well, in the end, things didn't
work out too badly for me after all.
did they?
they gave me the police combat cross
they gave me a new residence.
they gave me a new identity. jim daugherty.

may 1st.
that was five years ago to the day.
i guess this is where i came in...
to tell you the story of an unlucky guy
who fell in love with a hole in the ground.
a ghost... hauntin' his own grave.
celebratin' every six months
with the same party...
waitin' for the same
guest of honour to show.
demarkov? dead and buried.
everything i had... finito.

except that old voice in my head.
some things you never let go of.
of course...
natalie... she wasn't
the only guest invited.
can't be a party without a crowd.

i don't remember
much of 'em, really.
don't remember what i said to 'em...
or what they said to me back.
don't remember... how i felt.
but once in a while... i do remember.
how they looked at me.

well, i guess she's not gonna make it.
always next time, though, right?

december 1st.

nat?
sometimes...
she stays a little longer.
but not too often.

maybe you think
i'm ready to give up,

but that ain't how it is.

she could come walkin'
through that door any day.

cos even after all of this...

i bet she still loves me.

(samantha - 7 Eylül 2006 15:15)

tom waits şarkısı.... blue valentines ile sürekli ve dönüşümlü olarak dinlendiği zaman blue valentines'ı söyleyen kişi, kanamakta olan romeo'ymuş gibi gelir insana... der ki;

romeo is bleeding but not so as you'd notice
he's over on 18th street as usual
looking so hatd against the hood of his car
ans putting out a cigarette in his hand
and for all the pachucos at the pumps
at romeros paint and body
they all seein how far they can spit
well it was just another night
but now they're huddled in the brake lights of a 58 belair
and listenin how romeo killed a sherif with his knife

and they all jump when they hear the sirens
but romeo just laughs and says
all the racket in the world ain't never gonna
save that coppers ass
he'll never see another summertime for gunnin down my
brother
and leavin him like a dog beneath a car without his knife

and romeo says hey man gimme a cigatette
and they all reach for their pack
and frankie lights it for him and pats him on the back
and throws a bottle at a milk truck
and as it breaks he graps his nuts
and they all know they could ve just like romeo
if they only had the guts

but romeo is bleeding but nobody can tell
amd he sings along with the radio
with a bullet in his chest
and he combs back his fenders
and they all agree its clear
that everything is cool now that romeos here
but romeo is bleeding
and he winches now and then and he leans against
the car door and feels the blood in his shoes
and someones crying in the phone booth
at the 5 points by the store
romeo starts his engine
and wipes the blood of the door
and he brodys through the signal
with the radio full blast
leavin the boys there hikin up their chinos
and they all try to stand like romeo
beneath the moon cut like a sicle
and they're talkin now in spanish about their hero

but romeo is bleeding as he gives the man his ticket
and he climbs to the balcony at the movies
and he'll die without a wimper
like every heros dream
just an angel with a bullet
and cagney in the screen

(diamanda - 18 Mayıs 2002 18:29)

film, korku faktörü olarak bir adet rus kadın görünümlü chucky içermektedir. sürrrrrekli garycim oldman'in ağzına yüzüne sıvadığı ruju ve exorcist gülüşü-sesiyle gerim gerim gerildim, ne izlediğimi anlamadım. allah koru yarabbim!

(ansya - 23 Mayıs 2010 01:07)

güzel bir sinematografiye ve harika bir bitiş sahnesine sahip film noir crime thriller. 90'larda geçmesine rağmen film noir hissini iliklerinize kadar hissedebiliyorsunuz. gary oldman her zamanki gibi muhteşem oynuyor, lena olin de öyle. filmin en güzel yeriyse arkadaşlarının jack'e (oldman) yazdıkları mektubun okunduğu andı.

film hayranları arasında kült statüsü kazanmıştır.

(obsi - 15 Şubat 2011 13:51)

şu anda evimde "çocuğum olsun mona gibi olsun" diyen bir manyak var. olsun, yine de bu filmden haberdar arkadaş sahibi olmak bulunmaz nimet. gece gece delirdik yine.
(bkz: bu nedir ya)
şahane filmdir kendisi. ben garrrrryyyyy!!! diye bağırırken deniz lenaaaaa! diye çığırmakta. tamamlıyoruz birbirimizi.

(thessetenar - 20 Şubat 2011 02:15)

always'i bu film için yazmış bon jovi.

(youth gone wild - 24 Ağustos 2011 20:29)

bon jovi'nin always şarkısında geçen bir söz.

(holden caulfield - 3 Mayıs 2003 15:06)

gary oldmanın basıl da güzel piskopat rolü yapabildiğinin bir başka kanıtı film.
(bkz: maşallah)

(rasyonel kupaj 145 - 15 Kasım 2003 01:47)

bu akşam cnbc-e tarafından macera filmleri kuşağında gösterilmiş nadide film..
hoş bir film noir örneği.

(kafka - 15 Kasım 2003 02:00)

belli bir noktaya kadar makul giden senaryonun filmin sonlarına doğru sapıtmasını saymazsak gayet sağlam bir film. oyuncular için bile izlenebilir en azından.

(nazmiye demirel - 16 Kasım 2003 11:03)

bu filmde gary oldman 'ın karakteri polis memuru jack 'in başına gelenlerin pişmiş tavuğun bile başına gelmediğini söyleyebiliriz. anti kahraman jack açgözlülüğünün kurbanı olur, hem istemeden olayların içine çekilir hem de hiç utanmadan hala akıllanmamakta ısrar eder. bu açıdan trajikomik ve bütün mantıksal hatalarına rağmen sürükleyici bir neo noir örneği olarak akıllara kazınmıştır. lena olin'in karakteri ise femme fatalelik müessesesinin fazlasıyla hakkını veren, hatta aşmış gitmiş, en cani, en azılı, en seksi, en egoist, en en beyaz perde dişilerinden biridir sanırım.

(dubstar - 21 Kasım 2003 14:15)

peter medak'ın yönettiği, 90'ların en önemli kara filmlerinden biri.

dış-ses kullanımları yenilikçi neo noir’larda, anaakım örneklere göre daha karmaşık bir biçimde düzenlenir. romeo is bleeding’de 2. tekil kişinin dış-ses’i bir tanrı-bilici (auktoria) olarak yönetmenin sesi olduğu izlenimi verir; çünkü anlatıya konu olan dejenere polisin (gary oldman) öykü boyunca neler yaşadığını ayrıntılarıyla bilmektedir. hatta kahramanının içinden geçenleri ve düşüncelerini bile biliyordur. ama finale doğru dış-ses, ansızın kahramanın sesiyle buluşur. çok orijinal bir anlatıcı tekniği kullanan film yine de blast of silence filmindeki anlatıcı tekniğinden farklı bir yöntem izler. anımsama ya da yeniden-canlandırma başkahramanın özneline göre ayarlanmıştır. kahraman istediği yerde istediği gibi yaşamını kendi algı süreçleri doğrultusunda anlatır. mevcut anlatı (narration) biçimi öznel olmakla birlikte psikolojik-ahlaksal bir renk de barındırmaktadır. kinik, vurgusu pişmanlığa dönük, ama olabildiğince gerçekçi bir ton. ‘büyük anımsama’ bütün gerçekliğine karşın özneldir. kahraman, trajik öyküsünü mutlak ölçüde duygusal bir biçimde dışavurur. şiirsel ifadeler kullanır: "cehennem nedir? zamanı geldiğinde gitmeliydin, ama yapmadın. cehennem budur... hıh... şimdi ona bakıyorsun..." bu, kahramanın bakış açısıyla sınırlandırıldığımız için özdeşleşimi imkânsız kılan bir yönüdür romeo is bleeding’in.

(hanging rock - 13 Eylül 2014 19:25)

bir tom waits $arkisi, blue valentine albumunden

(trenchkot - 22 Kasım 2001 00:54)

(bkz: always)

(diniszz - 22 Kasım 2001 00:54)