The Shrine (~ Mabet) ' Filminin Konusu : Geçmiş çağlarda insan kurban edildiği iddiaları bir grup gazeteci haberin kaynağını araştırmak için yola koyulurlar;fakat haber yapmak için çıktıkları yolda haber olacaklarının farkında değillerdir.
The Shrine(2007)(6,8-16)
The Conspiracy(2013)(6,3-9094)
The Sacrament(2014)(6,1-15353)
The Tunnel(2011)(5,9-18180)
The Canal(2014)(5,9-11913)
Last Shift(2015)(5,8-14395)
Absentia(2013)(5,8-15310)
The Pact(2012)(5,8-22018)
The Innkeepers(2012)(5,5-30692)
Jug Face(2013)(5,2-6482)
Gallows Hill(2014)(5,2-5587)
YellowBrickRoad(2010)(4,7-5277)
stargate atlantis dizisinin 5. sezon 6. bölümünün adı. rodney mckay, pegasus galaksisinde "ikinci çocukluk" olarak da anılan ve bir çeşit virüsün sebep olduğu yaygın bir hastalığa kapılır.
(lali berte - 1 Şubat 2010 19:41)
2010 yılı ve amerikan yapımı olup farklı bir olay gelşimiyle işlenmiş "exorcism" filmidir.puanım:5/10
(yahoumba - 10 Haziran 2011 18:01)
2010 yılı mahsulü jon knautz tarafından yönetilmiş olan kanada yapımı bir film. senaryosuna bakıldığında aslında filmin ‘yeni’ olarak sunduğu hiçbir şey yok. ilk bakışta akla gelmesi çok zor olmayan bilindik birkaç filmden esinlenmelerle yazılmış bir senaryosu var gibi duruyor. ancak finaline sakladığı başarılı sürpriz ile en azından adından bahsedilmesi gereken bir film. dahası için...
(uzuntu - 7 Temmuz 2011 00:05)
kanada yapımı polonya’da geçen ortalama bir korku filmi. benim notum da imdb'ye yakın: 6/10.tadı kaçabilir, uyarayım ama konusu şöyle: polonya'da bir bölgede devamlı turistler kaybolmaktadır. olayı incelemeye giden 3 amerikalı arkadaş polonya'nın o civardaki bir köyüne giderler. köylüler son derece ketum ve yabani davranmaktadır. ardından köyün yakınlarındaki ormanda büyük bir sis bulutu görürler. 3 arkadaş sis bulutu içine girer ve büyük bir heykel keşfederler. olaylar gelişir.--- spoiler ---evet spoilera geçelim. film exorcist tarzı bir yapım. merakını yenemeyip de ormandaki sise giren ve heykele bakan insanların bedenine şeytan giriyor. film boyunca köydeki tarikatı kötü bildik ama adamlar meğer şeytanla savaşıyorlarmış. içine şeytan kaçanlara maske takmalarının nedeni de sanırız başkalarını etkilemesin diye. bir de şöyle bir soru var. madem o heykel kötülüğün merkezi, neden yok edilemiyor? gerçi film sonundaki sarıkafa köylü bir şeylerden bahsetti ve hatta heykele nerden bakarsan bak kafasını sana çeviriyor. yine de bir yolu bulunabilirdi diye düşünüyorum.bir de filmi çeviren divxplanet deki arkadaşın polish (polonyaca) kelimesini cilalamak olarak çevirmesi gülümsetti doğrusu.film teknik olarak fena sayılmaz. yalnızca yaratıkların plastik olduğu çok belli oluyor. 80 li yıllarda çekilen evil dead 2 deki yüzler bile daha başarılıydı.--- spoiler ---
(kumrengi - 2 Eylül 2011 10:01)
amarıgalı gazeteci kızımız sıkı bi hikaye çıkarma telaşıyla kayıp bir gencin peşine düşer. sonra ebesininkini görür.. polonya'nın küçük bir köyünde geçen skimsonik bir korku filmi.. altyazısı da boktan çıktı, ingilizce harici yerleri çevirmemişler tahmin yürütüyorsunuz ancak. sakın izlemeyin vallahi boktan bir film. zaman kaybı..bi çeşit iyilik meleğiyim ben la
(arkadasim once o eli indir - 11 Kasım 2011 00:31)
olayların işleniş şekli ve senaryo olarak başarılı sayılabilecek,fakat görsel açıdan da bir hayli başarısız bir film.----spoiler----bildiğimiz klasik exorcism filmlerinden farklı olarak şeytan tek bir kişi bedenine değil, belli bir yere gidip heykeli gören insanların hepsine etki ediyor. yine aynı temaya sahip filmlerden farklı olarak, şeytan efendi pat diye dünyadaki ergen kızlar arasından random bir seçim yapmıyor, kendi bölgesine gelenlere dadanıyor. ayrıca hikayenin başından heykele kadar geçen sürede de farklı bir anlatım ve altyapı söz konusu. filmin polonya gibi alakasız bir yerde geçmesi de mistik bir hava katıyor olaya. daha önce söylenildiği gibi sis bulutu ile ilgili bir kaç sahne olsaydı daha etkileyici bir film olabilirdi.bunların yanında kamera kullanımı, renk düzenlemesi falan berbat. görsel olarak daha iyi bir şekilde çekilse çok daha başarılı olabilirdi.-------spoiler-------
(divine moments of truth - 27 Aralık 2011 22:34)
lehce kısımları da türkçe altyazılı olsaymış ilk 30 dakikada çözülebilecek zevksiz film. dramatik yapısı zayıf, oyunculuklar kötü, senaryo havada, kurgu hatalı, kamera berbat, görüntü berbat ötesi, konu bilindik falan filan... daha öncede söylemiştim, aynı konuyu aynı formüllerle yüz defa çekip yüzünde de sinema tarihinde yer etme olanağı vardır. ancak bu film onlardan değil. çok şiddetli bir zaman öldürücüsü. seyretmeyin derim.
(altesortman - 3 Nisan 2013 11:43)
(bkz: the hawthorns)
(gnnvry - 22 Nisan 2014 08:38)
genç kızımız işinde hırslı olan ve kariyeri uğruna insiyatif kullanarak patronunun verdiği emirleri yerine getirmeyecek kadar gözü kara bir gazetecidir. amerikadan kalkıp avrupaya -nedensen bana karpatlar ve romanya gibi gothic gelen- polonya da kaybolan turistlerin esrarını çözmek için gelirler. burada ki yerli halk tarafından pekte hoş karşılanmazlar. ölen genç adamın günlüğünde yazdığı notları ve beliren sisin esrarını çözmek için gıdım gıdım ormanın derinliklerine doğru giderlerken yerliler tarafından durdurulurlar.bile bile lades dedikleri bu olsa gerek. aslında film türüne bir yenilik getirmiyor. ortaçağ avrupasında bile işlenen (bkz: cadılar zamanı) bilindik bir konuyu farklı bir bakış açısıyla işaret ediyor ve seyirciyi ters köşeye yatıran bir finalle sona eriyor. tam biz aklımıza ve dilimize gelen en gün görmedik küfürleri rahiplere ve halka saydırmaya başlarken bir anda filmin sn 30 dakikasında kelimelerimiz ağzımıza tıkılıyor. filmin konusu korku ve gerilim olarak geçtiğinden çokta korkacağım sanmayın. film korkudan daha çok macera ve gizem gibi olmuş. sis olayı ve sisin içinde ki heykel olayı güzel düşünülerek bir tutam bünyeye gerilim hissi yüklüyor ama onun dışında ki olay örgüsü star tv'nin gece yarısından sonra yayınladığı b sınıfı filmler macerasına bürünüyor. ilk başlar durağan tempoda ilerleyen film polonyaya gelinmesiyle vites arttırıyor ve son 30 dakika da son sürat tempoyla gidiyor. ilk 20 dakikada filmi kapatmazsanız güzel ve heyecan dozu bir an bile düşmeyen bir film izleyebilirsiniz. son olarak filmle ilgili belki de tek sıkıntı milletin dile getirdiği gibi alt yazılı izleyecekseniz eğer diyalogların yarısından fazlasını anlayamazsınız. çünkü alt yazının sadece ingilizce kısımları tercüme edilmiş. geriye kalan polonya lehçesini tahmin etmek zorundasınız. iyi seyirler.
(parcala benny benassi - 24 Mayıs 2015 15:23)
Yorum Kaynak Link : the shrine