Süre                : 1 Saat 38 dakika
Çıkış Tarihi     : 16 Ekim 2000 Pazartesi, Yapım Yılı : 2000
Türü                : Cinayet,Drama
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Collectors Films LLC
Yönetmen       : Oz Scott (IMDB)
Senarist          : William Rehor (IMDB)
Oyuncular      : Vincent D'Onofrio (IMDB)(ekşi), Matthew Lillard (IMDB)(ekşi), Valeria Golino (IMDB)(ekşi), Mark Boone Junior (IMDB)(ekşi), Tamara Mello (IMDB)(ekşi), Michael Shamus Wiles (IMDB)(ekşi), J.W. Smith (IMDB), Ed O'Ross (IMDB)(ekşi), George Griffith (IMDB), Dennis Keiffer (IMDB), David Glen Eisley (IMDB), Rhino Michaels (IMDB), Sam Hiona (IMDB), Dale 'Mad Dog' Messmer (IMDB)

Spanish Judges (~ Ruthless Behaviour) ' Filminin Konusu :
Spanish Judges is a movie starring Vincent D'Onofrio, Matthew Lillard, and Valeria Golino. A con-artist hires two low-lifes to cover him during a deal, ending with three criminals, two dueling pistols, and one night they'll never...


  • "önce idam cezasını tekrar uygulama geçiren bir karar çıkartsın meclis sonra zaten kendisi yargılanmak istemeyecektir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    aihmnin, turkiye cumhuriyetinin abdullah ocalanin tutuklanma ve yargilanma surecindeki bazi usul yanlislarina ithafen ve "yargilanmanin yinelenmesi" istemi ile acilan davaya iliskin sonuc.

    netice itibari ile aihm abdullah ocalanin aldigi cezaya itiraz etmis degil, yargilanma usullerine itiraz etmis durumda, kendileri de bal gibi biliyorlar ki yeniden yargilama sonucu omur boyu agir hapis cezasi disinda bir ceza alacak degil dolayisi ile sahsen beni harcanan emek ve para disinda rahatsiz etmeyen bir istek.

    ote yandan, gonullu bir sekilde imza atilan ve "kendi ic hukukumun uzerinde oldugunu kabul ediyorum" sarti kabul edilen bir antlasmanin dogal sonucuna "her bokumuza karisiyorlar" seklinde itiraz etmek nedir onu cozebilmis degilim.

    dilegim, insanlarin sapla samani birbirine karistirmamasi, abdullah ocalanin da hakettigi bicimde can verdigi ana dek toplumdan soyutlanmasi, hapiste kalmasidir.


    (guru - 6 Nisan 2005 23:57)

  • comment image

    basi sikistiginda “haklarim ihlal ediliyor..tum ic hukuk yollarini tukettim nafile..ne olur bir de sen el at su ise” diye feryat figan aihm’in kapisini çalanlarin, isine gelmeyince nasil da kivirtmaya basladigini gosterecek olan karardir..daha aciklanmamistir ama assagi yukari bellidir.. peki daha once turkiye hic adil yargilanma hakkini iceren 6. maddeyi ihlalden suclu bulunmadi mi..bulunmaz olur mu..cok ornegi var...ve biz turkiye’nin suclu bulundugu her davada “bravo aihm’e..yine turkiye’ye hukuk dersi verdi..helal olsun” demedik mi...dedik...peki konu ocalan olunca aihm icin uretilen bu komplo teorileri niye..klisedir, geyiktir ama soyle bir ilke vardir:kanun onunde herkes esittir..her kim olursa olsun, götlegin, itin, serefsizin teki olursa olsun sana bana ona uygulanan kurallar onun icinde gecerlidir..aihm kararlarini ahmete, mehmete, abdullaha gore sanildigi gibi keyfi vermiyor..vermemeli
    daha karar aciklanmadi..gerekcelerini bilmiyoruz..ama apo yargilanirken basbas “usulune uygun yapin su isi basimiza is acmayin” diyenler dinlenseydi boyle tutusurmuydu bir taraflarimiz...

    donelim hassas konumuza.. aihm ocalan icin yeniden yargilayacaksiniz bu herifi gibi bir dayatmada bulunmaz..bulunamaz..adil yargilamadiniz, sozlesmeyi ihlal ettiniz diyebilir en fazla...

    diyelim boyle gelisti..bakalim neler olabilir...

    simdi asil dananin kuyrugunun koptugu yere geliyoruz.. ceza muhakemeleri usulü kanununun (nnununun) 327. maddesine bir göz atalim..ki bizi asil ilgilendiren madde bu olacaktir..supriz geliyor... ta ta taaa...
    “ceza hükmünün, insan haklarini ve ana hürriyetleri
    korumaya dair sözlesmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiginin, avrupa
    insan haklari mahkemesinin kesinlesmis karariyla tespit edilmis olmasi. bu halde,
    muhakemenin iadesi, avrupa insan haklari mahkemesi kararinin kesinlestigi tarihten
    itibaren bir yil içinde istenebilir. "

    yani..
    yanisi su: aihm’in ihlal kararlari yeniden yargilanma sebebi olabilir..
    yanisi su: aihm evet siz ocalan’i adil yargilamadiniz dedigi takdirde ocalan avukatlari bu maddeye dayanarak yeniden yargilanma talep edebileceklerdir

    ama durun... yine bitmedi..bizim akilli insanimiz bunu da dusunmus... * ceza muhakemeleri kanununun birkaç satir altina, bu hükmün filanca tarihten önceki basvurulara geçerli olmayacagi ekleyivermis.
    nasil bir tesadüfse bu tarihler ocalana pek bir uyuyor..ne ilginc degil mi...
    yani..yani bir yeniden yargilanma söz konusu normalde olamaz.
    yani ne: tamam ben aihm’in ihlal kararlarini yeniden yargilanma sebebi yaparim ama ocalan buna dahil degil..
    ne guzel degil mi..
    yani ne: yok abicim ben yargilamam bu ocalan’i

    ama durun daha bitmedi...tamam sen yargilamadin ocalan’i yeniden..madalya mi verecekler sana..hayir efenim..ocalan’in avukatlari bu seferde “neyin nesi oluyor bu tarihler yoksa benim bir hakkim daha mi ihlal ediliyor” diye basvurmaz mi aihm’e..hem de oyle bir basvurur ki...

    ama durun daha bitmedi...


    (alyoop - 14 Nisan 2005 13:00)

  • comment image

    sanildigi gibi kabus olmayan istek. sorun aihm 'nin dgm gibi kurumlara karsi çikmasi. vakti zamaninda bütün uyarilara ragmen dgm yerine sivil mahkemelerde yargilanmis olsaydi böyle sorunlar çikmayacakti.

    ha, kürt fasistleri "bakin avrupa apo'yu suçsuz buldu" babinda kullanabilirler, kullanacaktirlar da (tek kullanan onlar olmayacaktir ayrica, chp'den tutun, dyp'ye kadar bütün muhalefet hükümeti dezenformasyon ile halkin nezninde yipratmaya çalisacaktir) ama bence bize düsen hukugun üstünlügüne deger verip gerekeni yapmak.

    daha detayli bilgi için;

    http://www.hurriyetim.com.tr/…~4@nvid~563139,00.asp

    edit:
    apo'nun türk mahkemeleri disinda yargilanmasi gibi bir istek söz konusu degil ayrica. kimsenin böyle bir sey istemeye de hakki yok zaten


    (galatyphoon - 14 Nisan 2005 13:58)

  • comment image

    önce idam cezasını tekrar uygulama geçiren bir karar çıkartsın meclis sonra zaten kendisi yargılanmak istemeyecektir.


    (junky - 4 Mayıs 2005 17:13)

  • comment image

    şu ana kadar herkesin tam bilgi sahibi olmadan, tamamen önyargılar ile yorum yaptığı karar.

    şimdi olayın gelişimini ve kararı incelersek, her ne kadar aihm'in aldığı karar türkiye'de üzüntü yaratsa bile esasen asıl hayalkırıklığını öcalan ve avukatları yaşıyor. öcalan'ın avukatlarının aihm'e başvururkenki beklentileri, türkiye'nin öcalan'ı kenya'dan getirdiği operasyonun uluslararası hukuğa aykırı olduğu kararını çıkartmaktı. böylece öcalan'ın tutuklanması altında ki hukuki zemin tartışılır hale gelecekti. ama aihm bu maddeyi oybirliği ile reddetti. öcalan'ın avukatlarının bir diğer beklentisi ise öcalan'ın imralıda tecrit altında bulunduğu ve bu tecritin sona erdirilmesi kararının alınmasıydı ki, bu maddede yine oybirliği ile reddedildi.

    peki aihm ne diyor ? aihm diyor ki, öcalan'ı yargılayan hakim heyetinde askeri hakimde vardı. davanın niteliği gereği, aihm bu hakimin tarafsız olamayacağını iddia ediyor. peki doğru mu ? şimdi elinizi vicdanıza koyun, tam aihm'in bu kararı aldığı günlerde generallerden gelen "elbette, biz bu davada tarafız" açıklamasının ışığında aihm'e hak vermemek mümkün mü ? elbette değil. esasen aihm kendi kuralları çerçevesinde doğru karar almıştır. bu kurallar biz avrupa hukuğuna tabii olmayı kabul ettiğimizde de vardı. demek ki işler, sırf gösteriş maksatlı, kendi kurumlarını hazırlamadan alelacele anlaşmalara imza atıp, sonrada girdiğiniz kurumun bizim için kendi kurallarını esnetmesini beklemek veya isyan etmekle olmuyor.

    peki suçlu kim ? suçlu, ileride sorun çıkacağını bildiği halde öcalan'ı dgm'de yargılayan zihniyettir. bilindiği gibi zaten dgm'ler bu davadan sonra avrupa uyum yasaları çerçevesinde kaldırılmıştı. yani öcalan yargılanmaya başlandığında dahi, bir gün aihm'den böyle bir karar çıkacağı belliydi ve nitekimde çıktı. bu durumda tüm hata, imza attığımız uluslararası anlaşmaların neleri şart koştuğunu ve oynanan oyunun kurallarını bilmeyen o zamanın hükümetinde.

    şimdi gelelim kararın sonuçlarına. hukukçu değilim ama bu karar bize öcalan'ın yendiden yargılanması gerek demiyor. sadece adil yargılanma hakkı ihlal edildi diyor. yani bu ihalin ortadan kaldırılması yeterli. kaldı ki tekrar yargılansa bile öcalan yine aynı cezayı alacak ve bir daha ne yaparsa yapsın aihm'de derdine deva olmayacak.

    bu davanın sonuçlarının aşağıdaki gibi olacağını tahmin ediyorum;

    1- hükümet ne yaparsa yapsın, her türlü yıpranacaktır. deniz baykal ve diğer muhalifler halk nazarında olayın sahip olduğu asimetrik bilgi sorununu kullanacaktır.

    2- kürt faşistleri** bu olayı, öcalan masum, avrupa'da kabul etti şeklinde propaganda yapmak için kullanacaktır.

    3- kürtlere karşı tepki artacakatır.

    4- en önemlisi öcalan bütün bu hengame bittiğinde ömür boyu hapiste kalacağını anlayacak, bütün umutları sönecektir. kendisinin karakterinide göz önüne alırsak, yakalandığından beri girdiği küçük emrah ve yalaka modundan çıkacak, sertleşecektir. çünkü bu kararla beraber tek kesinleşen öcalan'ın ömür boyu hapiste kalması değildir. öcalan'ın idam edilme ihtimalide artık kalmamıştır. önümüzdeki dönem, öcalan'ın idam korkusundan kurtulduğu ama serbest kalma umutlarının da kalmadığı için daha agresifleşeceği, pkk'nın faaliyetlerini arttığı bir dönem olacaktır.


    (galatyphoon - 12 Mayıs 2005 20:54)

  • comment image

    ülkemizin, akıllı bir dış politikayla, tüm dünyaya ak koyunu* kara koyunu* alenen gösterebilmesi -ve vakti geldiğinde "siz bizi değil, biz sizi istemiyoruz!" diyebilmesi- için başka bir fırsattır.

    hukukçu olmamakla beraber, aihm'nin temel itirazının cezanın kendine değil, yargı usulüne olduğunu görebiliyorum. bu saatten sonra adam tekrar gözaltına alınıp, hemen mahkemeye sevkedilip, artık olmayan bir dgm'de yargılanamayacağına göre, işin doğrusu, adamı tekrar şu andaki yargı sistemimizle yargılayıp, tazminatını da ödemektir. ödeme yöntemine aşağıda değineceğim.

    öncelikle yargı: türkiye'de yargı bağımsız bir erktir. bağımsız mahkemeler, mevcut yasalara göre en adil kararı verirler. buraya kadar tamam... bunun ötesinde, türkiye ciddi bir yürütme (yasaların uygulanabilirliği de dahil olmak üzere) sınavı vermektedir. üstelik bu işi, vaktiyle almanya'nın baader-meinhof'a, ya da ispanya'nın eta'ya yaptığı gibi, kitabına uydurarak değil, en medeni olduğunu iddia eden ülkelerden çok daha medeni bir şekilde ve alnının akıyla yapmaktadır.
    yani, yargının aldığı kararlar, pratikte de, tüm gücüyle uygulanmaktadır ve böyle olmaya devam etmelidir.
    yoksa benim -ya da bu ülkedeki çoğunluğun- kişisel görüşümle hareket edilecek olsa, yalnız şehit ailelerinin bu adamın serbest kalışını kutlamak için hazır bulunacağı bir törenle, adama beraat ettiğini söyleyerek taksim meydanının ortasında serbest bırakır, şehit ailelerinin ona karşı şefkatli tavırlarını(!) birkaç dakika boyunca izler ve daha sonra da "maalesef polisimiz müdahalede birkaç dakika geç kalmıştır." gibi bir açıklama yapar ve geçer giderim.

    öte taraftan, devleti insanın hizmetinde kılan kurallar burada da geçerlidir. o adam -kim olursa olsun- insan olduğundan adil bir biçimde yargılanmayı hak etmektedir. sonuçta mahkeme, nasıl olsa, yine adilane hükmedecek ve bu sefer verilecek karara kimsenin gıkı çıkamayacaktır.
    tazminat konusunda ise, elbette mahkeme, kendisine belirli bir tazminat ödenmesine hükmedecek, ve söz konusu tazminatın, devlete verdiği maddi-manevi zararlardan ötürü devlete ve vatandaşlara olan tazminat borcundan düşülmesi konusunda da takdir yetkisini kullanacaktır.

    sonuçlar: 1- dış sonuç: böyle bir yargılamayı yapmakla, ülkemiz hiçbir şey kaybetmeyeceği gibi, en azılısından, binlerce kişinin kanına ekmek doğramış bir töröristin bile, memlekette en adilane şekilde yargılandığını cümle cihana duyuracağı gibi, ab üyesi ülkelerde de görülen aksi örnekler ortaya çıktıkları zaman, dönüp söz konusu ülkelere, aynı kriterler çerçevesinde fırça atmak hakkını elde edecektir.

    2- iç sonuçlar:
    - vatandaşın, devletin kurumlarına olan güveni artacak, vatandaşlar "acaba bana karakolda sopa atarlar mı?, devlet hastanelerinde hakkımı aradığım zaman, bana insanca hitap edecek bir muhatap bulabilir miyim?" ve benzeri sorularının, en azından bir kısmından arınacak, devlet ve vatandaş yakınlaşması daha arzu edilir bir düzeye gelecektir.

    - vatandaş, kötü muameleyle, rüşvet isteğiyle vs ile karşılaştığı zaman, görevini kötüye kullanan devlet görevlisine "bir terörist kadar bile mi değerimiz yok?" diye haklı olarak sorabilecek ve hakkını aramakta daha etkin olabilecektir.
    böylece, orta ve uzun vadede, hem görevini suistimal eden devlet görevlileri barınacak ortam bulamayacak, hem de bu tür kişilerin devlet içinde azalmasıyla, vatandaş, devlete karşı görevlerini bir yük değil, onur telakki edecektir.


    (arsenelupin - 14 Mayıs 2005 01:58)

  • comment image

    aihm bu davayla ilgili ileri aşamalarda,tekrar yargılanma konusunda sadece tavsiye verebilir.şu an böyle bir tavsiye söz konusu olmamakla birlikte,olduğunda da çok ta sallanmayabilir.ab üyesi pek çok ülke "tavsiyeyi gözönünde bulunduracağız" diyerek bu tür konuları yıllarca sakız gibi uzatma yöntemine gitmektedir.kanımca da uygun bir yoldur,olay hem gündemden düşer hem de soğur.zaten bu tür konuların hala çok hassas olunan zamanlarda çözülmesine imkan yoktur.
    (bkz: her sey kontrol altında)
    (bkz: dışişleri bakanlığı)


    (danny de vito - 14 Mayıs 2005 12:58)

  • comment image

    siyasi ve tarafli kararlar vermenin otesinde bir islevi bulunmayan bir orgutun istegi. fakat ne acidir ki ab kapisinda bekleyen/bekletilen turkiye icin baglayici ve kararlarina uyma zorunlulugu var. ama bu ayni orgut gercek insanlar soz konusu oldugunda onlarin haklari ile ilgili gik dememektedir. mesela irak... ama tabii canim oradakiler insan degil ki. amerika ve de kendi dahil oldugu grup (ab) oraya ozgurluk goturuyordu degil mi? nasil unuttum ben bunu?

    evet yargilanma yeniden yapilsa bile sonuc degismeyecek. bu adamin vatan hainligi ve teroristligi baki. idam yok ama muebbet hapis alacak. bunu herkes biliyor. eee yeniden yargiliyiverelim ne var bunda diyenler var maalesef. ama madolyonun obur yuzu var. apo'nun ilk yargilandigi zaman ile su an arasinda cok sey degisti. omru boyunca turkiye'den kacmis ve surekli olum korkusu hissetmis bir apo vardi 1999 yilinda. yani hakim karsisinda suklum puklum duran, turkiye cumhuriyeti'ne hizmet etmek istiyorum diye yalvaran, bildigi ne varsa tek tek ortaya doken, korkak ve ezik birisi vardi.

    simdi ise hayati ile ilgili en ufak bir korkusu olmayan ve hatta son derece iyi korunan, turkiye ve dunya kamuoyuna avukatlari ile istedigi gibi haberler gonderebilen, kimi yabancilar tarafindan muhatap olarak ifade edilen, siyasete atilmasi icin kulis calismalari yapilan, yandaslarinin meydanlarda rahat rahat bagirabildigi ve hatta ozgurluk savascisi olarak nitelendirilen, yani egosu sismis, kendini bir halt zanneden bir sahis var. (sahis dedigime bakmayin. icimden gecen her seyi yazamiyorum.)

    kisaca bu adami yeniden yargilayin da sahte bir kahraman daha ciksin ortaya. yani lafin ozu gercek insanlarin haklarini bu teroristin daha once gaspettigi yetmiyormus gibi bir kez daha gaspedin, kimi kurumus yaralara tuz basin...

    hani televizyonlarda bir goruntusu vardi bu adamin. boyle bacaklari acmis, el gobekte lakayit tavirlar ile militanlarina bir seyler anlatiyordu. iste bu adam yeniden yargilandiginda turkiye cumhuriyeti yargicinin karsilasacagi tavir da bu olacaktir. hani insan haklari var ya, hani bunun bir kilina bile dokunamazlar ya, hani buna tek bir kotu kelime bile soyleyemezler ya... iste bu adam bu rahatlik ile cikip sahte kahramanlik turkuleri okuyacaktir. sonra bunun yandaslari daha dogrusu obur vatan hainleri de bu tavri alkislayacaktir... yani bu yargilanma bu adamim siyasi sov yapmasi icin bir firsat olacaktir.

    peki teror ile zarar goren insanlar, sehitler, kursunlanan ogretmenler, bebekler, yakilan koyler, fabrikalar, onlarin sahipleri, yakinlari kisaca turkiye cumhuriyeti vatandaslari... onlara/bize ne olacak? bunlari dusunen var mi? ama bizler insan degildik degil mi? bizim hicbir hakkimiz yoktu evet... ne de olsa "yuce bir amac" icin oldurulduk, katledildik, aci cektik degil mi? insan haklariymis... peh... suna acik acik terorist haklari deyin de insan olarak icimiz daha fazla acimasin bari...

    ayrica bu yarilanmanin devaminda gelecek istek icin;
    (bkz: abdullah ocalan in tahliye edilmesi)


    (niketese - 19 Mayıs 2005 01:14)

  • comment image

    oncelikle anadolu ajansinin iki haberine bakalim:

    abd dışişleri bakanlığı, abdullah öcalan'ı ''cezaevine ait bir terorist'' olarak nitelendirerek, avrupa insan hakları mahkemesi'nin (aihm) öcalan kararını not ettiklerini ve bu konuyu uygun şekilde ele almayı türkiye'ye bıraktıklarını belirtti.

    abd dışişleri bakanlığı sözcüsü richard boucher'in brifinginde bir gazeteci, aihm'nin kararını hatırlatarak, washington'ın bu karar ve terör örgütü pkk konusundaki tutumunu sordu.

    boucher, ''pkk'yı terörist bir örgüt olarak görmeye devam ediyoruz. abdullah öcalan'ı da cezaevine ait bir terörist olarak görmeyi sürdürüyoruz. bizim görüşümüz bu, bunda bir değişiklik olmadı, bu tutumumuz da uzun süredir açık'' dedi.

    boucher, ''aihm'nin kararını not ettik. bu konuyu uygun bir şekilde ele almayı türkiye'ye bırakıyoruz'' diye konuştu.

    ----

    abd'nin en etkili gazetelerinden wall street journal, avrupa insan hakları mahkemesi'nin (aihm) terör örgütünün elebaşısı abdullah öcalan hakkında aldığı kararın, abd'nin uluslararası ceza mahkemesi'ne (ucm) neden taraf olmaması konusunda bir uyarı niteliğinde olduğunu yazdı.
    gazetenin başyazısında, ''abdullah öcalan'ın adı amerika'da pek
    fazla bilinmez. ancak lideri olduğu pkk, 37 bin insanın hayatına mal
    olan terörist eylemlerde bulunduğu türkiye'de usama bin ladin'den daha
    kötü bir üne sahiptir. ancak, aihm geçtiğimiz hafta inanılamayacak bir
    şekilde öcalan'ın yeniden yargılanmasına karar verdi'' denildi.
    amerikalıların, aihm'nin kararına, (ucm) gibi çok taraflı yasal
    kuruluşlara daimi katılımın ne kadar tehlikeli olduğu konusunda yeni
    bir uyarı olarak bakması gerektiğini belirten gazete, ''ucm'den yana
    olanlar mahkemenin yetkisini dikkatli kullanacağına inanmak
    gerektiğini iddia ediyorlar, ancak öcalan hakkında verilen karar,
    avrupa mahkemesinin sık sık fazla ileri gittiğinin yalnızca en sonuncu
    örneğidir'' diye yazdı.
    aihm'in daha önce, disiplin için çocuklara sopa atmaya müsade eden
    ingiliz yasasının avrupa insan hakları sözleşmesi'nin ''işkenceye'' ve
    ''aşağılayıcı davranışa'' karşı olan maddesine ters düştüğü kararına
    da vardığını hatırlatan gazete, ''ikinci dünya savaşı sonrasında
    oluşturulan ilgili sözleşme, anne ve babaların çocuklarını disiplinli
    yetiştirmelerine karışmaktan ziyade, hükümetlerin sistemli bir şekilde
    tacize basvurmalarını sınırlamayı hedefliyordu. ancak, hakimlerin
    zaman içerisinde yetkilerini mümkün olduğu kadar artırmaktan yana
    olmaları ve hiç bir hükümete doğrudan sorumlu olmaması sık sık dile
    getirilen bir tehlikedir'' denildi.
    öcalan'ın geçmişinden de bahseden gazete, terör örgütü
    elebaşısının uzun yıllar özellikle yunanistan, belçika ve fransa'dan
    destek gördüğünü kaydetti.
    1998 yılında türk ordusunun tehdidi sonucu öcalan'ın suriye'den
    sınırdışı edildiğini hatırlatan gazete, amerikan istihbaratının
    yardımıyla türklerin öcalan'ı kenya'daki yunan büyükelçiliğinde
    bulduğunu, ancak bu işi burada bırakmak istemeyen avrupalı
    siyasetçilerin terör örgütü başının hayatının bağışlanması çağrısında
    bulunduğunu yazdı.
    ab üyeliğine giden yolda kimseyi kırmak istemeyen türkiye'nin,
    öcalan'a verilen idam cezasını değiştirdiğini bildiren gazete,
    kinayeli biçimde ''aihm'in kararı türkiye'nin bu tavrına bir ödüldür''
    ifadelerini kullandı.
    aihm'in öcalan'ın yargılanması konusunda üç noktaya karşı
    çıktığını kaydeden gazete, gerekçelerin öcalan'ın yeniden
    yargılanmasını sağlamak için uydurma nedenler olduğunu yazdı.
    eski yugoslavya'daki savaş suçlarını gören bm mahkemesinde görev
    almış olan avukat david rivkin'in karar hakkındaki görüşlerini de
    aktaran gazete, rivkin'in ''bu karar siyasidir. kabalığı ve çifte
    standardı utanç vericidir'' dediğini belirtti.
    gazetenin başyazısında ''bir de avrupa, abd'nin terörizme karşı
    savaş konusunda niçin kendisini ciddiye almadığını merak ediyor''
    ifadeleri kullanıldı.

    ardindan da #7535715

    tek kelimeyle urkutucu.


    (outsider - 19 Mayıs 2005 09:17)

  • comment image

    öcalan davasinin esas metninde de özellikle belirtildigi gibi, bu davada avrupa insan haklari sözlesmesinin 6. maddesi olan adil yargilanma hakki ihlal edilmistir. adil yargilanma hakkinin temel kosulu mahkemenin bagimsiz, tarafsiz bir mahkeme olmasi,dgm olmamasi yani, ayrica mahkeme baskani olan hakimin tarafsiz olmasidir. öcalan davasindaki bagimsiz yargic davadan bir hafta önce askeri bir yargicla degistirildiginden, dogrudur bu hak ihlal edilmistir. ayrica bu degisiklik uluslararasi camianin gözünden de kacmamistir. öcalan davasinda sadece madde 6 degil, madde 5 özgürlük ve güvenlik hakki da ihlal edilmistir, cünkü göz alti süresi boyunca avukatlariyla görüstürülmemis ve görüstürüldügünde de yanlarinda sürekli bir görevli bulunmustur. sevgili profesörlerimden biri avrupada temel haklarin korunmasi dersinde bu davayi örnek verdigi icin, hic utanmadim ve kendisine bu adamin türkiye`de terörist olarak adlandirildigini, bu hakkin herhangi bir kural disi durumu icerip icermedigini sordum. yani bu hakki kullanmamak icin olaganüstü haller var midir? hayir efendim, yoktur, uluslararasi hukuk her insani, terörist bile olsa, esit kabul etmektedir. avrupa insan haklari mahkemesi sözlesmede yazili kurallari uygulamakla ve yorumlamakla yükümlüdür. burada top atilmasi gereken merci avrupa insan haklari mahkemesi degil, bu davanin adil olmayan bir sekilde yürütülmesini saglayanlardir. bu nasil bir zihniyettir ki bütün dünyanin gözünün üzerinde oldugu bir davada bile hukuk disina cikilabilmektedir?haa, sahin bir yaklasim vardir ki, avrupa da kimdir, uluslararasi anlasma da nedir, bu adam benim istersem öldürürüm der, ki bu düsünce türkiye'de gittikce daha fazla yandas bulmaktadir, buna karsi söyleyecek tek sözüm tazminatlari bir zahmet kendilerinin ödemesi ve türki cumhuriyetlerle yeni birlik arayislari icine girmeleridir.
    edit: bu yazida vurgulanmak istenen düsünce öcalan'in sahsiyla ilgili degildir. avrupa insan haklari mahkemesi'nin davalari incelendiginde cogu davanin türkiye'den gittigi göze carpmaktadir. bunun nedeni de türkiye'nin altina imza attigi anlasmalari uygulamamakta israr etmesi, bu anlasmalardaki maddeleri ic hukukuyla uyumlastirmamasidir. tarafimca elestirilen, hukuk devleti oldugunu iddia eden türkiye devleti'nin bunu bütün dünyaya ispatlayacak bir firsat yakalamisken, yine yillardir yaptigi hataya düserek insan haklarinin bu ülkede hic bir degeri olmadigi tezini istemese bile tekrar savunmus olmasidir.


    (basakkoz - 25 Mayıs 2005 02:21)