• "okumaya başladığım kitap. çeviri genel olarak iyi ancak şöyle bir bölüm gördüm: el işine girişesim var ama her tarafım yapış yapışım. mastürbasyona el işi diyen kaç kişi kaldık sayın çevirmen.*"
  • "çevirisine daha fazla katlanamadım ve bir köşeye fırlatıp attım."
  • ""oğlan dayıya, kız halaya çeker" sözünü çürütmek için yazılmış kitap."
  • "farkındalık müthiş bir şey; celine, romanı yayıncısına gönderdiği mektupta şöyle diyor: bu "yolculuk'tan da ötesi". yine yalnızız işte"




Facebook Yorumları
  • comment image

    “kitap nihayet yayımlanıyor. biçeminden haberdarsınız zaten
    - bu, yolculuk’tan çok daha ötesi.” - l. f. céline’den j. garcin’e mektup, 21 nisan 1936

    kitabın yky'den çıkan türkçe edisyonu, okuru, yiğit bener'in "ölümcül ve edepsiz bir
    gülmece" başlıklı yazısı ile karşılıyor. babil ve kitapyurdu'nda ön siparişe açıldı.
    şu linkteki "tadımlık" adlı bölümden, yiğit bener'in, "mort a credit" hakkındaki takdim yazısına ulaşabilirsiniz.

    "mort a credit"den çok kısa bir bölüm için: (bkz: #70494018)


    (the perfect turkish technology - 29 Eylül 2017 18:14)

  • comment image

    dil tekniğini üst düzey seviyelerde bulduğum celine'in, türkçe'ye yeni kazandırılmış kitabı. çevirisi en az yolculuk kadar zor olmuştur. çevirinin iyi olduğundan da eminim, öyle olmasını dilediğim için belki de. yolculuk'tan sonra ikinci balyozu yemek için sabırsızlanıyorum.

    ilk balyozdan küçük bir alıntı;

    "belki yaş da, o hain de ekleniyordur bunlara ve bizi beterin beteriyle tehdit ediyordur. yaşamı dans ettirecek kadar müziğimiz kalmamıştır içimizde, işte bu. tüm gençlik, daha şimdiden dünyanın öbür ucunda gerçeğin sessizliğinde ölüvermiştir. peki dışarıda nereye gidilebilir ki, soruyorum size, içinizde yeterli miktarda çılgınlık kalmamışsa? gerçek, bitmek bilmeyen bir can çekişmedir. bu dünyanın gerçeği ölümdür. seçim yapmak gerek, ya ölmek ya da yalan söylemek. bense asla kendimi öldüremedim."


    (proleterkral - 2 Ekim 2017 19:13)

  • comment image

    okumaya başladığım kitap. çeviri genel olarak iyi ancak şöyle bir bölüm gördüm:

    --- spoiler ---

    el işine girişesim var ama her tarafım yapış yapışım.

    ---
    spoiler ---

    mastürbasyona el işi diyen kaç kişi kaldık sayın çevirmen.*


    (sendikali ironman - 7 Ekim 2017 18:15)

  • comment image

    (bkz: yiğit bener)'in keşke sadece tanıtım yazısı yazmakla kalmayıp kitabı da çevirseymiş dediğim yapıt.

    ekleme: okuyup bitirdikten 2 ay sonra tespitim, aşırı güzel bir kitap olduğu. muhakkak şu yönden bakmak gerekiyor ki celine zamanının devrimcisi. dönemin o buram buram beliren yavşak sıradanlığı çok acayip bir kendine hasçılıkla dağıtıyor. istediği gibi küfür yazabiliyor. isterse her konuyu sapkınlık denilen saçma fantezilerle bezeli betimlemelerle ya da basit bir konuyu aşırı dokunaklı bir duyguyla okuyucuya aktarabiliyor. günümüz şartlarında değil 1930'lardaki dünyayı düşünün öyle karar verin kitabın güzelliğine.

    (bkz: gecenin sonuna yolculuk) ise çok başka bir şey.


    (firlama necmi - 25 Ekim 2017 13:30)

  • comment image

    louis-ferdinand celine'in türkçeye çevrilen ikinci romanı. yazarın çocukluğundan başlayarak askerlik çağına kadar olan zaman dilimi anlatılıyor. kendine has üslubuyla yine harikalar yaratmış lfc reis. fakat ben gecenin sonuna yolculuk kadar beğenmedim, onu okuduktan sonra dimağımda oluşan tahribatları silmek için çok uğraştım, ancak hâlâ daha başarabilmiş değilim... bu romanı okurken öyle olmadı, ama lfc'nin yaşadıklarını, çürümüş fransa'yı, ailesinin tutumunu öğrenmek, yanında çırak olarak çalıştığı adamın trajedisini okumak bana enteresan bir haz vermedi de değil doğrusu. ne yalan söyleyeyim fransızca öğrenip bu adamı orijinal dilinden okumak istiyorum, zira diğer kitapları türkçeye ne vakit çevrilir muamma...


    (hbutorado - 25 Ocak 2018 23:21)

  • comment image

    hoş bir louis ferdinand céline romanı. insan gibi betimlemeye dilim varmıyor, 'boktan' bir betimleme yapabiliyorum ancak. o yüzden:

    --- selin mode on ---

    götüm gibi bi' roman. selüloz israfı. ağaç kıyımı. tuvalet kağıdı bunun yanında misk-i amber kalır. kullanılmış olanı üstelik... mürekkep hokkasına attırdığım dangalak psikopatının tekinin, yeni yetmelik travmalarını, kıçını temizlemekten aciz, üstelik bunu matah bir bokmuş gibi ballandırarak -yok, aslında boklandırarak- anlatan başka bir dangalağı malzeme ederek gözümüze (aslında götümüze?) sokuşturduğu kağıt yığını. satırların böyle olmasının ve ferdi abinin kıçının sürekli kirli kalmasının sebebini anlayabiliyorum: kıçını sayfalara silmiş de ondan! zeroks kağıdına göt silinir mi? hayır. yani silinir de, kâfi derecede temizlemez. bulaşır... saman kağıt? olmaz. kuşe? ı-ıh. selafon? yok eben! o yüzden... karşı çıkmaya kalkanlara da kitaptaki şu naçizane diyaloğu hatırlatmayı görev ve borç bilirim:

    - ferdi abi, sence biz boktan insanlar mıyız?
    + hayır, değiliz.
    - o zaman sıç.
    + bok.

    --- selin mode off ---

    oh be!


    (fu - 8 Şubat 2018 00:11)

Yorum Kaynak Link : mort a credit