• "sevgilinle seyrederken daha bi yakinlasmak icin yapilmis flimler-ayy korktum ben-dur korkma sariliim sole bi sana tut belimden-daha siki sar beni cok korkuyorum gibi gibi"
  • "bu klasik 5'li olmadan olmayan filmler.1-arkadaş grubunun lideri yakışıklı2-zeki erkek3-dişiliğiyle ön plana çıkan seksi kız4-olayla ilgisiz oğlan, keş olma ihtimali yüksek 5-masum güzel kız"
  • "en sevdiğim ama uzun süredir iyi bir film izlemediğim tür."




Facebook Yorumları
  • comment image

    sevgilinle seyrederken daha bi yakinlasmak icin yapilmis flimler
    -ayy korktum ben
    -dur korkma sariliim sole bi sana tut belimden
    -daha siki sar beni cok korkuyorum
    gibi gibi


    (kozalak - 25 Nisan 2000 03:40)

  • comment image

    türler arasında nasıl bir ayrım yapıldığını bilmiyorum ama, 13.cuma tarzındaki slasher tarzı korku filmlerini, yüksek ses ve ani hareketlerle refleksler üzerine oynayanlarından hiç hoşlamıyorum. en sevdiklerim böyle insanı sürekli diken üstünde tutup, gerim gerim gerenleridir.


    (detharch - 13 Mayıs 2009 19:30)

  • comment image

    doktor agresif fizik tedavi uygulayacağız dediği anda midemde bir batma eşliğinde boğazımda yumru oluştu.
    daha evvel "acı kontrollü" denen çalışmayı yaşamıştım 35 gün boyunca. onda canım çok acır da dayanamaz halde bağırmaya başlarsam fizyoterapist insafa gelip serbest bırakıyordu kolumu.
    ama şimdi kendisi karar veriyor kolumu germe süresine.

    kız 50 kilo ya var ya yok, boyu da benden bir 25 cm kadar kısa muhtemelen. poker suratlı. tokalaşıyoruz. soğuk davranıyor. birazdan uygulayacağı tedaviden dolayı hastası ile pek samimi olmaması lazım kanımca.

    yatağa uzanıyorum, az zaman evvelden ısıtılmış sağ omzuma kısa bir masaj yapıyor, sağ el bilek ve dirseğimden tutarak ilk birkaç defası fazla zorlamayacak şekilde kolumu kaldırıp indiriyor. sonraki denemelerde pek ulaşamadığım açılara yaklaşıyor kolum.
    terapist kız ter içinde, onun kilosuna yakın ağırlıklarla antreman yaptığım kolumu zorlayarak açmaya çalışıyor. gözümden yaşlar geliyor, ister istemez geri çekmeye çalışıyorum. zaman zaman bunu yapamayayım diye koluma sarılıp baştaki fiziksel mesafeyi boş vereli çok olan terapistimin ayakları yerden kesiliyor omzumu gergin tutabilmek için.

    hemen hemen kendisi boyutlarında bir arkadaşını yardıma çağırıyor, bu defa kolumda 4 adet el var ve geri çekmem hayli zorlaşıyor, ama yine de yapılan uygulama istenen gibi nizami değil...
    ismet abi'yi çağıralım diyor yardıma gelen kız.
    hasta bakıcı ismet abi'nin boyu 3 metreye yakın kilosu da 250 falan. yani eğer bana soracak olursanız ismet abimi tarif ederken tereddütsüz vereceğim ölçüler bunlardır.
    artık kız söylüyor o çekiyor, kız söylüyor o bırakıyor. bu arada ben hep bağırıyorum ama bu pek kimseyi ilgilendirmiyor odadaki.
    hayatım korku filmi...

    edit:
    3 yıla yaklaşan süre sonunda sayısız saatler süren antreman ve fizik tedavi sonrası %5 çalışır denen sağ kolum %80 işlevselliğe ulaştı...


    (felisky - 17 Ağustos 2011 14:24)

  • comment image

    haz etmiyorum ben bundan. neden? korkuyorum. e amaç o? olsun, korkuyorum.

    çocukluğumdan beridir hiç aram olmadı korku filmleriyle. ben net adamım arkadaş, düz adamım; ne olacağı belli olacak film dediğinde. öyle ananıskeyim köşeden bi şey çıkacak, lan lan adamı yiyecek filan diye devamlı bir belirsizlik hali geriyor beni. hatta şu başlıkla alakalı konulu videoyu da gözlerim kapalı izledim. uykularım kaçıyor lan. inli cinli filmler özellikle. az evvel bi başlık görünce mazim depreşti;

    musallat diye bi film vardı. bizim biraderin öğrenci evinde izlemiştim bu ve bunun 2 ev arkadaşıyla. çocuklar benden 3 yaş küçükler, ben bayağı çalışan filan adamım, korktuğumu belli etmemem lazım diye götüm çıktıydı amına koyim. filmi izleyenler konusunu zaten bilirler de bilmeyenler için film bizim korku filmi anlayışımızda, yani 'inli cinli'. filmi, her sahneyle taşşak geçerek izledik gecenin kör saatinde. 'eheh, o nasıl sahne lan' olsun, 'abi bu filmi çektikten sonra izlemiyorlar mı yææ' olsun klasik sinema izleyicisi yorumlarını da yapmaktan geri durmadı kimse. velhasılı bitti film, yatmaya gitti çocuklar, ben salonda yatacağım. lan millet gitti, salonda yalnız kaldım ya, uyu uyuyabilirsen. hatim indirdim la korkudan, nasıl tırsmışsam artık. sağa dön, sola dön 1 saat debelendim, mümkünatı yok gözümü kırpamıyorum. korkudan uyuyamayacağıma karar verince, lan bu işin utanması yok, gideyim de biraderin odada yatayım la bari dedim. birader taşak geçsin sıkıntı değil de arkadaşları taşak geçmesin diye parmak ucunda tin tin ilerledim bizimkinin odasına. odaya girdim. girdim ama bizimkinin yatağı boş lan! adaletini sikeyim, nasıl bir kumpasın içindeyim, nerdeyim lan ben. ine cin yem oldu la herhalde bizim birader diye koridora kaçtım pata küte. gürültüyü duyulunca evin içinde bi hareketlenme oldu ve ev ahalisi komple bi odanın içinden 'anansikim' diye koridora çıktı. koridorda 4 tane adam, gece, ben birader de olsa bir erkeğin odasına girmişim gizli gizli, başka bir odadan 3 adam çıkıyor filan, tuhaf bi durum var;

    -la bebeler ne işiniz var bi odanın içinde?
    +ee abi sen niye geldin benim odaya?
    -senin olmaya geldim. neye gelicem amına koyim lan, öldün mü kaldın mı bakmaya geldim.

    mesele anlaşıldı tabii; filmden bunlar da acayip tırsmışlar, uyuyamamışlar. tırstıkları için de bi odaya doluşmuşlar. bu itiraftan sonra herkes rahatladıydı da 4 tane kazık kadar adam bi odaya doluştuyduk. helaya bile 2'li gruplar halinde gittik, öyle büyük rezillil. bi de bizim biraderin evi tam müptezel evi, halı, temizlik filan hak getire. evsiz yurtsuz gibi parkenin üzerine çarşaf serip yattıydım. hey gidi.

    sabah olduğundan çocukların gözündeki abi imajım da sikilmiş. geldiğimden beri saygıda kusur etmeyen çocuklar beni ekmeğe gönderdi. kurt kocayınca ite köpeğe maskara oluyor demek ki.


    (sae - 26 Temmuz 2012 04:18)

  • comment image

    çok maceram var la benim korku filmleriyle. sevmiyorum ama izliyorum amına koyim.

    türk korku filmi sektörüne en ala hizmeti yapan adamlardan biri benim. ne kadar korku filmi çıksa izledim. maksat sektör canlansın. daha evvel de yazmıştım, musallat, musallat-2, dabbe, araf -hele bu araf var ya, hayatımı sikti-, semum, bi sürü adını hatırlayamadığım film daha. bi de harbiden tırsıyorum korku filmi izlerken. ama iradesiz adamım, yine de gidiyor izliyorum. bi de bizim korku film sektörü ayetli, hadisli, inli, cinli; en tırstığımdan. ona rağmen sektirmiyorum.

    dabbe diye bi film vardı. filmi izlemeyen için spoiler'dır yazacaklarım, okumamasında fayda var. dabbe'yi sinemada kız arkadaşımla izleyip, gülüp taşak geçmiş adamım. bi kaç yerde tarkan konserindeki genç kız çığlığı atsam da benim standartlarım için başarılı bi seans geçirmiştim. zira ben saw izlerken bayılan adamım. öhm. sonra bir kere de sınav haftası, bir sürü herifin toplandığı bi ortamda arkadaşlarımla izlemiştim dabbe'yi. inler, cinler bi sürü olaylar. meseleyi hatırlarsınız, cinler internetten bizim boyuta geçiyorlardı, ölen adam mail atıyordu, 388@0'in aradığı adam tepeleniyordu filan, bi sürü gariban durum vardı. karanlıkta, ev yerinde izleyince tırsmışım zaten amına koyim. film bitti, telefonum çaldı. arayan 388@0... anası sikeyim lan ne oluyor?

    -ışıkları açın lan!
    +ne oldu oğlum sakin ol.
    -olm ışıkları açın sikerim böyle aşkın ızdırabını. dabbe arıyor lan!
    +nerden bulmuş acaba telefonunu?
    -allah'ım sen bana sabır ver, olm ışığı aç ışığı, şirinlik yapma!

    388@0'ı meşgule verdim, bi daha aradı lan. bi daha meşgule verdim. bu arada koca filmde bir allah'ın kulu da dabbe arayınca meşgule vermedi amına koyim. hayır belli zaten, adamın ismi çıkmış, telefonun açınca ölüyorsun, niye açıyorsun la telefonu? açıyorlar telefonu, ondan sonra selim ölmüş. ölür tabii, o sığırlıkla çok bile yaşadı. bu dabbe beni bi kaç defa daha arayınca artık soğuk soğuk terlemeye başladım. derken bizim piçlerden birinin odadan arazi olduğunu farkettim. evet, tahmin edeceğin gibi sevgili okur, filme daldığım bi esnada telefonu almış ve kendini 388@0 olarak kaydetmiş amcık ağızlı. telefonu götüne sokuyordum da zor aldılar elimden.

    gerçi ben bardağın dolu tarafını gören adamım. dabbe'yi izledikten sonra asla kapatmadığım bilgisayarımı kapatmadan yatmaz oldum. netten manita düşürücem derken, tövbe tövbe. uykusunda sikiyorlar adamı kamil, mesele bildiğin gibi değil.


    (sae - 26 Temmuz 2012 17:47)

  • comment image

    korku filmleri insanın yüzer-gezer anksiyetesini bir nesneye ya da fikre kısa süreliğine de olsa sabitleyerek, hayata dair kaygılara iyi gelir. neden olduğunu fark edemediğimiz ve genellikle taa çocukluğumuza, annemizle ilişkimize kadar uzanan bir kökeni olan bu kaygı hali üzerimizde bir huzursuzluk ve gerginliğe neden olur. korku ya da gerilim filmi izlerken bütün o zihinsel ve bedensel gerginlik bir noktaya odaklanır, böylece anlamsız ve genellikle olası olmayan bir şey için kaygılanmak daha derin ve anlamlı kaygılardan anlık olsa da kurtarır bizi. korku filmi seven insanların(benim de dahil olduğum bir grup) bu nedenle bu filmlerden hazzettiklerini düşünüyorum.


    (femme noir - 9 Nisan 2013 15:41)

  • comment image

    bu klasik 5'li olmadan olmayan filmler.
    1-arkadaş grubunun lideri yakışıklı
    2-zeki erkek
    3-dişiliğiyle ön plana çıkan seksi kız
    4-olayla ilgisiz oğlan, keş olma ihtimali yüksek
    5-masum güzel kız


    (isitajoke - 10 Ekim 2013 20:34)

  • comment image

    başarılı olması korkutup korkutmamasına değil, konu bütünlüğüne bağlıdır. klişelerden nereye kadar faydalanıp nereden sonra klişelerden özgün bir korku anlayışı bir korku filminin kalitesini en çok etkileyen unsurlar.

    film endüstrisinde en çok kötü örneğin görüldüğü tür korku filmleridir ne yazık ki. ekmeğini yemekten bıkmadıkları çeşitli öğeler şüphesiz ki;

    *karanlık

    *sessizlik

    *çocuk

    * perili ev-köşk

    ve tabi ki de, türk korku filmlerinin olmazsa olması, kur'an'daki çeşitli inler-cinler-ruhlar-periler.

    aslında bir ülkenin çıkardığı korku filmlerine bakarak, orada yaşayan toplumla ilgili pek çok şey öğrenilebilir. neticede korkularımız gösterir bize kim olduğumuzu.

    korku filmini iyi yapan tek şey gizemdir. korku yaratan şeyi göstermemek ve izleyicinin hayal gücüne bırakıp, her bir izleyicinin kafasında farklı bir imge oluşturmasını sağlamalı. havalı çekim teknikleri, ve gergin müzikleri sıfıra indirip, olabildiğince doğal ve gerekirse amatör çekim işler çıkarılmalı, ki bu aralar örnekleri fazlaca görülmekte. fazla oyuncu ve fazla mekan kullanımına gitmeyip, küçük hikayeler yaratılmalı.

    .. ve aslında bence en önemlisi, izleyiciye çaresizlik duygusu aşılanmalı. her birimizin hayatta ayrı ayrı korkuları var, ama tek bir ortak korkumuz var ki; o da kapana kısılmışlık. bulunduğu durumdan kurtulamama fikri izleyiciye ne kadar aşılanırsa o kadar başarılı olur.

    korku filmlerinde süslü kelimeler yerine oldukça gündelik hayat dili kullanmak, aptal gündelik konuşmalar kullanıp, bu gündelik konuşmalar arasına korkunç öğeler eklemek, gündelik hayatla adaptasyonunu sağlayıp, izleyiciyi filmin içine çeker.

    şimdi ismini hatırlayamadığım bir film yakaladım televizyonda. şehir ne etkisi altında olduğu belli değil ama bir gariplik var, kadın arabada kaçıyor. kamera tek yönlü çekimde, arabanın camından dışarısını gösteriyor, kaçan kadınla aynı bakış açısına sahibiz, kadını göremiyoruz, sadece sesini duyuyoruz. kadın telsizle biriyle konuşuyor ve sesi oldukça gergin, ne yapacağını bilemediğinden bahsediyor. etraf sessiz, karanlık ve kimse yok. kadın yalnız. sıfır müzik var. her an önünüze birşey fırlayıp çıkabilir, kadın kadar siz de habersizsiniz durumdan, çünkü başka bir kamera açısıyla gözleme fırsatınız yok ortalığı. kadın korkudan delirmek üzere, ve ufukta bir belli belirsiz bir beden görüyorsunuz, ve benim bütün kanımı başıma toplayan şu cümleyi duyuyoruz kadından;

    ''karşımda kendimin geldiğini görüyorum, kendim geliyorum...ben ..ben sanırım deliriyorum.''

    sessizli ve karanlık gibi klişe öğeleri topluyor, fakat bunu kamera açısı ve farklı çekim tekniği, ile ileri bir boyuta taşıyor. aynı zamanda kapana kısılmışlığı çaresizliği hissettiriyor. bir de delirdiğini görüyorsun.. delirdiğini bilmekten korkutucusu var mı? *


    (ml in neverland - 28 Ocak 2014 01:06)

  • comment image

    yıllar yılı mesafeyle baktığım ana janrlardan biri. birbirinin benzeri o kadar fazla korku filmi mevcut ki bu janrda olup biteni takip etmek için insanın fazladan iki ömrü daha olması gerekir çünkü bu kanala ayrılan vakit enerji israfından başka bir şey değildir. diğer türlerde yılda en azından birkaç başyapıt ortaya çıkarken bu janrda başyapıt kıtlığı olduğu kadar peş peşe birer meta gibi kotarılan fabrikasyon malı ürünlerde seyir zevki de bir hayli düşüktür. her film ticaridir elbette ama korku janrında bu pespayelik daha da meydandadır ve gösterime giren filmlerin yüzden doksan dokuzunda değil, yüzde yüzünde klişeler deja vu etkisi yaratır ve hakiki sinefilleri janrdan soğutur. ne yapmalı? bu ucuz örneklerle vakit kaybedileceğine ustaların eski filmleri yeniden ve yeniden izlenmelidir!

    edit: imla


    (hanging rock - 6 Şubat 2014 14:58)

Yorum Kaynak Link : korku filmi