Five Minutes of Heaven (~ Cennette bes dakika) ' Filminin Konusu : Deney, Çöküş ve İstila filmleriyle tanıdığımız Olivier Hirschbiegel'in bu ödüllü filmi, yaşanmış olaylara dayanan çarpıcı ve düşündürücü bir dram. Kuzey İrlanda'nın çalkantılarla dolu yakın tarihini incelerken geleceğe doğru uzanan yolun, kendi geçmişiyle yüzleşmekten geçtiğini anlatan film, 1975 yılında başlıyor. İngiltere'yle birleşme yanlısı Ulster Gönüllüleri'nden 17 yaşındaki Alistair Little, 19 yaşındaki Katolik Jim Griffin'i öldürür. İki hafta sonra Alistair tutuklanarak cezaevine gönderilir. Jim'in 11 yaşındaki kardeşi Joe, cinayetin tanığıdır. Cinayetten 33 yıl sonra, hayalimizde şunu canlandırırız: Katil Alistair'le kurbanın kardeşi Joe karşılaşsalardı ne olurdu?
Ödüller :
Ein ganz gewöhnlicher Jude(2006)(7,1-243)
Seraphim Falls(2007)(6,7-27650)
Chloe(2010)(6,3-64165)
After.Life(2010)(5,9-34228)
The Other Man(2009)(5,5-10441)
Sundance Film Festivali : "Directing Award-World Cinema - Dramatic"
BAFTA : "BAFTA TV Award-Best Writer"
Sundance Film Festivali : "World Cinema Screenwriting Award"
yönetmenliğini oliver hirschbiegel'in yaptığı film. başrolünde james nesbitt ve babacan jedi liam neeson var. sundance'den birkaç da ödülle dönmüşlüğü var bu filmin.film kuzey irlanda'da geciyor. dinsel hoşgörüsüzlük nedeniyle, katolik bir adamı öldüren alistair ile ölen adamın kardeşi joe'nun hikayesi. ikili yıllar sonra bir reality show'da buluşmak için bir araya gelirler, ancak işler karmaşıklaşır.bu film revanche'ı andırıyor biraz.
(whatdreamsmaycome - 22 Nisan 2009 11:59)
iyi oyunculuklarına (bilhassa james nesbitt döktürüyor) ve iyi niyetli bir alt metni de olsa sıkılmadan izlemek konusunda tereddüt edebileceğiniz bir film.--- spoiler ---girişten abi giffen'in öldürüldüğü sahneye dek yaşanan süreç dink'in öldürülmesine benzer bir süreç ve iki cinayet arasında paralellikler dikkatinizi çekecektir veya çekmiştir eminim.abisi içerde kurşunlara hedef olurken kendisi evin kapısının önünde denyo denyo top sektiren joe(küçük giffen-geleceğin nesbitt'i) cinayetin faturası validesi tarafından kendisine ihale edilip nefret objesi halene dönüşerek ana sevgisinden mahrum kalıyör.n'oluyör?joe çoktan çoluğa çocuğa kıla kırçıla karıştığı halde, anasının kendisine yönelttiği nefretle geçen yirmi beş-otuz senenin faturasını meşru sahibi alistair'e emaneti monte etmek suretiyle ödetmek arzusuyla tutuşuyor.irlanda tv cemiyetinin yerel deniz akel'leri bir tv programında artık cezasını çekerek hapisten çoktan çıkmış olan alistair little ile joe giffen'i karşılıklı buluşturulup reyting'in dibine vurmak istiyorlar.bu (bu joe oluyor) social personality disorder sahibi bir vatandaş olup utanmadan bir de az sonra cinayet işleyecek olmanın heyecanıyla adrenalin tavan yapınca başlamak üzereyken programı terk ediyor.herşey iptal,deniz akel'ler berserk..joe sikerim hatrınızı çıkmıyorum,senedim mi var lan ibneler deyip gidiyor.gel gör ki içinde cayır cayır yanan intikam ateşi dinmek bilmiyor.kanlısı alistair'le bir buluşma ayarlıyorlar,ya affet ya gebert temalı.joe belli dolmuş,hem de tepecik vasıtası gibi(bilmeyene izahat,izmir'de kerhanenin son durağa yakın olduğu güzergah).alistair'i gebertmeye and içmiş,öldürmeye çalışıp öldüremeyince kafes dövüşçüsü gibi sonuna kadar kapışmasıyla bu mana daha da pekişiyor.neyse sonunda öpüşüp kardeş olmasalar da joe,alistair'i affedip olur olmaz gebertme teşebbüslerinden vazgeçeceğine hem bizi hem de hasmını ikna ediyor...geçen kahvede böyle anlattım,çok beğendiler(anlatımı,filmi değil)--- spoiler ---
(yeramyan - 9 Haziran 2009 11:16)
--- spoiler ---ingiliz/irlanda aksanına herhangi bir alerjiniz yok ise;kısa kesik bir sürü lafların yanyana gelerek oluşturduğu uzun diyaloglardan hoşlanıyorsanız;muhtemelen seveceğiniz film. anasının kıymetlisinin öldürülmesinden sonra, ergenliğini boyunca annesinin dırdırı ile kişiliği örselenen giffen'in reality şovda abisinin katili ile karşılaşmaya çalışma süreci konu ediliyor. her ne kadar politik olsa konu, aslında giffen gençliğinin intikamı peşidedir. belki loser görüntüsününden kurtulmak adına. ki aslında karısı, iki çocuğu ve işi ile hiç de loser değildir. laflar arasında çocuklarının kendisine saygı duymasından bahseder. filmin politik bölümü ise çok basittir, sadece karşı kutuptan katolik öldürme niyetinde olan genç yeniyetmemiz, çete olarak verdikleri ultimatonu yerine gecikmeli de olsa yerine getirecek olan katoliği sadece çetesinde kabul görmek, alkış almak için öldürür. karşılıklı diyaloglar, insanları bugünlerini anlatmak için önce geçmişlerini anlatmak üzere yola çıkan iyi film. aksiyon filmi beklemeyin yok öyle bir şey. --- spoiler ---http://www.imdb.com/title/tt1238291/bu sene filmekiminde elimizi öpecek filmlerden
(ride - 2 Ekim 2009 16:33)
bu filmi nitelemek için en son kullanacağım kelime "sıkıcı", kullanacağım ilk kelime "düzgün" olur... çok düzgün bir film bu hakikaten.. ne olması gerekenden kısa, ne de uzun. diyaloglar çok derli toplu, akıcı ve net. kesinlikle dolambaçlı değil, sade, ama ne ifade etmek istediğini bilen laflar çıkıyor karakterlerin ağzından... çünkü irlanda meselesi zaten özünde çok netti... bunu göstermek için bu kadar sade bir film yeterli.. politikaya ilgi duymayanları sıkabilecek bir film, ama yine de izlemek için özel bir ilgi de gerektirmiyor... bana ise, "frost" isimli filmi anımsattı epey, özellikle çekimle ilgili sahneler.. bundan sonrası az spoiler içerebilir: bu filmde benim en çok hoşuma giden bölüm, kesinlikle alistair'in kameranın önüne ilk oturuşunda söyledikleriydi. film, aslında en başından alistair'i kötü adam olarak konumlandırıyordu, düşünmeden bir cana kıymış, üstelik bu hatıralar sayesinde deli gibi para kazanmış, ülke ülke gezip arabuluculuk yapan eski terörist, yeni statü sahibi adam... yalandan da bir özür dileme falan.. oysa karakterimiz hiç öyle değil, duygularında çok samimi, çünkü günahının bedelini adeta bir vazie dönüşerek gidermeye çalışıyor, tıpkı günahkar bir adamın, dine dönünce çok daha inançlı biri olması gibi.. ve mesajını hiç lafı dolaştırmadan, dümdüz veriyor. aşağı yukarı şöyle diyor: "neden mi ülke ülke gezip seminerler veriyorum? benim gençliğimdeki gibi düşünceleri olan gençleri o örgütlere katılmadan duyabilmeleri için... çünkü bir kere o örgütlere katıldıktan sonra onlara sesinizi duyurma şansınız yoktur. artık, o örgüte dahil olan herkes iyi, karşısında olan herkes kötüdür. bizden ölen herkes kurban, onlardan ölen herkes ise kazançtır. karşı taraftakilerin iyi birer karakterinin olup olmaması, çoluğu çocuğu ailesi, onların ne kadar üzülecekleri düşünülmez. ya ordasınızdır ya burda..."bunca film izledim, bu konuda mesajını böylesine net, böylesine iyi veren film görmedim arkadaş... alistair karakteri, bence kesinlikle fenomen olabilecek kadar iyi bir karakter olmuş...
(polly jean - 26 Ekim 2009 22:04)
bu film geçmişindeki yaradan kurtulduğunda nereye gideceğini bilememeyi anlatır. ister politik, ister kişisel her cinayet insanidir diyerek fikrini ortaya koyar.
(sakallis - 14 Kasım 2009 17:10)
irlandalı joe griffen * abisinin ölümüne tanık olur ve bu travmayı üzerinden atamaz. bir televizyon programı da onu öldüren fanatik ingilizi * bularak bu iki kişiyi bir tv programına çıkarmak için buluşturmaya çalışır.film yine ira temalı politik film gibi dursa da aslında bu iki erkeğin hesaplaşmasını anlatıyor. yönetmenin medya eleştirisi ve geçmişin izlerini arayışı oldukça ustaca. tempoyu arttırış ve azaltışları gerçekten etkili. oyunculuklar her zaman ki ingiliz profesyonelliğinde. filmin sundance'ten en iyi yönetmen ve sinema yazarları ödüllerini aldığını da hatırlatmak isterim.
(porco rosso - 16 Kasım 2009 22:43)
http://www.yenisafak.com.tr/…2010&y=ducanecundioglu filmi bambaska bir pencereden gören gösteren guzel bir yazı
(bayrak - 24 Nisan 2010 13:48)
--- spoiler ---ölen adam liam neesondan insanları şoke eden bir finalle bitiyor.. hehe... ben daha izlemedim ama herif ölseydi kesin bilirdik!--- spoiler ---
(seyuranto - 27 Nisan 2010 09:10)
çoğu yerde adı ölüme beş kala olarak çevrilmiş.
(sheen - 1 Ekim 2010 17:04)
sade bir öykü... çok başarılı bir cast..yalın anlatımlı bir hikaye, kolay anlaşılır fakat çok vurucu... her dünya vatandaşına, hele de şöyle bir süreçte şiddetle tavsiye edilir... izleyin, izletin... **spoiler** filmin ilk yarısında kurbanın, sonra öldürenin yanındasınız... filmin sonunda ikisi adına da mutlu oluyorsunuz...
(journalist - 12 Şubat 2011 17:54)
--- spoiler ---intikamını alıp ciğerini soğutabilmek için,anasının bikbiklemelerinin etkisini biraz olsun azaltabilmek için, yine anasının sırtına yüklediği ağır suçluluk duygusunu hafifletebilmek için,abisinin katilini eline geçen ilk fırsatta öldürmeyi kafasına koymuş joe giffen'ın kısa bir hikayesi. tabii bir de katil olan alistair'in hikayesi var ama tv programının çekimleri sırasında anlattıkları dışında o fazla vurgulanmamış gibi geldi bana. çünkü o artık affedilmek dışında sorunu olmayan, sakin, olgun bir karaktere dönüşmüş. gençliğinde neyi neden yaptığını defalarca düşünmüş ve kendi cevaplarını bulmuş. şimdiyse tek derdi joe tarafından affedilmek. o ise hiç kolay değil, çünkü joe başına gelen her şeyin sorumlusunun* alistair olduğunu düşünüyor. filmi güzel film yapan unsur da bana göre budur.--- spoiler ---
(ver der veremem - 19 Temmuz 2011 14:05)
yolculuk esnasında izlemiştim koltuk televizyonundan. iyi ki de izlemişim. türkiye'deki olaylara yardımcı olabilir.
(muhammed kutalmis - 30 Temmuz 2011 02:09)
filmimiz 1975 yılındaki bir cinayetin detaylarıyla başlıyor. 17 yaşındaki alistair irlanda'nın ingiltere'yle birleşmesi taraftarı olan bir derneğin üyesidir. görüşlerine ters fikirde olan ve özelikle de dini mezhepsel ayrılıklar yaşadığı katolik jim griffini öldürme kararını uygulama görevini üstlenir. gözünü kırpmadan bu vahşi cinayeti işleyen alistair arkasında görgü tanığı olarak griffin'in 11 yaşındaki kardeşi joe'yu bırakır. joe'nun bu cinayetin ardından yaşadığı psikolojik sorunlar ve annesinin ağabeyinin ölümünden onu sorumlu tutması gibi üzerinde baskı kuran sebepler yüzünden bu cinayeti 33 yıl boyunca üzerinde bir yük olarak taşır. taki bir program yapımcısının bu ikiliyi yan yana getirerek yüzleşmeleri ve geçmişte yaşananları konuşmaları için teklif sunmasına kadar..sanırım filmden çok şey bekledim ve biraz hayal kırıklığına uğradım bilemiyorum ama umduğum gibi bir film değildi ne yazık ki... konunun anlatımından işlenişinden kaynaklı atmosfer yaratmada ve sürdürmede kanımca başarısız bir filmdi. yer yer birçok skıcı diyalog filmin etkisini azalmasına sebep oldu. filmin din ve mezhepler üzerinden intihar bombacılarını ve bu amaçta cinayet işleyen kişileri merkeze oturtarak mesaj verme kaygısının aleniliği ve bunun yanında da bu kaygıyı yönlendirmede de zorlandığını düşünüyorum. oyunculuklar çok başarılı olsa da ne yazık ki nazarımda orta karar bir filmdi..
(mimiko - 19 Ağustos 2011 00:44)
filmde beni en çok etkileyen ve düşündüren repliklerden birinde a.little ölmek ve öldürmek üzerinde konuşurken şu cümleyi ekler: "...it's the part people don't understand, don't realise: what happens after."
(suspended animation - 23 Ağustos 2011 14:36)
bu şarkının ikinci kısmında atılan soloyu abdulaziz abed yazmıştır.
(termossifon - 23 Ağustos 2011 14:42)
hep merak ettiğim konulardan biridir. iyi ve kötüyü, doğru ile yanlışı nasıl öğreniriz? peki işin gerçeği nasıldır? yani bir eylem bize öyle söylendiği için mi doğrudur, yoksa gerçekten öyle olduğu için mi? ömrü boyunca çöpten yemek yemiş birisini ele alalım. bizim görmeye dahi tahammül edemeyeceğimiz bozuk yiyecekleri afiyetle yiyebilir. bundan zevk bile alabilir. çölde susuzluktan ölmek üzere olan birisi bulduğu çamurlu suyu kana kana içebilir. o zaman iyi ile kötü kişiden kişiye değişir denilebilir mi?film toplumunda kabul görmek için cinayet işlemekten gocunmayan bir genç ile katili olduğu adamın kardeşinin seneler sonraki buluşmasını anlatıyor. hristiyan mezhep çatışmalarının kanlı şekilde yaşandığı dönemden gelen bir öykü. benzeri dünyanın birçok köşesinde olduğu gibi burada da yaşanmakta. toplum sana öldürmeyi baskılarsa, hatta annen, baban bile senden bunu isterse buna karşı durabilecek insan azdır sanıyorum. ömrü boyunca bunun iyi olduğunu dinlemiş bir adama tanrı yolunda kendini patlatmanın yanlış olduğunu anlatamazsınız. çok ciddi bir toplumsal sorun kısacası.kısıtlı mekanlarda, karakterlerin yaşadığı psikoloji üzerinden gidiyor film. bir tarafta arınma arayan katil öbür tarafta intikam arayan maktül'ün kardeşi. ikisi de bu geçmişten kurtulamıyorlar. hırsın ve baskının, kabul görme arzusunun bedeli olarak işlenen bir cinayetle, 5 dakika süren cennet, gurur, mutluluk, şan. ardından gelen ömür boyu vicdan azabı. annesi tarafından ömrü boyunca suçlanmış, abisinin ölümüne şahit olmuş, çocuklarının, karısının gözünde kahraman olmak, öcünü almış olmak isteyen kan dökerek 5 dakika süren cenneti arayan bir baba. sonrasını düşünmeden.psikolojik gitgeller diyaloglarla güzel aktarılmış. fakat durgun bir film. filmden çok bir kitap gibi olmuş. anlatılan konu güzel ve ilginç olsa da çeşitli kurgu sıkıntıları vardı. herkese hitap etmeyecek ve çoğu izleyicinin sıkılabileceği bir film. ama izlenmesi de farkındalık açısından iyi olacaktır. kan döküldü diye kutlama yapan insanımız çok. şu veya bu şekilde.
(cncn - 10 Şubat 2012 16:41)
öldürenin yaşadığı pişmanlık, kalanın yaşadığı travma üzerine bir film. büyük sözler söylemiyor, sadece gerçeğe ayna tutuyor. mekan irlanda, ancak türkiye de olabilir; isimler dışında bir değişiklik olmaz.
(herostratus - 19 Haziran 2013 16:10)
gerçekten bir hikaye okuyormuş gibi izlediğim film. filmin anlatımı her ne kadar sade, durgun olsa da çatışma çok büyük. --- spoiler ---film 1970'li yıllarda irlanda'da alistair içinde bulunduğu örgütün de gazıyla mezhepsel olarak ayrı düştüğü bir vatandaşı öldürür. film bu cinayetin örgüt üyeleri tarafından nasıl kurgulandığı ve cinayetin nasıl işlendiğiyle başlar. özellikle bu kısımlarda geçen sakinlik hep beklenmedik bir silah patlamasıyla yırtılacakmış gibi geldi bana.neyse efendim, silah patlar, cinayet işlenir. fakat bu cinayete kurbanın kardeşi küçük joe griffin tanık olur. işte bu olaydan yıllar sonra alistair de hapsini yatıp çıktıktan sonra, bir televizyon programında alistair ve joe griffin karşılaştırılmaya karar verilir. bu gerçekten çok güçlü bir çatışma. griffin'in merdivenlerden inmesi, alistair'in kapının açılmasını beklemesi... belki de ilk defa bir filmde bir sonraki sahnede ne olacağını merak edip kendi kafamda kurguladım. griffin kamera karşısında alistair'in karşısına çıkmayı istemeyince(istememesinin nedeni zaten alistair'i öldürmek istemesi) programı terkeder. alistair, griffin'e bir mektup yollar onu buluşmaya davet eder. bu ikisi de buluşma yerinde bir güzel dövüşürler. o an griffin alistair'i öldür(e)mez. daha sonra da öldürmekten vazgeçer, alistair de rahat bir nefes alır. burada çok önemli bir noktaya değinmek istiyorum: alistair'in de dediği gibi birini öldürmek olmuş için öldürmeyiz. alistair joe griffin'in abisini öldürmek için değil de aklına 'öldürmenin bazı şeyler uğruna yapıldığında kötü bir şey olmadığına' inandırıldığı örgütteki elemanlara kendini kanıtlamak için yaptığını görüyoruz. aynı şekilde abisinin öldürülmesinden dolayı 33 yıl annesinin suçlamalarını dinleyen joe griffin'de, alistair'i intikam için filan değil, üyesi olduğu gruptakilere -ailesindekilere- kendini kanıtlamak için yaptığını düşünüyorum. zira bunu kendi de söylüyor.--- spoiler ---kısacası bu film sanki bir hikaye okuyormuşcasına sade ve insanı dinlendiren bir anlatıma sahip. fazla diyalogdan sıkılmayanlar izlesin derim.
(yeteramadenedimherseyi - 13 Kasım 2013 23:46)
nakışlı bir propaganda filmi. "şimdi dünyayı dolaşarak öğrendiklerimi müslüman gençlere anlatıyorum" demeseydi de biz anlardık. filhakika ne idüğü belirsiz bir dünyada, ne idüğü belirsiz adamlar için ve adamlara karşı sözde savaşlar veriyor ama hep kaybediyoruz. bir esatir de senden dinlemiş olduk. beyaz adam, sen biraz daha dolaş gel. hiç olmazsa şiir var. yasa mı? kimin için? neyi berkitir yasa? ister gözünü oğuştur, istersen tetiği çek idam mangasındasın içinde yasa varsa. girmem, girmedim mangalara yer etmedi adalet duygusu içimde benim çünkü ben ömrümce adle boyun eğdim. yıldızlı gökten bana soracak olursanız kösnüdüm ona karşı onu hep altımda istedim. başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız ve devam ediyor başkalarının hınçlarıyla düşmanı gösteriyorlar, ona saldırıyoruz siz gidin artık düşman dağıldı dedikleri bir anda anlaşılıyor baştan beri bütün yenik düşenlerle aynı kışlaktaymışız incecik yas dumanı herkese ulaşıyor sevinç günlerine hürya doluştuğumuzda tek başınayız.
(musterih kifayetsiz - 6 Eylül 2014 11:15)
Yorum Kaynak Link : five minutes of heaven