Süre                : 1 Saat 55 dakika
Çıkış Tarihi     : 06 Mart 1992 Cuma, Yapım Yılı : 1992
Türü                : Biyografi,Drama,Romantik
Taglar             : yasak aşk,Seks sahnesi,Yetişkin aktrist küçük kız oynuyor,Bekaret kaybı,Ilk cinsel deneyim
Ülke                : Fransa,İngiltere,Vietnam
Yapımcı          :  Films A2 , Grai Phang Film Studio , Renn Productions
Yönetmen       : Jean-Jacques Annaud (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Marguerite Duras (IMDB),Gérard Brach (IMDB)(ekşi),Jean-Jacques Annaud (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Jane March (IMDB)(ekşi), Tony Leung Ka Fai (IMDB), Frédérique Meininger (IMDB), Melvil Poupaud (IMDB)(ekşi), Lisa Faulkner (IMDB)(ekşi), Jeanne Moreau (IMDB)(ekşi), Frédéric Auburtin (IMDB)(ekşi)

L'amant ' Filminin Konusu :
L'amant is a movie starring Jane March, Tony Ka Fai Leung, and Frédérique Meininger. In 1929 French Indochina, a French teenage girl embarks on a reckless and forbidden romance with a wealthy, older Chinese man, each knowing that...


Erotik / 27
  • "erotik bir film için fazla sanatsal, bir sanat filmi için fazla erotik bir yapım."
  • "marquerite duras romanı...yüzde tebesssüm,kalpte kanat çıpışlar,hayatta aksiyon hali..."
  • "kitabını şiddetle okuma isteği uyandıran film. bundan sonra hiç bir aşk filmi beni bu denli etkileyemez."
  • "-baktığımız hiç kimse kendisine yöneltilen bakışa değmez."
  • "bir marguerite duras romani ve romandan uyarlanmis jean jacques annaud filmi. (bkz:jane march)"
  • "jane march ile tanışıp kendisine aşık olduğum filmdir. çok etkilenmiştim. hala da etkilenirim. hem filmden hem de jane march' ın o filmdeki halinden. sevişme sahneleri çok güzeldir..."
  • "türkçe versiyonu; "ay aman", bir ömer faruk sorak filmidir burak kut imzalı film müziği pek berbattır..."




Facebook Yorumları
  • comment image

    ozel soforun kullandigi arabada, arkada oturan genc kiz ve orta yasli adamin koltugun ustunde yanyana duran ellerinin bulusma cabasini gosteren sahnesi hafizaya kazinir. iki insanin birbirine olan tutkusu ancak bu kadar guzel anlatilabilir. romantik ask masallari ile buyumus, daha dogrusu duygusal yasami sakatlanmis birey bu sahneyi seyrettikten sonra bi daha iflah olmaz...
    (bkz: duygusal abazanlik)


    (buyuyunceeksisozlukyazariolcam - 14 Aralık 2007 23:18)

  • comment image

    yurdum insanı elbette ki filmdeki sevisme sahnelerine kitlenip kaldığı icin muhtemelen filmi doğru duzgun izleyememiştir bile, kızın ailesi hele ki annesi acınacak durumdadır oysa, cinli adamın tum aileyi yemeğe cıkardığı sahnede hepsinin ne kadar da zavallı olduğunu farketmemek mumkun değil, kucuk erkek kardesin o korkaklığı ve gucsuzluğu ise film boyunca beni hem cok kızıdrmıs hem de anneden kat be kat nefret etmeme sebebiyet vermiştir. aslında cok guzel mesajlar da vardır filmde.
    annenin kızına gece izni verilmesi icin mudurle konusması da sinirimi zıplatan ayrı bi olay olmustur, kızının ilişkisini onayladığından değil resmen kızına fahiselik yaptırdığından..
    aslında yaslı cinli babanın durumu, eski ve yeni cinde malları bolusmemek icin zenginlerin evlilikleri, kızın gemiden adama bakması, yıllar sonra yapılan telefon konusması cok cok guzeldir, sanat filmidir, izlenmelidir.


    (fisiyfisiybej - 13 Ağustos 2010 02:50)

  • comment image

    filmde jane march'ın dudaklarındaki yarım yamalak sürülmüş ruj, onun çocukluk ve yetişkinlik arasında kalmışlığını hatırlatabilir.

    --- spoiler ---

    filmin sonunda, piyanistin çalmakta olduğu eser frederic chopin'in "waltz in b minor, op. 69, no. 2" eseridir.

    ---
    spoiler ---

    boğazda bir yumru bırakan, değişik bir aşk hikayesi; aşkı, seksi, sefaleti, gelenekleri ve kabullenmişlikleri en gerçekçi şekilde anlatan şahane film.


    (patience - 4 Eylül 2010 17:56)

  • comment image

    can yayınevi basımlı kitabını bulma şansım oldu. daha doğrusu tesadüfen mi desem, ki tesadüf kelimesini sevmem, gördüm. sadece kitap kapağının arkasında yazan yazıyı okumam kitabı baştan sevmeme yeterli oldu.

    --- sevgili'den ---

    epeyce yaşlanmış olduğum bir dönemde, bir gün, bir adam yaklaştı yanıma. kendini tanıttı, sonra da: '' öteden beri tanırım sizi,'' dedi. ''herkes gençliğinizde çok güzel olduğunuzu söylüyor, bense şimdi sizi geçnliğinizdekinden daha güzel bulduğumu söylemek için geldim, gençlik yüzünüzü bu şimdiki, bu harap yüzünüz kadar beğenmezdim.''

    --- sevgili'den ---


    (one helsing - 13 Eylül 2010 17:56)

  • comment image

    duras bu kitabın bir yerinde, zamanının ilerisinde birisi olmasının nedenini şöyle anlatır:

    "şimdi düşünüyorum da, daha on sekizimde ya da on beşimdeyken bile, orta yaşlarımda aşırı içki nedeniyle benzeyeceğim insanı önceden haber veren bir yüzüm vardı. içki hem tanrının yarım bıraktığını tamamladı hem de beni öldürmek için elinden geleni yaptı. ben zaten hiçbir şey yapmadan sahiptim bir alkoliğin yüzüne. içtiklerim yalnızca bunu onayladı.

    o yüzün yerleşeceği alan hazırdı içimde ve bunu önceden biliyordum. tıpkı arzuların ve zevkin yerleşeceği alanın da önceden içimde hazır olması gibi, on beş yaşında ve henüz hiçbir şey yaşamamışken... işte her şey böyle başladı benim için: gözlerinin etrafında belirgin ve çirkin halkalar olan çocuk yüzümle, zamanın ve deneyimlerin bir adım önünde..."


    (aynadakileke - 31 Aralık 2002 09:28)

  • comment image

    1984 yılı goncourt roman ödüllü, fransızca aslından tahsin yücel tarafından çevrilmiş olan can yayınları'nın arşivinde yer alan marguerite duras kitabıdır. arka kapak yazısıyla kitap hakkında;

    "modern romanın en önemli yaratıcılarından biri sayılan marguerite duras'ın yetmiş yaşındayken yazdığı bu roman, dünyanın dört bir yanında fırtınalar kopartmıştı. yoğunlukla yalınlığı ustaca birleştirdiği bu romanıyla duras, büyük okur kitlelerine ulaşmayı da başarmış oldu. sevgili, on beş yaşındaki yoksul beyaz bir kızın, vietnam'da, bir nehir üzerinde yaptığı vapur yolculuğu sırasında, kendinden iki kat yaşlı, zengin bir çinliyle tanışmasının, o adamda cinsel aşkı keşfetmesinin öyküsü. duras da on yedi yaşına kadar, bir fransız sömürgesi olan vietnam'da kalmıştı.yayınladıktan sonra, bu romanın kendi yaşamından alıntılarla dolu olduğunu saklamadı. kimi eleştirmenlerin, bugüne kadar yazılmış en güzel romanlarından biri saydıkları sevgili'yi ünlü fransız yönetmen jean jacques annaud filme çekti...."


    (morgaine gb - 20 Aralık 2010 16:30)

  • comment image

    izlemesi gerçekten çok keyifli olan sinema klasiği. bazı sahneler beni benden aldığı için spoiler olarak yazmak daha sağlıklı sanırım.

    --- spoiler ---
    filmin başındaki parmak uçlarının birbirine yavaş yavaş dokunduğu sahne bence en tutkulu ve duyguların en samini olduğu sahne... bütün korku, heycan, merak ve sevinç eş zamanlı olarak bu kadar mı güzel anlatılır ?
    18 yaşındaki bir kıza ilk dokunuştaki korku ve şefkat.... seviştikleri odanın da özelliklle mavi tonlaması dışardan gelen ses ve koca bir sokak hayatının, sevişmeleri sonrasında üstlerinden ışık hüzmesi olarak geçmesi.....
    ---
    spoiler ---


    (vanilya - 20 Temmuz 2011 10:41)

  • comment image

    ben izlemeye başladığım filmleri yarıda bırakmam. bırakamam. bırakamazdım yani. artık bir heves izlemeye başladığım filmlerin bazılarını 15. dakikadan itibaren izlemekten vazgeçiyorum. bazılarını da uykuma arka plan yapıyorum.

    l'amant bunlardan biri değil. olması da mümkün değil. üstelik izlenmeyi bekleyen o kadar film varken, birden fazla defa izlenmek gibi bir ayrıcalığı var, bende.
    heheh, şimdi yazdığımı okudum da şey gibi olmuş: "ay evde okunmayı bekleyen o kadar kitap, dinlenmeyi bekleyen o kadar cd, izlenmeyi bekleyen o kadar dvd, blu-ray var ki :/ :/ :/"
    sanırsın yüksek tirajlı gazetelerden birinde köşe yazmaktan başımı kaldıramıyorum.

    dağılmayayım, odağım l'amant.
    "sevgili dediğin", diyor (ben öyle anladım), "dünyanın en gürültülü, en kalabalık yerinin tam ortasında çırılçıplak kalınsa da, o varsa korkusuzluğu, utanmazlığı hissettiren insandır. üstelik aslında o kaos bir ince duvar kadar da uzaktadır" (ne şans).
    gel gör ki, o cesaret timsali dediğin çıplak bir vücut sadece, yanındaki beden kadar, en fazla.

    --- spoiler ---

    "ilk defa"sını yaşamış minnoş sevgiliyi narin programda yıkamak çok naif ya... o kız sana orada aşık oldu chinois adam, bunu bil.
    eşikte sevişmek iyi bir fikir gibi görünüyor.
    bonzaiyi canlandırmakta bir şey yok, yeter ki düzenli olarak sulayın.
    helene miydi o ne boktuysa, o kaltak ne diye yüz çevirdi, onu ben bilemedim, threesome önermedi diye mi?
    ben olsam o telefondaki "kadayıf olduk da aklına geldim, o ahizeyi pörsük götüne sok artık" derdim, fransız hanımefendiliği bambaşka müessese vallahi...

    ---
    spoiler ---

    sevgili işte, senin götün-başın açıktaymış, dinlemez, an gelir o kalabalık, o hengameden kaçıp gidiverir.


    (aminotriazoltiyon - 30 Mart 2012 01:35)

  • comment image

    etkileyici bir film. kitabını okumadığım için yorum yapamıyorum, ama film çok etkileyici. özellikle iki sahne aklımdan çıkmıyor.

    --- spoiler ---
    birinci sahne adamın kızla ilk tanıştığı an, sigara uzattığında elinin heyecandan inanılmaz titremesi. aşık olacağı o andan belliydi.
    diğer sahne ise kapı eşiğindeki sevişme sahnesindeki arkadaki gürültü, karmaşa. bambaşka bir dilde anlamıyorsunuz neler dediklerini. sadece iki insan tutkuyla sevişirken arkada inanılmaz bir laf kalabalığı var. türkiye'deki versiyonu "gel vatandaş gel, 3 lira 5 lira, ikizlere takke." tarzı pazarcı konuşmaları oluyor sanırım.

    ---
    spoiler ---

    direk "anaa cıbıl cıbıl kadın, anaa seks var." gibi izlemezseniz çok estetik bir film. yalnız filmlerde genelde olan bir durum, burada da geçerli. filmlerde açık sahnelerde genelde kadınlar hep çırılçıplak; adamlar da çıplak, ama bir tek penisleri çarşaf gibi bir şeyle kapatılıyor. bu filmde de bu geçerli. kızın her yeri gözüküyor, ama adamın özellikle hep penisini kapatıyorlar. oyuncu tercihi midir nedir bilemiyorum.


    (engiribord - 9 Nisan 2012 21:56)

  • comment image

    nedense karakterlerin yaşı konusunda baya kafa karışklığı olan marguerite duras romanı. sık sık orta yaşlı olduğu söylenen "chinois" karakteri halbuki 27 yaş civarında paris'teki hovarda hayatından yeni dönmüş, babasına karşı çıkmaya cesareti olmayan bir abimizdir. yazar romandaki avatarının meşhur karşılaşma sahnesinde on beş buçuk yaşında olduğunu hikaye boyunca defalarca belirtir; aşığı ise kendisinden on iki yaş büyüktür.

    nedense söylenenin aksine romanda yoğun bir cinsellik vardır; her yanından büyük bir erotizm akar hikayenin. çok etkileyici bir erotizmdir bu; iki karakterin de hayatlarındaki belki de tek iyi şeyin beraber yaşadıkları büyük tutku olmasıyla daha da şekillenir. romanın en etkiyici anı bence, baş karakter kızımızın, hikaye boyunca büyük soğuk bir apati gösterdikten, ilişkisini "aşksız tutku" diye tanımladıktan vs. sonra, gemiyle uzaklaşırken belki de durumun aslında o kadar da basit olmadığını kendine itiraf ettiği andır. çok küçük bir andır ama oradadır işte.

    hem biraz bu yüzden, hem de marguerite duras oturup elli yıl sonra bu yaşadıklarını bu kadar büyük bir tutkuyla anlatabildiği için, benim bu hikayeyle ilgili en çok merak ettiğim, gerçek hayatta sondaki telefon konuşmasından sonra ne olduğudur. sanırım hiçbir yerde de bununla ilgili bir bilgi yok.


    (queenofdarkness - 15 Ağustos 2014 17:02)

  • comment image

    "orospu diyor, şıllık diyor bana, biricik aşkı olduğumu söylüyor, söylemesi gereken de bu, sözü oluşmaya, bedeni istediğini yapmaya, aramaya, bulmaya bıraktığımız zaman söylenen de budur, her şey iyidir o zaman, döküntü yoktur, döküntülerin üstü örtülüdür, selde, arzunun gücünde her şey akıp gider."

    - bu hangi dil?
    - aşık kadınca.


    (nirvana - 7 Ekim 2014 02:38)

  • comment image

    jane march ile tanışıp kendisine aşık olduğum filmdir. çok etkilenmiştim. hala da etkilenirim. hem filmden hem de jane march' ın o filmdeki halinden. sevişme sahneleri çok güzeldir...


    (kanzuk - 25 Haziran 2004 15:04)

  • comment image

    türkçe versiyonu;
    "ay aman", bir ömer faruk sorak filmidir burak kut imzalı film müziği pek berbattır...


    (anzaar - 13 Temmuz 2001 17:17)

  • comment image

    duras'ın sevgili'sinde birbirinize bakmazsınız, söylemez ya da duymazsınız. ama fotoğrafların fısıldadıklarını duymamış ya da görmemiş gibi yapamazsınız.

    "bizi görebilmek için, normal olarak büyüp büyümediğimizi görebilmek için, annem resmimizi çektirir."

    fotoğraflara daha yakından baktığınızda; "hiçbir zaman merhaba yok, iyi akşamlar yok, iyi yıllar yok. hiçbir zaman teşekkür yok. konuşmak yok. konuşma gereksinimi yok. her şey dilsiz, uzak kalıyor. taştan bir aile işte, ulaşılmaz bir derinlikte taşlaşmış. her gün birbirimizi öldürmeye çabalıyoruz," diye devam ediyor. sevgili bütün fotoğraflarda sessizlik örtüsünün altında kalıyor. kesik, kopuk, kesik, kopuk. öyle ki; "hep aynı geçiyor akşamlar. kardeşlerim yemekleri atıştırıp duruyor, ona tek söz bile söylemiyorlar. bakmıyorlar da. bakamıyorlar ona." ve üç kardeş, bir anne, bir sevgili, çoğunlukla sessizlik, çoğunlukla mantalite ama en çok aldanmışlardı.yapılan yanlış birkaç saniyede bütün evreni sarmıştı. kötü yanlış tanrı düzeyindeydi...


    (png - 31 Mart 2006 02:54)

  • comment image

    buruk/kırık bir aşkın masalıdır... erotik ve duygusal bir filmdir... lakin filmin en erotik sahnesi/sekansı, tüm sevişme sahneleri/sekansları içinde, basrollerdeki jane march ve tony leung ka fai'nin otomobilde el ele tutuşmak için can attıkları sekanstır... öyle bir el ele tutuşurlar ki o anı kendileri yaşamış/sevişmiş kadar olurlar, izleyiciye de yaşatırlar yaşadıklarını... aşkın içinde barındırdığı tutkuyu öyle güzel yansıtmışlardı ki aha da tutkunun somut hali budur demiştim o zaman (filmi ilk izlediğim zaman)...


    (turgi - 22 Ağustos 2006 14:28)

Yorum Kaynak Link : l'amant