halkin tapinagi mezhebi kurucusu jim jones'un kurdugu, 1978'de 900 kusur muridinin siyanur icerek intihar ettigi guyana koyu.

(willy van der kerkhoff - 15 Mart 2002 22:42)

aynı zamanda ilgili köye atıfta bulunulan concrete blonde şarkısı.

sheep are running scared tonight
the cows are coming home
they cling together terrified
afraid to be alone

the bees are buzzing loud and clear
waiting for a word
the ? are ? the scene?
collectively absurd

they're looking for jesus
they're looking for more
just what are they looking up here to me for
they're looking for someone
they're looking for christ
they're looking for some human sacrifice
it looks like jonestown again
it looks like jonestown
it looks like jonestown again
it looks like jonestown

they don't know who to run to
they don't know where to go
unless you tell them what to think
they don't know what they know

repeating the commercial
something they have heard
from someone not they someone else
somebody good with words

i think they're looking for an answer
they're looking for more
just what are they looking up here to me for
they're looking for jesus
they're looking for christ
they're looking for some human sacrifice
it looks like jonestown again
it looks like jonestown again
it looks like jonestown again
it looks like jonestown again

they're looking for an answer
they're looking for more
just what are you looking up here to me for
they're looking for jesus
they're praying for christ
they're looking for some human sacrifice
it looks like jonestown
it looks like jonestown
it looks like jonestown
it looks like jonestown
jonestown
jonestown

(helm hammerhand - 7 Temmuz 2010 20:34)

toplu ölüm olaylarının bir önceki günü orada olan leo ryan heyetin arasına katılan guyana'lılar tarafından öldürülerek, görevi başında öldürülen ilk ve tek abd milletvekili olma sıfatına sahip olmuştur.

(abebe bikila - 6 Ağustos 2010 08:13)

"1978'de guyana'nın jonestown kentinde meydana gelen kitle kırımının, cia'nın barbarca ve dev boyutlardaki "davranış kontrolü" deneylerinin doruk noktası olduğuna ilişkin çok sayıda kanıt bulunuyor. ve bu kırım, o zamanlar bildirildiği gibi toplu intihar değil, bir kitle katliamıydı. guyana adli tabibinin raporu, 913 kurbanın siyanürlü içkiden içmediğini, cesetlerde siyanür izine rastlanmadığını ortaya koydu. kurbanların yüzde 80-90'ına öldürücü ilaçlar enjekte edilmiş, geri kalanlar ise vurulmuştu. adli tabip, yalnızca 2 kişinin intihar ettiği sonucuna vardı."

http://estelll.blogcu.com/…apinagi-tarikati/6923681

(horace wells - 20 Nisan 2011 20:54)

herkesin birbirini gammazladığı düşünülünce ekşi sözlük de bu açıdan bir nev'i jonestown'dur..

(mismiyav - 13 Ocak 2012 13:44)

1978'de gerçekleşen intihar olayının tam bir ses kaydını dinlemek mümkündür.
yalnız uyarayım 35:00'dan itibaren çocukların da içinde bulunduğu insanların acı içinde ölürken-siyanürle ölüm, sanılanın aksine uzun ve çok ızdıraplıdır- çıkardıkları sesler, hassas bünyelerin akıl sağlığına zarar verebilecek kadar korkunç.

http://www.youtube.com/…re=player_detailpage#t=2087

(hardrada - 26 Eylül 2013 16:09)

(bkz: the brian jonestown massacre)

(deadenedsight - 15 Mayıs 2014 22:16)

adamın heyecan dolu sesinin arka plandaki ağırlıklı olarak ağlayan çocukların ve başkalarının seslerine karıştığı intihar konuşması gerçekten can sıkıcı. üzerine bir de fotoğrafları görmek işin tuzu biberi oluyor. dinin, bağnazlığın ve itaatin nasıl bir şey olduğunu karanlık bir şekilde görebiliyorsunuz. 900 kişi abi, 8 10 değil. bugün bizde din eleştirilirken ışid üzerinden islam malzeme oluyor ama konu sadece islam'a ya da doğuya, geri kalmışlığa özgü değil. din sosyolojisine ek olarak bireyin kendini herhangi bir topluma kabul ettirmesi gerçeği var. bunun yanında modern toplumda bireyin yaşadığı tıkanmışlık, çözümsüzlük gibi kavramlar var. bu tür olasılıklar uygun bir şekilde bir araya geldiğinde, jonestown'daki toplu intihar körü körüne inancın olası sonuçlardan biri haline geliyor.

(lvs - 11 Nisan 2016 13:33)

18 kasım 1978

yarın yıldönümüymüş jonestown katliamının. katliam kelimesini bilhassa kullandım.

kullandım çünkü, toplu intihar dendiğinde bir şeyler örtüşmüyor. intiharların romantik bir yanı vardır çünkü. bir insanın kendine değil sevdiklerine yapabileceği en kötü şeydir intihar ama romantik bir eylemdir de aynı zamanda. intiharın romantik bir meydan okuma olduğunu söyler ismini şu an hata yapmamak adına yazmadığım bir yunan atamız.

kullandım çünkü, toplu intihar dendiğinde bir şeyler eksik kalıyor. ve o eksik kalan şeyler, konunun en ehemmiyet verilmesi gereken yerleri. yüzlerce insan belki kendi elleriyle son verdi hayatına ama kendi bilinçleriyle yapmadı bunu. yaptırıldı. işte vurgulanması gereken konu da bu.

kaldı ki, sayısını şu an bilmediğim -bakmaya da korktuğum- kadar çok sayıda çocuk da var bu 1000'e yakın kurban arasında. yine özellikle "kurban" diyorum. kendi anne babası tarafından kurban edilmiş masum çocuklar. çocuk kelimesinin yanına "masum" demek bile gereksiz, kelime israfı. çocuk bu, ötesine gerek var mı? hamile kadınların bile kendini öldürebilmiş olması olayın vahametini çok çarpıcı bir şekilde özetliyor aslında. bunu anlamak için ne kadın olmaya ne de anne olmaya gerek var.

ben, hepsi olmasa da bazı üzücü olayların anılmasına karşıyımdır aslında. bu konuda çoğu kişiyle ters düşerim. yüz yılı aşkın süre önce, birtakım uluslar arasında vuku bulmuş olayların onca sene sonra hala anılmasını hiç doğru bulmayan ve bu tür anmalara da iştirak etmeyen biriyimdir. kimin haklı, kimin haksız, kimin masum, kimin cani olduğundan bağımsız olarak söylüyorum bunu.

bu tür anmaların makul bir süreden sonra, her ne kadar ve pek tabii ki amacı bu olmasa da, toplumlar arasındaki nefreti sürekli körüklediğine, toplumsal nefreti tazelediğine inanıyorum. ve bu aşıladığı nefret asla kabul edilebilir bir şey değil. elbette tarihte yerini almalı ama çıkarıp çıkarıp ısıtılmamalı. ateşi harlanmamalı.

tekrar guyana'ya, jonestown'a dönelim.

ortada anılması gereken bir olay varsa, o olay tam da budur işte. bu ve bunun gibi olaylardır. her daim hatırlanması, asla unutulmaması ve üzerinden yüzyıllar da geçse anılmaya devam edilmesi gereken vahim bir olay. manipüle edilmiş inançların, tarikatların, cemaatlerin insanları ne hale getirdiğini göstermesi açısından hiç unutulmamalı.

(ronesans adami - 17 Kasım 2016 22:23)

ingilizcedeki drinking the kool-aid deyişi burada yaşanan katliamdan gelmiştir.

jim jones adlı tarikat lideri, ziyarete gelen kongre üyesi leo ryan'ı öldürme kararı alıyor çünkü ryan'ın ziyareti esnasında kendisine bir sürü "bizi de yanına al" minvalinde şeyler içeren notlar veriliyor ve adam da ortada bir tuhaflık olduğunu iyiden iyiye fark ediyor. ryan uçağa binip gidecekken uçağı tarıyorlar ve uçaktaki herkes ölüyor.

bunun akabinde zaten bu noktada oldukça paronayak olan jones, herkesi öldürme kararı alıyor. bunu yapmak için de suyla karıştırıldığında meyve suyuna dönüşen toz bir karışımı (cool aid ve flavor aid markaydı sanırım) kullanıyor ama bu karışıma ek olarak çeşitli kuvvetli ilaçlarla birlikte siyanür de katıyor. takipçilerine intihar etmeleri emrini veriyor ama öncelikle yetişkin ebeveyn takipçilerin kendi çocuklarını öldürmesini istiyor bu karışımla. kendi çocuklarını öldüren ebeveynler de artık yaşamak için bir nedenleri olmadığından emin olarak diğer yetişkinlerle birlikte kendileri de aynı karışımı içiyor.

yaklaşık 100'ü çocuk olan toplam 900 kişi 5 dakika içinde acı çekerek ölüyor. bunlar olurken kaçmaya çalışanlar da vardı tabii, onları da jones'un güvenlik güçleri tarayarak öldürüyor. jones'un kendisi ise bu karışımdan içmiyor çünkü siyanür ile ölmek gerçekten dehşet verici ve acı dolu bir şey; bunun yerine korumalarından birinin onu vurarak öldürmesini istiyor.

velhasıl, tarikatlar kötü oluşumlar. ister jones'unki gibi aşırı ister fetuşçular gibi görece yumuşak olsun, bütün tarikatlar insanların zayıflıklarını kullanarak takipçi çeker. bir topluluğun tarikat olup olmadığını tespit etmek de oldukça kolay bu arada. 21. yüzyılda hiçbir ülkede hiçbir tarikatın yaşatılmasına izin verilmemeli. gerekirse tarikat lideri öldürülerek tamamı zarar verici nitelikte olan bu tarikatlar temizlenmeli.

(anguirel - 2 Eylül 2018 12:05)