dünya promiyerini gerçekleştirmiş ve festivallerde filmin gösterimine devam edilmiştir.


  • "seri katil filmi yapıyorsanız bunu izleyen insanların biraz gerilmesi lazım. lakin bu filmin hiçbir sahnesi insanı germiyor. bana göre izlemesi zaman kaybı olan film."
  • "ulan böyle malzeme nasıl piç edilir deseniz, size böyle bir film çekerim. ötesi yok. yemişler güzelim konuyu..."
  • "bugün seyrettiğim ülkemizde yeni vizyona giren gerilim !!! filmi.. kısaca 2 saatlik zaman kaybı.10 üzerinden 5.5 o da yalapşap sanatsallığına..."
  • "(bkz: camera obscura)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    seri katil filmi yapıyorsanız bunu izleyen insanların biraz gerilmesi lazım. lakin bu filmin hiçbir sahnesi insanı germiyor. bana göre izlemesi zaman kaybı olan film.


    (exavier mcdaniel - 4 Eylül 2008 09:50)

  • comment image

    film başında oyuncu isimleri akarken,gustav klimt 'in the kiss tablosu carpti gozume..aninda bisiler canlandi,az cok kestirdim tabi filmin nasil bisi olucagini ancak,ciddi anlamda cok fazla yavas giden,akmayan bi filmdi..evde seyrettik ve 50inci dakika oldugunda biz boyle bi filme iyiki de bilet icin para odemedigimize sevinip biribirimizi kucakladik optuk..gecmise donus gecislerine bok atamayiz,gayet basarili olmus,willem dafoe ' da rahatsiz bi dedektifi canlandirirken cok kasilmamis,o da öeh..ancak bi basarili oyunucuyla bi flaş bek geçişiyle kurtaramassin sen bu filmi arkadas..kisacasi guzel pazar tatilinizi film izleyerek gecirmek istiyorsaniz anamorph pek dogru bir secim olmayabilir..


    (apolulu - 7 Eylül 2008 15:07)

  • comment image

    ulan böyle malzeme nasıl piç edilir deseniz, size böyle bir film çekerim. ötesi yok. yemişler güzelim konuyu...


    (hwinore - 8 Eylül 2008 02:54)

  • comment image

    zodiac tadinda seyralan film. iki film birden kusagi seklinde 99 francs'tan sonra izledigim icin gerekli obejktiflikte bir elestiri sunamayacak olsam da on bes liranin sadece icerdigi sanat eserlerine ve dur ulan google'da bi arattirayim suradan bakinca soyle cikacak resimleri hakkaten cok varmiymis dusuncesine gittigini soyleyebilirim. ayrica williem defoe'ya yazik american psycho'da epi topu uc sahnesine de simdi patrick'in katil oldugunu biliyor gibi oyna simdi emin degilmis gibi oyna simdi de hic alakasi yokmus gibi oyna derlerken, bu filmde (son zamanlarda cok populer olan (bkz: the strangers) ana karakterler bi bok yedi gecmislerinde ama siz bilmiyeceksiniz hic temasi ile birlikte ulan asil katil aslinda bu mu, ee ne diye obsesif oldugunu gosterdiler ki simdi diye siz dusune dururken guzelim oyunculuk rezil oluyor.


    (the gambit - 8 Eylül 2008 03:11)

  • comment image

    film tüm türkiye'de aynı altyazıyla mı gösterimde bilmiyorum, ama ben olivium'da izledim ve film başarken dikkat ettim, "lazer altyazı: fono yazıyordu" ya da "fono film", ikisinden biri. özellikle yakın plan çekimlerde altyazı kesinlikle okunmuyor ve doğal olarak hiçbir şey anlaşılmıyor. ilk sahne başta olmak üzere defalarca aynı şey tekrarlandığından, ettiğim küfrün haddi hesabı yok.

    filme gelince.. çok açık ve net söylüyorum, 21.30 seansında gittiğim bu filmin gerçekten başladığını saat 23.00'te hissettim. sanırım bitmesine 15 veya 25 dakika kalmıştı. o ana kadar ne bir heyecan, ne bir aksiyon vardı. yönetmen bize paso ceset ve fotoğraf gösteriyor. tamam, anamorphosis büyüsünü vermeye çalışmış ama ben katilin kurbanları nasıl öldürdüğünü göremedikten sonra nasıl etkileneyim, niye gerileyim ki?

    simetri hastası dedektif genel olarak rolünde başarılıydı. ancak tüm hikayenin neden onun üzerinde kurulduğunu anlayamadım. film bittiğinde ister istemez, "ee ne oldu ki şimdi" demekten kendinizi alamıyorsunuz. yani tüm bu uncle eddie mevzusu, o son kareyi yakalamak için miydi?

    bu filmin şahsıma en büyük faydası, kim ne derse desin, saw serisine kurban olmaya devam etmem gerektiğini göstermesi oldu.
    ha, bir de çok hoşuma giden bir sahne vardı, ki aklımda kalan en 'etkileyici' kare buydu. dedektif, süpermarkete alışverişe gitti. bir şeyler alıp, kasaya geçti. kasiyer kız, fiyatını okuttuğu ürünleri kasanın diğer tarafına bırakmak yerine, önündeki geniş kese kağıdına doldurdu. bence bu işin ülkemizde de böyle olması lazım. hem pratik hem de müşteriyi memnun edecek bir hizmet. tabii bir seri katil filminden böyle bir ders çıkarmak da ilginç, doğrudur.

    nitekim, hayatınızda özel bir köşeye koyacağınız bir film değil. izlemeyen, çok şey kaybetmez.


    (tek ihtimali olan insanlarin hikayesi - 13 Eylül 2008 18:19)

  • comment image

    bugün seyrettiğim ülkemizde yeni vizyona giren gerilim !!! filmi.. kısaca 2 saatlik zaman kaybı.10 üzerinden 5.5 o da yalapşap sanatsallığına...


    (drsoldier - 14 Eylül 2008 02:09)

  • comment image

    her zamanki gibi dedektifiyle alay eden ve planladığı her şey istediği gibi giden über zeki, süper başarılı bir seri katil-dedektif kovalamacası filmi daha. ama bu uyku getirten, beyin boşaltan cinsten.. filmde ilk bir saat neredeyse hiçbir şeyin (yirmi dakikada bir ölü göstermek haricinde) cereyan etmemesini geçtim, finali de ne yazık ki uyduruk olmuş. akla klozet kapağında oyalanırken orijinal bir fikir gelmiş ama bu fikir çok fazla geliştirilmeden hemen banyoda senaryoya dökülmüş gibi. ve ne yazık ki seven özentisi bir hava ve ismini vermek istediğim başka bir filmin tagline'ını da (madness.. mayhem.. mutilation) andırıyor. kanımca tek güzel yanı suratına yeni yeni alışmaya başladığım scott speedman kişisini bol bol izleme fırsatı vermiş olmasıydı. gerçi o da dümdüz bir roldü ama olsun. filmin gerisi yalan dolan zaten.


    (sir gawain - 15 Eylül 2008 23:59)

  • comment image

    belli ki bir senarist bir gün bir yerde anamorfoz hakkında bir şey okurken (john berger'den ways of seeing olabilir) kafasında bir ampül yanmış. neden ben bunu bir seri katil hikayesine dönüştürmüyorum demiş. fakat sonuçta tahammülü zor, gereksiz detaylarla dolu, seyirciyi koltukta oyalama mantığında ilerleyen bir film olmuş, willem dafoe'nun karakteristik yüz hatları filmi kurtarmaya yetmemiş. kısaca film iyi bir fikir üzerine kurulmuş berbat filmlerden. ayrıca willem dafoe'nın yine dedektif rölünde olduğu pek de fena olmayan o film neydi diye düşünüp filmi pek takip edemediğim oldu, tabi filmin tıngır mıngır ilerlemesinin bundaki etkisini azımsayamam. o film de meğer the boondock saints' miş, bir sürü karakter arasındaki bağı anlamlandırmaya çalışmayı bırakınca düşünmeye çok vaktim oldu. yine de filmin ışıkları çok güzeldi, hatta ışıklarından başka hiç bir şey güzel değildi.


    (onewayticket - 21 Eylül 2008 23:19)

  • comment image

    harika bir giriş jeneriğine sahip, ancak gerisini getiremeyen seri katil konulu gerilim denemesi. seri katil filmleri her zaman ilgi çeker, ancak bu türün gerçekten çok başarılı birçok örneği yapıldığı için, artık bu tür filmler çekmek riskli. ortaya orijinal bir hikaye veya bir başyapıt koyamayacaksanız işiniz çok zor. başrolde willem dafoe'nun adını görünce ister istemez umutlanıyoruz, ancak ortaya çıkan sonuç büyük bir fiyasko. bir de bu tür filmlerin olmazsa olmazı, esrarengiz geçmiş hikayesi var ki; ben o eddie amca hikayesinden zerre birşey anlamadım.

    --- spoiler ---

    filmde bir sahne var ki, hala çözebilmiş değilim. dedektifimiz arabasından inince onu takip eden biri olduğunu farkeder. takip eden de "ben seni takip ediyorum" diye bağırsa kendini ancak bu kadar belli eder. neyse dedektifimiz bir anda koşarak bir köşeye saklanır. o sırada peşinden gelen başka birisini enseler, ama beklediği adam olmadığını anlar. sonraki sahnede dedektifi takip eden adamı koşarken, dedektifi de bu adamın peşinde koşarken görürüz. sonradan koşan arkadaşın katil olduğunu anlarız. ben hala bir katilin kendini bu kadar belli etmesini ve takip eden modundayken neden bir anda takip edilen moduna geçtiğini anlamış değilim. böyle de fantastik bir sahne var filmde.

    ---
    spoiler ---


    (crowley - 10 Şubat 2009 00:16)

  • comment image

    az önce digiturk'te hd şeklinde izlediğim bir film. hmm, nefis ışık, flashback tekniği de hoş, renkler harika, hd'ye de yakışıyor falan filan diye izledim.

    onun dışında pek sikko film. hd izlemeyecekseniz izlemeyin. hatta hd izleyecekseniz, o zaman da gidin başka bir şey izleyin.

    bi' de, hastasıyım peter stormare'in.


    (ozan sezgin - 24 Haziran 2009 01:57)

  • comment image

    senaryosunun yavanlığı stan'in (willem dafoe) anamorfozun anlamını öğrendiğinde şaşkına dönmesi ile net anlaşılabilir. kütüphanesinde pisarro, chagall gibi birçok ressamın adı geçen 'takıntılı' bir koleksiyoncunun, bu teknikten haberdar olmaması, hele holbein'in elçiler'ini tanımaması senaryodaki zayıflığa işaret eder.


    (makinedeki hayalet - 21 Temmuz 2009 23:18)

Yorum Kaynak Link : anamorph