Süre                : 1 Saat 11 dakika
Çıkış Tarihi     : 06 Nisan 1967 Perşembe, Yapım Yılı : 1967
Türü                : Komedi,Fantazi,Müzik
Ülke                : Çekoslovakya
Yapımcı          :  Filmové studio Barrandov
Yönetmen       : Jan Nemec (IMDB)
Senarist          : Ester Krumbachová (IMDB),Jan Nemec (IMDB)
Oyuncular      : Lindsay Anderson (IMDB), Jaroslav Bota (IMDB), Alena Cepková (IMDB), Jitka Cerhová (IMDB), Denisa Dvoráková (IMDB), Libor Fára (IMDB), Karel Gott (IMDB), Jirina Jandová (IMDB), Marta Kadlecíková (IMDB), Ivana Karbanová (IMDB), Jan Klusák (IMDB), Josef Konícek (IMDB), Petr Kopriva (IMDB), Hana Kuberová (IMDB), Marta Kubisová (IMDB), Jirí Mucha (IMDB), Irena Pejsková (IMDB), Antonin Prazak (IMDB), Vladimír Preclík (IMDB), Zdena Skvorecka (IMDB), Olga Svetelská (IMDB), Václav Vodák (IMDB), Schnöblingová Zuzana (IMDB)

Mucedníci lásky (~ Martyrs of Love) ' Filminin Konusu :
Mucedníci lásky is a movie starring Lindsay Anderson, Jaroslav Bota, and Alena Cepková. A series of loosely connected shorts comprised of three tales representing different aspects of love: temptation, dreams, and adventure.





Facebook Yorumları
  • comment image

    çek yeni dalgası; cekoslavakya'da 60'li yillarin ilk yarisindan itibaren baslayan ve 70'li yillarin ilk yarisina kadar devam eden bir film hareketidir. 1945 yilinda cekoslavakya'da film endüstrisinin ulusallastirilmasi, 1946 yilinda prag'da dunyanin en buyuk sinema okullarindan biri olan "film and tv school of the academy of performing arts in prague" 'in (kisa ismi famu) acilmasi, 1948'de çekoslovakya komünist partisi'nin goreve gelmesi gibi etkenler bu akimin baslamasina on ayak olmustur.

    yaklasik 10 yil suren bu surecte cekilen filmlerin ortak ozellikleri; metne dayali olmayan uzun diyaloglari barindiran, kara mizah ve absürt mizah icerikli, pek fazla taninmayan oyunculardan olusan bir casting'e sahip olmasidir.

    bu akimin onemli cek yonetmenleri; milos forman, vera chytilova, ivan passer, jiri menzel, jan nemec, jaromil jires, vojtech jasny, evald schorm'dir. slovak yonetmenleri ise; juraj herz, juraj jakubisko, stefan uher, jan kadar'dir.

    bu donemden; slovak yonetmenler jan kadar ve elmar klos'un 1965 yapimi filmleri the shop on main street ile jiri menzel tarafindan 1966 yilinda cekilen closely watched trains filmleri zamaninda en iyi yabancı film oscarını almislardir.

    çek yeni dalga filmleri:

    slnko v sieti (1962) aka the sun in a net / štefan uher
    postava k podpírání (1963) / pavel jurácek & jan schmidt
    konkurs (1963) aka audition / miloš forman
    krik (1963) aka the cry / jaromil jireš
    zlaté kapradí (1963) aka the golden fern / jirí weiss
    o necem jiném (1963) aka something different / vera chytilová
    az prijde kocour (1963) aka the cassandra cat / vojtech jasny
    kazdy den odvahu (1964) aka everyday courage / evald schorm
    fádní odpoledne (1964) aka boring afternoon / ivan passer
    cerny petr (1964) aka black peter / miloš forman
    démanty noci (1964) aka diamonds of the night / jan nemec
    limonádovy joe aneb konská opera (1964) aka lemonade joe / oldrich lipsky
    ...a páty jezdec je strach (1965) aka ...and the fifth horseman ıs fear / zbynek brynych
    bílá paní (1965) aka the white lady / zdenek podskalsky
    kazdy mlady muz (1965) aka every young man / pavel jurácek
    ıntimní osvetlení (1965) aka ıntimate lighting / ivan passer
    lásky jedné plavovlásky (1965) aka loves of a blonde / miloš forman
    sberné surovosti (1965) aka the junk shop / juraj herz
    organ (1965) aka the organ / štefan uher
    obchod na korze (1965) aka the shop on main street / ján kadár & elmar klos
    at zije republika (1965) aka long live the republic / karel kachyna
    bloudení (1966) aka searching / jan curík, antonín mása
    návrat ztraceného syna (1966) aka return of the prodigal son / evald schorm
    nikdo se nebude smát (1966) aka nobody will laugh / hynek bocan
    perlicky na dne (1966) aka pearls of the deep / chytilová - jireš - menzel - nemec - schorm
    kdo chce zabít jessii? (1966) aka who wants to kill jessie? / václav vorlícek
    ostre sledované vlaky (1966) aka closely watched trains / jirí menzel
    panna zázracnica (1966) aka miraculous virgin / štefan uher
    sedmikrásky (1966) aka daisies / vera chytilová
    o slavnosti a hostech (1966) aka the party and the guests / jan nemec
    kocár do vídne (1966) aka coach to vienna / karel kachyna
    noc nevesty (1967) aka the nun's night / karel kachyna
    rozmarné léto (1967) aka capricious summer / jirí menzel
    pet holek na krku (1967) aka five girls around the neck / evald schorm
    happy end (1967) / oldrich lipsky
    hotel pro cizince (1967) aka hotel for strangers / antonín máša
    soukromá vichrice (1967) aka private torment / hynek bocan
    mucedníci lásky (1967) aka martyrs of love / jan nemec
    konec srpna v hotelu ozon (1967) aka the end of august at the hotel ozone / jan schmidt
    kristove roky (1967) aka crucial years / juraj jakubisko
    marketa lazarová (1967) / frantisek vlácil
    horí, má panenko (1967) aka the firemen's ball / miloš forman
    drak sa vracia (1968) aka dragon's return / eduard grecner
    zbehovia a pútnici (1968) aka the deserter and the nomads / juraj jakubisko
    balada o siedmich obesenych (1968) story of seven who were hanged / martin holly
    den sedmy - osmá noc (1969) aka the seventh day, the eighth night / evald schorm
    slávnost v botanickej záhrade (1969) celebration in the botanical garden / elo havetta
    vtáckovia, siroty a blázni (1969) aka birds, orphans and fools / juraj jakubisko
    skrivánci na niti (1969) aka larks on a string / jirí menzel
    smutecní slavnost (1969) aka funeral ceremony / zdenek sirovy
    faráruv konec (1969) aka the end of a priest / evald schorm
    zert (1969) aka the joke / jaromil jireš
    ecce homo homolka (1969) aka behold homolka / jaroslav papoušek
    spalovac mrtvol (1969) aka the cremator / juraj herz
    322 (1969) / dušan hanák
    všichni dobrí rodáci (1969) all good citizens / vojtech jasny
    kladivo na carodejnice (1970) aka witches' hammer / otakar vávra
    adelheid (1970) / františek vlácil
    ovoce stromu rajskych jíme (1970) aka fruit of paradise / vera chytilová
    prípad pro zacínajícího kata (1970) aka a case for a young hangman / pavel jurácek
    valerie a tyden divu (1970) aka valerie and her week of wonders / jaromil jireš
    dovidenia v pekle priatelia (1970) aka see you in hell, friends! / juraj jakubisko
    medená veza (1970) aka the copper tower / martin holly
    obrazy starého sveta (1972) aka pictures of the old world / dušan hanák
    morgiana (1973) / juraj herz

    konu ile ilgili can sever tarafindan yazilmis "çek yeni dalgası" baslikli ayrintili bir yazi bulunuyor internette.

    "çek yeni dalga akımı, fransız yeni dalga ve italyan post neo-realizmi ile birlikte, 1960’ların en zengin kurmaca sinema hareketlerinden biri sayılabilir. yine de; o yıllarda kapana kısılmış küçük bir doğu avrupa ülkesinde yetiştiğinden midir yoksa kuramsal altyapıdan yoksun olduğundan mıdır bilinmez; bugünkü sinema yazının da diğerleri kadar ilgi görmüyor. bugün, özellikle, sonraki sansür yıllarında yurt dışına gitmek zorunda kalan, orada üretmeye devam eden yönetmenleri (milos forman, ıvan passer, jan nemec) hatırlanmaya devam etmektedir. “politik ve estetik kimliğiyle dünya sineması üzerinde italyan neo-realizmi kadar etkili olduğu” söylenen akım; farklı olarak teorisiz, manifestosuz, salt üreterek var olmuştur. bu üretimin önceden sıralanan maddelere uyularak yapılmaması, yeni dalga filmlerinin net ortaklıklara indirgenmesini ve analizini zorlaştırsa da; ekranda, kendinden önceki dönemin klişelerini, stalinist anlayışını yıkan bu filmler; dönemin sosyo-politik koşulları sebebiyle kaçınılmaz olarak ortak yaklaşımlar barındırmaktadır. çek yönetmenler müzik ve edebiyatın kadrajdaki yerini artırırken; fransız yeni dalga, erken dönem amerikan kara komedileri, italyan neo-realizmi, fransa’da neredeyse eş zamanlı büyüyen belgesel akımı cinema-verite’nin tekniklerinden ve anlayışlarından da etkilenmişlerdir. tüm bunlarla, çek yeni dalga’nın karakteristiklerinin ve çıkış dinamiklerinin; çekoslovakya’nın o yıllardaki kaotik ve büyük güçlerin baskısı/işgali/etkisi altındaki dönemleriyle mecburi ve organik bağlarını da incelemek gerekir. nazi işgalinden, dubçek’in yeni yönetim tarzına; sosyalist anlayışla sinemanın merkezileştirilmesinden, 68’de prag’da yürüyen varşova paktı askerlerine kadar her gelişme dönemin filmleri üzerinde birebir etkili oluyor.

    1920’lerde, ülkede, çoğunluğunu melodramların oluşturduğu yıllık ortalama 20 film çekiliyordu. 1931’de prag yakınlarına kurulan barrandov stüdyolarıyla prag, “avrupa’nın sinema başkenti”olarak adlandırılmaya başlamıştı;prag’da,yılda, çoğunluğu barrandov stüdyolarında çekilen 80 film üretilmeye başlandı. o yıllar “çek modernizmi” olarak adlandırılıyordu. ıı. dünya savaşı’yla birlikte slovakya, çekoslovakya’dan ayrıldı ve çek toprakları nazi işgaline uğradı. işgal döneminde yarım milyona yakın (100 bine yakın yahudi’yle) çek vatandaşı öldürüldü. işgalle birlikte, naziler barrandov stüdyolarına da el koydu. propaganda bakanı joseph goebbels prag’ı, berlin ya da münih gibi bir alman sinema merkezi yapmaya çalıstı; prag’a alman filmleri hakim oldu. 1939’dan 45’e üretilen yıllık film sayısı 40’tan 9’a kadar düştü. 1945’e gelindiğinde ülkeye giren sovyet askerleri alman işgaline son verdi. işgalin bitiminden 3 yıl sonra ise,1948’de, çekoslovakya komünist partisi yönetimi ele aldı. 1989’daki demokratik kadife devrim’e kadar süren komünist düzen başlamış oldu. barrandov stüdyoları dahil ülke sineması ulusallaştırıldı; böylece çekoslovakya, sovyetlerden sonra ulusal sinema anlayışını getiren 2. doğu avrupa ülkesi oluyordu. moskova film okulunun da etkisiyle avrupa’nın 5. film okulu prag’da kuruldu. otokar vavra’nın öncülük ettiği okuldan, çek yeni dalga’nın jan nemec, jiri menzel, vera chytilova, milos forman, ıvan passer gibi önemli isimleri mezun olacaktı. aynı zamanda, yeni dalga’nın edebiyat ayağını oluşturan önemli isimlerden milan kundera da okulda yazım dersi vermekteydi. o yıllarda sovyet sinemasının sosyal gerçekçiliğiyle yapılan ya da anti-amerikan temeldeki filmler değer gördü.

    60’lara gelindiğinde ekranın sosyal gerçekçiliğiyle, günlük hayatının gerçekliği arasında derinleşen uçurum, sinemada bir patlamaya yol açacaktı. 1961’de berlin duvarının dai nşaasıyla iyice içine dönmek zorunda kalan sosyalist ülkelerde sinema başkalaşıyordu. çekoslovakya özelinde bu başlangıcın altyapısı zaten oluşmuştu: “1945’te ulusallaştırılan film endüstrisi (filmlere devlet desteği);1947’de kurulan prag film okulunun yönetmenlere sağladığı teknik gelişim; 1960’ların başlarında çek hükümetinin sanata uyguladığı stalinist sansürden vazgeçmeye başlamasıyla” da ilk iki dinamik anlam kazandı. forman, menzel, chytilová, nemec, passer, herz gibi genç yönetmenler ilk filmleriyle başkalaşım sürecini belli ettiler. sinema ülkedeki kısmî özgürlükçü ortamda altın çağını yaşarken; ocak 68’de yönetime gelen alexander dubçek’in (1921-1992)“insan yüzlü sosyalizm” anlayışıyla başlattığı liberalleşme, ya da daha ileri götürdüğü anti-stalinizasyon-süreci, prag baharı olarak adlandırıldı. ancak sovyetlerce “sosyalizmden kopuş” olarak algılanan süreç, aynı yılın ağustos ayında varşova paktı ülkelerinin çekoslovakya’yı işgaliyle son buldu. sonrasında, sovyetler birliği’yle ilişkiler yeniden güçlendirildi, ülkenin sanatında stalinist sansür anlayışıyla “normalleşme” süreci başlatıldı. dolayısıyla prag baharı, yeni dalga akımının doğmasına/büyümesine değil, sonuna sebep oldu. filmler yasaklandı; filmleri sansüre uğrayan seçki yönetmenlerinden forman, passer ve nemec ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. ülke,1989’de kansız ilerleyen kadife devrim’le demokrasiye dönüş yaptı; ancak sinemada 60’larda yakalanan hava bir daha yakalanamadı. o baskı altındaki yıllarda, yılda 25 film üreten çekoslovakya, ülkedeki demokratik devrimden sonra bile;1992’de; yılda sadece 8 film üretiyordu. o süreçte iki yılda iki oscar alan ülke, bir dahaki oscar ödülünü 1996 alabildi.

    60’larda film çekmeye başlayan çek yönetmenler, o yıllarda eş zamanlı büyüyen yada daha eski dünya sinema akımlarının -fransız yeni dalga, italyan neo-realizmi, fransa’da belgeselde jean rocuh öncülüğünde cinema-verite- dışında franz kafka, jaroslav haşek, milan kundera, bohumil hrabal gibi çek edebiyatının önemli yazarlarından yararlandılar. edebiyatla birlikte, sinema tekniğinde ve müzik kullanımında da yenilikçi davrandılar. 1962’den başlayarak zbynek brnych'nin transport z raje (transport from paradise, 1963) stefan uher’in slinko v sieti (sunshine in a net, 1962), vera chytilova’nın pytel blech (a bag of fleas, 1962) filmleriyle kalıplar kırılırken, çek sineması eskiden ilk kopuşlarını yaşıyordu. 1968’deki işgale kadar yaşanan süreçte, genç yönetmenlerin amacı “çek vatandaşlarında, içinde yaşadıkları baskıcı ve kendilerine zulmeden sisteme karşı farkındalık yaratmaktı.” çek yeni dalga dönem için bir ‘şemsiye terim’ sayılabilir; zira yazmadan, sadece çekerek var olan akımda en görünür ortak payda, ‘insana dair duyarlılıklarla sosyal hayata bakıştır. bu yönüyle akım, bahsedilen prag baharı’nın sosyalizm anlayışına atıf olarak,“insan yüzlü politik sinema” olarak nitelendirilir. bunun dışında, sıkı kurmaca anlatım yerine toplum hayatını gözlemlemek, ön plana çıkan görsel-şiirsel stiller, sürrealist öğeler, hümanist bakış, insanı çok boyutlu olarak –zaaflarıyla,komik halleriyle ve trajedileriyle-ele almak, sosyal hayatı parodileştiren absürt tutum, uzun doğaçlama diyaloglar, amatör oyuncular, ironi/kara mizah, erotizmin farklı sunumu, formalizme kaçan sinematografik denemeler dönemin genel özellikleri arasında sayılabilir. küçük ve trajik olayların komedisi üzerinden verilen sosyal yaşam/bürokrasi eleştirisi de apolitik olmakla suçlanan yönetmenlerin ortak tavrı.

    geniş açıdan bir bakışla, yönetime getirdikleri eleştiriler sebebiyle sosyalist sansüre maruz kalan filmler; eleştiri dozunu hiçbir zaman sosyalizmin reddine vardırmıyor. forman, bu apolitizm suçlamasına “bizim filmlerimizin, hayatları boyu sadece ideallerini gerçekleştirmek için savaşanlarca eleştirilmesini anlıyorum. biz babalarımızı hiçbir şey için savaşırken görmedik. biz, bizim için hazırlanmış bir dünyaya doğduk” diye karşılık veriyor. akım; fransız yeni dalga’yla, derin konularla absürdü birleştiren satirik yaklaşımının dışında, filmi stüdyodan sokağa çıkarma ve gerçek/sıradan insanların hayatlarını konu edinme çabasıyla ortaklaşıyor. öte yandan dönemin çek sineması, ulusallaştırılmış bir sinemanın ürünleri olarak stüdyo ve kaynaklara erişim konusunda fransa’daki dönemdaşından daha şanslı; belki de bu yüzden godard, çek yeni dalga için “burjuva” sineması demiştir. ek olarak çek yeni dalga, bahsedildiği gibi, ülke edebiyatından uyarlamalarıyla da göze çarpıyor; öyle ki kundera bu dönemi; çekoslovak edebiyatının, sinema sayesinde geliştiği dönem olarak görmektedir. akımın önemli filmleri; franz kafka, milan kundera, bohumil hrabal, jaroslav haşek gibi çek yazarlarla direkt ya da dolaylı ilişki içinde. kafka’dan ve dadaizmden etkilenen hrabal’ın yazınındaki gibi,günlük hayatın ritmini trajikle/absürdün, iyilikle/acımasızlığın, politikle/kişiselin böylesine iç içe geçmişliğiyle veren bu filmlerin, ülkenin yıkıma açık yıllarında doğması tesadüf olmasa gerek. akımın cinema-verite’yle ilişkisi ise iki yönlü: birincisi; neredeyse her filmde karşılaştığımız karakterin kameraya bakması stiliyle kameranın varlığını belli etmeye sıradan denebilecek sosyal grupların hayatlarına eğilerek, etnografik belgeselciliğe öykünen gözlemci anlayış. bunun dışında, stüdyo filmlerinde bile doğal ışık/doğal mekan kullanılması, amatör oyuncular, filmlerin belgeselle kurmacanın sınırlarını üzerindeki deneyleri olarak görülebilir. diğer yandan; filmlerin çoğunda müzik, ekranda üretiliyor; diyaloglar anlatımı kuvvetlendirici/yürütücü unsur olarak değil, karakterlerin varoluşlarını derinleştirecek şekilde uzun ve günlük konuşmalar şeklinde ilerliyor. komedi unsurlarındaysa, chaplin ve keaton havası sezinlenebilir. çek yönetmenler günlük hayattan seçtikleri düzayak karakterlerin öznel deneyimlerinden yola çıkarak bürokratik kıskaçlara, geleneksel baskılara, otoriter anlayışa, politik/cinsel dar kafalılığa, çek taşra hayatına,sosyal konformizme göndermeler yapma yolunu seçmişler. jiri menzel, closely observed trains (1966) ile ilk seks deneyimini yaşamaya çalışan gencin trajedik öyküsünü absürt komedi unsurlarıyla verirken, cinsellikle vatanseverliğin öncelik sırasıyla oynuyordu. jan nemec, kafkaesk mizah anlayışıyla öznel durumlardan çıkarak; (arnost lustig’den uyarladığı) diamonds of the night (1964)’ta nazilerden kaçan iki genç üzerinden iktıdarı, the party and the guests (1966)’te ise göl kenarındaki bir ziyafet üzerinden o iktidarın yarattığı “mutluluğa” boyun eğmeyenlerin başına gelebilecekleri irdeliyordu. milos forman black peter (1963) ile kuşaklar arası anlayış farklarını, loves of a blonde (1965) ile genç bir kadının ilişkileri üzerinden çekoslovakya’nın toplumsal kodlarını, firemen’s ball (1968) ile bürokratik/baskıcı saçmalıkları chaplin ve keaton’ınkilere benzer güldürü öğeleriyle; ancak kötümser bakışla işledi. vera chytilova, a bag of fleas (1962) ve diaesies (1966) filmleriyle kadınların toplumda var olma yollarını, sinema tekniklerini zorlayarak irdeledi. belgeselci anlayışla başlayan filmlerine gerçeküstücü öğelerle devam etti ve yeni dalga’nın erkek bakışına, feminist alternatif olarak gösterildi. godard, chytilova’nın filmlerini sevmediğini,“çizgi film gibi ve apolitik” bulduğunu söylemiştir. ıvanpasser ıntimate lighting (1966) ile taşrada yaşayan yerel müzisyenlerin “sıradan” hayatına, insanî zaaflarla dolu, espirili bir bakış atıyordu. oldrich lipsky, ilginç bir western parodisiyle, lemonade joe (1964), ile klasik iyi-kötü algısıyla bir anti-karakter üzerinden dalga geçerken kurgunun tüm imkanlarıyla oynuyordu. juraj herz, morgiana (1972)’da fantastik öğeler ve sinema tekniğiyle yaptığı deneyler ile aile/toplum kavramını ve grotesk denebilecek cremator (1968) ile nazi soykırımını bir ‘yavru hitler’ alegorisiyle yine kafkaesk absürtlükte ele alıyordu.

    bugün iran sineması nasıl islamî-otoriter baskılardan dolayı, mecburen “imgeler sineması” olarak varoluş mücadelesi veriyorsa; 60’larda da çekoslovak sineması stalinist-otoriter rejimle baskılanırken bir “alegoriler sineması” olmuştur. işgalle biten altın çağ için yıllar sonra ıvan passer, “güzel şeyler hatırlıyorum. ilginç filmler yapıyorduk; ve hepimizin sinema anlayışı farklıydı. aynı yerlerden gelmiştik, birbirlerimizin işleri hakkında bilgi sahibi oluyorduk, senaryolarımızı birbirimize verirdik, birbirimize yardım ederdik ve yarışırdık. harika zamanlardı.” demiştir. küçük bir avrupa başkentinde, büyük (büyüdükçe de çirkinleşen) iktidarların baskısı altında gelişen ve uluslararası alanda kendine yer bulan çek yeni dalga sineması, sert zamanlarda filmler üreten çekoslovak yönetmenlerin tepkisel/insanî duyarlılıklarıyla bugünün izleyicisi için alternatif ve çok boyutlu bir deneyim niteliğinde. "


    (cult - 12 Temmuz 2013 23:39)

Yorum Kaynak Link : czechoslovak new wave