(bkz: never call kanzuk)

(dblaine - 28 Ağustos 2013 00:32)

(bkz: breaking bad saul'un yolu)

müthiş karaktere hakkını verecek olan dizidir.

(binom acilimi - 12 Eylül 2013 01:18)

çok güzel bir bölümle başlamış. bir sürü breaking bad göndermesi de vardı.

--- spoiler 1x1 ---

- dizi breaking bad sonrasında geçen bir sahne ile başlıyor ve saul burada cinnabon'da çalışırken görünüyor. saul goodman'ın, breaking bad'de şöyle bir lafı var:

"if i'm lucky, three months from now, best case scenario, i'm managing a cinnabon in omaha." (eğer şanslıysam, üç ay sonra, en iyi senaryoyla, omaha'da cinnabon işletiyor olurum.)

- saul goodman'ın breaking bad'deki beyaz cadillac'ı. burada henüz ona sahip değil tabi.

- ofisi bir manikür/pedikürcünün arka odalarından birinde. breaking bad'de jesse pinkman'a parasını aklaması için bu tipte bir işletmeyi önermişti. hatta aynı işletme bile olabilir.

- mike ehrmantraut gişe görevlisi ancak hala (half-measure) yarım işlerle uğraşmıyor. fişlerin hepsini istedi.

- kaykaycılar parkta görüntüleri yorumlarken tighter, tight, tight, tight.. diye geveliyorlar. zaten en sonda da tuco salamanca çıkıyor.

--- spoiler 1x1 ---

(sertori - 9 Şubat 2015 12:17)

çizgisi dışına çıkmadan her bölüm yardıran dizidir.

4. bölüm biraz yavaştı ama ileriki bölümler için iyi bir hazırlık süreciydi.

--- spoiler ---

jimmy takım diktirirken arkada gözüken şu kombin bana ister istemez gustavo fring'i hatırlattı.
--- spoiler ---

(ink - 25 Şubat 2015 01:15)

bazıları istiyor ki breaking bad direkt üçüncü sezondan başlamalı. üçüncü sezon hareketliliğinde. mesela dizi direkt walter ile değil de heisenberg ile başlamalı. ilk bölümden heisenberg diye sayko bir adam kartelle gus gibi adamlarla aşık atmalı. biz de mal gibi bu be lan bu adam nasıl bu hale gelmiş insan bir anlatır diyerek izlemeliyiz. mal gibi kalmalıyız öyle.

better call saul'a da böyle yaklaşılıyor. direkt saul olarak başlasın hergün dava kazansın biz de hep gülelim heyecanlanalım çünkü slippin jimmy'i izlemek, jimmy mcgill ile saul arasında gidip gelen, ahlak ikilemi arasında sıkışmış, abisine ve kendine bakma mücadelesi veren bir adamı izlemek gerçekten çok sıkıcı evet.

mike da mesela hemen ilk bölümden sağa sola sıkmalıydı. çünkü bir insanın ruhsal, etik, maddi vs değişimini, dönüşümünü izlemek cidden çok sıkıcı. kafka da okumamalıyız mesela. buffalo bill, lecter gibi adamların hikayelerini bilmeden direkt psikopatlıklarıyla orgazm olmalıyız. hıhım.

(e a p - 7 Mart 2015 20:14)

kurgusu zayıf
yavaş ilerliyor
bütçe kısıtlı
heyecan veren karakter yok

evet gerçekten böyle eleştirilen dizi.

kurgusu zayıf: zayıf olan kısmı cidden merak ettim. brba'in spinoff'u olarak gayet tutarlı bi şekilde ilerliyor dizi ne bekliyorsunuz bilmiyorum ki.
yavaş ilerliyor: o zaman sizi arrow başlığına alalım mesela. her bölüm taraya taraya düşman öldürmeli,3 günde kahraman olmalı dizi mis gibi. kurgusu da güzelmiş hem.
bütçe kısıtlı: evet amına koyayım, ilk bölümünden 6,9milyon kişinin kablo tv'den izlediği dizinin bütçesi kısıtlı.
heyecan veren karakter yok: (bkz: mike ehrmantraut)(bkz: saul goodman)(bkz: tuco salamanca)

(ghilleinthemist - 19 Mart 2015 01:03)

sene 2015. hala "bu diziyi once ben bulup izledim" kafasi yasayan ergenler var. ben 6 yasimdan beri black metal dinliyorum kafasi bu.

sanirsin diziyi bu pezevenk icin cekiyorlar, digerleride damdan kacak seyrediyor.

sanane ulan dallama isteyen istedigi gibi benimser diziyi. ne hastalikli beyinler var arkadas.

(surgan - 24 Mart 2015 03:12)

--- spoiler ---

saul'u (jimmy'yi) yalnızca bir avukat ya da kriminal bir avukat olarak nitelendirmek yetersiz kalıyor bana göre. walter white'ı yalnızca "cook" ya da kimya öğretmeni olarak görmek gibi bir şey olurdu bu olsa olsa. oysa bu iki karakter de çok daha fazlasını anlatıyor. slippin jimmy'nin "bir şey olabilme" gayretinin yanında platonik aşkı, savcıyla giriştiği pazarlıklar, heladaki provaları, asimetrik takım elbisesi filan kelimenin tam manasıyla hikaye kalıyor. bir şey olabilmek, herhangi bir şey, bir adam, bir avukat, lwyrup plakalı avukat, para kazanan biri, müşterisi olan biri, mercedesi olan biri, ağabeyi olan biri, ağabeyinden takdir görmek isteyen biri, kız arkadaşı olan biri, muhtemel pastane sahibi, bunlardan her biri ya da sadece biri. hiçbiri olamamakla birlikte hiçbirine sahip olamayacağını içten içe bilmenin hüznü var her adımında, her hissinde, her gayretinde fakat ısrarla hiç değilse biri olsun inancını hiç yitirmeyen bir adamın mücadelesi var aynı zamanda. kendi içerisinde tüm sikko hayatına rağmen inceden bir umut var işte o adamın içinde. jimmy mcgill ile adeta bir tutunamayanı resmetmiş vince. bu da aslında millet, ırk, dil fark etmeksizin tüm insanların ve insanlığın yer yer bir araya geldiği ortak payda oluyor. kimi hayatının ne kadar boktan olduğunu fark etmeden, edemeden ölüp gidiyor, kimi bu boktanlığın arasında çırpındıkça batıyor, şanslı olanlar karaya çıkıyor, jimmy gibi olanlar da bir süreliğine karaya çıksa bile bir gözü tekrar içine düşeceği bataklıkta yaşıyor.

aynı kısmetsizlik walter white'da da vardı. yolun sonuna gelmiş bir adamın "skerim böyle düzeni" yakarışıyla ömrünün son deminde yeniden yazdığı hikaye. o hikayenin sonu da boktan bitti. çünkü vince gilligan pembe sonlar yazmıyor arkadaş. gerçek'in kaburgana oturup kalbini sıkıştırdığı sonlar var insan hayatında. o yüzden izlerken 50 dakkalık dizi 5 dakkada bitmiş gibi geliyor. çünkü sen, ben, biz o ömrü, o 50 dakkalık kesitleri sanki 5 dakkaymış gibi yaşayıp bitirdik, bitiriyoruz, bitireceğiz. o yüzden seviyorsun, seviyoruz o kısmetsiz avukatı. o yüzden acıyorsun. o yüzden hamlin'i gördüğünde gırtlağını sıkmak geliyor içinden. çünkü o hamlin denen tıynetsiz senin işyerindeki adam, kadın. o yüzden jimmy çöp kutusuna girdiğinde yazık diyoruz içimizden, o yüzden birkaç dava kapıversin de cebi üç beş kuruş görsün diyorsun. sanki kendin kazanacakmışsın gibi. sensin çünkü ordaki adam.

resmedilen adeta benim hayatım işte. benimle birlikte benzerlerini farklı ikametlerde yaşayanların hikayesi.
bu hikayeyi tv için resmedilir kılan şey kriminal bir avukat, her türlü pis işe bulaşmış bir adam. yoksa içinden uyuşturucuyu çıkar, müvekkil tokatlamayı çıkar. ben. sen. biz. güldüğün adam, kadın benim, sensin işte. kendine gülüyorsun ey imdb'de 9,2 puanı yapıştırmış insan. ağlanacak haline gülüyorsun.

sonra, ne gelir elden, 'belki o kadar da boktan değildir lan hayatlarımız' demekten başka.

--- spoiler ---

(xmxthat - 29 Mart 2015 01:20)

--- spoiler ---

o değil de nice sarj edilmeden açılan telefonlar, bitmeyen piller izledim ama ilk defa bir dizide telefonu sarj etme sahnesine denk geldim.

--- spoiler ---

(pazubant - 1 Nisan 2015 01:36)

--- spoiler ---

kevin costner

--- spoiler ---

(billy walsh - 7 Nisan 2015 18:26)