meraklısı dışında pek bilinmeyen düşük bütçeli italyan kökenli bir film. temelde iki kardeşin abd'de tutunma hayalleri mevcut. gerçek hayatta ise, stanley tucci yemek kitabı çıkarmış başarılı bir aşçı aynı zamanda.

(edwardscissorhand - 15 Nisan 2020 16:01)

italya'dan amerika'ya göçen secondo ve primo'nun hikayesini anlatan sıcacık bir film.

--- spoiler ---

primo'nun umursamaz tavrına bayılsam dahi çıldırtıcı olabileceğini kabul edebilirim. adamın iyi yemek yapmak dışında derdi yok. restoranımız mı batmış, müşteri mi yok hiç derdi değil.
karşıdaki restoranın yemekleri hakkında yaptığı yorumlara yarıldım.

anlayamadığım tek şey pascal'a çok kızmalarıydı. aslında adam onlara yardımcı olmaya çalıştı ve müzisyen gelmemesine rağmen o geceki parti kendilerini tanıtmaları için yeterliydi. üzülme sen pascal, iyi niyetli bir patroncuksun sen!

--- spoiler ---

(estergonkalesininasiprensesi - 9 Ağustos 2020 11:09)

aşçılıkla alakalı izlenebilecek en iyi filmlerden biridir. kısaca anlatmak gerekirse secondo adında bir adam amerikaya taşınmış ve restoran açmıştır. italyadaki abisi primo'yu getirterek aşçıbaşı yapar. fakat primo'nun yemeklere karşı hassasiyeti oldukça fazla olduğundan düzeysiz olan her türlü yemek alışkanlığına karşı savaşı vardır. fakat restoran maddi açıdan zor durumdadır. ya kazanacaklar ya da borçları ödeyemeyecekleri için kapatılacaktır. iki kardeş durumun üstesinden gelebilecek midir?

film boyunca primo'yu o kadar sevdim ki neredeyse abi diye sarılacaktım. pezevenk secondo siktir! sen abinin boku bile olamazsın!

--- spoiler ---

primo bir sahnede karşı restoran hakkında kuaför arkadaşına şunu diyordu “her gün aynı yemeği yapıyorlar!”

primo'nun bu söylediği şey o kadar çarpıcı ki. uzun bir süredir türlü nedenlerle restoranlara, meyhanelere, lüks lokantalara girip çıkıyorum. orada bu durumu o kadar iyi gördüm ki. aşçısından yardımcısına-bulaşıkçısından muhasebecisine kadar herkes yılmış durumda. işlerine karşı öyle bir nefretleri var ki anlatamam. primo'nun o sözünü duyunca o kadar içten bir kahkaha attım ki... fakat aynı zamanda o kadar sinir oldum ki... cümlenin altındaki gerçeği herkesin göremeyeceğini düşündüğüm için bir an üzüldüm.

primo haklıydı “...her gün aynı yemekleri yapıyorlar. yemeklere tecavüz ediyorlar!”

filmin ilk sahnelerinde bir kadın müşteri risotto'nun yanına makarna isteyince primo delirdi. bu nişasta düşkünü olan müşteriye öfkesini kusmak istiyordu. o kadar hal verdim ki, bu bazen bende de oluyor çünkü.

yalnız primo'nun sevdiği karı ne sağlam karı be. çiçek gibi vallahi. yakışır primo abime!

son sahnesi insanı deli edecek kadar güzeldir. dün gece büyük bir gece yaşandı. neler neler yapılmadı ki. ertesi sabah yardımcı çocuk bulaşıkları yıkamış, mutfak tezgahının üstünde uyuya kalmıştı. her yeri ağrıyordu. secondo geldi. ağır hareketlerle bir yumurta yaptı. sadece yumurta... dün gece saray sofrası kurulmuştu ertesi sabah sadece yumurta... dün geceki büyük kavgadan sonra primo'da geldi ve üç adam yumurtalarını yediler. koca bir sessizlik hakimdi. gerçi söylenecek pek bir şey kalmamıştı... primo ve secondo birbirlerinin sırtını sıvazladı.

olay gerçekten primo'nun dediği gibiydi “buranın toprağı bile aşağılık, bizi burada yerler secondo!”

--- spoiler ---

(beyimyerindeyse - 21 Ağustos 2021 21:46)

--- spoiler ---

müşterinin risotto'nun yanında spagetti istemesi üzerine nişastanın yanında nişasta mı olur diye çıldırıp bir de patates püresi yapayım bari yanına diyen primo'nun güldürdüğü film.

--- spoiler ---

(iyotsuz tuz - 11 Kasım 2021 01:51)

stanley tucci'nin yarim yonetmenligini , yarim senaryosunu, yazip basrolunu oynadigi film. cok komik ve eglenceli bir film. iki kardesin batmak uzere olan restoranlarini kurtarmak icin son sanslari olan buyuk bir geceye hazirliklarini anlatiyor.
ek olarak seinfelddeki soup nazinin bu filmedeki ahcidan esinlenilmis olma ihtimali cok yuksek.

(eli - 27 Nisan 2003 21:47)

1996 yilinin guzel bagimsiz yapimlarindan. guzel bir aksam gecirmek icin buyuk gece, suradan da okuyabilirsiniz

(v - 15 Mart 2012 20:23)

--- spoiler ---

final sahnesi geldiğinde hissedilmiş, yüksek sesle "lütfen böyle bit be" dedirtmiş, öyle olunca bir daha aşık olunmuştur.

bazı insanlar kavga ederlerken bile insanlardır ayrıca.

tek garip tarafı, müzisyenin gelmeyecek olmasının anlaşılmasından sonra triplere girilmesidir. bu kadar naif bir filmde iki kardeş nasıl oldu da adamın bunu art niyetle yapmış olduğunu düşündüler, orası biraz garibime gitti ama unutulamayacak güzellikte o kadar sahnesi vardı ki, mümkünatı yok olumsuz bi' şey söyleyemeyeceğim.

--- spoiler ---

"iyi ki izledim" hissi yaratan ender filmlerdendir.

(bakerstreet - 18 Ocak 2014 01:14)

büyük amerikan rüyası içinde boğuşan, italya'dan göç etmiş iki kardeşin hikayesi.
kardeşlerden biri para ve ün için her şeyi yapmaya hazırken, özel bir yetenek bahşedilmiş olan diğer kardeş güne ve ortama, yani çıkarlar ne gerekiyorsa onu yapmaya muktedir olamayanı. film bu ikisi arasındaki çekişme ve sevgiyi zemin alarak başarı yakalamaya çalışan bir restoranın hikayesini anlatıyor. filmde geçen yemekler şahane. meşhur timpano için:(bkz: #43515703)

(haydi abbas vakit tamam - 7 Aralık 2014 20:15)

sakin ha sakin ac karnina izlemeyin bu filmi gecenin bir yarisi italyan restorani ararsiniz, kendi kendinizi yiyip bitirirsiniz. ote yandan, mutlaka izlenmesi gereken nefis bir film oldugunu soyleyebilirim.

(guru - 11 Ocak 2005 00:13)

sirf, filmde pisirilen enfes yemekler ve onlarda da enfes soundtrack'i yuzunden bir ay icinde uc kere izledigim filmdir. filmde marc anthonynin tifil halini hicbirsey yapmaz habire ekmek kemirirken izleyebilirsiniz. ayrica film, finalinde, tek kelime olmadan mukemmel bir oyunculuga sahne olmustur.

(guru - 23 Ocak 2005 12:13)