Süre                : 1 Saat 43 dakika
Çıkış Tarihi     : 09 Kasım 2011 Çarşamba, Yapım Yılı : 2011
Türü                : Macera,Komedi
Taglar             : durum komedisi,kız,Tayland,küçük kız,havalimanı
Ülke                : Fransa
Yapımcı          :  Les Films du Kiosque , Ouille Productions , TF1 Films Production
Yönetmen       : Christian Clavier (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Christian Clavier (IMDB)(ekşi),Michel Delgado (IMDB)
Oyuncular      : Christian Clavier (IMDB)(ekşi), Jean Reno (IMDB)(ekşi), Muriel Robin (IMDB), Héléna Noguerra (IMDB)(ekşi), Michel Vuillermoz (IMDB)(ekşi), Maily Florentin Dao (IMDB), Hélène Patarot (IMDB), Anna Gaylor (IMDB), Caroline Anglade (IMDB), Sophie-Charlotte Husson (IMDB), Simon Astier (IMDB), Rodolphe Congé (IMDB), Annie Savarin (IMDB), Olivier Till (IMDB), Nathalie Kanoui (IMDB), Philippe Sturbelle (IMDB), François Hauteserre (IMDB), Hiep Tran Nghia (IMDB), Anh Tran-Nghia (IMDB), Corinne Yam (IMDB), Moon Dailly (IMDB), Karuna Morris (IMDB), Mutita Deewong (IMDB), Prasoet Chareonsrisuk (IMDB), Banyong Phoonsap (IMDB), Marc Hoang (IMDB), Piboon Taiyhuan (IMDB), Nuttachett Kulapattanaboul (IMDB), Tanapol Chuksrida (IMDB), Peter Josef (IMDB), Worawita Chanhun (IMDB), Tanut Chintananarong (IMDB), Boonsri Yindee (IMDB), Surapon Yusook (IMDB), Prateep Harnudomlap (IMDB), David Firestar (IMDB), Dina Kiseleva (IMDB), Marie Pape (IMDB)

On ne choisit pas sa famille (~ A Família Não Se Escolhe) ' Filminin Konusu :
Bu modern ve duygusal komedi filminde Jean Reno başrolde... Kim ve Alex mutlu bir beraberlik yaşayan lezbiyen bir çifttir. Kim Tayland'da çalışırken bir film setinde gördüğü Mai adındaki küçük kızı evlat edinmek isterler. Bunun tek yolu Alex'in erkek kardeşi Cesar ile karı koca rolü yapmalarıdır. Fakat Tayland'a gelince, evlat edinme prosedürlerini kontrol eden doktor Luix tam bir çetinceviz çıkar ve ikiliye ecel terleri döktürmeye başlar...


  • "nakarat kısmı ağza dolanınca aylarca gitmeyebilen, keşke passi olmasa sadece calogero olsa dememize neden olan şarkı."
  • "calogero'nun passi ile düet yaptığı harikulade şarkısı."
  • "fr. denize kar$ı.(bkz: gegen die wand)"
  • "calogero'nun 3 adlı albümünde bulunan harika şarkısı."
  • "sözlerini anlamadan da gayet haz veren şarkı (evet evet fransizca bilmiyorum).insanı sözlerini anlamadan müziğiyle bile isyan ettiğine ikna eden şarkı. *"
  • "sadece nakarat kismi guzel olan, insani co$turan, isyan duygularini aciga vurmasina yardimci olan ho$ bir parca."




Facebook Yorumları
  • comment image

    (bkz: sozlerini de yazayim tam olsun)

    on choisit ni son origine, ni sa couleur
    de peau comme on reve d’une vie de chateau
    quand on vit le ghetto naître l’étau autour
    du cou comme cosette pour hugo naitre
    en treillis dans le conflit et prier le tres haut
    fils du c.o.n.g.o cette haine j’ai au m.i.c.r.o
    j’ai l’poids des mots. sortir d’en bas, rever
    de dechirer ce table fait d’armes, de larmes,
    fait de sang et sanglots

    face a la mer / j’aurais du grandir
    face contre terre / j’aurais pu mourir
    je me releve
    je prends mon dernier reve

    tous deux la meme dalle
    et tous deux decus
    je prends mon dernier reve

    c’est la secheresse sur une terre
    ou l’on n’cesse de semer tristesse
    dans des yeux qui n’peuvent pleurer
    j’ai beaucoup de reves lointains,
    j’me suis tant reveille, j’ai bu beaucoup
    de baratin et ca m’a trop saoule.
    dans la vie y a des tapes au fond
    et des tapes a cote, des t’as pas un euro
    ou la tape a l’arrachee, y a l’etat, les rmistes,
    les t’as qu’a taffer. si t’es en bas
    faut cravacher, t’as qu’a pas lacher.

    t’as pas connu ca, toi, l’envie
    d’empocher les patates, etre a gauche droite
    face a la mer loin des galeres.
    t’as pas connu ca, l’envie d’t’en sortir,
    distribuer des patates des gauches droites
    avec un air patibulaire.

    face a la mer / j’aurais du grandir
    face contre terre / j’aurais pu mourir
    je me releve
    je prends mon dernier reve

    tous deux la meme dalle
    et tous deux decus
    je prends mon dernier reve

    face a la mer / c’est toi qui resistes
    face contre terre / ton nom sur la liste
    de tout ton etre
    cite a comparaitre

    c’est l’histoire de cette plume qui
    s’étouffe dans le goudron, cette matiere grise
    dont le pays n’a pas fait acquisition,
    on se releve, on repart a font, on vise
    le pantheon, j’en place une a ceux qui en ont,
    qui revent consecration. la dalle, la niak,
    je l’ai comme mes potes l’ont. on veut toucher
    le ciel etoile sans baisser l’pantalon,
    trop peu bonnes fees et trop de cendrillon.
    passi 2 0 0 4 action.

    face a la mer / j’aurais du grandir
    face contre terre / j’aurais pu mourir
    je me releve
    je prends mon dernier reve

    tous deux la meme dalle
    on vise tous deux au dessus
    je prend mon dernier reve

    on choisit ni son origine, ni sa couleur
    de peau comme on reve d’une vie de chateau
    quand on vit le ghetto naitre l’etau autour
    du cou comme cosette pour hugo naitre
    en treillis dans le conflit et prier le tres haut.
    fils du c.o.n.g.o cette haine j’ai au m.i.c.r.o
    j’ai l’poids des mots.

    face a la mer / on veut tous grandir
    passi trop jeunes pour mourir.


    (hurshit - 11 Temmuz 2004 16:31)

  • comment image

    ''on choisit ni son origine, ni sa couleur
    de peau comme on reve d'une vie de chateau
    quand on vit le ghetto naître l'étau autour.''
    yani;
    ''ne koklerini secebiliyorsun, ne teninin rengini secebiliyorsun.
    gecekonduda yasayan bir insan nasil satoda yasadigini hayal edebilir kolayca.''
    seklinde baslayan super bir sarkidir.

    evet evet fransizca biliyorum.


    (can - 17 Eylül 2004 14:04)

  • comment image

    sözlerini anlamadan da gayet haz veren şarkı (evet evet fransizca bilmiyorum).
    insanı sözlerini anlamadan müziğiyle bile isyan ettiğine ikna eden şarkı. *


    (antropolog - 15 Mayıs 2005 02:07)

  • comment image

    les negresses vertes sarkisi.
    deniz kiyisinda, bir mezarlikta, yoklugun oglesini anlatir. serviler sessizligin bekcisidir; olum, sonsuza giden bir gemidir, oyle ya. tasa kazili yuzlerce isim icinde kaybolmus bir isim, olume selam durmus, deniz kiyisinda. nur icinde yatar; hayat aydinliktir, aydinligin seraplari vardir, sarhos eder adami. servilerin dibinde. (“..kim yalniz degil ki hayatinda? ya oluler, serviler altinda?..” -*) sicak. ogle vakti. sessiz bir mezarlik. deniz kiyisinda.

    stefane mellino’nun eseri. ilk kez 1991, “famille nombreuse”de; col sicagi, yaprak kimildamiyor.* massive attack’in eline gecmis sonra, 1993’te, 89bpm (sky-turk spor haberlerinde, ‘toplu sonuclar ve puan durumu muzigi’ olarak secmisler bunu; ntv’nin israri da tuhaf, vazgecmediler o flamenko bozmasindan**), azicik ’dub’ koklatilmis, veya her neyse; 1996, “green bus” konser kaydinda da bu halde, pacalari sivali. nihayet 2001’de, “acoustic clubbing”, fevkalade ‘rafine’; hala cok sicak, fakat bu kez esiyor.
    (bkz: les negresses vertes)

    * * *

    “le cimetiere marin”. “deniz mezarligi”. “face a la mer” ile ilgisiz, paul valery’nin pek meshur, en cok ustunde durulmus siirlerindenmis meger; tamam olarak ilk kez 1920’de yayinlanmis. soz konusu yer, sete (cette) mezarligi; dag eteginde, kiyi goluyle akdeniz arasindaki bu liman kasabasinda dogmus valery, bir temmuz gunu bu mezarliga gomulmus: 1871-1945.
    heceleri sayili, uyakli, oturakli yuz kirk dort dize. sabri esat siyavusgil vasitasiyle, necdet evliyagil’in sesinden:
    “ ustunde guvercinler* gezen su rahat damin*
    kalbi atar ardinda birkac mezarla çamin;
    sasmaz ogle zamani ateslerle yaratir
    denizi, denizi, hep yeni bastan denizi!
    tanrilarin sukunu ceker gozlerimizi
    bir dusunceden sonra, ah, o ne mukafattir! /...
    iste boyle, mezarlikta geziniyor. olum uzerinde derin derin dusunuyor. tas, yaldiz, mermer ustunde titresen golgeler, magrur serviler (bu servi de meger ne uzun omurlu agac. derdim degil, yine de allah kimseye uzun omur vermesin -lafin gelisi, hic vermese daha iyi -z), bir zamanlar gozyasinin aktigi yerde kimil kimil solucanlar, minerva, akhilleus, daha neler. zorlandigi yerde uydurmasaydi da sabri bey, en kusursuz ceviride bile ne degisecekti. dusunup dusunup vardigi sonuca bak:
    .../ ruzgar uyandi... artik yasama zamanidir!
    kitabimi bir genis meltem acip kapatir,
    su, kayadan toz olup gorunur kiyi kiyi;
    piril piril sayfalar, ucusarak gidiniz,
    yik, dalga, yik keyifli sularinda, ey deniz,
    yelkenin yem yedigi su asude catiyi “
    yasamayi bilmem, fakat su tesbitin tam zamanidir: “valery, yasamak istihasindan mahrum, kafasini hendesenin soyut nisbetlerine esir etmis bir sairdi.” -*

    siirin basucuna pindaros’tan bir ikilik almis valery: “ruhum, olumsuz yasamin ardindan kosma; / olanaklar alanini tuketmeye bak.” o olanaklar her neyse artik, ne taraftan eserse. fakat, o ruzgar, ruzgar degil. uyak uydururken sizmis kalmis, rengi solmus, huzun ki en cok yakisandir ona**.

    tesaduf, “le mythe de sisyphe”in basucunda da pindaros’un bu ikiligi.
    sacma ve anlamsiz oldugunda birlesiyoruz –en azindan. ondan sonra, albert camus ile yusuf atilgan masa tenisi oynar, nick drake bakar.

    (bkz: le mythe de sisyphe)
    (bkz: l’homme revolte)
    (bkz: bodur minareden ote)
    (bkz: aylak adam)


    (zebercet - 1 Temmuz 2005 01:48)

  • comment image

    ne sokak fransizcasina, ne de fransiz tarihine yeterince hakim olmadigindan sadece nakarati hediye edebiliyorum. ama $arkinin, gettolardan yukselen bari$çil bir ofke icerdigini soyleyebilirim.
    buyurun:

    yuzum denize donuk, buyuyebilirdim
    yuzum topraga karsi, olebilrdim
    ayaga kalkiyorum
    son hayalimi aliyorum

    ikimizde de ayni bayrak
    ve ikimiz de hayal kirikligina ugramis
    son ruyami aliyorum...

    yuzum denize donuk, karsi koyan sensin
    yuzum topraga karsi, ismin listede
    butun varliginla mahkemeye cagrildin

    yuzum denize donuk, buyuyebilirdim
    yuzum topraga karsi, olebilrdim
    ayaga kalkiyorum
    son hayalimi aliyorum

    ikimizde de ayni bayrak
    ikimiz de daha yukariyi hedefliyoruz
    son ruyami aliyorum...

    yuzumuz denize donuk, hepimiz buyumek istiyoruz
    passi* olmek icin cok genc


    (deep in dark - 26 Ağustos 2005 01:31)

  • comment image

    sadece nakarat kismi guzel olan, insani co$turan, isyan duygularini aciga vurmasina yardimci olan ho$ bir parca.


    (nihat - 7 Ağustos 2006 14:17)

Yorum Kaynak Link : face a la mer