Imitation of Life (~ Zehirli hayat) ' Filminin Konusu : Imitation of Life is a movie starring Lana Turner, John Gavin, and Sandra Dee. An aspiring actress befriends a black widow, but trouble arises when the latter is rejected by her daughter, who tries to pass for white.
Ödüller :
The Bad and the Beautiful(1953)(7,9-11488)
A Time to Love and a Time to Die(1958)(7,8-2501)
All That Heaven Allows(1956)(7,7-11530)
Imitation of Life(1934)(7,6-3521)
There's Always Tomorrow(1956)(7,6-2153)
Written on the Wind(1956)(7,4-10153)
Peyton Place(1958)(7,2-4667)
The Tarnished Angels(1957)(7,2-2702)
All I Desire(1953)(7,1-1485)
Magnificent Obsession(1954)(7,1-5169)
Golden Globes : "Golden Globe-Best Supporting Actress"
charades, pop skillwater hyacinth, named by a poet.imitation of lifelike a koi in a frozen pondlike a goldfish in a bowli dont want to hear you crythats sugarcane that tasted goodthats cinnamon thats hollywoodc'mon c'mon no one can see you tryyou want the greatest thingthe greatest thing since bread came sliced.you've got it all, you've got it sized.like a friday fashion show teenagerfreezing in the cornertrying to look like you dont trythats sugarcane that tasted good.thats cinnamon thats hollywoodc'mon c'mon no one can see you tryno one can see you crythats sugarcane that tasted goodthats freezing rain thats what you couldc'mon c'mon no one can see you crythis sugarcanethis lemonadethis hurricane, i'm not afraid.c'mon c'mon no one can see me crythis lightning stormthis tidal wavethis avalanche, i'm not afraid.c'mon c'mon no one can see me crythats sugarcane that tasted goodthats who you are, thats what you couldc'mon c'mon no one can see you crythats sugarcane that tasted goodthats who you are, thats what you couldc'mon c'mon no one can see you cry
(azuth - 18 Ağustos 2002 18:13)
neden olduğunu hiç anlamadığım bir şekilde beni çok etkileyen şarkıdır. rem'i çok bilmem, pek sevmem fakat bu şarkıyı ne zaman duysam mutlu oluyorum. bir de cry mı diyor try mi hiç anlamıyorum ya ona da çok şaşıyorum. bolca yazılmış çizilmiş gerçi ama videoklibi de bir harikuladedir gerçekten.
(greatest thing since bread came sliced - 10 Ocak 2010 02:27)
1959 yapımı drama filmi. hikayesi başroldeki lara turner'ın hayatına benzemekte hırslı, başarılı bir aktris olma yolunda ilişkilerinden ödünler veren bir kadını konu almaktadır. yönetmeni douglas sirk ve diğer oyuncuları john gavin, sandra dee, dan o'herlihy, susan kohner'dir.
(supernova - 13 Şubat 2003 00:05)
klibinde kameralar değişik açılara yerleştirilmiş ve üst üste montajlanmış olan spike jonze yaratıcılığının arka arkaya hatırlatıldığı rem parçası
(ars - 3 Mart 2003 14:48)
remin yıllar sonra hatılayıp dinlediğim şarkısı klibi de pek bir güzeldi
(kaimono - 16 Ağustos 2011 02:02)
anthrax'ın among the living albümünün son şarkısı. there's nothing i hate more, than all these plastic peoplewith all their plastic promises, and all their plastic dealsthey just can't be themselves, and live their own lives outthey're just an imitation of what life's all about"because of me you are who you areso sign your name, and you'll go fari'm your friend, i think you shouldso sign your name, it's for your own good"how many times have you heard this today ???some bogus piss-on saying "let's do lunch babe"for them this bullshit, it's their whole lifecut through their bullshit with a knifeimitation of lifeooooooooh, ooooh, ohanger burnswhatever happened to the guy i knewa media creation, a monster grewour story had an unhappy endbut this could change, i still call him friend"take my advice, listen to mea great opportunity, can't you seei only want what's best for youthe deal of a lifetime, what more can i do"how many times have you heard this today ???some stupid sucker says "it's great, we luv ya babe"for them this bullshit, it's their whole lifecut through their bullshit with a knifeimitation of lifeooooooooh, ooooh, ohanger burnsbands dress like women, with hairspray and lacei'd pass an image law, stick it in their facelet's see how long they keep dressing this waywearing this image twenty four hours a day ...did you ever think for yourself ??just once, did you ever think ??that's all i want to knowimitation of life, living out a lieyou'll never be right, imitation of lifewhy are you here ??, you're taking up my spacethe new imperfect race, imitation of lifeooooooooh, ooooh, ohanger burnswhatever happened to the guy i knewa media creation, a monster grewour story had an unhappy endbut this could change, i still call him friendthere's nothing i hate morethan all these plastic peoplewith all their plastic promisesand all their plastic dealsthey just can't be themselvesand live their own lives outthey're just an imitationof what life's all aboutimitation of life
(uco - 21 Mayıs 2003 19:45)
like a friday fashion show teenager freezing in the corner trying to look like you dont try gibi söylemleriyle alttan alttan dalgasını da geçmektedir rem. bana moral verici bir şarkıdan çok "bak bu budur, aha bu da bu" gibi diktelerle kafayı sıyırtan diktatörleri hatırlatır. ayrıca şarkının adı imitation of life, başlı başına bir pessimism sebebi bence.
(wounded walker - 23 Ağustos 2003 01:10)
remin $u siralar mtvde sikca yayinlanan muhte$em bi klibe sahip $arkisi.
(dementia - 20 Nisan 2001 21:55)
klibi bir deha ürünüdür. http://www.youtube.com/watch?v=0vqgdssfqpsyapımı:http://www.youtube.com/watch?v=4ew-e3jfk5u
(orhan tv - 6 Eylül 2013 02:32)
videoklip tarihinin en parlak fikirlerinden bir tanesine sahip parça. şarkının kendisi de acayip güzeldir ve revealın en mutlu şarkılarındandır.
(edved - 18 Ocak 2004 18:12)
başında "cuvvok cok cok" efektleri ile giren son derece başarılı (ne kadar yetersiz oldu) rem parçası. yaz günleri gelende ses sonuna kadar açılıp dinlenilesi, her nerede isek sek sek sekilesi bir çalışma olmuş, keşke sözlerini ben buraya nakletse idim dedirten müzikal başarı olmuş. "thats who you are, thats what you could. c'mon c'mon no one can see you cry" cümlesi ile sevindirir*, güldürür, easy like sunday morning havasına sokar dinleyeni*.acaba the greatest thing since bread came sliced rem'in kendisi midir? (belki, olabilir)
(cheja - 23 Mayıs 2001 13:27)
spike jonze : "directed r.e.m's 'imitation of life' music video (2001), shot in 20 seconds." diyor imdb. herhalde doğrudur. (bkz: smiley)kendisi aynı zamanda being john malkovich'in de yönetmenidir.edit: zamaninda imdb yanlis bilgi vermis anlasilan. yonetmeni garth jennings imis.
(has sushi - 7 Haziran 2001 23:14)
mealen mış gibi yaşamak. hep bir şeyleri denemek, başaramamak filan. her seferinde "no one can see you try" diyerek devam etmek. hani "insan nasıl mutlu olacağını bilmesine rağmen, mutlu olamayabilir" demiş ya orhan pamuk *, onun gibi. neticede "no one can see you cry", ağla ağla açılırsın.thats hollywood, sinema işte.
(somebody save me - 14 Ağustos 2014 16:22)
ırkçı önyargıları, toplumsal yozlaşmayı, sevgisiz ve düşman bir dünyayı betimleyen tipik bir douglas sirk melodramı. aynı zamanda yönetmenin hollywood makinesiyle özel bir hesaplaşması.
(hanging rock - 23 Mayıs 2015 16:56)
$arkıya klipte sürekli insanlar e$lik ediyorlar,tek bir scene shot nasıl bu hale getirilebilir,nasıldır halen çözemediğim inanilmaz $ahane,her seferinde yeni $eylerin ke$fedilecegi klibe sahip $arkı.
(dementia - 13 Temmuz 2001 01:09)
yaratıcılığın doruğunda şaheser bir klibe sahip rem şarkısı. ancak spike jonze 20 saniyelik çekimden böyle birşey çıkarabilirdi (bir ihtimal bir de michel gondry). ilk izleyişte mal gibi bakılır, sonraki izleyişlerde detayların farkına vardıkça "oha spike, allah belanı versin" demeden durulmaz.
(gebura - 17 Temmuz 2005 16:45)
sessiz sinema,pop yeteneği,deniz sümbülü,bir şair tarafından ismi konmuş,yaşam imitasyonu..bir japon balığı`*` gibi,donmuş bir havuzda..bir süs balığı gibi,bir klozetin dibindeki..senin ağlamanı duymak istemiyorum.( artık seslerin pek bir önemi yok, herşeyin görünüş üzerine kurulduğu bir düzende.. geçici yetenekler arıyoruz artık sadece..`*`: japonlar sadece göze hoş gelmesi için genlerleriyle oynarlar balıkların, birçokları azap verici acılarla boğuşur, resesif genler türedikçe hastalık kapma olasılıkları artar, mutasyon akla gelemiyecek özürler getirir beraberinde sadece süs için..güzel olan ne kadar popülerse modası geçtiğinde o kadar değersizdir.. aslında güzelliğin anlamı kalmaz çirkinlik günah addedilirken.. varolan dengeler karşıtların çatışmasıyla kurulur der diyalektik. kutuplardan birisini kafamızda bitirmemiz yeterlidir kaosun tomurcuklanması için..) bu şekerkamışı güzel tat veren,bu tarçın`*`, bu hollywood,haydi,haydi kimse denediğini göremez.(`*`: tatlılarla barışık olan tek baharattır.. eskiler mutluluk verici bir madde olarak kullanırlarken günümüzde parfümün ana maddelerinden biri olmuştur.. özünde bozuk olan birşey iyi bir makyajla beş duyuya hitap edecek hale getirildiğinde gerçek biraz daha uzaklaşır..hollywood'u karşısına almaktan çekinmez stipe..boyalı tepe, başında gelmektedir günümüz tarçınlarının..kimse denemiyor ama gerçeği görmek için..)en muhteşem şeyi istersin,ekmek dilimlene geldikten beri en muhteşem şeyi,herşeye sahipsin, uygun ölçülerde sahipsin.cuma günkü bir moda şovu gibi, yeniyetmeköşede donarken.denemezmişin gibi gözükmeye çalışırken...(herşeyin en güzeli insanoğlunun tekelinde olmak için vardır.. didinir dururuz saçlarımız dökme, hücrelerimizi bozma, derimizi dökme pahasına 'mükemmele' ulaşmak için.. 'mükemmel' olan göz önünde olandır bize göre modadır sadece.. spot ışıklarını çok severiz huyumuz kurusun ki..onlar askılardan ibarettir sadece, uygun ölçülere gelmek görevleri olarak dikte ettirilmiştir..(mutsuz olsalarda 'söyleneni yap' komutu verir beyinleri.. yolları büyük patronların masasının altından da geçer elbette..) yalnız şöyle bir sorun vardır: insanlar taşınan kıyafetlere değil askılara bakmaktadır sadece ağızlarını suyunu akıtarak.. herşey vücut temasına kurulmaktadır artık..uyum sağlamaya çalışırken küfür etmiyor musun sen de bu işlere?..)bu şekerkamışı güzel tat veren,bu tarçın, bu hollywood,haydi haydi, kimse denediğini göremez.kimse ağladığını görmez,bu şekerkamışı güzel tat veren,bu donduran yağmur,bu senin yapabildiğin..haydi haydi, kimse ağladığını görmez.bu şekerkamışıbu limonatabu fırtına, ben korkmuyorum..haydi haydi, kimse ağladığını görmez.bu şimşekli fırtına,bu gelgit dalgası,bu çığı, ben korkmuyorum..haydi haydi, kimse ağladığımı görmez.(bu mücadele de müziğini yapıyor stipe sözleri kendine çevirirken.. yalnız hissediyor feci şekilde bu mücadelesinde.. insanlar zaten yanlış olduğunu bile bile yapıyorlarsa bunları, uyarmanın bir manası kalmıyor aslında sanatçı ne kadar çığırsa da.. manasız da olsa sonuç alıyor az da olsa.. birikmesini dilemek kalıyor sadece sonuçlarının.. )bu şekerkamışı güzel tat veren,bu kim olduğun, bu ne yapabildiğin..haydi haydi,kimse ağladığını görmez.bu şekerkamışı güzel tat veren,bu kim olduğun, bu ne yapabildiğin..live 8'de rem'in açılış şarkısı, stipe'ın electron blue'sundan kalma savaş boyasıyla yaptığı önsöz hala aklımda:stipe: hello this is rem and this is what we do! (bkz: commercial for levi)*(bkz: californication)*(bkz: hollywood)*(bkz: american dream)*(bkz: fake plastic trees)*(bkz: money for nothing)*
(starcrossed - 23 Ağustos 2005 23:11)
duyulduğu anda durulası ve şarkı bitene kadar kıpırdanılmayası şarki.saygı duruşu.
(aysegulnazcan - 15 Ocak 2006 20:08)
hastasi oldugumuz klibin yonetmeni spike jonze degil garth jennings'tir.
(cubique - 19 Mayıs 2006 00:44)
douglas sirk un 1959 yapimi muhtesem basyapittir imitation of life. imitation aldatmaca midir, yoksa gerceklerin yansimasi mi?bir douglas sirk filmi bana gore spoil edilemez, ama ben izlemedim, bilmek istemiyorum diyorsaniz okumayin bundan sonrasini.imitation of life bana gore herseyden cok gizli irkcilikla ilgilidir, ve bunun ipuclarini zaten daha acilis sahnesinde (ki sirk'un karakterlerini izleyiciye tanistirmasi her zaman efsanevi, her zaman ders gibidir) sirk veriyor. kesfini luara mulvey'e borclu oldugumuz bir ilk dakika golu var mesela o acilis sahnesinde. ancak ciddi provalarla ve hesaplanarak elde edilebilecek bi kare var. lora (lana turner) merdivenlerden inerken fotografci onun fotograflarini ceker. tam o sirada arkadan guzeller guzeli siyah bir kiz gelir, fotografci onu da cekecekken lora adama carpar. mulvey'e gore bu sahne kadinin bir anlamda bilinc altidir. o kadar kisadir ki bu sahne... ve o kadar cok anlam yukludur ki o fotograf.daha sonra annie (juanita moore) ile tanisiriz. annie sunlari soyler lora'dan kendisine is vermesini isterken:evde bir yardimcin olsun istemez misin, kucuk kizina bakacak? akli basinda, duzenli bir kadin, kus kadar yiyip hic tatil yapmadan calissa da umursamayan ve cok ucuza calisacak birini istemez misin?annie siyahtir. siyahlar kus kadar yiyip cok ucuza calisirlar. film yurek paralayan sahnelerle devam eder ve finali da feci hislidir. ama douglas sirk, her seferinde dedigim gibi, dedikleriyle oldugu kadar gosterdikleriyle de insani buyuler. bakacak goze anlatacagi hikaye bitmek tukenmek bilmez.aynalari bu filmde ornegin cok sistematik bir bicimde imitation meselesini sorgulamak icin kullanmistir. her aynada bir akis belirdiginde bu 'an' o kisinin hayatinda gercek mi yoksa gercekustu ve belki de hic gercek olmamasi gereken mi bilemedigimiz, ama hayatin taa icinden bir gercegin yansimasi olan anlar. kisinin gerceklerin tuhaf yansimalarinin cok derinlerde hissettigi anlar . sarah jane'nin annesi siyah oldugu icin dayak yedigi an, lora'nin yillardir birlikte yasadigi annie nin ozel hayati hakkinda hic bir fikrinin olmadigini anladigi an, ve daha bir cok boyle an. aydinlanma ve bu aydinlanmadan oturu karanliga gomulme, ice cekilme anlari. gelmis gecmis en dokunakli filmleri dehasi ile ceken, kolaya kacmayan douglas sirk'e hayran olmamak elde degil. ona, samimiyetine, caliskanligina ve izleyiciye saygisina saygi duymamak, sinema sanatina kattiklari icin ona mutesekkir olmamak elde degil.
(fitfit - 23 Ağustos 2006 05:22)
Yorum Kaynak Link : imitation of life