tangoya getirdigi yeniliklerle ilk once ulkesinde begenilmemis, ama avrupa'ya gidip tanininca ulkesinde de degeri algilanip el ustunde tutulmuş besteci...bazi insanlarin tangoyu sevme nedenlerinden biri...

(salome - 19 Haziran 2002 18:09)

bandoneon üstadi. tango devrimcisi. tüy ürperticisi.

(papalina tava - 19 Haziran 2002 18:12)

caglayan yildizin kendisine ithafen yaptigi az ton piezzolu adinda bir beste mevcuttur.

(papalina tava - 19 Haziran 2002 18:13)

akordeon değil bandeneon çalan, tangoyu eşlik müziği formatından çıkaran, yeni tango'nun yaratıcısı, 100 yıl sonra unesco tarafından onuruna "astor piazzola yılı" ilan edilecegini düşündüğüm kompozitor.

(factotum - 5 Mart 2009 12:27)

1921'de arjantin'in 7. büyük kenti olan mar del plata'da dogmus, 1992'de buenos aires'de vefat etmistir. ailesi güney italya kökenlidir. 2 yasinda ailesiyle beraber new york'a tasindiktan sonra jazz ve bach dinlemistir. bu sürede ispanyolca, italyanca, fransizca ve tabi ki ingilizceyle hasir nesir olmustur. 13 yasindayken carlos gardel ile tanismis, gardel piazzola'ya kendi grubuyla beraber turneye cikmasini teklif etmistir. fakat piazzola'nin babasi, bu kücük yasta turneye izin vermemistir. bu turne kolombiya'da ucak kazasiyla sonlanmis, gardel ve arkadaslari vefat etmislerdir. pizazzolla da her zaman babasinin dikkati sayesinde bandenon calmaya devam edebildigini, yoksa arp calacagi seklinde saka yapmistir. 1937'de arjantin'e geri dönüp bir süre arjantin'in en ünlü klasik müzik bestecilerinden alberto ginastera ile calismistir. 1954'de yarisma kazanarak paris'te ünlü fransiz müzisyen nadia boulanger ile calisma sansi elde etmistir. 1955'te arjantin'e geri dönüp calismalarina buenos aires'de devam etmistir. 1976'da askeri diktatörlükten kacarak italya'ya yerlesmistir. 1983'e kadar burada yasamistir.

kaynak:wikipedia, ingilizce türkce ceviri alin teri.

albümleri:

* two argentinians in paris (with lalo schifrin, 1955)
* sinfonia de tango (orquesta de cuerdas, 1955)
* adiós nonino (1960)
* piazzolla ... o no? (1961)
* tiempo nuevo (1962)
* tango contemporaneo (nuevo octeto, 1963)
* concierto en el philharmonic hall de new york (quinteto, 1965)
* el tango. jorge luis borges - astor piazzolla (orquesta and quinteto, 1965)
* la guardia vieja (1966)
* la historia del tango. la guardia vieja (orquesta, 1967)
* la historia del tango. epoca romantica (orquesta, 1967)
* ion studios (1968)
* maría de buenos aires (orquesta, 1968)
* piazzolla en el teatro regina(quinteto, 1969)
* original tangos from argentina vol. 1 & 2 (solo bandeneon, 1970)
* pulsacion (orquesta, 1970)
* piazzolla-troilo (dúo de bandoneones, 1970)
* música popular contemporanea de la ciudad de buenos aires. vol.1 & 2 (conjunto 9, 1972)
* roma (conjunto 9, 1972)
* libertango (orquesta, 1974)
* piazzolla and amelita baltar (1974)
* reunión cumbre with gerry mulligan (orquesta, 1975)
* suite troileana-lumiere (orquesta, 1975)
* buenos aires (1976)
* il pleut sur santiago (orquesta, 1976)
* piazzolla en el olimpia de paris (conjunto electrónico, 1977)
* lo que vendra (orquesta de cuerdas and quinteto nuevo tiempo, 1979)
* piazzolla-goyeneche (1982)
* oblivion (orquesta, 1982)
* suite punta del este (quinteto, 1982)
* live in lugano (quinteto, 1983)
* concierto de nácar (1983)
* swf rundfunkorchester (1983)
* piazzolla en el colon (conjunto 9 y orquesta filarmónica del teatro colón, 1983)
* live in colonia (quinteto tango nuevo, 1984)
* montreal jazz festival (quinteto tango nuevo, 1984)
* live in wien vol.1 (quinteto tango nuevo, 1984)
* enrico iv (sound track of film enrico iv, 1984)
* green studio (1984)
* teatro nazionale di milano (1984)
* el nuevo tango. piazzolla y gary burton (quinteto, 1986)
* el exilio de gardel (soundtrack of film el exilio de gardel, quinteto, 1986)
* tango: zero hour (quinteto tango nuevo, 1986)
* central park concert (quinteto, 1987)
* sur (sountrack of film sur, quinteto, 1988)
* luna. live in amsterdam (quinteto tango nuevo, 1989)
* lausanne concert (sexteto, 1989)
* live at the bbc (1989)
* la camorra (quinteto tango nuevo, 1989)
* hommage a liege: concierto para bandoneón y guitarra/historia del tango (1988) with liège philharmonic orchestra conducted by leo brouwer. the concerto was performed by piazzolla with cacho tirao, the historia by guy lukowski and marc grawels.
* bandoneón sinfónico (1990)
* the rough dancer and the cyclical night (tango apasionado) (1991)
* five tango sensations (astor piazzolla and kronos quartet, 1991)
* original tangos from argentina (1992)
* lausanne concert(sexteto, 1993)
* central park concert 1987 (quinteto, 1994)
* 57 minutos con la realidad (sexteto, 1996)
* tres minutos con la realidad (sexteto, 1997)

(urbiyo - 14 Ocak 2010 22:41)

bugün aklımdan hakkında yazmayı geçirdiğim ama üşendiğim için vazgeçtiğim sonra sözlüğü açtığımda solda adını görünce, "laan evren sağlam mesaj veriyor, yazmazsan adam değilsin" diye düşünmeme sebep olan müthiş sanatçıdır.

ailesi ailesi italya'dan göçen, arjantin'de doğan, new york'ta yetiştirilen bir insan evladıdır. sırf bu yüzden bile kendisini kıskanıyorum, o ayrı.

akordiyona benzeyen, bandoneon denilen bir müzik aleti çalan bu şahsiyetin müzikleri, dinleyenin aklını başından alır. yani en azından benim için öyle.

kendisi bir röportajında, genel olarak müzik aletlerinin pahalı olması nedeniyle, daha pratik ve ucuz olabilecek ve kilise müziği için elverişli bir müzik aleti ihtiyacının ortaya çıkması sonrasında bu enstrümanın ortaya çıktığından bahseder. ha bu arada bandoneon bir alman çalgısıdır.

yine ayrıntılarda kaybolacağım, asıl söylemek istediklerim başka yahu. bu adamın hikayesi bana çok değişik gelmektedir. şöyle ki, muhtemelen daha önceki entrylerde bahsedilmiştir, astor piazzolla tango müziğine başka bir boyut kazandırmıştır."new tango / nuevo tango " denilen bir tango müziği yapmaya başlamış ve bu konu hakkında yine bir röportajında bu değişikliğin aslında çok sancılı olduğundan bahsetmiştir. insanlar o zamana kadar süregelen müzikte değişiklik yaptığı için kendisine oldukça yüklenmişler. hatta iş hem astor piazzolla'yı hem de ailesini tehdit etmeye kadar gitmiş.

işte bana değişik gelen de bu, insanların tutumu. yani bu müzik nasıl benimsenmiş ki, birileri farklı bir şey denediğinde, böylesine bir tepki ortaya çıkmış, anlamıyorum. burada herhangi bir tepki/yerme/ay bunlar da ne biçim insanlarmış iması yok, bunu da belirteyim. yani gerçekten böyle bir sahiplenmeyi anlayamadım.

her neyse, sayın astor piazzolla tüm bu tepkilere rağmen yılmamış olacak ki bugün hala kendisini dinliyoruz. hem de severek, ayılarak, bayılarak. şu zamana kadar, konserine gitme şansını elde edemeyeceğim için en çok üzüldüğüm insandır ayrıca kendisi.

şuraya da iki konser videosu linki koyayım.

bu birincisi (edit: bu linkteki video kaldırılmış. uygun olduğum bir zaman hangi videoya link vermişim ona bakıp, sağlam bir link ile güncelleme yapacağım. o nedenle ölmesine rağmen linki silmiyorum)

bu da ikincisi

bu arada hangisinde hatırlamıyorum ama yukarıda ucundan kıyısından bahsettiğim röportajlar bu videoların birinde, ikisinde de olabilirler, off bilemedim. neyse, yani sadece müziğin olmadığı, sevgili astor piazzolla'nın da daha yakından tanınabileceği güzel videolar bunlar efendim.

(trugergruvba - 15 Kasım 2012 21:02)

dinlerken yasamin sadece geçici bir film oldugunu hatirlamanizi saglayan, nasil ki filmin içinde yer alan oyuncular fon müzigini duyamazlar; izleyici bu müzigi dinler ya.. iste bizi oyunculugumuzdan, filmin içinden cikarip yumusak ve rahat bir izleyici koltuguna oturtan, film kötü bitse de iyi bitse de sonuçta bitecegini farketmemizi saglayan huzur veren müzisyen.

(lolik - 21 Mayıs 2004 11:12)

- piazzolla akordeon değil bandoneon çalar
- yoyoma ile çalışma yapmamıştır, yoyoma albümünde onun çaldığı trackin üstüne çalmıştır..
- tangoyu her müzik türüne uyarlamıştır..
- yaşasaydı gotan projecti kınardı kesin..

(preisner - 28 Mayıs 2004 10:31)

ayrıca sur filmine de öyle vurucu bir müzik yapmıştır ki damar dayanmaz..

luna ve el tango (ki el tango'nun şiiri jorge luis borges'e aittir) albümleri, adamın kulağından girer, lakin bi tarafından çıkmaz niteliktedir..

gidon kremer de çok iyi yorumlar meredi..

(atlantisten gelen zekiye - 12 Ağustos 2001 15:34)

nasıl baştan çıkarıcı bir müzik, nasıl cazibeli ve karşı konulamaz. tatlı bir efkar bırakıyor insanın omzuna, hani derler ya şekerle karışık, aynı öyle işte. ben bir film karesine saklanıyorum, sen de, o da. güzel bacakları olan güzel bir kadın siyah tuvaletinin altından görünen ince bileklerini zarifce hareket ettiriyor; nasıl kibirli, nasıl gururlu. ama olsun, o havası aklımızı başımızdan alıyor yarabbi, o an hepimiz bu kadına aşık oluyoruz. tüm adamlar kollarında istiyor kadını; kadınlar ise hafif kıskançlıkla karışık hayranlıklarını gizlemiyorlar. işte tam bu an bir sigara olmalı ki efkar tablosu tamamlansın. sıcak bir yaz gecesi, pencere sonuna kadar açıkken korkusuzca sark camdan. elinde sigara püf.... püf... o müzikle gözlerini kapa ve sevgilin burda, yanında. düşünme şimdi acaba kimle, nerde, gecenin yarısı acaba... siyah tuvaletli güzel kadın kadar gururlu ve kendinden eminsin şu an. müzik almış gitmiş aklını. bir film karesiyiz hep birlikte, güney amerika’da orta sınıf bir mahallede. komşumdan astor piazzolla yükselmekte, ben de şarabımla eşlik ediyorum ona. aman canım diyorum, herkesin canı cehenneme. şu müzik, şu tatlı efkar, şu müziğin içindeki tutku, aşk, ihtiras. hiçbir şey siyahlı kadın kadar çekici değil şimdi, bırak sevgilini düşünmeyi, kimle işi varsa halletsin, hangi kızı istiyorsa sevsin. bu güzel yaz gecesinde, asi dalgalar misali onyüzbin çeşit duyguyu sana müzikten başka ne yaşatabilirdi ki? hiç susma e mi, hep bu filmin içinde kalalım tangocuğum. tangocuğum benim.

(kukuletali - 20 Haziran 2006 23:47)