Süre                : 1 Saat 26 dakika
Çıkış Tarihi     : 01 Ocak 1994 Cumartesi, Yapım Yılı : 1994
Türü                : Cinayet,Drama,Heyecanlı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Single Wing Productions
Yönetmen       : Wings Hauser (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Maria Dylan (IMDB),Wings Hauser (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Wings Hauser (IMDB)(ekşi), Linda Blair (IMDB)(ekşi), Cole Hauser (IMDB)(ekşi), Talbert Morton (IMDB), Dave Buzzotta (IMDB), Carmen Zapata (IMDB)(ekşi), Ernest Harden Jr. (IMDB)(ekşi), Beano (IMDB), Cali Lili Hauser (IMDB), Cali Lili (IMDB), Mitch Hara (IMDB), Bright Hauser (IMDB), Tom Hallick (IMDB), Nicky Katt (IMDB), Daryl Keith Roach (IMDB), Joni Berby (IMDB), Traci Burgard (IMDB), Cindy Valentine Leone (IMDB), Mickey Newbury (IMDB), Rick Blanchard (IMDB), Natalie Hays (IMDB), Mike Nyman (IMDB), Ryken Zane (IMDB)

Skins (~ Gang Boys) ' Filminin Konusu :
Skins is a movie starring Wings Hauser, Linda Blair, and Cole Hauser. A married couple is separated because of the husband's drinking. They are reunited to seek justice when their homosexual son is murdered by Neo- Nazi skinheads.


  • "cassie ainsworth karakteriyle cana can katan, sonra da o canı yakan dizi..(bkz: hannah murray)(bkz: oh wow)"
  • "daha önce yazan oldu mu bilmiyorum ama cassie karakteri luna lovegood'u hatırlatmaktadır."
  • "162 comment sonrasinda kimsenin neredeyse adindan bile bahsetmemesi cok ilginc fakat tum sezonlar icerisinde en saglam karakter belkide jack o'connell in oynamis oldugu james cook karakteridir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    ergenlik maceralarını en yalın şekilde ortaya koyan çok kaliteli bir ingiliz yapımı. bu diziye gençlik dizisi demek yanlış olur; görüntülerinin +18 olması, uyuşturucunun kralının gösterilmesi, en belirgin sebeplerdir. yalnız bu filmi bir kere seyreden bir ergeni de bir daha başından kaldırmak da imkânsızdır.

    işte bu ikinci şıkka sığınarak bir karşılaştırma yaparsak; dawson's creek’i çok sevmiş olsak da, bu dizi kadar gerçekçi ve çarpıcı asla olamamıştır. sadece gerçekliği değil estetik yönden de daha güzeldir. bunun dışında başka bir gençlik dizi olan o.c. ise ikinci sınıf bir dizi kalır bu dizinin yanında. zaten çok farklı yaklaşıyorlar ergenliğe. unutmadan bir de gossip girl adlı diziyle de karşılaştırma yaparsak, skins çok fazla ağır basıcıktır. new york’ta geçen, cıvık karakterlerin bulunduğu, zengin hayatının en uç noktalarını anlatan, onların saçma sapan kaprislerinden oluşan bunların yanında fakir ama gururlu, çalışkan bir gençle geçen hikâyesiyle zaten baştan kaybetmeye mahkûm. çünkü karşısında bristol’da geçen çok iyi kurgulanmış, elemanların rollerinin hakkıyla ortaya koyduğu çok iyi bir dizi var. (bu söylediklerimden yola çıkarak; avrupa sinemasını, amerikan sinemasından daha çok sevdiğimi zannetmeyin, her zaman amerikan sinemasını daha çok sevmişimdir. ama bu dizide her şey tamamen farklı)

    her karakterin birbirinden çok farklı olmasına rağmen ortak paydanın sadece arkadaşlık olduğunu sırf bu duygu etrafında toplanılması filmin kendi içerisinde en gerçekçi yanını oluşturmuş. klasik amerikan gençlik dizilerinde var olan zengin oğlan, zengin kız, gururlu fakir tiplerin, serserilerin olmadığı, bir masaldan ziyade daha çok insanın direk suratına çarpan öyküsüyle ilerliyor.

    filmde bulunan zengininde, fakirinde gayet basit bir şekilde etrafta görebileceğiniz tiplerden oluşması filmin diğer bir güzel yanı.
    filmin diğer bir güçlü yanı: en sağlamından iyi bir drama olmasıdır. dizide bulunan tüm ergen karakterlerin aile ilgili büyük problemleri var olması bu problemlerin karakterlere nasıl yansıdığını, nasıl yanlış yönlere sürüklediğini çok güzel bir şekilde veriyor. filme hâkim olan melankolik hava, seyredenlerin daha duygusal bakmasına neden oluyor. bu zor atmosfer, var olan karakterlerin çaresizliğine, sevincine, ergenlik heyecanlarına çok daha çabuk adapte olmamızı sağlıyor.

    içinde barındırdığı abartı duygusal tepkiler, çok sivri bir şekilde cereyan etse de , ”ancak bu hataları bir ergen yapar” diyerek dizinin gerçekliğinden kopmuyorsunuz.
    her karakter üzerinde çok fazla çalışıldığı, hepsinin çok ince işlendiği her halinden belli oluyor. ingilizlerin, coupling’le birlikte ortaya koyduğu, farklı karakter yapma özelliği bu dizide de var.

    belki de dizinin bu kadar çarpıcı olmasının nedenlerinden biri de, kesinlikle ingiltere’de çekilmiş olmasıdır. ingilizlere has özgürlük havası filme pozitif katkı yapıyor. amerika’da çekilmesi durumunda yüzlerce kez sansüre uğrayacağı için bu kadar iyi olabilirimiydi bilmiyorum…
    spoiler vermeden bir filmi anlatmak zor oluyor. mümkün olduğunca (hatta hiç vermedim) hikâye ile ilgili bir şey vermedim. belki çok abartılı bulanlar olacak ama gerçekten gayet keyifle ve hüzünle seyredilecek bir dizi. velev ki seyredip de beğenmeyen olursa efendim özel mesajdan rahatça küfür edebilir.

    filmde en çok dikkat edilecek nokta; oynayan elemanların nasıl döktürdüğüdür. inşallah dizi sona erdiğinde bu görüşlerimizde bir değişiklik olmaz…

    son yıllarda izlediğim en iyi sezon finali bu dizide olmuştur, wild world
    ile birlikte müthişti.

    küçükte olsa biraz karakterlere bakarsak:

    sid: dizinin en kral elemanı, tony neyse bu tam tam tersi. (en sempatik, en şirin karakter ama bakir ...)

    tony: en alasından bir piç, ama kötü değil içinde hala bir şeyler var. (iki kelimeyle o.ç. dur ama iyidir)

    jal: dizinin en aklı başında karakteri. (bu kız olmasa o grup dağılır diyorum başka bir şey demiyorum...)

    cassie: en tatlı ama bir o kadar sorunları olan biri. (bir kız ancak bu kadar masum aşık olur …)

    chris: en zor hayata sahip olmasına rağmen en neşeli adam. (kendisine helal olsun diyorum)

    anwar: her türk erkeği kendini onda görecek. (namaz kıl ama karıya da çak içkide iç oh! ne ala )

    maxxie: dizinin gay kontenjanını dolduruyor. (yazık değil mi lan o yakışıklılığa)

    michelle: salak âşık… (fazla söze gerek yok)

    not: bu değerlendirme sadece 1. sezon seyredilerek yapıldı. ayrıca buradan cassie’ye selamlarımı yollayarak ilerde başka rollerde görmek umuduyla. :)

    edit büdüt: juicebox sağolsun, msj atmış, sid'i unutmuşun diye. harbi nasıl unuttuk filmin baş karakterini. howveritas'da mesaj attı dizi bristol'da geçiyor... (edit manyağı oldu lan entry :d)


    (weskagan - 15 Temmuz 2008 20:50)

  • comment image

    canımdan çok sevdiğim halde beni inanılmaz sinirlendiren dizidir. öncelikle ulan 8 bölüm yapmak ayıp değil mi. hayır bölümlerde öyle l word gibi saatler süren bölümler değil, bildiğin 40 dakika. o kadar bekledikten sonra daha başladığını anlayamadan biten bir sezon oldu.

    bundan sonra yazacaklarım için

    --- spoiler ---

    daha sezon başladığında dedim ki "lütfen bütün sezon bu ölen kızın üstünde dönmesin" ama ne oldu, öyle oldu. senaryoyu kötülemek istemiyorum gerçekten, ama nerde birinci seri, nerde ikinci serinin birinci sezonu, nerde bu. tamam ben demiyorum normal amerikan dizisi gibi 24 bölüm olsun, ama 8 gerçekten çok az.

    freddie'nin ölümünden bahsetmiyorum bile, gerçekten çok gerzekçeydi. skinsden "bizim geleneğimiz bu, her jenerasyondan birini öldürüyoruz" tarzı bir yaklaşım beklemezdim. skinsden "gelenek" beklemezdim. her sezonda kim ölecek diye mi düşüneceğiz. ayrıca daha bok yoluna gidebilir mi bi insan ? hani resmen "öldürmek zorundaydık, otobüs çarpsa o zaman tony gibi diyeceklerdi, bari daha saçma bir şey bulalım" demişler de bunu bulmuşlar gibi. ayıp.

    sonra, biliyorum sonra ne olacağını falan asla söylemiyorlar da, eski seride en azından bir geçiş vardı. yani effy tony'nin kardeşiydi mesela, son bölümlere doğru ona da ağırlık verilmişti falan. güzel bir transition yaşanmıştı. ee şimdi ne olacak ? keşke öyle bir şey düşünülseydi.

    dizinin akışından bağımsız olarak, tamamen kendim yüzünden üzüldüğüm bir başka gerçek var ; şimdi oynayan insanların 94lü falan olacak olması. bu seride bile zaman zaman karakterlerin çok çocuk göründüğü sahneler varken, şimdi 93-94lü adamı nasıl ciddiye alacağım.

    ayrıca sadece ben mi farkettim bilmiyorum ama skinsde sanki bir mainstreamleşme başladı. biraz daha yumuşatıldı falan. sürekli manyak gibi ilk seri ilk seri diyip duruyorum ama sanki daha gerçekti. sorunları, uğraştıkları şeyler. burda sadece ağır depresyonda olan bir kızımıızn çok güzel olması sonucu insanları parmağında oynatmasını izliyormuşuz havası verdi bir yerden sonra. -ki yanlış anlaşılmasın, tekrar söylüyorum, effy sen bizim her şeyimizsin. bak beni bile burdan parmağında oynatıyor mesela-

    ---
    spoiler ---

    neyse diyorum, yeni sezonu bekleyelim bari.

    aa ayrıca, amerikan casti seçilmiş, çekimlerine başlanıyormuş falan filan.


    (slade junkie - 20 Mart 2010 12:38)

  • comment image

    2. sezon 9. bölümde en sevdiğim karakter cassie ve sid arasında geçen şu kısacık dialog için bile hep seveceğim dizi:

    --- spoiler ---

    cassie : i'll love you forever sid.
    sid: you will?
    cassie: yes. that's the problem.

    ---
    spoiler ---


    (esneyenahtapot - 15 Nisan 2011 10:53)

  • comment image

    önceleri ilk sezon mükemmel 2. sezon boktan lan derken 2. sezona alışıp 3. sezona geçince ilk 2 sezon süper 3. sezon boktan lan derken 4. sezona geçip ilk 3 sezon süper 4. sezon boktan derken 5. sezona geçip ilk 4 sezon süper 5. sezon boktan derken 6. sezonu var mı lan dedirten dizi!


    (efes darth - 9 Ocak 2012 07:13)

  • comment image

    --- spoiler ---

    "you think you know death but you don't. not until you've seen it. really seen it. and it gets into your skin, lives inside you. but you also think you know life. standing on the edge of things and watch you go by but you're not living it, not really. you're just a tourist. a ghost. then you see it. really see it. and it gets into your skin and lives inside you and there is no escape. there is nothing to be done and you know what ? its good. its a good thing. and that's all i got to say about it."
    ---
    spoiler ---

    yine hüzünlendim amk.

    (bkz: james cook)


    (samkayndof - 21 Aralık 2013 11:23)

  • comment image

    1. sezon 6. bölümde friends'e selam çakan dizi. friends'i izlemeden önce fark etmemiştim, güldürdü şimdi.

    --- spoiler ---

    anwar: you speak english!
    anka: yeah! i learned from like so the best american show ever. how you doin'?

    anwar: anka?
    anka: he's my husband.
    anwar: your husband?
    anka: we were on a break.

    ---
    spoiler ---


    (cuentista - 12 Nisan 2014 19:46)

Yorum Kaynak Link : skins