Süre                : 1 Saat 37 dakika
Çıkış Tarihi     : 29 Nisan 1983 Cuma, Yapım Yılı : 1983
Türü                : Drama,Korku
Ülke                : İngiltere
Yapımcı          :  Metro-Goldwyn-Mayer (MGM) , Peerford Ltd.
Yönetmen       : Tony Scott (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Ivan Davis (IMDB),Michael Thomas (IMDB)(ekşi),Whitley Strieber (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Catherine Deneuve (IMDB), David Bowie (IMDB), Susan Sarandon (IMDB)(ekşi), Cliff De Young (IMDB)(ekşi), Dan Hedaya (IMDB)(ekşi), Suzanne Bertish (IMDB), Ann Magnuson (IMDB)(ekşi), Shane Rimmer (IMDB), John Pankow (IMDB), Willem Dafoe (IMDB), Sophie Ward (IMDB), Howard Blake (IMDB), Jane Leeves (IMDB)

The Hunger (~ Açlik) ' Filminin Konusu :
IRA ile ilişkilendirilmiş bu filmde, Bobby Sands’in insanlık dışı muamelelere maruz kalışı sert bir dille ele alınıyor. Mahkumların battaniye ve yıkanmama eylemleriyle ilerleyen direnişleri, altı hafta süren açlık grevi ile doruğa çıkıyor. Hayatı mücadele ile geçmiş Sands’ın kendi vücudunu yaşamının son savaş alanı olarak addedmesiyle yaşanan dramatik süreç muazzam bir etkileyicilikle gözler önüne seriliyor. En az hapishane mahkumları için olduğu kadar gardiyanlar için de tam bir cehennem olan hapishane dahilinde gardiyanların  alt üst olmuş psikolojisi de aktarılıyor.


  • "catherine deneuveün yaşadığı yüzlerce yılı adeta üzerinde taşıdığı filmdir. bu kadar tadında ve halen yaşayan* bir tarihi karakter ancak bu denli canlandırılır.."
  • "vampir piyasasında, schubert çalan sanatsal vampir olarak biliniyor. absürt ve anlamsız bir kaç sahnesi çıkarılsa sinema klasikleri arasına bile girebilirmiş."
  • "vokalini shirley manson müziğini ise serj tankian'ın icra ettiği dehşet güzellikteki şarkı."
  • "naneli süzme yoğurt ile sunulan café de paris soslu etli pazı sarması kültür şokuna sokan mekan. bir şubesi de caddebostan'da bulunmaktadır."
  • "the distillers parçası."
  • "tüm film boyunca bir kez bile vampir lafı geçmez üstelik."




Facebook Yorumları
  • comment image

    tony scott cok cok baba bi adamdır ama gel bunu piyasaya denen ucubelere anlat kusursuz bir gorsel zekası vardır ki reklam dunyasından gelmiş die geçiştirilemez işte bunun gerçekliğini bizlere the hunger da gotumuze sokacak kadar gosterir. hatta alan parker kankisine wall a nisbet ole değil bole klip cekilir dierekten filmin girişini bir nevi kendini gerçekleştirme olarak döşer.bowie miş,deneuve müş, sarandon mış,vampirmiş boşversene sen efendi. filtre kullanımlar, doz niteliğinde mavi tonlamalar unutulmaz sekanslar özelliklede bowie nin yer aldığı. velhasıl cok nadide bir filmle karşıkarşıyasınız. birde bir şehir nasıl böle kullanılır


    (zzzzz - 20 Eylül 2006 21:52)

  • comment image

    basligin zaman icinde basima kaldigini fark ederek "tony scott'in 1983 yapimi sahane filmi, gelmis gecmis en estetik vampir filmi" diye bir tanim ekleyip entrynin devamina geceyim.

    catherine denevue, david bowie, susan sarandon gibi sahane bi casti vardir. sinema tarihinin en bilinen lezbiyen sahnelerinden birini de barindirir (alakasi yok ama bu sahnede lakme'den, "çiçek düeti" adiyla bilinen duet calar diye de eklemeden edemem). evet sinema tarihinin ennn bilinen lezbiyen sahnelerindendir, en estetik olanlarindan biridir de, ama ayni olcude erotik oldugu soylenemez, zira estetik olsun diye boku cikarilmistir sahnenin. ama bu sahnenin hemen oncesindeki, deneuve'un sarandon'i bastan cikardigi sahne gayet basarilidir. hatta buyrunuz: http://www.youtube.com/…6850cjhizry&feature=related

    neyse efenim...bana ne susan ile catherine'in sahnesinden peeaahhhhh diyerek bowie'nin sahnelerine gecersem, kendisine vampirligin coook cok yakistigini belirtmezsem olmaz.


    (grizabella - 19 Eylül 2002 18:22)

  • comment image

    bu leziz filimin suzanna ablamızlan dönuva ablamızın halvet olduğu müthiş sahnelerinde camları kapamayı unutan toni skat salağı yüzünden sinema dünyası büyük bir fırsatı daha kaçırmıştır. cereyana kapılan tüller perdeler filan bütün manzarayı kapamıştı çünkülüm.*


    (juanjuan - 13 Mayıs 2009 11:56)

  • comment image

    the distillers'ın en güzel şarkılarından biri. coral fang albümünde yer alır.

    şöyle de bi konser kaydı vardır.
    http://www.youtube.com/watch?v=5ij3k7caqga

    holy eyes, i never knew i'd beg down at your feet
    hold on tight i never knew i'd know much more than this
    open sky, the wave of pain the scent of you is bliss
    hungry eyes, they stare at me i know, i know
    don't go!

    summertime, the taste of saint secretes of perfume mist
    console the mind, i take it in the lips of pink i kiss
    lonely sky, the more you take the more that i give in
    holy eyes, i never knew, i know, i know
    don't go!

    hold on to the memory, yeah, it's all you got
    i know you'll be there to soak up blood lost
    blood lost
    blood lost

    don't go!

    hold on to the memory, yeah, it's all you got
    i know you'll be there to soak up blood lost
    hold on to the memory, yeah, it's all you got
    i know you'll be there to soak up blood lost
    blood lost
    blood lost


    (futurama - 28 Temmuz 2009 20:23)

  • comment image

    vampir piyasasında, schubert çalan sanatsal vampir olarak biliniyor. absürt ve anlamsız bir kaç sahnesi çıkarılsa sinema klasikleri arasına bile girebilirmiş.


    (doc dr stein - 14 Aralık 2010 05:01)

  • comment image

    hic sevmedigim, yemekleri de bi halta benzemeyen mekan. servis ekibi icerisinde acayip bir hiyerarsi ve disiplin var ki bu yaklasimi gorunce nefret ettim. garsonlar beyaz t-hirt'lu, sef garson boyle ayar bir gri gomlek giymis ve gotum ayaklarinda. her an cocuklara cakacakmis gibi duruyor. arada bir ictima tadinda bir araya toplanip musterilere bakarak bir seyler konusuyorlar. bu sef garson abi bildigin sittiri boktan bir doluca vb tadinda sarap servis edecegim diye seremoni yapiyor. biri saginda biri solunda iki beyaz t-hirtlu oglan bekliyor. ayyyy fenalik geldi bana. yani boyle askeriye / polisiye karisimi bir ortam beni fazlasiyla gerdi. boyle latin amerika'da darbe altindaki bir ulkede yemek yiyormus gibi diken ustunde hissettim kendimi. istedigim salata da tatsizliktan yikiliyordu. noodle desen bildigin haslanmis makarnaya donusmus, elinde bir turk bayragi eksik. portakal suyunu iyi sikabilmisler allahtan. bak o yuzden takdir ediyorum. sozun kisasi nasil kalktigimi bilmiyorum, beni cok az mekan boyle kasar, the hunger da bunu ender basarabilmislerden.


    (milagros - 25 Ağustos 2011 23:41)

  • comment image

    nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde tüm soad ve garbage şarkılarından daha güzel olan, serj tankian'ın bestelediği, shirley manson'ın seslendirdiği şarkı.

    bir yerlerde prometheus'un insanları serbest bırakmasından esinlenerek yazıldığını okumuştum. şarkıyı yazanın motivasyonunu boş verelim, hissettirdikleri çok ilginç bu şarkının. hani gece karanlık sokakta tek başıma yürürken falan dinleyecek olsam deliririm, o derece hipnotik bir havası var.

    sözleri şöyle:

    and so you went could not be found
    another wind in some other town
    when no one knows your lovers name
    how you rocked your body on the way

    that's the way we lose our fucking minds
    or what it means we leave behind
    no one knows the longing and the shame
    all those 'sorry, oh so sorry babe's
    and so it's over

    the winds blows on and on...
    but something whispers from the storm
    as we wander through the dark
    the hunger of the heart
    something whispers from the storm
    as we anekatips wander through the dark
    the hunger of the heart

    and that's the way we lose our minds
    oh all the names we leave behind
    though no one knows how much remains
    for all we lost for the blame

    oooooooh ...
    oooooohh the world goes on..

    something whispers through the storm
    yeah something whispers from the storm

    as we wander through the cold and dark
    with the hunger of the lonely heart

    and so it's over, the wind blows on
    but there are whispers from the storm
    as we wander through the lonely dark
    with the hunger of our hearts

    oooooooh ...
    oooooohh the world goes on..
    (something whispers through the storm
    something whispers from the storm)

    as we wander through the cold and dark
    with the hunger of our hearts

    ahhhh aaaaah


    (sister blister - 29 Kasım 2012 09:28)

  • comment image

    galleria şubesinde yemek yerken dekorasyon ve müzikleri hoşumuza gidip güzelmiş burası derken hesabı görmemle beni kendinden soğutmuş mekandır. istediğimiz barbekü sos için 3tl yazmışlar hesaba, mesele 3tl değil ama sen 20tl'ye burger sat, patatesin yanına kıytırık iki ketçap mayonez koy, ekstra sos isteyince de hesaba ekle.
    tamam batılı tarzda dekorasyon, yemekler filan da, azıcık esnaflık öğrenin...


    (blackshadow - 1 Ocak 2013 20:42)

  • comment image

    affetmenin teşkilat-ı mahsusaya mahsus olduğunu kanıtlayan* filmlerimizden, çello dersine gelen sabiyi de yemişlerdi ki afiyetle müziğin her nevi bir gıda olduğu vurgulanmıştır senaryo müelliflerince.


    (izvestiya - 19 Eylül 2003 18:53)

  • comment image

    80'lerin stilize vampir filmi, ilk 20 dakikası filme ait herşeyi sadece görselllikle ortaya koyar ve bize harika bir filmin hayalini kurdurmaya başlar. filmin sonraki bir saatinde aslında anlatılacak hiçbirşey olmadığı (ve olacakları zaten tahmin ettiğimiz) için çok da anlamlı olmayan bir zalman king filmi gibi gelişir ve biter. herşeye rağmen lezzetli bir filmdir. kısa kesmelerle hoş bir anlatımı vardır. oyuncuları göz doldurur hatta willem dafoe bile 1sn kadar gözükür.

    (bkz: willem dafoe yi bulun ölüm çakısı kazanın)


    (sali - 30 Mayıs 2004 15:18)

  • comment image

    david bowie nin oyunculuğu filmin önemli bir bölümünü kaplasa da süre olarak filmin ilk yirmi beş dakikasından sonra latex miktarı yüzünden david bowie nin ses tonu dışındaki tüm özellikleri kapatılır.madem david bowie yi vampir yapmışlar ki çok yerinde bir fikirdir bu zatımca; hep bakıp bu adamla ne şahane nosferatu çekilir de biz de seyrederken köşelerimizi sayarız diye içimden geçirirdim.neyse; zaten, yani bu kadar maddenin altında olacaksaydı, ne diye david bowie nin keskin hatları ziyan edilmiştir ben ona yanarım.


    (helyumungizi - 27 Şubat 2005 01:47)

  • comment image

    klasiklerdendir. 1930'lardan itibaren amerikan sinemasının gündemine oturan hays code eşcinsellik de dahil olmak üzere sinemada kullanılan gerçek hayatın sadece yansıması olan bir çok öğeye yasak getirmiş ve yasaklar 1967 senesine daha kurumsal sansür mekanizması olan mpaa ın kurulmasına dek kalmıştır. bu ara dönemde eşcinsellik dolaba kapanmış ancak geceleri vampirler aracılığı ile ortalığa çıkmıştır. özellikle lezbiyenlik teması vampirler ile bayağı sıkı eşleşmiş, zımnı olarak "biz burdayız" mesajlarını verilmiştir. 1980'lerde dolaptan* çıkmış bir eşcinsel temalı film seyretmek hoştur.

    ötesinde; heteroseksüel dünyanın en güzel kadınlarından, kadınlıkla örtüşmüş, ideolu olan catherine deneuve u bir kadınla yatağa sokmak ciddi bir curettir. hele bunu gene çok güzel bir kadın olan susan sarandonla yapıp, lezbiyenliğe ilişkin stereotypeları kırması bi başka küstahlıktır.** ötesi film heteroseksüel izleyiciyi koltuğuna oturtup, lezbiyen fantezileri kurup mutlu olması için mi yapılmıştır. bence hayır. ciddi bir curet ve küstahlıktır. kafası okşanası.


    (ride - 7 Ekim 2005 13:14)

  • comment image

    tony scott 'un görselligi en iyi kullandigi, vampirlerle ilgili bilinen kliselere hic meyletmeden de cok basarili bir vampir filmi yapilacagini kanitladigi filmdir. aslinda bu filme vampir filmi demek de biraz haksizlik olur gibime geliyor. yani klasifiye edilmesi zor filmlerdendir the hunger. icinde vampirler vardir, gerilim ögeleri vardir; elbet bunlara belirgin bir homo ve hetero erotizm dozunda yedirilmistir. görüntülerin basarisi tartisilmaz; sadece filmin ilk yarisinin cok daha basarili oldugu yolundaki görüslere katiliyorum. filmin ikinci yarisi biraz sarksa da, hem scott'un basarili rejisi, hem de basrollerdeki oyuncularin isiltisi filmi sürüklüyor. catherine deneuve'ün ingilizce aksani zaman zaman anlasilmaz derecede fransiz kalsa da, bunu david bowie ve susan sarandon 'un incelikli oyunculuklari görünmez kiliyor. deneuve'ün asaletli güzelligi de sanirim -korkunc ingilizcesine ragmen-, canlandirdigi karakterin gücünü yansitmadaki en önemli kozlardan.

    ezcümle bol vatkali, kabarik sacli, biraz trash, buram buram seksenler kokan en sevdigim vampirli film olmustur kendisi.


    (ziggy - 28 Ekim 2005 15:24)

  • comment image

    tony scott'un kariyerini neredeyse baslamadan bitiren film olmustur bu. elestirmenler tarafindan yerden yere vurulmustur. birkac sene sonra top gun ile donusu tam bir intikam hikayesidir tony abi'nin (ridley amca da, tony abi nedense, daha genc ruhlu sanki o). gerci sunu da belirtmekte fayda var, top gun'in yapimcilari jerry bruckheimer ve don simpson, tony abi'nin the hunger'daki gibi ucup gitmesine izin vermemis, yapimin her asamasinda kendisini kontrol altinda tutmuslardir.


    (tramell - 29 Ekim 2005 16:24)

Yorum Kaynak Link : the hunger