Take Back the Harbor ' Filminin Konusu : Ordudan atılmış 4 asker, 1963'ün Mayıs ayında bir gece yapılması planlanan darbenin İstanbul ekibi olarak İstanbul Radyosu'na girerek darbe bildirisini okumakla görevlidir. Güçlü bir ses tonu ve inandırıcı ifadelerle okunan bir bildirinin, halk desteğini ele geçirmelerinde hayati önem taşıyacağına inanmaktadırlar. Ancak gece boyunca hesaba katmadıkları şeylerle karşılaşacaklardır. İlk olarak 29 Aralık 2017'de kısıtlı gösterime giren Anons, daha sonra 19 Ekim 2018'de yeniden izleyicilerle buluştu.
Lilli(2018)(5,7-149)
Killer Vacation(2018)(5,4-51)
Elephants(2018)(5,4-116)
Selling Stupid(2017)(4,6-36)
Love and Four Walls(2018)(2,3-23)
açıkçası pearl harbor saldırısının amerikalılar için çok da süpriz olduğuna ben de inanmıyorum . bu saldırının gerçekleşmesinden önce bir sürü sinyal veriliyor bunları amerika'nın yakalayamamış olması iki sonuç doğuruyor : a) roosevelt zaten amerika'yı resmen (neden resmen ? çünkü amerika gayri resmi olarak savaştaydı land-lease vb olaylarla açık olarak itilaf devletlerine destek vermekteydi ingiltereye giden ticaret gemilerini birfiil amerikan destroyleri koruyordu, uçaklar , pilotlar vs bir çok şekilde olayın içindeydi yani) savaşa sokabilmek için halkını heyecanlandıracak , savaş isteğini uyandıracak bir olaya ihtiyaç duyuyordu ve bir süre içinde karşılanabilecek bir kayıbı harcanabilir olarak değerlendirdi. b) amerikalılar hakikaten gerizekalıdır. amerika - japonya ilişkileri amerikan senatosunun japonların hindiçinini işgal etmesine karşılık petrol ambargosunu koymasıyla inanılmaz bir gerilim içerisine girmişti. japonların rezervi onları sadece iki sene daha götürebileceğinden japonya'nın pasifikte agresif hareketlere geçeceğini bölgede beklemeyen yoktu. amerikalılar da pek tabi ki bunun farkındaydılar. ayrıca amerikan şifre çözücüleri tam olarak ne olduğunu anlayamamış olsalar da japon donanmasında büyük bir etkinlik artışını farketmişlerdi ve kasım ayında bütün amerikan pasifik üslerine muhtemel bir japon saldırısına karşı hazırlıklı olmaları uyarısı geçilmişti. bunun üstüne amerikan istihbaratı 26 kasımda (yani saldırıdan 11 gün önce) japon saldırı gücünün üslendiği limandan ayrıldığı haberini de almıştı. bu noktada amerikan istihbaratının bahsi geçen saldırı gücünün balığa çıktığını düşünecek kadar saf olmayacağını düşünüyorum. amerikalılara bu kadar çok sinyal verilmesi yeterli olmamış olacak ki japonlar centilmenlik yapıp başka saldırı sinyalleri de vermişler. japonlar 7 aralıkta pearl harbor saldırısına başlamadan 1-2 saat kadar önce amerikan mayın tarama gemisi uss condor bir japon cüce denizaltısını(ki bunlardan 5 tane var ve en azından bir tanesinin direk pearl harbor limanına girip bir savaş gemisini torpidoladığı bilinmektedir) farkedip uss ward isimli destroyeri uyarmış ve sanılanın aksine pearl harborda ilk silahı amerikalılar ateşlemiş ve uss ward japon cüce denizaltısını batırmıştır. bilmiyorum böyle bir olayın bildiriminden sonra koskoca bir askeri üste nasıl alarm verilmez ve saldırı beklenmez . bu tip bir denizaltının tek başına oraya gelmeyeceği belli ortaya çıkış saati belli . hadi denizaltı da yetmedi, japonlar bir kez daha saldırıdan önce amerikalılar tarafından tespit edilmiş , bu kez de amerikan radarı 1. dalga japon saldırısının ön elementlerini (ki yaklaşık 100 uçak veya fazlası) yakalamış fakat nasıl olduysa karargahta bunlar anakaradan gelecek olan 6 adet(!!!) b-17 ile karıştırılarak üssü uyarmaya layık görülmemiştir. (100 =~ 6x16) ve artık bütün centilmenliklerine rağmen uyanamayan amerikalıların hawaideki üslerine japon hava saldırısı başlayacak , bölgede yerleşmiş gemilere ve uçaklara karşı yapılan 1. ve 2. dalga hava saldırılarından sonra amerikan pasifik savaş gücüne asıl darbeyi vuracak olan 3. dalga ( yani yönetim binaları , yakıt depolama ve bakım tesislerine yapılacak olan ) saldırı amiral nagumo'nun amerikalıların ciddileşen uçaksavar ateşinden korkması , yakıt problemleri ve benzerleri dolayısıyla iptaliyle saldırı sona erecek ve japonya bu saldırıda amerikan pasifik savaş gücüne bitirici darbeyi vuramamış olarak ikinci dünya savaşına amerika'yı resmen sokmuş olacaktır. amiral yamamoto ilerde 3. dalga saldırının yapılmamış olmasından dolayı büyük pişmanlık duyacaktır. sonuçta amerika resmen 2. dünya savaşına girmiş oluyordu japonya'ya savaş ilan ederek. yalnız bu noktada ilginç olan abd'nin almanya ve italya'ya savaş ilan etmemesi sadece japonya'ya ilan etmesidir. ama hitler ve mussolini "siz açmadınız ama biz açıyoruz ulan" deyip amerika'ya savaşı önce onlar ilan etmişlerdir.
(maxigenouss - 23 Aralık 2007 13:49)
savaşın raconu olduğunu ispatlayan baskın. baskını bildiğin halde ses çıkarmamak racondanmış.intikam adı altında savaş askeri göndermek daha pahalıya patlayacak diye iki şehri patlatmak yüzbinleri öldürmek bu işin raconuymuş... racon mantar bulutuymuş, iki şehrin ansızın ölmesiymiş bugün bunu öğrendim...
(yum cimih - 17 Ocak 2009 20:16)
bu saldırının gerçekleşeceğini, -bazı komplo teorisyenlerinin dediği gibi- ya amerika önceden biliyordu ve önlem almadı, gambit yaptı; ya da japonlar amerikalılar'ı çok fena uyuttu, faka bastırdı. bana ikinci seçenek daha yakın geliyor, şöyle ki; tokyo'daki abd ataşesi, baskından bir gün evvel washington'a gönderdiği raporda, japonya'nın bir saldırıda bulunacağını sanmadığını(aslında bir saldırı bekleniyor demek ki), çünkü japon donanmasının esas üssü olan jakasuka'da demirli bulunduğunu, japon denizcilerinin tokyo sokaklarında kalabalık gruplar halinde dolaşmasının bunu kanıtladığını bildirir. halbuki, amerikan ataşesi mezkur raporu yazdığı esnada, japon donanması pearl harbor'a doğru yol almaktadır. tokyo sokaklarını doldurdukları yazılan denizciler ise bahriyeli değil, amerikalılar'ı aldatmak için denizci üniforması giydirilmiş piyadelerdir. ayrıyeten japonlar, donanmanın hawai gibi sıcak bir adaya gideceğini saklamak gayesiyle denizcilere palto ve kışlık elbise aldırmıştır. bir başka japon oyunu da harekattan bir ay önce senaryoya koyulur. 30 kasım'da alınan baskın kararından sonra, amerikan haber alma servisini yanıltmak için savaş ve çıkarma gemilerinden oluşan bir japon filosu siyam körfezi'ne gönderilir. bir de şu japonlar'ın mini denizaltı olayı var. bunlar filodaki büyük gemiler tarafından pearl harbor'un yaklaşık 100 mil açığına kadar taşınıp, denize indirilirler. sonuç itibariyle ve bence, ortada bir danışıklı dövüş değil de japonlar'ın oya gibi ilmek ilmek ördüğü bir plan ve taarruz var gibi. kesin olan şeyse bu saldırı da amerika kestaneyi çok fena çizdirmiştir. tabi sonra bunun acısını katmer katmer çıkarmıştır, o ayrı.
(robert nedir o - 2 Ekim 2010 19:42)
japonlar açısından zaferle dolu sanılan oysa başarısız olan baskındır. - en büyük hedefler olan uçak gemileri enterprise hornet ve yorktown o sırada limanda bulunmadığı için zarar görmemişlerdir. oysa bazı japon generaller bu uçak gemileri limandayken baskın yapılması taraftarıydı. - japonlar sadece gemileri hedef almış, yakıt tankerleri ve tersaneleri vurmamışlardır. japonlar baskın sırasında yakıt tanklarının vurulması durumunda dumanın görüşü kapatacağı düşüncesiyle bu tankları vurmamayı emretmişlerdir. oysa bu tanklar donanmanın 2 yıllık yakıt ihtiyacıydı. - vurulmayan tersanelerde tahrip olan tüm gemiler 2 ay içerisinde onarılmıştır. - japonlar ilk etapta baskını 2 aşamalı bir saldırı olarak planlamışlardı. uçak gemilerinin yerlerini bilmedikleri için, karşı baskın yememek adına, baskın ilk aşama sonunda bitirilmiştir. eğer 2. aşamaya geçilmiş olsaydı daha fazla tahribat verilebilirdi.
(hatali sifre - 15 Aralık 2011 17:18)
atom bombasi ile saldirmaktan daha alcakca degildir.
(malcolm - 7 Aralık 2013 08:26)
alçakça mıdır, tartışılır ama amerikalılar'ın saldırı hakkında uyarılmalarına rağmen kulaklarının üzerine yatmaları sebebiyle ahmakça olduğu su götürmez eylem.
(al bundy vs el kaide - 7 Aralık 2013 08:41)
düşmanına saldırmak isteyen her ülkenin yapacağı ve alçaklıkla alakası bile olmayan harekat. pearl harbourda hedef limanda demirli savaş gemisi filosu ve yine orada bulanan askeri havaalanıdır. sivil halk değil.
(tururo - 7 Aralık 2013 09:03)
"iste caponlar amerikayi bombalamis da amerika o yuzden savasa girmis de" seklinde bi olay, o zamanlar el kaide diye bisey uyduramamislar ki....
(trixi - 12 Şubat 2004 00:11)
"baskın" olarak tarihe yutturulmuş, halbuki birinci sınıf bir provokasyon ve politik-askeri dalavera örneğinden başka bir şey olmayan vaka. yankiler japon donanma şifrelerini savaştan çok önce çözmüş ve tüm japon planlarından haberdar olmuşlardır. amerikan yöneticileri (en başta kripto komünist roosevelt) japonya' ya en başta petrol, tüm temel hammaddeler ve hatta besin kalemlerinde uluslar arası hukukun hiç bir kaidesine sığmaz ambargolar koymuş, bilinçli ve istekli biçimde japonları kışkırtarak savaştan başka seçenek bırakmamışlardır. kapalı kapılar arkasında dönen hesaplar ise ilan edilenlerden bambaşkadır. işin özünde, stalin hayranı new deal çetesi bir an önce savaşa girmeyi istemekte ancak kamuoyu kendisini ilgilendirmeyen bir savaşa katılmayı kesinlikle reddetmektedir. salak amerikan halk yığınlarını savaşa dahil etmek için bir olay çıkartılması lazımdır. hesap bir taş ile kuş vurmaktır: ilk amaç kendisini "mağdur" olarak gösterip savaşa katılmayı "adil" ve "haklı" kılmak; ikinci ve aslında esas amaç ise japonya'nın müttefiki olan almanya'nın ittifak gereği abd'ye savaş ilan etmesidir. böylece kamuoyu kündeye getirilip uncle sam'in ikiz kardeşi; sevgi kelebeği uncle joe stalin'in kıstırılan kuyruğunu kurtarma işine seferber edilecektir. ayrıca uzun bir savaşta yenilmesi kesin bulunan japonya çökertilince uzak doğu'da oluşacak güç boşluğunu abd'nin doldurması bonus gelecektir. beyaz saray vampirlerinin kanlı ağzını sulandıran bu hedeflere varmak için verilecek kurban ise pearl harbor'dur. nitekim japonya savaşa kışkırtılıp saldırı planlarını hazırlayınca yankiler japonların iştahını kabartmak için iyice kolları sıvarlar ve pearl harbor komutanlarının nafile yere defalarca protesto ettikleri "garip" emirler ardı ardına sıralanır: eldeki uçaklar bombardımandan daha çok etkilensin diye bir araya toplanırlar, pasifikte havanın iyice elektriklendiğini sağır sultan bile duymuş iken personel iyice uyuşuklaşsın diye anormal miktarda izinler dağıtılır, partiler ve eğlenceler düzenlenir. saldırıya birkaç hafta kala askeri iletişim zincirindeki kilit noktalarda bulunan subaylar washington'un bizzat yolladığı "özel" personel ile değiştirilirler. nitekim baskın günü bu özel personelin akıl almaz işlevsizliği ve suskunluğu hasarı kat kat arttıracaktır. en son olarak ise çoğu eski ve fazla iş göremeyecek ama dışarıdan bakınca mükemmel savaş araçları gibi görünen zırhlı gemiler pearl harbor'a doldurulur; uçak gemileri ise "eğitim" için limandan çıkma emri alırlar (halbuki yıllık manevralar yapılmıştır). sahne artık tüm komploların anası için hazırdır. gerisini ise söylemeye çok lüzum olmasa gerek... (bkz: hiroşima) (bkz: nagazaki)
(chevalier sans peur - 10 Eylül 2004 19:25)
amerikan istihbaratının savaş ilanı metnini abd'deki japon büyükelçiliğinden önce çözmesi ve savaş ilanını sunacak olan japon büyükelçisini saldırı başlayana kadar oyalaması, pearl harbor'daki amerikan üssüne posta yoluyla telgraf çekerek uyarıda bulunması* telgraf görevlisinin "önemli olsa postayla göndermezlerdi" düşüncesiyle kahvaltıya gitmesi, radarda japon uçaklarının görülmesine rağmen radarda görevli olmadığı halde radarı tanımaya çalışan askerlerin ciddiye alınmaması gibi bazı imkansız lakayitliklere bağlı olarak başarılı olan saldırı. bu saldırı öncesinde japonya, abd tarafından açıkça kışkırtılmıştır. tarafsızlığını ilan ettiği ay satın alma ve kiralama kanununu çıkaran abd ingiltereye 50 adet destroyer kiralamışken, japonların sadece kendilerinden alabildiği petrolü japonya'ya satmamaya karar vermiştir. bu tavrın sonunun nereye gideceğini çözen japonlar abdnin pasifik donanmasını bir seferde savaş dışı bırakmak amacıyla harekete geçmişler ancak çeşitli gereksiz görevlerle pearl harbor dışında bulunan uçak gemilerini yakalayamamışlardır. bunlardan en ilginci ise o gün pearl harborda olacakken izindeki adamlarını toplamak üzere yolunun pek de üzerinde olmayan bir adaya gitme emri alan uçak gemisi enterprisedır. (normal prosedür personelin uçakla uçak gemisiin demirli olduğu limana götürülmesidir). yukarıda anlatılan gerçekler ışığında bir çok teori ortaya atılmış olup bunlara komplo teorisinden çok dışişleri politikası, veya yakın olasılıklar gözüyle bakılmalıdır. sonuçta abd halkı savaşa girmeye kandırılmış ve abd, çelik sanayii ve onun desteğinde gelişen silah sanayii ile bugünkü silah tüccarlığı mertebesini elde etmiştir. rakamlar savaş bittiğinde abd'de her ay 1000 tank 1200 bombardıman uçağı üretildiğini göstermektedir. bu uçakların çoğu ilk veson uçuşlarını filmlerde gördüğünüz uçak mezarlıklarına yapmışken tanklar ise ülkemiz dahil pek çok az gelişmiş ülkenin silahlı kuvvetlerinde hala görev yapmaktadır.(bkz: nereden nereye)(bkz: ne anlıyorsunuz şu savaş tarihinden allah aşkına)
(kirshamor - 2 Kasım 2004 16:25)
Yorum Kaynak Link : pearl harbor baskını