Süre                : 1 Saat 40 dakika
Çıkış Tarihi     : 19 Aralık 1958 Cuma, Yapım Yılı : 1958
Türü                : Drama,Romantik
Taglar             : başlık olarak karakter adı,Başlığın adı,wien,Bir sözcük başlığı,vals
Ülke                : Fransa,Italy
Yapımcı          :  Spéva Films , Play Art , Rizzoli Film
Yönetmen       : Pierre Gaspard-Huit (IMDB)
Senarist          : Arthur Schnitzler (IMDB)(ekşi),Pierre Gaspard-Huit (IMDB),Hans Wilhelm (IMDB)(ekşi),Georges Neveux (IMDB)
Oyuncular      : Romy Schneider (IMDB)(ekşi), Alain Delon (IMDB)(ekşi), Jean-Claude Brialy (IMDB)(ekşi), François Chaumette (IMDB), Jacques Duby (IMDB), Sophie Grimaldi (IMDB), Jean Davy (IMDB), Bernard Dhéran (IMDB), Jean Galland (IMDB), Jean Lagache (IMDB), Colette Proust (IMDB), Jacques Toja (IMDB), Fernand Ledoux (IMDB), Micheline Presle (IMDB), Claudine Auger (IMDB), Allain Dhurtal (IMDB), Joseph Egger (IMDB), Carl Lange (IMDB), Jean-Pierre Zola (IMDB)

Christine (~ Kristin) ' Filminin Konusu :
Christine is a movie starring Romy Schneider, Alain Delon, and Jean-Claude Brialy. Vienna, 1906. A passionate love story develops between Franz Lobheiner (Alain Delon) and the young Christine (Romy Schneider). Lobheiner is, however,...





Facebook Yorumları
  • comment image

    bad to the bone'la başlar,bad to the bone'la biter.
    şaşırtıcı biçimde carpenter bu sefer tüm müzikleri kendi bestelemeye kasmamış, filmlerinde aynı boktan klavye melodilerini duyup "sana da, müzik zevkine de ulan" diyen izleyicilerinin küfürlerini duymuşcasına 50lerden bir çok rock n roll parçasını filmine dahil etmiştir. bunun yanında çok beklenmedik bir şeye daha imza atmıştır; bu filminde kurt russell'ın herhangi bir rolü yoktur.

    filmde 4 sahne var kesinlikle izlenmesi ve tadının sonuna kadar çıkartılması gereken;

    --- spoiler ---
    1- arnie'nin "show me" diyişinin ardından gelen nefis kendi kendini tamir etme sekansı

    2- alev içerisindeki christine'in benzinciden ilk çıkışından ardında yanan bir ceset bırakışına kadarki kısım

    3- arnie'nin christine'e karşı hissettiği hastalıklı aşkı dostuna betimlediği sahne

    4- arnie öldükten kısa bir süre sonra christine'in mil metresinin 0lanmış olduğunu gördüğümüz sahne
    ---
    spoiler ---

    toparlarsak carpenter'ın en iyi filmi olmasa da iyilerinden biri olduğunu düşünüyorum ve görsel efektlerin filme artı katma değer kattığı günleri bana anımsattığı için de teşekkür etmek istiyorum. ekran kartı benchmark'ı kıvamında film yapımlarının düğmesine basan jurassic park isimli üretime de fırsattan istifade kafam girsin demek istiyorum. i'm gonna take you by surprise and make you realize, amanda.


    (beren - 22 Ekim 2006 01:05)

  • comment image

    harcanan 58 plymouth'ların (7 veya 8 tane olacak sanırım) yarısına yakını fury değil belvedere olan film. ayrıca chrysler orijinal seride gerek roman, gerekse filmde belirtildiği gibi kırmızı beyaz fury üretmemiştir, orijinal fury'ler gri imiş. o ne arabadır o.. 50'li yıllara gidesim var. ah ulan...

    carpenter filmde 50'lerin müziklerini kullanmıştır, iyi de etmiştir 12'den vurmuştur zira romanda da bolca rock'n roll parçaya yer verilmektedir, rock'n roll ve 50'ler üzerine dönmektedir roman da, hikaye de, ambiyans da.

    harbiden 50'lere gidesim var.


    (jamsession - 22 Şubat 2007 21:07)

  • comment image

    şayet hasbelkader türkiye'de, bir türk romancı tarafından yazılmış olaydı, hatırı sayılır bir bölümü darnel'in garajında değil, bostancı sanayide hayrettin abinin dükkanında geçmesi ihtimaller dahilinde olacak olan romandı.

    lakin olmadı. şartlar elvermedi.


    (jamsession - 23 Şubat 2007 18:46)

  • comment image

    al... hatırladım işte...

    john carpenter'in en beğenilmeyen filmlerinden biri olmasının yanında benim için eşsiz bi gelirim filmi, değişilmez bi eğlencedir. stephen king'in bi romanından uyarlanmış olması da ayrı bi özelliği.

    yine carpenter abinin sinir eden, kısıtlayan, daraltan müziği eşliğinde filmin ilerlemesi de son derece etkili olmasını sağlıyor diyebiliriz.

    filmde pek fazla kan yoktur ortalıkta lakin "christine" ismindeki psikopat -şevrole- (1958 plymouth fury) araba, marketleri basar, yayaları ezer, yollara meydan okur falan. sahibi sahiplenen, 'ulan kimse bizi şöyle sevmedi' dedirten rüya gibi bir arabadır christine başlarda ama sonra katil araba'ya dönüşürek illallah ettirir. aslında filmde christine 50'lerden kalma bir hayalet olarak 80'lerle savaşır, nostaljiyi çağırıp duran radyosundan yayılan müzikler de, captenter'in tüm film boyunca yaptığı gibi modern ve postmodern ayrımını mıhlar durur. tam kış gecesi filmidir.


    (cyrano - 7 Mart 2000 00:40)

  • comment image

    1958 model plymouth fury e stephen king in romanında takılan isim.
    kitap arnie cunningham ın yolda 1958 model plymouth fury i görüp ona aşık olmasıyla başlar.annesi ve babasıyla kavga eder bu araba icin ama sonunda onu alır.araba çok kötü durumdadır ama onu bill in garajında tamir eder vs..bu arada okulda bi kaç kişi ile kavga etmiştir dayak yemiştir.arabayı satın aldığı roland lebay ölmüştür.garipliklerde burdan sora başlar arnie git gide roland lebay a benzemeye baslamıştır.felan filan..
    alınması okunması gereken bi kitap.. aslinda gerilim yada korku kitabi degildir sadece asik olmaktan ve kor olmuscasina sevmekten bahseder


    (down - 1 Temmuz 2001 11:23)

  • comment image

    kitap muazzam ancak biraz da donemin sartlarinin kiytirik olmasi filme de sirayet etmis.

    filmde arnold'un donusumu nere kitaptaki nere?

    butun hikayeyi bir bucuk saate sigdirma angaryasi yuzunden klasik bosluklar var: bu ne ara boyle oldular, bunlar ne ara boyle oldular girla...

    bir de bu filmin simdi cekilmesiyle dunyalar fark olur muhtemelen. filmde christine kotucul ruha ev sahipligi eden bir arabayken kitapta basli basina duygulari olan, kararlar alan bir karakterdir.


    (asil tendonu rupturu - 1 Şubat 2016 02:33)

  • comment image

    geçen sene izlemişim filmini ilk defa 2 gün önce de kitabını bitirip üstüne yorum yapabilmek adına filmi tekrar izledim.

    öncelikle film kitaptan esinleniyor tam olarak aynı christine kitabının sinemalaştırıldığını söyleyemeyiz, belki bi 30-40 dakika daha olsa ve bazı noktalarda kitaba sadık kalınsa daha tatmin edici bir şey çıkabilirmiş ortaya fakat o zaman da filmde bu gerilim nası verilir emin değilim.

    kitapta arnie'nin gelişimi ve değişimine geniş geniş yer verilirken filmde bir çok yer oldu bittiye geliyor ve dolayısıyla sadece filmi izleyen için yavan kalıyor. kitapta arnie mağdur durumda iken filmde baya baya acaba mı gizemi yaratılmaya çalışınmış ha izleyen gene de anlıyor ama en sonda arnie gidiyor leigh ile arkadaşını sikertmeye.

    kitapta roland lebay baştan sona bulunurken, filmde daha en baştan gidiyor, hatta filmdeki arabayı satan adam abisi denirken kitaptaki roland görüntüsü ile aynı.

    onun dışında christine'in kendini tamir etme sahneleri falan baya baya iyi yapılmış bunun kimse aksini iddia edemez.

    velhasılı filmi gene iyi buluyorum ben çünkü stephen king'in kitaplarından uyarlama bütün filmleri izledim ve christine haricinde aradan sivrilebilen sadece misery o da iki oyuncunun babalar gibi oyunculuğu ile sivriliyor bi bakıma.


    (saiko - 9 Kasım 2016 12:05)

  • comment image

    dönemi yansıtan dekorlar ve kıyafetlere hayran kaldığım film. performanslardan çok hikayenin konusuna takıldım. ne kadarı biyografik ne kadarı kurgu bilemiyorum. beni en çok etkileyen jean read karakteri ve dondurma ile olan terapisiydi. onun dışında christine karakteri, filmde resmedilen işine aşık ve dürüst bir insandan çok, özgüven problemi yaşayan, dürüstlük kisvesi altında içindeki kötülüğü zaman zaman göstererek yakıp yıkmaktan çekinmeyen, kendi hayatından çok başkalarının hayatını irdeleyen ve kıyaslayan, patolojik bir kişilikti bana göre. doğru olanı yapma ile kuralına göre oynama arasındaki ayrımı görmezden gelerek ve canlı yayında intihar ederek, inandığını söylediği şeylerle tezat içinde, boston'da girdiği buhrandan çıkamamış, çıkmaya çalışmamış ve mağduriyetini yaptıkları ya da yapamadıklarını meşrulaştırmak için manipüle eden bir kadının dramı.

    insanın başına herşey gelebilir. sakat kalabilirsiniz, kandırılabilirsiniz, hayatınızın bir döneminde fütursuzca davranabilirsiniz, çocuğunuzu kaybedebilir ya da hiç çocuk sahibi olamayabilirsiniz, ailenizi trajik bir biçimde kaybedebilir, sevip sevilmeyebilir ya da hayatınızı geçirmek istediğiniz doğru düzgün bir insan bulamayabilirsiniz. işsiz kalabilir, sevmediğiniz bir işte çalışabilir, sevdiğiniz bir işte istediğiniz pozisyona gelemeyebilirsiniz. izlerken zaman zaman empati kurabilsem de, filmde anlatılan christine'in iyi biri olduğunu düşünemedim. annesine, iş arkadaşlarına olan davranışlarını insanları kendinden uzak tutma gibi hadsiz bir bahaneyle örtmesi... aslında kendine duyduğu nefretin izdüşümü gibiydi. kendinden nefret eden birine saygı duyamadığım için üzgünüm.


    (kedigen - 20 Şubat 2017 14:12)

  • comment image

    bazilarinca nasil kotu film olarak nitelendirildigini anlamadigim film.. film acikcasi farkli sekillerde okunabilir..

    --- spoiler ---
    christine arnie icin bir aynadir*.. arnie christine gelmeden once annesinin sozunden cikmayan bir kisiyken, christine'i alarak ona sahip olarak, kendi "ben"ligine dogru gider.. dis gorunusten, kendisine gelen guvene kadar bu degisim fark edilebilir..
    ---
    spoiler ---


    (whatdreamsmaycome - 22 Temmuz 2005 20:50)

Yorum Kaynak Link : christine