Süre                : 1 Saat 57 dakika
Çıkış Tarihi     : 14 Aralık 2013 Cumartesi, Yapım Yılı : 2013
Türü                : Romantik
Taglar             : besteci,Japonya,Manga'ya dayanan
Ülke                : Japan
Yapımcı          :  Amuse , Fuji Television Network , Robot Communications
Yönetmen       : Norihiro Koizumi (IMDB)
Senarist          : Kotomi Aoki (IMDB),Norihiro Koizumi (IMDB),Tomoko Yoshida (IMDB)
Oyuncular      : Takeru Sato (IMDB), Ryô Yoshizawa (IMDB), Masataka Kubota (IMDB), Takashi Sorimachi (IMDB), Mitsuki Tanimura (IMDB), Shôhei Miura (IMDB), Saki Aibu (IMDB), Yûki Morinaga (IMDB), Sakurako Ohara (IMDB), Mizuki Komatsu (IMDB), Kôdai Asaka (IMDB), Kôki Mizuta (IMDB)

Kanojo wa uso wo aishisugiteiru (~ The Liar and His Lover) ' Filminin Konusu :
Kanojo wa uso wo aishisugiteiru is a movie starring Takeru Satoh, Ryô Yoshizawa, and Masataka Kubota. A love story between a famous 25-year-old songwriter, who keeps his identity hidden from the public, and a 16-year-old high school...


  • "mangakasının birazcık david helfgottun hayat hikayesinden esinlendiğini düşündüğüm manga/anime serisi. merak edenler (bkz: shine) filmini izleyerek animede verilen referansları görebilirler."
  • "öncelikle bitiş şarkısı şudur. şerefsizler hani imza topluyorduk da mangasındaki gibi bitirmiyordunuz."
  • "kelimeleri kiyafetsiz bırakan anime. o yüzden izlemeniz lazım, dinlemeniz lazım. en odun adamın bile gözünden yaş getirir*."
  • "filmi malum ortamlarda yerini almıştır. zaten animesi izleyiciyi yeterince perişan etmişken bir de live action olarak ağlama krizlerine girmek isteyenler kaçırmasın."
  • "bu sabah aklıma geldi ve durduk yere gözlerim doldu.izlerken zaten etkilemişti fakat uzun vadede bu kadar etkili olmasını beklemiyordum.bambaşka bir şey bu."
  • "izleyenin hayatına etki edecek bir anime. eğer bir şey yapmak isteyip yapacak gücü kendinizde bulamıyorsanız mutlaka izleyin. finali ağlatacaktı neredeyse. (bkz: dit it reach you)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    6 şubatta yayınlanacak sayıyla birlikte sonlanacağı duyurulan piyano konulu manga. sonbaharda animesi başlamıştı ve 22 bölüm süreceği söylenmişti. geç bulduğum erken kaybettiğim bir manga oldu açıkcası. bir de mangası beni çok duygulandırmıştı ve mangasını okuyan herkesin animesini de izlemesi gerekir diye düşünüyorum. sonuçta müzik konulu bir manganın animesi müziği yaşatma konusunda gayet başarılı.


    (heri potir - 1 Ocak 2015 14:21)

  • comment image

    yapımcılığını a-1 pictures yaptığından zaten belliydi sonunda böyle ağlatacağı. an itibariyle yine bir a-1 pictures yapımı olan (bkz: ano hana)'yı da sollamış ve en yüksek puana sahip slice of life anime haline gelmiş seri.

    kurgusu tek kelimeyle mükemmel. seçilen müzikler ve yaşattığı duygu nefes kesici bir kıvamda. klasik müzik severlerin aşırı derecede keyifle izleyeceği, sevmeyenlerin de izledikten sonra sevmeye başlayacağını söyleyebilirim. izleyin izlettirin, o ne ya çizgi film mi izlicem diyenlerle de arkadaşlığınızı kesin.


    (olay yerinden bildiren adam - 11 Nisan 2015 20:12)

  • comment image

    bu animeyle ilgili en guzel yorumu myanimelist'ten bir kullanici soyle kayitlara gecirmistir: "bir daha isyerinde bu animeyi izlemeyecegim cunku her bolumden sonra yuzumdeki ifadeden dolayi ailemden birinin olum haberini aldim zannediyor is arkadaslarim."

    bunun finalini yagmurlu bir aksam ustu, pencereler sonuna kadar acik vaziyette izledim. basladigimda henuz yagmur yagmiyordu, ortalara dogru bastirdi. agaclarin arasindan esen ruzgar ve cama vuran yagmur damlalari esliginde, son bolumun son dakikalarinda nasil bir feels trenine bindirdi ki icimde halen yumruk gibi bir hissiyat suzulmekte. -finaline kendimi hazirlamis olmama ragmen-

    --- spoiler ---

    cogunluk kaori'nin gidisine uzuluyorken, ben kousei'nin annesiyle gecirdigi guzel zamanlari gordugumuz bolumlerde kendimden gecmistim. uzunca bir sure kotu gibi gosterilen annenin arkaplanina gidiste ve kousei liebeslied'i solo calarken sato'nun "saki bu, saki orada!" diyerek gecirdigi dumurda tum serinin duygusalligi hapa sikistirilip "bundan gunde 2 kere yemekten sonra al" bicimiyle agzima tikildi resmen.

    kousei annesiyle yeniden "bir" olduktan sonra, annenin yuzunu tam olarak gormeye basliyoruz ilerleyen sahnelerde. sahane bir detay bu. evvelden canavar gibi gosterilen annenin karakter kazanmasi harika gelistirilmisti.

    kousei: anne, askin huznu ve askin sevinci var da; nicin hep askin huznunu caliyorsun?
    anne: (gidici oldugunu bilen anne) seni huzne alistirmak icin kousei.

    *

    ---
    spoiler ---


    (make the world go away - 27 Mayıs 2015 07:34)

  • comment image

    kelimeleri kiyafetsiz bırakan anime. o yüzden izlemeniz lazım, dinlemeniz lazım. en odun adamın bile gözünden yaş getirir*.


    (lastresort - 20 Kasım 2015 20:34)

  • comment image

    filmi malum ortamlarda yerini almıştır. zaten animesi izleyiciyi yeterince perişan etmişken bir de live action olarak ağlama krizlerine girmek isteyenler kaçırmasın.


    (literally dead - 11 Haziran 2017 21:03)

  • comment image

    uzun zamandır izlemek istediğim lakin televizyonda yayınlandığı zamanalarda hayatın getirdiği yoğunluklar sebebiyle uzun zamandır izlemeyi ertelediğim seridir. bunun en büyük sebeblerinden birisi de neden bu tarz serileri izlediğim zaman etkisinden uzun süre kurtulamayışım ve bu durumun da hayatımı olumsuz yönden etkilemesi diyebilirim. zaten şurada bayram geliyor sanırım bayram ve önümüzdeki günler boyunca biraz depresif ama bir o kadar da melankolik bir ruh hali içersinde takılacağım. o yüzden shigatsu izleyeni asla unutamayacağı bir klasik müzik şölenine çıkartıyor. bunu yaparkende insanın o masum duygularıyla hunharca ve acımasızca oynamakla kalmayıp izleyen kişinin dünyasına daha önceden tatmadığı değişik deneyimleri birince elden tatma fırsatı sunuyor.

    açıkcası animenin hikayesinin olağandışı bir tarafı yok. aksine endüstri böyle hikayeler ile dolu olduğundan bu seriyi diğer serilerden ayıran naçizane yanı, hikayesinin yazarı tarafından içten bir şekilde yazılması ve animesini yapan anime şirketinin (a1 pictures), özellikle yönetmeninin ortaya olağanüstü bir iş çıkartması. karakterler arasındaki etkileşimler, bölüm içersindeki climax sahneleri ve özellikle hikayedeki piyanistlerin sahneye çıktığında ortaya koydukları performansı çok güzel bir şekilde kotarmış animenin yönetmeni. karakterlerin sahnedeki piyanonun başına geçene kadar yaşadıkları deneyimler ve pefromans öncesinde geçen süre esnasında yapılan build-up o kadar güzel bir yönetmenlik örneğidir ki insan adeta animenin bir parçasıymış gibi, sanki orada vuku olan olayları kendileri yaşıyormuş gibi bir hisse kapılır. bunları yaparken izleyici karaktler ile bütünleşim onlarla empati kurar.

    animenin de olayı budur zaten. hikaye klasik müzik dünyası etrafında geçer ve bu müziği icra eden genç yeteneklerin başından geçen olayları konu alıyor. müziğin nasıl bir evrensel bir dil olduğunu, kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlarda müziğin nasıl insanları bir araya getiren birleştirici bir güç olduğunu anlatmakla kalmayıp, müziğin insan hayatını etkileyen yegane bir güç olduğunu izleyicilerine melankolik bir hava içersinde vermeye çalıyor shigatsu. yani müzik insanların hayatlarını iyi yönde etkilemekle kalmayıp, insan hayatına trajedi getiren, çok yönlü bir araç olduğunu da vuruguluyor. müziği bu şekilde kendisine tema edinen bu seri bu yüzden izleyiciyi bu güzel hikayesiyle harika bir yolculuğa çıkartıyor.

    her ne kadar hikayedeki bazı karakterlerin motivasyonlarını, sahip olduğu hayalleri ve hayata dair yaşadıkları problemleri ve sıkıntıları anime güzel bir şekilde izleyicinin karşısına koyamasa da, bu eksik karakter gelişimleri insanı pek rahatsız etmiyor. tam aksine karakterler sanki hep oradaymış gibi ve izleyen kitle sanki onları hep tanıyormuş gibi güzel bir anlatımı var hikayenin (özellikle takeshi ve emi). o yüzden bu karakterler hikayede boş bir karakter izlenimi vermeyip tam aksine, özellikle ana karakterin karakter gelişimine katkıda bulunan ayrılmaz, değerli ve bir o kadar hikaye içersinde, müzik temasına katkıda bulunan değerli karakterlerdir. hepsinin bir amacı var ve bu yüzden kilişe olmaktan uzak karakterler. osana najimi yani çocukluk arkadaşı olayı her seride boku çıkarılan, basmakalıp bir olgu olmasına rağmen tsubaki'nin varlığı animeye ayrı bir tat katmış. normalde bu tip karakterler canımı sıksa da nedense bu animede tsubaki'ye ayrı bir sempati duydum.

    öyle animeler vardır ki böyle izlerken su gibi akıp gider. zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız ve asla bitmesini istemezsiniz. shigatsu'da böyle bir anime. o sihirli akışına kapıldı mı insan keşke böyle bir dünyanın parçası bende olsaydım der içten içe. benim gibi odun, müzik enstrümanlarından anlamayan insana bile neden zamanında piyano, gitar veyahut keman çalmadım diye insana adeta iç geçirtir. lakin öğrenmenin yaşı yoktur gibi kilişe bir laf kullanmaya kalksam da bu saatten sonra sadece insan bu müziği icra edenlere hayran kalmaktan ve yaptığı işleri desteklemekten başka bir şey gelmiyor elimden.

    animede kullanılan renkler ayrıca mest etti diyebilirim beni. animasyonlar adeta insanın gözlerini okşamakla kalmayıp, kullanılan mavi tonların etkisi insanın ruhunu ayrı bir dinginliğe sevk ediyor. benim gibi insanların en çok hoşuna giden sanırım piyano sahnelerinin icra edildiği, konser ve piyanist/kemancıların birbirleriyle yarıştığı müzikli performans sahneleriydi. sahnelerin dinamik ve gerçekçi olması izleyici içine çeken ekstra bir unsur olmuş ve bunun nedeni yönetmenin yeteneğinde saklı sanırım. açılış ve kapanış şarkıları, en çokta ilk sezon açılış şarkısı uzun bir süre dilimden düşmeyecek gibi. yani uzun zamandır dinlediğim en güzel açılış ve kapanış şarkılarına sahip bir anime kendisi. favori açılış parçam olan hikaru nara'nın canlı performans videosu ayrıca tüylerimi diken diken etmekle kalmayıp şu adresten dinlenebilir:

    https://www.youtube.com/watch?v=snxkhkevnim

    müziklerden de bahsetmişken, animedeki soundtrackler ise özellikle dramatik sahnelere çok güzel bir hava katıyor. yani bu güzel açılış ve kapanış şarkılarına ek olarak listeye animenin harika soundtreacklerini de eklersen insan kendisini adeta cenneteymiş gibi hissediyor diyebilirim. açılış şarkıları, hüzünlü hikayenin aksine daha hareketli pop/rock şarkıları eşliğinde icra edilmesine rağmen kapanış şarkıları daha yumuşak ve dramatik tonla seslendirilmiş. ikinci kapanış şarkısını dinlerken insanın kalbi ayrı bir cız ediyor ama asıl vurucu nokta, en bölümü izledikten sonra bu şarkının insanın yüreğinde daha ayrı bir anlam kazanması ve sonuç olarak insanı salya sümük, en odun erkeği bile göz yaşlarına boğacak kalitede duygusal bir parça olmuş.

    kısacası son zamanlarda izlediğim en güzel hikayeye sahip olan animelerden birisi shigatsu. anime sevmeyen veya animeye başlayacak yeni izleyicileri bu kültüre alıştırmak için tavsiye edilecek serilerin başını çeken bir seri olduğundan arkadaşlarınıza ve sevdiklerinize mutlaka izletmeniz gereken serilerden birisidir ayrıca. klasik müzikle az çok yakından ilgili olduğumdan, özellikle müzik ile ilgilenen arkadaşların bayağı seveceği bir dizi olmuş. sahip olduğu romantik, duygusal ve dramatik ton animeye eşsiz bir tat katmasına rağmen trajedi ve angst tarzı seriler nedense benim bünyemde depresif duygular oluşturuyor ama ona rağmen böyle seriler, bu sebebten dolayı, insanın aklında asla unutulmayacak bir yer ediniyor. hikaye hayatı sorgulatacak kadar derin bir hikaye değil o yüzden her yaştan kişilerin izleyeceği bir seri.

    hayatın her kesminden insanın seveceği ve kendisiyle ilişkilendirip, empati kuracağı karakterleri içersinde bulundurmayıpla kalmayıp, sahip olduğu eşsiz klasik eserlerle insanın ruhunu okşayan, özellikle birbirinden renkli animasyonlarla insana keyifli dakikalar yaşatan eşsiz bir anime olmuş shigatsu ve uzun bir sürede sanırım aklımdan çıkmayacak. yani şöyle izleyince insanın içini ısıtan, duygusal manada güzel dakikalar deneyimlemek isteyen arkadaşların bu seriyi kaçırmamalarını tavsiye ederim.

    --- 22. bölüm/final - spoiler ---

    kaori'nin arima'ya yazdığı mektup belki de anime dünyasının gelmiş geçmiş en duygusal veda mektuplarından birisidir. ah be kaori. müziğim mucizesine inandık ama o halinle bile birlikte sırf sevdiğin çocuk için karlı günde iki ayağının üstüne kalkıp ona başını eğmemesi ve daima ileri bakması için destek oldun. sevgi nelere kadir ki insanın kendisinden önce başkalarını düşündürtüyor hep. kaori'nin bu mektupta geçmişte neler yaşandığına dair o kelimelere şahit olurken insan ister istemez depresif hale bürünüyor ama ona rağmen arima'nın onca olaya rağmen başı dik ileride yürümesi ve müzik kariyerine devam etmesi sanırım kaori için verilebilecek en güzel hediyelerden birisiydi. sen ne trajik bir karaktermişin be arima sensei. parmaklarından dokülen o renkler, o renk dokuları resmen yüreğimizi dağladı.

    dear arima kousei,

    it feels weird writing a letter to someone you were just with…

    you’re the worst.

    ındecisive. gullible. twit.

    the first time i ever saw you perform, i was 5 years old. it was at a recital for the piano school i was going to. this awkward, clumsy kid came onto the stage and accidentally hit the piano stool with his butt. it was too funny. he turned to the piano that was way too big for him and the moment he played that first note, i was drawn in.

    the sound was beautiful, like a 24-colour palette. the melodies danced.

    the girl next to me started crying. i wasn’t expecting that at all.

    and even so, you gave up the piano. even though it totally changed other people’s lives. you’re the worst. ındecisive. gullible. twit.

    (cut to kaori as a kid, telling her parents she’s giving up piano for violin because she wants kousei to play again.)

    when i found out we were in the same middle school, i was ecstatic. but how would i ever come to talk to you? maybe i’d hang out at the lunch concession. ınstead, i just watched you from afar.
    i mean. after all. you all seemed to get along so well. there wasn’t really any space in there for someone like me.
    when i was a kid, i had to have an operation and i started having to be at the hospital for regular check-ups. in the first year of middle school, i collapsed and i was admitted over and over. with every visit, i was there for longer and longer. really, i didn’t get to class much in middle school, i spent more time at the hospital. and i knew something was wrong with my body.

    one night, i saw my parents crying in the waiting room and i knew that my time was running out.

    that’s when i ran away.
    i didn’t want to bring my regrets with me to heaven, so i stopped holding back from what the things i always wanted to do.
    i wasn’t scared anymore to get contact lenses.
    i ate what ı wanted instead of always worrying about my weight.
    and i took the music with all its high and mighty directives and played it the way i wanted.

    and then i told a lie. just one.
    i lied and said that i, miyazono kaori, liked watari ryouta.

    and that lie brought you to me.

    please apologize to watari for me… though i’m sure he’s forgotten me by now
    i think i need someone more wholehearted and earnest than him.
    i think we’d be fine as friends though.

    and please apologize to tsubaki for me too.
    i want for there to be no hard feelings. and there was one thing i could never ask of her, to ask her directly to introduce the two of us.
    i don’t think she would’ve had an answer for me.
    after all, she was in love with you.
    we all knew that.
    i think the only people who didn’t know were you and her.
    that underhanded lie brought me to you didn’t work out the way i had imagined.

    it was darker.
    and meaner.
    and denser.
    and more stubborn.
    and more perverted.

    and softer.
    and more masculine.
    and sweet.
    remember that bridge we jumped off? the water was so cool and refreshing.
    racing each other alongside the train. i really thought i could win.
    the moon was saw from the music room that night, like a delicious-looking bun.
    singing twinkle twinkle little star with you as we rode on that bike together. then falling out time. we’re awful singers.
    at the school at night. i’m still sure there was something there.
    the falling snow, just like cherry blossoms.

    it’s strange to be a musician, but then to have your heart so filled by something that comes from off-stage
    they’re unforgettable scenes to me. but they’re such little things. it’s weird, isn’t it?

    what do you think?
    do you think i made it into anyone’s heart like that?
    i wonder if i made it into yours.
    i wonder if you’ll still remember me.

    if you forget me, i’ll just come back and..
    no, ı don’t want to start over.
    please don’t forget me.
    promise me you won’t forget me.

    i’m glad it was you.

    i hope this reaches you, arima kousei.

    i love you.
    i love you.
    i love you.
    i’m sorry we couldn’t eat all those canelés.
    i’m sorry i hit you so much.
    i'm sorry i was so selfish.

    i’m so, so, so, so sorry.

    thank you for everything.

    miyazono kaori

    ---

    bu sahneleri, özellikle son saniyeleri izlerken bu da yüzümün ve ruh halimin aldığı şekil ve şemal.

    --- 22. bölüm/final - spoiler ---


    (toutaku - 21 Haziran 2017 19:17)

  • comment image

    bu sabah aklıma geldi ve durduk yere gözlerim doldu.

    izlerken zaten etkilemişti fakat uzun vadede bu kadar etkili olmasını beklemiyordum.
    bambaşka bir şey bu.


    (flameweaver - 23 Kasım 2017 20:36)

Yorum Kaynak Link : shigatsu wa kimi no uso