iki dünya savaşı arasında bir grup gencim şehirdışındaki bir yazlık evde başlayan ve şehirdeki evde biten bir haftasonunu anlatan görüntüleri, müzikleri oldukça başarılı olan bir gençlik filmi.

--- spoiler ---
film kardeşi hilde'nin beraber olduğu çocuk olan hans'la daha önce bir şeyler yaşayan günther, hans, hilde ve günther'in arkadaşı olan paul ve hilde'nin en iyi arkadaşı elli arasındaki ilişkileri konu ediyor. olaylar cuma akşamı başlıyor, cumartesi günü gölevinde hareketleniyor ve pazartesi sabahı şehirdeki evde bitiyor. aşk, cinsellik, alkol belki bugünün gençliğine baktığınızda bugünkünden daha doğal belki daha saf ilerliyor ama doğallığın içinde ergen sessiz şiddet sizi etkiliyor. ölmek üzerine yazılanlar, güç simgesi olarak ortaya atılan tabanca. ve bunların oldukça başarılı çekilen güzel ışık altındaki görüntüleri ve müzikler eşliğinde olması sizi etkiliyor. the dreamersı aklınıza dahi getirmeyin bu film gerçekten şiirsel ve daha saf. ve tabi oyuncuların performansları ile de seyredilesi
--- spoiler ---

ötesinde olaylar durulduktan; sonra paul krantz olayları konu alan romanı 1931'de yayınlamış. ancak kitap nazi döneminde yakılarak imha edilen kitaplardanmış.

http://www.imdb.com/title/tt0325733/

film festivallerinden ise hak ettiği 6 ödül ile dönmüş.

(ride - 3 Aralık 2006 19:17)

filmin yönetmeni achim von borries, paul is dead filminde oyuncu olarak yer almıştır.

(crestfallen - 13 Mayıs 2007 16:49)

filmin bir sahnesinde arkadaşlar absinth ile kafayı bulduktan sonra göl kenarında gitar eşliğinde şarkı söylemeye başlıyorlar. uzun aramalar sonucu adının ''billy's trip'' olduğunu öğrendiğim şarkı insanı alır,dolabı açtırır alkollü ne varsa içirtir ve de komaya sokar.bu film kesinlikle bir kadeh şarap ile ve yalnız izlenmeli. adamı yamultur o ayrı..

(xtriaq - 12 Aralık 2008 16:30)

izledikten sonraki 3 sene boyunca her yılın 27 temmuz günü yeniden izlediğim ve ağladığım film.

--- spoiler ---

film 27 temmuz 1927 tarihinde almanyada başlamaktadır ve 30 temmuz sabahı sona erer. bir gurup liseli gencin hafta sonundan ibarettir.
--- spoiler ---

(passetto - 15 Aralık 2009 22:57)

--- spoiler ---

an die liebe;

ich habe dich nicht gebeten zu bleiben, doch du bist geblieben.
ich habe dich niemals gefragt wer du bist, oder was du auch willst?
du warst einfach da. was willst du nur liebe von mir?
war ich nicht viel stärker alleine? und hab ich dich jemals gebraucht?
doch bleib noch ein bisschen. nich’ lange!
so lange nur bis keiner mehr fragt: „na, wie geht’s?“
und ich nicht mehr sage: „es geht!“
ein jeder sieht gleich, du bist da.
denn wenn du mich einstmals verlässt, sei dir sicher, ich gehe mit dir.

aşka;

senden kalmanı rica etmedim, ama sen kaldın.
sana asla kim olduğunu ya da ne istediğini sormadım.
sadece oradaydın. ey âşk, benden ne istiyorsun?
yalnızken daha güçlü değil miydim? ve sana hiç ihtiyacım oldu mu?
ama biraz daha kal, çok değil.
bir daha kimse bana "nasılsın?" diye sormayana,
ve ben de artık "iyiyim." demeyene kadar.
her bakıldığında sen oradasın.
bir şekilde beni terk edersen emin ol ki seninle giderim.

--- spoiler ---

ve sonu için;

--- spoiler ---

liebes weltall;
wenn wir nicht mehr existieren, dann soll niemand uns vermissen.
niemand soll uns auch nur eine träne hinterher weinen.
wenn irgendeiner sich an uns erinnern möchte, dann soll er das voller freude tun.
es ist nämlich so: wir haben das einzig richtige getan, wir haben gelebt!

sevgili kâinat,
artık var olmadığımızda kimse bizi özlememeli.
arkamızdan bir tek gözyaşı bile dökülmemeli.
bizi hatırlamak isteyen biri olursa neşe içinde hatırlasın.
yani şöyle: biz sadece bir tek şeyi doğru yaptık. yaşadık.

--- spoiler ---

çok güzel bir film.

(clementine the tangerine - 20 Aralık 2009 20:31)

hakkinda bir on arastirma yapmadan sirf daniel brühl oynadigi icin izlemeye basladigim ama daniel brühlden coooook daha fazlasini sunan film.

"maybe it's true that people are only truly happy once in their lives. just once. and then they are punished for it. for the rest of their lives. the punishment is that they never forget that one moment. "

(aylakmatmazel - 19 Ağustos 2010 03:40)

goodbye lenin ile tanıdığım genç oyuncu daniel brühl yoluyla keşfettiğim ilginç alman filmi. konusunu hiç bilmeden direk dalınca da insanı çarpıyor haliyle. üstelik yaşanmış olayları ele alan filmlerden pek hazzetmesem de bu film bir istisna. august diehl hakkında söyleyecek birşey bulamıyorum. psikopat bakışları ve güzel gülümsemesiyle filmi seyrettikten uzun süre sonra bile aklımdan çıkmadı. filmde eksisi de yok değil. ben hayatımda hans karakterinden daha itici bir karakter görmedim.
inglourious basterds'da ikisini (brühl ve diehl) tekrar seyrederken gülümsemeden edemedim. nereden nereye dedim.

(birbirini anlamayan - 3 Ağustos 2011 23:42)

'dusuncelerdeki ask neye yarar?' anlaminda almanca cumle.

yirmi ucuncu uluslararasi istanbul film festivali'nde uluslararasi yarisma kapsaminda gosterilmis film. bes gencin arasindaki ask ucgenlerini anlatan bu acikli filmin oyuncu kadrosunu goodbye lenin'den daniel brühl, tattoo'dan august diehl, '85li fistik anna maria mühe, unsuz danimarkali thure lindhardt ve baader'den jana pallaske olusturuyor. filmin web sitesi de pek bir guzel: http://www.liebe-in-gedanken.de/

(freak - 30 Nisan 2004 17:43)

(bkz: based on a true story)
(bkz: almanca basliga ingilizce bkz girmek)

(kwisatz haderach - 30 Nisan 2004 18:17)

izleyeli oldu birkaç yıl. üzerimde bıraktığı etkisi de geçti sanırım. silik birkaç sahne kaldı geriye.
ama ismi ne de güzeldir bu filmin! almanca diline haince yaklaşanlara inat o nützen fiilinin kattığı şairane anlam. ingilizce çevirisinde "love in thoughts" demişler geçmişler. "what is the benefit (use) of love in thoughts?" dememişler yani. ne benefit ne de use verebilirdi zaten oradaki anlamı bence.

(lovely rita - 28 Ağustos 2014 14:55)