Oyuncular
  • "klipte turk bayraginin madonna tam "i'm not christian and i'm not a jew, i'm just living out the american dream" derken belirmesi tesaduf olabilir mi? gayet tabii."
  • "klibinde türk bayrağı çıktığı anda yatakhane ortamında alkışların koptuğu mileetin galeyana geldiği bayraklı bir klibi olan madonna şarkısı. *"
  • "ortaokulda bu klibi izlerken türk bayrağını görünce acâyip heyecanlanırdım. hey gidi!"
  • "nothing fails, love profusion, die another day gibi bence madonna klasiklerini icinde bulunduran guzel album. dikkat cekmemesi uzucu, benim icin yeri bambaska.."




Facebook Yorumları
  • comment image

    aslında iyi düşünülmüş, ama iyi işlenmemiş bir madonna kompozisyonudur.

    american life ve hollywood birbirlerini çok güzel tamamlarlar. ikisi de pırıltılı, modern, hayli yüksek ve biraz da içi boş amerikan tarzı yaşamı, hollywood'un büyüsünü, ünün ışıltısını ve kandırıcılığını anlatırlar. ancak madonna pek inandırıcı gelmez. çünkü ta içinden dışarı doğru seslendiği, o ışıltılı ve insanı içine hapseden büyülü ünü, eleştiriyor gibi yaptığı ama sapına dek yaşadığı, sömürdüğü ve hattâ reklâmını yaptığı amerikan rüyâsına borçludur. ve hem öncesinde, hem sonrasından bugüne uzanan dönemde, hem de bu albümün döneminde o yaşam tarzını gütmeyi sürdürmüştür ve sürdürmektedir. çelişkisini, american life'a çektiği savaş karşıtı ve düşününce sosyâl eleştiri içerikli bu şarkıya aslında çok da güzel uyan klibi "ırak'taki askerlerimiz rencide olmasın." diye geri çekerek pekiştirmiştir. eleştirdiği şeyi kutsamıştır yâni ve inandırıcı olamayışını perçinlemiştir. '80'lerde ve '90'larda cesâret anıtı olarak gösterilen bu kadının bu hareketini "ama öyle yapması gerekiyordu, çok baskı vardı." diye savunmayacaksınız umarım.

    i'm so stupid, önceki iki şarkıda eleştirilen amerikan rüyâsını yaşadığı için günah çıkartmayı konu edinir. ama aynı nedenlerden dolayı inandırıcı olamaz. ayrıca american life ve hollywood'dan çok daha kötü bir düzenleme ve vokâle sâhiptir. burada eleştirilen minimâlizm değil, resmen kötü düzenleme. yoksa music'teki, ray of light'taki, evita'daki, bedtime stories'deki minimâl ve(yâ) akustik çalışmalara şapka çıkartıp burada bu albümü yerin dibine sokma omurgasızlığını yapıyor değiliz.

    bu albümün elektronik mi akustik mi belli olmayan düzenleme ve orkestrasyonu; çocuksu mu, bet mi, vocoder yemekten insansılığını kaybetmiş mi karar veremediğim vokâli yerine hazır konusu da daha direkt ve sert iken daha rock içerikli, tıpkı konserlerindeki gibi daha sert, gitarların daha bol kullanıldığı bir tarz gütmesi bence çok daha iyi olurdu. hele albümün kan ve militarist eleştiri güden görsel tasarımı da göz önünde bulundurulursa içeriğin yanlışlığı biraz daha kendini belli eder.

    love profusion, bu albümün bel kemiğidir bana göre. çünkü önceki üç şarkıdaki amerikan yaşamı eleştirisinden, kafa karışıklığından, kaostan, tıpkı bizdeki son senelerde iyice artan sağcı, solcu, kürtçü, milliyetçi, yobaz, kemâlist, komünist... çatışmasına benzeyen karmaşadan tabii ki çok daha yüzeysel ve yumuşak bir dille dem vururken bir yandan da bu kaos ortamından kaçıp huzuru sevgide, aşkta bulmayı anlatır son derece tatlı bir biçimde. ve bu yönüyle albümün bundan sonraki bölümü olan "kişiselliğe" geçişi gerçekleştirir. bir nevi albümü özetler.

    kişisel olarak, ismi "amerikan yaşamı" olan bir albümden daha fazla toplumsal ve evrensel mesaj beklerdim. 11 parçada 3,5 şarkı ile bu kısım tamamlanmış oysa. bu noktadan sonra, nobody knows me ile başlayıp albümün sonuna dek madonna'nın kişisel deneyimlerine, duygularına ve düşüncelerine konuk oluyoruz.

    nobody knows me, geçmişinde muhteşem düzenlemeler ve melôdiler barındıran bir sanatçı için fazlasıyla sıradan ve hattâ kötü bir şarkı. ancak sözleri ile, kişiselliğe yapılmış olan geçişte bir önceki kısma da göndermeler yapıyor. dünyânın en ünlü, dergilere en çok kapak olan, televizyonlara en çok çıkan kadını dergi okumadığını, televizyon izlemediğini anlatıyor; itiraflarını ve görüşlerini bizimle paylaşırken içinde yaşadığı toplum ve ışıltılı çevrenin etkisinden de bahsediyor ve albümün ana unsuru olması gereken protest duruşla çelişmiyor. ama, daha önce de dediğim gibi düzenleme açısından gerçekten sınıfta kalmış bir yapıt bence. ikinci parçası olduğu re-invention turnesindeki* düzenlemesi gibi, hattâ daha fazla rock öğesi içermesi gereken bir parça bu kesinlikle.

    nothing fails'a lâfım yok, olamaz. her şeyiyle çok kutsal, çok özel. like a prayer'ın daha duygusal ve daha az mistik, daha çok romantik uyarlaması gibi bir şey. üzerimdeki etkisini #17653074 numaralı yazımda anlatmıştım zâten. albümün kişisel bölümünün doruk noktası, madonna'nın abartmıyorsam 2000'lerdeki belki de en değerli eseri.

    nothing fails'la başlayan durgun hava, intervention ve x-static process ile bir çoğalıp bir azalarak sürüyor. ikisi de çok güzel şarkılar ama keşke daha az elektronik, daha çok akustik olsalardı. birkaç elektro ya da bas gitar rifiyle muhteşem düzenlemelere kavuşabilirlerdi. hattâ x-static process, bu hâliyle ya da bu hâline çok çok yakın bir düzenlemeyle, hani bir-iki ufak değişiklikle bile bir rock albümünün ortasında çok güzel bir vaha görevi görebilirdi.

    mother and father, albümün belki de en kişisel ama büyük olasılıkla da en berbat çalışması. bu parça kesinlikle baştan aşağı farklı bir düzenleme ve farklı bir vokâl ile kaydedilmeliydi. bu hâliyle çok iyi olabilecek çok kötü bir şarkıdan ötesini veremiyor. tamam, ben de "mother" yerine "father" diyerek madonna'nın annesini kaybettiği yaşta kaybettiğim babamı anarak ağlamadım değil bu şarkıyı dinlerken ama o sonlardaki inceltilmiş, çocuk etkisi verilmeye çalışılmış vokâl nedir ya, sen misin evita'yı, ray of light'ı kaydeden billûr sesli, her ne kadar stüdyo billûru olsan da? bunun yanında like a virgin, frozen kalır o kadar diyorum. olmamış!

    die another day, albümün genel gidişâtına ve tabii dolayısıyla kişisel öykülere ara verip kanımıza giriyor, kapanışa hazırlıyor. bu şarkıyı severim ama başka bir düzenlemeyle, rock içerikli bir "american life"ta çok da sırıtmamak koşuluyla yine electronica havası estirmesini de görmek isterdim. bir de american pie'ın, patronlarının zoruyla music albümünün abd dışı sürümlerine eklenmesine "albümde sırıtıyor." diyerek (ki bence çok ama çok yanılıyor; gone'dan sonra gelerek albümü çok güzel kapatmakta ve albümün genel havasına muhteşem uymakta söz konusu şarkı.) feci bozulan ve bu nedenle bu güzel kotarılmış ve hayli de başarılı olmuş cover'ı ne ghv2'ya, ne de celebration'a alarak bir nevi cezâlandıran madonna, die another day'in "american life"ta ne işi olduğunu nasıl açıklamakta, merâk etmekteyim.

    albümün kapanış parçası, erotica'dan; hattâ like a prayer'dan beri âdet olduğu üzere albümü bir baladla kapatma görevini üstlenen easy ride. yine kişisel; üzerine bir de az görüldüğü üzere naif, hassas, insan, korkuları ve heyecanlarını göstermekten korkmayan, ama kendine güvenini de ısrarla vurgulayan madonna'nın huzur tarlası. buruk bir gülümseme gibi... ama o elektronik öğeler hiç olmamış. bu konuda topu topu bir albüm önceki paradise (bkz: paradise not for me) ve gone'dan, ya da iki albüm önceki the power of good-bye'dan feyz alınabilirdi. albümdeki neredeyse her şarkı gibi bu parça da yeniden elden geçmeliydi bence. sondaki o yaylılar ne kadar olmuşsa fazlasıyla sırıtan elektronik efektler de o kadar olmamış.

    kısacası, bence, iyi düşünülmüş ama doğru kotarılamamış, edebî içeriği iyi dengelenmemiş, müzikâl içeriği güzel yaratılmamış, yanlış yolda gitmiş ve re-invention'da da özellikle de yakın geçmişteki turnelerin desteklediği albümlerin içeriğine yer verişlerine oranla iyi temsil edilmemiş bir albümdür "american life". yine de bütün açmazlarına karşın kendini dinlettirmeyi bilir, her seferinde üzerinde düşündürerek... aradığını bulamamasının tek nedenini radyoların vatanını sevmemekle suçladıkları madonna'yı protesto etmesine bağlamamak gerekir. aynı radyolar amerika'ya "ibne" diyen green day'e (bkz: american idiot), bush'a* "fuck" diyen eminem'e (bkz: mosh) kapanmazken madonna'ya kapandıysa bu o radyoların sorunu değildir. tamam onun da etkisi yok diyemeyiz; ama abd'de 1 numaradan giriş yapmasına karşın birkaç haftada listelerden silinme nedeni, birincisi kötü müzik; ikincisi de madonna'nın o dönemlerde ingiltere'de yaşamasının da etkisiyle git gide amerikan müziğinden uzaklaşıp avrupa müziğine yaklaşmasıdır. (bkz: music) (bkz: confessions on a dance floor) dahası diğer büyük pazarlarda da aradığını bulamamıştır, madonna'yı uluslararasılığıyla övüp duranlara hatırlatırım.


    (turuncan53 - 10 Kasım 2010 03:36)

  • comment image

    klipte turk bayraginin madonna tam "i'm not christian and i'm not a jew, i'm just living out the american dream" derken belirmesi tesaduf olabilir mi? gayet tabii.


    (burcix - 27 Haziran 2011 00:17)

  • comment image

    sözler şöyle

    do i have to change my name?
    will it get me far?
    should i lose some weight?
    am i gonna be a star?

    i tried to be a boy,
    i tried to be a girl
    i tried to be a mess,
    i tried to be the best
    i guess i did it wrong,
    that's why i wrote this song

    this type of modern life - is it for me?
    this type of modern life - is it for free?
    so, i went into a bar looking for sympathy
    a little company - i tried to find a friend
    it's more easily said it's always been the same
    this type of modern life -is not for me?
    this type of modern life -is not for free?

    american life
    i live the american dream
    you are the best thing i've seen,
    you are not just a dream

    i tried to stay ahead,
    i tried to stay on top
    i tried to play the part,
    but somehow i forgot
    just what i did it for
    and why i wanted more
    this type of modern life - is it for me?
    this type of modern life - is it for free?

    american life
    i live the american dream
    you are the best thing i've seen,
    you are not just a dream

    i tried to be a boy,
    i tried to be a girl
    i tried to be a mess,
    i tried to be the best
    i tried to find a friend,
    i tried to stay ahead
    i tried to stay on top...

    fuck it...
    do i have to change my name?
    will it get me far?
    should i lose some weight?
    am i gonna be a star?

    i'm drinking a soy latte
    i get a double shot
    it goes right through my body
    and you know
    i'm satisfied,
    i drive my mini cooper
    and i'm feeling super-dooper
    yo they tell i'm a trooper
    and you know i'm satisfied
    i do yoga and pilates
    and the room is full of hotties
    so i'm checking out the bodies
    and you know i'm satisfied
    i'm digging on the isotopes
    this metaphysic's shit is dope
    and if all this can give me hope
    you know i'm satisfied
    i got a lawyer and a manager
    an agent and a chef
    three nannies, an assistant
    and a driver and a jet
    a trainer and a butler
    and a bodyguard or five
    a gardener and a stylist
    do you think i'm satisfied?
    i'd like to express my extreme point of view
    i'm not christian and i'm not a jew
    i'm just living out the american dream
    and i just realized that nothing is what it seems


    (xeyn - 1 Nisan 2003 18:07)

  • comment image

    director's cut versiyonunda madonna'nın bu şarkıyı yazmaktaki maksadını daha iyi görmek mümkündür.

    sözlere şöyle bir göz atarsak,

    bu işe atıldım, şarkıcı olmaya karar verdim. yıllarım acaba adımı değiştirsem daha meşhur olur muyum, biraz kilo versem bir popstar olur muyum tarzı abuk kaygılarla geçip gitti.

    adam olmaya çalıştım, kız olmaya çalıştım, manyağın teki olmaya da çalıştım ama ne olursam olayım en iyisini olmaya çalıştım. ama sanırım bir şeyleri yanlış yapmışım, bu şarkıyı da bu yüzden yazdım.

    bu tarz bir 'modern' hayat bana göre mi? bu tarz bir modern hayatı yaşamanın bedeli nedir? bir bara gittim, bana eşlik edecek arkadaşım olabilecek birilerini aradım, ama söylemek her zaman yapmaktan daha kolay. bu modern hayat dediğimiz nane bana göre değil galiba? bütün bunların bir bedeli var sanırım?

    amerikan yaşam tarzı. amerikan rüyasını yaşıyorum. bu benim hayatımda gördüğüm en güzel şey, ve asla sadece bir rüya değil.

    zirveye oynadım, sonra da zirvede kalmaya çalıştım. rolüm neyse onu oynadım. ama sonra bir şekilde bütün bunları ne için ve kimin için yaptığımı, neden hep daha fazlasını istediğimi merak ettim. yine aynı sorular, bu hayat bana uygun mu, ödeyeceğim bedeller nelerdir?

    arkadaş bulmaya çalıştım, zirveye yürüdüm ve orada kalmaya çalıştım, ama salla.

    mini cooper'ımı sürüp soy latte'mi yudumlarken ortalığa bakıyorum, gayet iyi hissediyorum. sporumdu pilatezimdi yogamdı reikimdi her boku yapıyorum, metafizikle izotop neyinle de ilgileniyorum, artık kendimi ne kadar avutabilirsem işte, umudum olduğu sürece halimden memnunum.
    avukatım, menajerim, dadılarım, asistanım, şoförüm, antrenörüm, hatta kendime ait jetim bile var. badigardlarım, stilistlerim neyin de var, sence mutlu muyum?

    dur sana ne düşündüğümü söyleyeyim: ne hristiyanım ne museviyim, sadece amerikan rüyasına kendini karptırmış biriyim. ve çok enteresandır ki bunca yıl sonra hiçbirşeyin aslında göründüğü gibi* olmadığını fark ettim.

    şimdi sözlerin muhtevası özetle böyle, bana biraz çakkıdı'yı falan hatırlattı. hani bunca gerçek sorunumuz var, memlekette hiç bir şey yolunda gitmiyor, ama kendimizi kaptırmışız, medya çalıyor biza göbek atıyoruz.

    işte madonna'nın american life'ı da bence aynen bu alt metinle yazılmış.
    aslında demek istediği, hayvan gibi zenginim, zibilyar liralarım var bankada, kendime ait bir ekibim var bildiğin patron gibiyim, ama ne boka yarıyor? amerika bana bunları nasıl sağlıyor? bunca bolluğa rağmen yalnız ve umutsuz hissediyorum, içim rahat değil çünkü ben burada götümü devirmiş yatarken birileri masum insanları parçalıyor, birileri de buna çanak tutuyor.


    (sister blister - 16 Şubat 2012 12:48)

  • comment image

    klibinde türk bayrağı çıktığı anda yatakhane ortamında alkışların koptuğu mileetin galeyana geldiği bayraklı bir klibi olan madonna şarkısı. *


    (trichodina jollywood - 6 Haziran 2003 22:09)

  • comment image

    bir rivayete gore albumle ayni ismi tasiyan bu madonna sarkisinin klibinin sonunda cikan ameriakn bayragi parcalanmis olarak dalgalaniyormus. sonra bu hale getirilmis. ayrica madonna nin kalbimdeki yerini saglamlastiran bir parcadir bu.


    (strife - 31 Ekim 2003 23:35)

  • comment image

    şu aralar zor zamanlar geçiren şahsım için ilham kaynağı albüm. abd gibi endüstrinin kalbinde iş yapan bir megastar, ülkesinin en kritik döneminde açtı ağzını yumdu gözünü. bedelini de hala ödüyor. ama madonna gibi bir sanatçı için kendini ifade etme özgürlüğü, listelerde başı çekmekten önce geliyor elbette. bu albümün güçlü duruşu ve bir o kadar naif içeriği, haksızlıkla çirkinleşmeden, dik bir şekilde mücadele etmeyi temsil ediyor.


    (dudagin kenarindaki egreti kivrim - 24 Ocak 2016 22:05)

  • comment image

    madonna'nın 2003 çıkışlı dokuzuncu stüdyo albümü.
    öncelikle; belli bir konusu olan albümleri çok severim ve american life'ın gözümde çok değerli olmasının nedeni de, "hayatın anlamsızlığı", "para ve pulun insanı bir yere kadar mutlu etmesi"* temasını çok az işleyen albüm olması. albümün tutmayacağını bile bile sırf kendi duygularını gösterebilmek*, kendini işleyebilmek, insanların gözünü açmaya çalışmak* madonna'nın ne kadar orijinal bir insan olduğunu gösteriyor benim için.
    albümün kesinlikle sırasına göre dinlenilmesi gerektiğini düşünüyorum. her şey çok iyi hazırlanmış; ı'm so stupid'den sonra love profusion'ın gelmesi ve konuyu çok iyi tamamlaması buna çok güzel örnektir.

    01- *: madonna'nın rap yaptığını gördüğümüz çıkış single'ı. şarkının ritminin orijinalliğine ve sözlere de ne kadar uyduğunu söylemeden edemeyeceğim. albümü açan şarkıdır ve madonna'nın kafasının karışık olduğu sözlerde vurgulanır*

    02- *: hollywood'un harika(!) ortamını işler bu şarkı.tam arabada eşlik edilmeliktir.
    "music stations always play the same songs
    ı'm bored with the concept of right and wrong"
    sözleri ile noktayı koyar.

    03-*: şarkının düzenlenmesinin kötü olması şarkının sözlerinin güzelliğini örtmüştür diyebilirim. zaten bu albümün de genel sorunu bu; şarkı sözleri çok iyi yazılmış ama şarkılar düzenlemelerle gömülmüş. bu şarkıyla madonna bazı gerçeklerin farkına varmıştır.

    04- * : pek güzel bir şarkı. klibinde madonna'nın giydiği sade kırmızı elbiseye ailece hayranız. sözleri yine hayatı sorgulayıcıdır, albümdeki diğer şarkılardan farkı ise bunu "temizce" anlatmaya çalışır; ı'm so stupid'deki gibi üstüne üstüne gelmez.

    05- *: işte budur ya. düzenlemesi çok ilginç ama beni rahatsız etmiyor diğer birkaç şarkı aksine.
    "no one's telling you how to live your life
    but it's a setup until you're fed up"
    gibi tüyleri diken diken edicilikte doğru bir söz içerir. turnedeki performansını ise ölmeden önce herkesin izlemesi gerekir.
    https://www.youtube.com/watch?v=uux89vqd69o

    06- * : çok sevilir bu şarkı. single olmaya değermiş kesinlikle. akustik ağırlıklıdır. "ı'm not religious, but it makes me wanna pray" sözleri ile kafa karışıklığının doruk noktası ulaşılmıştır; aynı zamanda günümüz insanında durumunu çok güzel açıklayarak ne kadar da zamanının ötesinde olduğunu kanıtlamıştır. şarkının sonlarında da giren koro ile like a prayer'a selam çakılmıştır. daha ne.

    07- * : bu şarkı ile birlikte albümün evrenselliği kaybolmaya başlıyor daha çok madonna'nın kendisine yöneliyor. sözleri çok güzeldir ama düzenlemesi kötüdür. ama kendisini dinlettirmeyi de çok iyi bilir.

    08- *: sözler üst seviyededir ve düzenlemesi de albümün aksine iyidir.
    "ı always wished that ı could find someone as beautiful as you
    but in the process ı forgot that ı was special too" diye harika bir nakarata sahiptir.
    şarkının 32 yerinde felan geçen "ı'm not myself" sözü ile american life'ın özet şarkısıdır diyebilirim.

    09- *: albümün en madonna olan şarkısıdır. "annem öldüğünde 5 yaşındaydım" anlamına gelen sözü rap yapması yüzünden ne yalan söyleyeyim ilk dinlediğimde çok rahatsız olmuştum. zamanla bu da kendini çok sevdirdi ama.
    american life'ı american life yapan da bu özelliğidir zaten albümün. rahatsız edici bir şekilde kendini dinletmesi. turnedeki performansı kesinlikle izlenmelidir.
    https://www.youtube.com/watch?v=l531pv_hd-u

    10- * : albüme niye alındığını anlamadığım, albümle uzaktan yakından alakası olmayan, buna karşın harika olan şarkı. albümdeki tek liste başarısı bu şarkıya aittir.

    11- *: albümün en acıklı şarkısıdır. madonna'nın yaşlanma korkusuna, çocuklarının sevgisini hissetmek istemesi gibi türlü türlü konulara değinir. hayranlarının genel olarak albümdeki en sevdiği şarkı budur. harika bir kapanış şarkısıdır. sondaki yaylılar cuk diye oturmuştur

    özet olarak çok güzel, ama daha da güzel olabilme potansiyeli varken bir kaç tane falso vermiş; madonna tarihinin en underrated albümlerinden biridir.


    (ziyagiller - 13 Ağustos 2016 00:40)

Yorum Kaynak Link : american life