başında iki yana keyifle yayılmış dudaklarınızı dakikalar sonra ısırmanıza neden olan;göze almak,feda etmek gibi kavramların asıl tanımını acımasızca yüzümüzde patlatan filmdir.

nihayetinde; kötü adamlardan nefret ediyorum.

(carduelis - 6 Kasım 2007 01:27)

absürd mizahıyla, başarılı castingiyle film, jiri menzel'in i served the king of england'ına -ya da jiri menzel'in izlemediğim muhtemel diğer filmlerine, yakın bir seyirde başlıyor. yaşama sevincinin motivasyonunu aşkla ilişkilendiren iyi de bir senaryosu var ama filmi ilginç kılan bu bahsettiklerimden ziyade zamanla değişen dramatik yapı. o kadar farklı noktalarda seyredebiliyor ki komedi olarak başlayan film, zamanla ağlak bir drama bile dönüşebiliyor. bu, sağ gösterip sol vuracakmış gibi yapıp sağ ile darmadağın eden tercihlerin müsebbibi yönetmenin alameti farikası mı bilmiyorum. zira kendisinin ilk uzun metrajı. yani ilk filme göre oldukça iyi ama kendi başına bakarsan bu dramatik dengesizliğin bu kadar farklı uçlarda olması bana pek sağlam görünmedi. yine de yönetmenin gelecekteki filmlerine referans olabilecek kadar iyi, hatta beklenenden fazlası.

(shocktheworld - 16 Kasım 2008 19:25)

--- spoiler ---

slovenya sineması ile tanışmama vesile olmuş güzel film. filmin birinci yarısı oldukça keyifli aslında. küçük bir köyde yaşayan pero(gregor bakovic) ve arkadaşı shooki(drago milinovic) üzerinden ilerliyor hikaye. pero cenaze törenlerinde konuşmalar yapıp para kazanıyor, shooki'nin ise gecesi gündüzü arabasıyla geçiyor. ikisinin de kafasında iki güzel, pero renata'ya abayı yakmış ona ulaşmak için kendini geliştirme çabasında ama bir yandan da biraz utangaç. shooki ise pero'nun sağır ve dilsiz kardeşi ida ile bir ilişki yaşıyor. insan ister istemez ne gibi bir sıkıntı çıkabileceğini merak ediyor, filmin büyük bir kısmı için de bu düşünce geçerli. birkaç küsüratlı karakter ve ufak pürüz dışında, bakovic'in güzel zamanlamaları ve kara mizahı ile film eğlenceli seyrine devam ediyor. ama 'mezardan mezara' demiştik işte, filmin sonlarına doğru da bu ismin hakkını veriyor yönetmen. tecavüz sahneleri, ölümler peş peşe geliyor. her ne kadar biriken şiddetin aniden patlaması balkan sinemasının belirgin özelliklerinden olsa da seyirci gardı düşük şekilde yakalanıyor yine buna. yalnızlık ve taşrada yaşamak dışında bir sıkıntısı olmayan köy halkının dertlerine cinayet ve tecavüz de ekleniyor ve karakterlerin karanlık yüzünü görmeye başlıyor seyirci.
oyuncular da çok güzel performans sergiliyor film boyunca, özellikle ida'yı canlandıran sonja savic yarı melek yarı deli rolunu çok güzel icra ediyor, chaplin filmlerinden çıkmış gibi..
uzun lafın kısası, ben beğendim, daha nice sloven yapımı film ile tanışmak dileğiyle.

--- spoiler ---

(pilushkin - 21 Ekim 2013 02:14)

yönetmenliğini jan cvitkovic in yaptığı başlıca rollerini gregor bakovic, drago milinovic ve sonja savic in oynadığı, 2005 yılı yapımı, hırvat, sloven ortak filmi. filmimiz cenaze konuşmacısı kahramanımız ailesi ve küçük sloven kasabasında geçiyor.başlarda tipik bir balkan komedisi olarak başlayan film değişik ilişkiler ve olaylarla sürüp giderken film bittiğinde koltuğunuzdan uzun süre kalkamıyorsunuz. türkçeye mezardan mezara diye çevrilmiş filmimiz istanbul film festivalinde de yer almış.

'' hepimiz cennete gideceğimizi düşünürüz ama bir an önce ölmeyi istemeyiz.''

(trumpets - 31 Aralık 2016 00:14)

25.uluslararası istanbul film festivalinin surpriz filmlerinden biri.. eleştirmenlerin çok ustunde durmadıkları, ''mutlaka görülmeli'' listelerine almadıkları, ama izlerken sizi vuran filmlerden biri...
ayrıca bir doğum gününde görülebilecek en ilginç film olması da cabası :)

(minik sincap - 10 Nisan 2006 12:26)

bazı filmler vardır ya hani, izlersiniz, salondan çıkınca baya bi süre kendinize gelemezsiniz, filmi, filmdeki bazı sahneleri, kendi hayatınızı düşünürünüz, işte bu da öyle filmlerden.
(bkz: anladın sen)

(avaz - 11 Nisan 2006 00:05)

hırvatistan slovenya ortak yapımı, 2005 san sebastian uluslararasi film festivali en iyi yonetmen^* ödüllü film.
küçük bir yerde, birçok insanın hikayesi var bu filmde.
komedi de var, dram da.oyle ki; baslarda her iki uc sahnenin birinde yukselen kahkahalar, son yarım saatte hiç duyulmadı.bitişinde yerinden hemen kalkamayan insanlar da az değildi, ve bunun nedeni kesinlikle uyumaları değildi.
kısacası gidilesi, görülesi bir film olmus.

http://www.odgrobadogroba.com/

(bkz: gravehopping)

(anatomik durus - 12 Nisan 2006 18:16)

(bkz: mezardan mezara)

(avaz - 12 Nisan 2006 22:21)