stargate sg-1 dizisinin 6. sezon 8. bölümünün adı. stargate üssünün en komik bilim adamları olan jay felger ve simon coombs, goa'uldlar tarafından yakalanan sg-1 ekibini kurtarmaya karar verir. akabinde gelişen olaylar görülmeye değerdir.

(lali berte - 29 Aralık 2009 19:51)

trailera göre güzel bir film gelecek gibi

edit: official trailer linki koymazsan böyle olur tabi. official trailer

(pilav ustu kuru - 17 Mayıs 2010 10:32)

valla şaka maka vizyona girdiği ilk hafta inception'ı tahtından edip 1 numaraya oturmuş bu film. imdb şu an 7.4 veriyo, izlemek lazım belli ki. yalnız o değil de mark wahlberg'ün kafası theme hospital'daki gibi gittikçe şişiyo, kilo mu alıyo dicem yok o da değil. bi tuhaflık var bu işte, umarım yakında patlamaz hehehehehehe

(venus - 9 Ağustos 2010 10:12)

basroldeki mark wahlberg le will ferrellin dokturdugu film. hikaye ozetle samuel l. jackson ve dwayne johnson gibi havali dedektiflerin golgesinde kalan masabasi dedektiflerinin yani the other guysin "kahraman" olma cabasi.. will ferrel'in esi rolundeyse eva mendes var.. uzun zamandir sinema salonunda kahkahalarla guldugumu hatirlamiyorum...umarim gisesi iyi olur ve bu ikliliyi yeniden izleme sansi buluruz..

(live2gether - 19 Ağustos 2010 00:25)

nonstop yardıran film.

--- spoiler ---
- oh look he is flying.
(whistle)

--- spoiler ---

(sendorm - 28 Ağustos 2010 23:07)

gerçekten komik film,

--- spoiler ---

will ferrell samuel l jackson'a bişi söylemek ister, samuel'in tepkisi:

“ay ay ay if i want to hear you talk i will shove my arm up your a** and work your mouth like a puppet”.

türkçesi:

"hey hey hey, eğer senin konuşmasını istersem kolumu gö.ünden sokar ağızını kukla gibi oynatırım!"

--- spoiler ---

(kahyaki - 30 Ağustos 2010 05:12)

filmin ilk 3 dakikasındaki yorumum; (bkz: yok artık lebron james)

(citanin ete doydugu an - 30 Ağustos 2010 17:59)

türkiye'de 8 ekimde vizyona girecek olan filmdir.
kahraman olmak için heyecan arayan iki polis memurunun maceraları filme konu edilmiştir.
salak ile avanak filmi izler gibi hissedebilirsiniz kendinizi. ayrıca filmin son yarım saatinini izledikten sonra aksiyon sahnelerini görebilirsiniz.
hiçbir şey beklemeden izledim hiçbir şey de alamadım zaten.

(babamin bir ati olsa binse de tepse - 9 Eylül 2010 20:47)

güzel bir film olacağa benziyor.

--- spoiler ---

- where did you learn to drive like that?
+ grand theft auto!

--- spoiler ---

ya da

--- spoiler ---

*adam elinde tahtadan oyulmuş bir tabanca tutmaktadır*
^*- but that's a wooden gun?!
*bir-iki saniyelik bakışmadan sonra adam, tabancayla diğerinin kafasına vurur*

--- spoiler ---

(irlyy - 30 Eylül 2010 10:36)

öldürücü komiklikte bir film. özellikle ilk yarısında gülmekten bilincimi kaybediyordum az kalsın.

will ferrell denen adam, holivud camiasında ben stiller, owen wilson ve jack black'le birlikte geyik potansiyeli en yüksek oyuncu sanırım. filmde mark wahlberg'le aralarında aşağıdaki sikko diyalog geçiyor. aklıma geldikçe katılıyorum hala. çevirisi el emeği göz nuru.

--- spoiler ---

`terry hoitz:` no, i don't like you. i think you're a fake cop. the sound of your piss hitting the urinal, it sounds feminine. if you were in the wild, i would attack you, even if you weren't in my food chain. i would go out of my way to attack you. if i were a lion and you were a tuna, i would swim out in the middle of the ocean and freaking eat you and then i'd bang your tuna girlfriend.

(hayır, seni sevmiyorum. bence sen çakma bir polissin. pisuara çarpan sidiğinden bile kadınsı ses çıkıyor. eğer vahşi doğada olsaydık, beslenme zincirimde olmasan bile sana saldırırdım. sana saldırmak için yolumdan çıkardım. eğer sen bir ton balığı, ben de aslan olsaydım, okyanusun ortasına kadar yüzer seni yerdim. sonra da ton balığı kız arkadaşını becerirdim.)

allen gamble: ok, first off: a lion, swimming in the ocean. lions don't like water. if you placed it near a river or some sort of fresh water source, that make sense. but you find yourself in the ocean, 20 foot wave, i'm assuming off the coast of south africa, coming up against a full grown 800 pound tuna with his 20 or 30 friends, you lose that battle, you lose that battle 9 times out of 10. and guess what, you've wandered into our school of tuna and we now have a taste of lion. we've talked to ourselves. we've communicated and said 'you know what, lion tastes good, let's go get some more lion'. we've developed a system to establish a beach-head and aggressively hunt you and your family and we will corner your pride, your children, your offspring.

(peki, öncelikle: okyanusta yüzen bir aslan? aslanlar sudan hoşlanmazlar ki. ayrıca, nehir ya da bir çeşit su kaynağının kenarından bahsediyor olsaydın anlamlı olabilirdi. ama kendini okyanusa; güney afrika'nın açıklarına, 6 metrelik dalgaların ve 350 kiloluk yetişkin bir ton balığı ve 20-30 arkadaşının içine attın. bu savaşı kaybedersin. böyle bir savaşın 10'da 9'unu kaybedersin. ve bil bakalım, yiyecek ararken geldiğin yer ton balığı sürümüz ve artık aslanın tadını aldık. aramızda konuşup iletişime geçtik, ve biliyor musun; dedik ki, aslan gerçekten lezzetli bir şey. haydi gidip biraz daha aslan bulalım. sahile çıkıp seni ve aileni deli gibi avlamak; bölgeni, çocuklarını, züriyetini ele geçirmek için bir sistem geliştirdik.)

terry hoitz: how you gonna do that? (nasıl yapıcakmışsın bunu?)

allen gamble: we will construct a series of breathing apparatus with kelp. we will be able to trap certain amounts of oxygen. it's not gonna be days at a time. an hour? hour forty-five? no problem. that will give us enough time to figure out where you live, go back to the sea, get some more oxygen, and stalk you. you just lost at your own game. you're outgunned and out-manned.

(yosunları kullanarak bir dizi nefes alma aparatı yapacağız. böylece belirli miktarda oksijeni tutabileceğiz. oksijenin günlerce yetmesine gerek yok. 1 saat? belki 1 saat 45 dakika? önemli değil. bu bize nerede yaşadığınızı öğrenmek için gerekli zamanı verecek. sonra denize dönüp biraz daha oksijen alacağız ve izinizi süreceğiz. kendi oyununda kaybettin. yenildin ve adam üstünlüğünü kaybettin)

[pause] (duraksama)

allen gamble: did that go the way you thought it was gonna go? nope.
(işler düşündüğün gibi mi gitti? sanmıyorum.)

--- spoiler ---

(denzo - 3 Ekim 2010 20:03)