Pollock (~ Pollock, o asymvivastos) ' Filminin Konusu : Dışavurumculuğa yeni bir boyut getiren çalışmalarıyla sanat tarihine geçen Amerikalı sanatçı Jackson Pollock'un problemlerle dolu yaşam öyküsü, filmde Pollock'u canlandıran usta oyuncu Ed Harris'in ilk yönetmenlik denemesinin konusunu oluşturuyor...
Ödüller :
Academy Awards - Oscar : "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu"
komur baligi olarak taninir.
(beeyore - 20 Aralık 2008 09:02)
başrollerinde ed harris, marcia gay haden, val kilmer (willem de kooning'i oynuyor) ve jeffrey tambor'un oynadığı, jackson pollock'ın hayatının 1941 yılından, 1956 yılında bir trafik kazasında öldüğü güne kadarki dilimini anlatan yine ed harris tarafından yönetilmiş film. biraz uzun olduğu, bu bakımdan sıkıcı olduğu söyleniyor. bir de ed harris'in bu rolü oynamak için doğduğu ama kesinlikle bu filmi yönetmek için doğmadığı...
(usak - 25 Kasım 2002 21:23)
(bkz: pollux)
(nuitari - 19 Temmuz 2003 14:14)
npr'daki bir programda (a prairie home companion, garrison keillor) "all moron or pollock jokes have been revived for george w. bush." seklinde de bahsi gecmis balik.
(requiem - 3 Ağustos 2003 21:21)
yine ve yeniden ressam olsun, yazar olsun herhangi bir sanat ve bilim insanı hakkında yapılmış filmi seyretmeme kararımı hatırlatmış olan "film".ne yapıyorsunuz harris bey demek istedim.ed harris fiziksel olarak çok güzel yakışmış olsa da pollock rolüne, bu yeterli olamamış maalesef. sinema algısı gelişmemiş bir insan olarak bile filmde beni etkileyen birkaç sahne dışında, pollock'un iç dünyasına dair derinlemesine bir inişe rastlayamadım ben.şahsi nacizane fikrime göre pollock'a fazlası ile "dışarıdan" bakılmış. filmde pollock'un bunalımlarını, içsel çatışmalarını, çaresizliklerini bunun neticesinde sürüklendiği alkolizmi görüyoruz. peki ama ben soruyorum kendi kendime, bunun itkisi neydi? evet, hemen hemen her sanatçının yaşadığı bunalım ve buhran sürecini pollock'un da yaşadığını görebilmekteyiz fakat bu bunalımı pollock'un nev-i şahsına münhasır kılan neydi?bakın aslında çok basit, her sanatçının buhranı onun sanatının bir yaratımı. munch söylemişti bunu, gerilimlerim olmasa dümensiz bir gemiyim ben diye. içindeki bu savaş ile bir sanat biçimlendiriyor bu insan, kendisine bu dümen ile bir rota belirliyor. pollock da böyle. ben bu filmde bunu görmeyi arzu ettim, hemen hemen birbirine benzeyen sanatçı bunalımlarında, pollock kendine nasıl bir rota yaratmıştı? işte bu eksikti filmde.pollock'un keşke daha içine inilebilseydi. mesela içsel ses hiç yoktu filmde. pollock'un içindeki, beynindeki sesleri hiç duyamamaktasınız bir seyirci olarak. ne anlamı kaldı o zaman? ben pollock'un sadece dış tepkilerini yüzeysel bir şekilde görebileceksem, bu filmi "pollock" kılan neydi? pollock'u herhangi sıradan psikolojik sorunlu bir insan olmaktan ileriye götürenin ne olduğunu maalesef ki görememiş olduk. benim için bu filmde pollock, pollock değildi. onu göremedim.
(kedu - 1 Ocak 2014 15:40)
eksapol founder'i
(zoban - 26 Mayıs 2004 06:18)
jennifer connellynin de filmin sonlarına doğru görülebileceği, yavaş ilerleyen film. ayrıca jackson pollockun mütamadiyen buhranlar geçiriyor olması da ilginç bir bakış açısı, keşke ed harris sadece jackson pollock* kitabından bilgi edinmekle yetinmeseymiş.
(arienette - 6 Temmuz 2004 09:06)
(bkz: frederick pollock)
(clownarmy - 18 Eylül 2015 22:53)
her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır sözünün filmi. ben beğendim. evet biraz uzun ama asla sıkıcı değil. jackson pollock'un karısı lee için film sonunda sevindim ve aslında derin bir oh çektim pollock için de. güzel bi biyografi ve dışarvurumculuk filmi olmuş. resim sanatı için içerisinde ihtiva ettiği diyaloglar ve güzelim surrealist tablolar için bile görmeye değer. filmde lee'nin emekleri olması gerektiği gibi ön planda. sanatçılar arasında bu tarz dergilerde reklam, eleştiri ve makale işlerinin nasıl döndüğünü iyi vermiş yönetmen ed harris.
(tebessum - 29 Kasım 2015 00:07)
(bkz: jackson pollock)
(johnmalkow - 30 Ekim 2016 18:06)
jackson pollock'a ithafen bir fiil olarak da kullanılabiliyormuş. boğaz köprüsünün altını gökkuşağı renklerine boyamak isteyen zibidi insan ned pamphilon, tepe nautilus'taki sergisinde, rastgele boya sıçrattığı bir takım kutuları, geometrik şekilleri vb. tanımlamak için "pollocked box" gibi bir tabir kullanmış. ilgi çekici bir tanım, ilgi çekici bir fiil.
(shiba - 8 Haziran 2005 02:42)
ed harrisin kendisine kesinlikle gitmeyecegini dusundugum bir rolu inanilmaz bir uyum ve basariyla oynadigi film. sanirim bu jackson pollocku bambaska hayal etmekten kaynaklansa gerek. filmi kendisi yonettigine gore, anlasilan ed harris pollocku tam da boyle hayal ediyormus.
(arundati - 28 Ağustos 2005 01:46)
soyut disavurumculuka -olumlu ya da olumsuz- farkli bakmanizi saglayacak bir film.
(suti - 25 Mayıs 2006 07:27)
Yorum Kaynak Link : pollock