Süre                : 1 Saat 30 dakika
Çıkış Tarihi     : 05 Eylül 2008 Cuma, Yapım Yılı : 2008
Türü                : Drama,Fantazi,Gizemli,Heyecanlı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  2929 Productions
Yönetmen       : Vadim Perelman (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Laura Kasischke (IMDB)(ekşi),Emil Stern (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Uma Thurman (IMDB), Evan Rachel Wood (IMDB)(ekşi), Eva Amurri Martino (IMDB)(ekşi), Gabrielle Brennan (IMDB)(ekşi), Brett Cullen (IMDB), Oscar Isaac (IMDB)(ekşi), Jack Gilpin (IMDB), Maggie Lacey (IMDB), John Magaro (IMDB), Lynn Cohen (IMDB), Nathalie Paulding (IMDB), Molly Price (IMDB), Oliver Solomon (IMDB), Anna Moore (IMDB), Isabel Keating (IMDB), Adam Chanler-Berat (IMDB), Tanner Cohen (IMDB), Aldous Davidson (IMDB), Ann McDonough (IMDB), Sharon Washington (IMDB), Kia Jam (IMDB), J.T. Arbogast (IMDB), Jewel Donohue (IMDB), Shayna Levine (IMDB), Anslem Richardson (IMDB), Evan Neumann (IMDB), Reathel Bean (IMDB), Tuck Milligan (IMDB), Jessica Carlson (IMDB), Molly Shreger (IMDB), Pierce Cravens (IMDB), Sherman Alpert (IMDB), Edwin J. Birmingham (IMDB), Zachary Booth (IMDB), Marie Brandt (IMDB), Emily Branigan (IMDB), Tom Carney (IMDB), Heather Collis (IMDB), Peter Conboy (IMDB), Brett Epstein (IMDB) >>devamı>>

The Life Before Her Eyes (~ Bir Nefeste Hayat) ' Filminin Konusu :
Diana, dışarıdan bakıldığı zaman, üniversitede profesör olan eşi Paul ve kızı Emma ile mükemmel bir hayata sahip görünmektedir. Ancak lisede tanık olduğu katliamın 15. yıldönümüne doğru yaklaşırken, hem geçmişini hem de bugününü sorgulamaya başlar. Lisede bir gencin rasgele açtığı ateş sonucu on beş arkadaşını yitiren Diana, bugününden geçmişine baktığında hatırlamak istediği en güzel anıları Maureen ile yaşadığını fark eder. Enerjik ve popüler bir genç kız olan Diana'nın aksine Maureen tutucu ve içe kapanıktır. Zıt karakterlerine rağmen çok iyi anlaştıkları bu dostluk, Diana'nın giderek özlemini duyduğu bir durum haline gelir. Geçmişine yaptığı yolculuklar sonrasında şu andaki yaşamının o kadar mükemmel olmadığını fark eden Diana için artık, hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.


  • "(bkz: flash before my eyes)"
  • "hayat gözümüzün önünden geçerken flash back değilde flash forward bir film gibiyse.."
  • ""bir nefeste hayat" olarak show tv de yayınlanmakta olan film."
  • ""yüzündeki o yılışık ifadeyi silmen için iki saniyen var.""
  • "donnie darko'nun sonunda bile bu film bittiğinde ettiğim kadar küfür etmemiştim."




Facebook Yorumları
  • comment image

    insanın gözüne gözüne sokulan klasik hollywood twistlerine alışmış izleyicinin beğenmeyeceği bir sona sahip. neden? çünkü filmdeki en bariz ayrıntılara dahi dikkat etmeyecek insanlar için özellikle hazırlanmış bir "sixth sense" sonuna sahip değil. "filmin başından beri bilmemne bilmemneydi..." diye açıklayıp bize aptal muamelesi yapmıyor. ki filmdeki en ufak ayrıntının bile sonradan düşününce olayların örgüsüne uyduğunu görüyoruz.

    neyse efendim, ben yine ipuçları vereyim size:

    --- spoiler ---
    * arabada çalan şarkıya ve buna diane'in gösterdiği tepki
    * kocasının verdiği seminar ile onun lise hocasının son verdiği derslerdeki parelellik
    * kendi yetişkinliğine kızının kaybolma çabalarının yansımaları

    tamam bunlar kısmen küçük detaylar... en bariz olanlar ise:

    * columbine tipi olaylar ne zaman patlak veriyordu? film hangi zamanlarda geçiyor? araba modelleri, teknoloji iki dönemde nasıl? neden bu böyle?
    * diane film sonunda gülü kimin masasına bırakıyor?
    * filmin "adı" ne?

    ---
    spoiler ---

    hala sonunu anlamayan varsa, zaten filmi izlemiş saymamalı bence kendini...


    (mortifera - 19 Ağustos 2008 18:04)

  • comment image

    pek umudum olmadan yalnızca vakit geçirmek için izlediğim halde beni hayli şaşırttı. beklentimin üstünde çıkan bir film. izleyicisinin gözüne çözmesi için bir tomar bulmaca sokmayan ama yine de sonuna dek gizemini korumayı başaran, başarılı müzik kullanımı ve slow motion çekimleriyle ferahlatan, yaşam, ölüm, sonsuzluk gibi kavramlara kafa yoran, üstüne üstlük evan rachel wood gibi bir güzelliği bize bir buçuk saat doyasıya izlettiren derli toplu bir film. hem de sarışın haliyle!

    --- spoiler ---
    bu arada konu olarak pek bağdaşmasa da kurgu işlenişi, sondaki twistimsi final ve dinginliği bakımından yer yer stay havaları seziliyor.
    ---
    spoiler ---

    şöyle bir buçuk saat fazla kafa yormadan ama yine de bir gizem çözmeye çalışarak şık bir film izlemek istiyorsanız deneyin derim..


    (sir gawain - 12 Kasım 2008 00:03)

  • comment image

    film daha beşinci dakikasından itibaren insanı içine çekiyor, sizi merak içinde bırakıyor ve bittikten sonra da olayı idrak etmeniz bir beş dakika alıyor. bence izlenmeye değer bir film. bu arada evan rachel woodun filmdeki sarışın hali çok daha iyiymiş.

    --- spoiler ---
    diana'nın kırmızı bikinisiyle tatile çıkmış komşularının havuzuna atlamasında çok saf bir özgürlük duygusu yok muydu? nedense sevdim ben o sahneyi.
    ---
    spoiler ---


    (crab - 24 Kasım 2008 23:35)

  • comment image

    bu film hakkında yalnızca uyarı amaçlı yorum yapabilirim. filmin tekrar sahnelerini içinden çıkarırsanız üçte ikisini çıkarmış olursunuz. yalnız başıma izlerken artık bir noktadan sonra yeter artık tekrar etmeyin diye yüksek sesle söylendim. yarısından sonra izlemekten vazgeçmeliydim ama bişey oldu olacakmış gibi geliyordu. ama olmadı. bir türlü gelmeyen hapşırık gibi bir film. hakkında bu kadar net düşündüğüm pek az film vardır: eğer sıkılarak ve boşa harcayarak geçirmek istediğiniz bir buçuk saatiniz varsa izleyin.


    (john galt - 14 Aralık 2008 00:38)

  • comment image

    - abi bi film izledik akıllara zarar kesin izlemen lazım
    -hadi ya adı neymiş ?
    -the life before her eyes
    -iyimiş romantik film heralde ?
    -yok ya biz bi bok anlamadık izle de sorucak sorularımız var...
    -tamam ben izler anlatırım size

    konuşması sonucunda izlediğim, benim de bir bok anlamadığım film.*
    yok o değil arkadaşlara rezil olucaz..

    (bkz: salak hissettiren film)


    (fgs - 28 Aralık 2008 23:31)

  • comment image

    bir türlü içinden çıkamadığım film.
    böyle olsa şöyle olurdu, yok öyle değil o zaman; peki böyleyse ya... şeklinde anlamaya kastığım ama bi halt da anlamadığım film. tek bir ihtimal üzerinde duruyorum, eğer gerçekten olay düşündüğüm gibiyse oeehh diycem.
    bi aydınlatıverin beya.


    (keti - 3 Ocak 2009 04:41)

  • comment image

    --- spoiler ---

    ölüm ve yaşam arasında tercih etmek zorundasınız.
    ya kendiniz ya da dostunuz ölecek.
    filmde anlatılan, bu kararı verirken kendi yaşamınızı seçmeniz durumunda ortaya çıkabilecek 'vicdan' probleminin etkilerinin nasıl olacağını olası bir geleceğin beyinde anında simüle edilmesiyle görüp ona göre hareket edilmesi.
    ya da tabi, ölümü seçtikten sonra ölüm anına kadar geçen sürede olabilecek alternatif hayatı ve oradaki 'vicdan' sorununu görüp rahatlamak.

    ---
    spoiler ---


    (faraklit - 21 Temmuz 2009 23:20)

  • comment image

    izlerkenn insanı bir hayli bayan, izledikten sonra ise "bu neydi lan şimdi?" diye kısa bir süre düşündükten sonra "koy götüne gitsin" diyip kafadan silinip atılan bir film olduğu için muhtemelen çok derin ve çok sanatsal bir çalışmadır kendileri... ama afedersiniz anlamayacağız diye mi koymuşlar aynı sahneleri on kere onu gerçekten anlamadım... yoksa film çekerken kısa geldi de uzasın diye mi yaptılar montajda? bilemedim ben.


    (larden loughness - 25 Ocak 2010 01:13)

  • comment image

    anlatımı biraz çetrefilli bir filmdir. fikir yaratıcı ama bu kadar çok tekrarı insanı sıkacak derecede göstermesi hoş olmamış. misal triangle'da da dönüşlü sayılabilecek bir anlatım vardı ancak sıkıcılıktan uzak bir filmdi. bu ise daha duygusal ve gerilim öğesi neredeyse hiç bulunmayan bir film.


    (francesco dellamorte - 5 Haziran 2011 01:16)

  • comment image

    “kalp, vücudun en kuvvetli kasıdır.
    beyin, galaksimizdeki yıldızlardan bile fazlasını içinde taşır.
    vücut % 72 oranında sudan oluşur.”

    bazen hayatımız, bir sinema şeridi gibi gözlerimizin önünden geçiverir... sevinçlerimiz, hüzünlerimiz, kalbini kırdığımız dostlarımız teker teker görünüverirler hayat perdesinin yansımalarında. keşkelerimiz ruhumuzu ıstırap ateşinde yakarken, güzel anlarımız yüzümüzde acı birer tebessüm halinde donuklaşıverirler. ve sonra yapacaklarımız, yapmak istediklerimiz, hayalini kurduğumuz hayat başlar sahne sahne aynaların önünde. zihnimizin sahnesinde, hayallerimizin süflörlüğünde oynamaya başlarız. başka bir zamanda yine böyle güzel bir günde geçen mükemmel hayatı. gözlerimizi mutluluğu mı açarız?

    "it was another beatiful day in a perfect life..."

    ***

    laura kasischke 'nin aynı isimli romanından beyaz perdeye uyarlanan "the life before her eyes" böyle bir vicdan muhasebesini bize sunmakta. vadim perelman'ı yine dramatik yapısı güçlü, vicdani sorgulamalarla dolu house of sand and fog'dan çoğumuz hatırlıyordur.
    roman uyarlamalarında, kitabın edebi yönü genellikle beyaz perdeye paralel bir şekilde aktarılamaz. fakat filmde geçen, görsel olarak sahnelerle çok iyi harmanlanmış kitabî cümleler yönetmenimize artı puan kazandırıyor. herşeyden öte filmin kurgusu, olayların akışı, geçmiş / gelecek örgüsü güzel işlenmiş. dramatik temalar çok hoş bir şekilde kullanılmış. uma thurman, 30'lu yaşlarda ki küçük bir kız annesi ve mutlu evliliği olan diana mcfee karakterini belirli bir noktaya kadar çok güzel oynamış. fakat olayın histerik bir yöne doğru ilerlemeye başlamasıyla uma thurman'ın biraz çuvalladığını hissediyoruz. duygularda bir soğukluk ve tutukluk var. oysa daha 17 yaşındaki diana'yı canlandıran evan rachel wood rolü daha iyi kotarıyor.

    -senin en çok neyini seviyorum
    biliyor musun, dee?
    -17 yaşında olmamı mı?
    -hayır.
    -hiçbir şeyden korkmamanı.
    -ve 17 yaşımda olmamı.
    -evet.

    ***

    evet, filmimiz 30'uı yaşlarındaki diana'nın geriye doğru okul yıllarındaki anılarıyla başlar. gençlik hatıralarıyla dolu bir film havasında ilerleyen sahneler, amerika'da bir kabus haline gelmiş ve insanların ödünü patlatan columbine lisesindeki trajediye benzer bir olayla şekillenmeye başlar. diana ve maureen çok samimi iki arkadaşdır. diana serbest yaşamıyla ve umursamaz tavırlarıyla maureen ise dindar ve kiliseye bağlı bir yaşamla sahnelenmekte. farklı iki hayatın birbirleriyle örtüştüğü ve yansıtıldığı filmde bu hayatların yönetmen tarafından yargılanmaları söz konusu. hangisinin hayat hakkı olduğuna dair bir yorumda bulunan senaryo ile karşı karşıyayız aslında. iyi ve kötü eleştrisinden çok, olması gerekenin ve kimin daha çok yaşamaya hakkı olduğuna dair diana'nın bir tercihinden ibaret. otomatik silahıyla okula dehşet saçan michael, diana ve maureen'in yanına geldiğinde kimi öldürmesi gerektiğine karar vermelerini ister. maureen işlenen karakterinden beklenen bir davranışla kendisini öldürmesini ister. işte bu noktada diana'nın gelgitleri başlar. geçmiş ve gelecek kurgusu birbirinin içine girercesine sahnelenmeye başlar. diana boşa harcadığı hayatı gözlerine getirir, kendisinden yaşça büyük sevgilisiyle yaşadığı anlar, hayal kırıklığı, yaptırdığı kürtaj ve maureen'le birlikte daha doğmamış olan kızlarına isim bulmaya çalışmaları..
    sonra diana, hayallerini serer vicdanının önüne.

    -geleceğimi düşünüyorum da...bilmiyorum.
    -ya normal bir hayatım olursa?
    -seni asla terketmeyecek bir kocan falan mı?
    -evet. eğer öyle birisiyle tanışırsam...
    -nate... ve ondan çocuklarım olursa.briar hill' de kalsam bile bu yeterli olmaz mı?
    -muhtemelen çok saçma olduğunu düşünüyorsun.
    -hayır.
    -evet.
    -cody çok güzel bir isim.
    -jennifer iyidir. bethany.
    -emma. amber.
    -emma'yı sevdim.
    -sen cody koy. ben de emma.
    -sağol.

    -ne zaman başlayacak?

    -ne ne zaman başlayacak?

    -kendi hayatlarımız. tüm bunlara
    diyecek halim yok ya.

    arkadaşını bırakıp, güzel ve mutlu bir yaşamı gerçekten yaşamaya çalışacaktır. herşeye rağmen, kendine rağmen böyle bir hayatı hakkettiğini düşünür. filmde tekrar tekrar lisenin tuvaletindeki o sahneye döneriz. birinde diana, maureen'in sıkı sıkıya tutttuğu elini bırakır ve kendine yeni bir hayat kurar. fakat başaramaz yine de... bir türlü herşey istediği gibi gitmeyecektir. oysa kocasının onu sevdiğini, seveceğini zannetmiştir. ve kızının kendisine bu kadar benzemeyeceğini... ve o herşeye sinirlenen yaşlı kadınlardan olmayacağını... tekrar o tuvaletteki sahneye döneriz...

    hayal etmek, emek ve cesaret ister...

    ... ama bir yandan da bize
    umut aşılar.

    bu umut, bize kendi
    kaderlerimizi çizdirir.

    bu umut, şimdi alacağımız
    kararların doğruluğu ile...

    ... geleceğimizin sınırlarını belirler.

    elbette ki hayatımız
    üzerine hayal kurmalıyız.

    vicdanımızı ayakta tutmalıyız.

    vicdanımız tanrı'nın, insanoğlunun...

    ... doğallığının ve kalbinin sesidir.

    -maureen, senin gibi bir dostu
    hak edecek ne yaptım ben?

    "beni beklemeyin o bir hevesti
    gelemem aynalar yolumu kesti..."


    (koc ri - 13 Kasım 2011 15:18)

  • comment image

    güzel bir kurguyla mükemmel bir yapıt çıkarabilme kanıtı.
    normal seyir halini takip etse, standart ve sıkıcı bir film olacak iken senaristin mi yönetmenin mi bilmiyorum ama öyle bir kurgulanmış ki, ne olduğunu bilmeyerek dört bi köşeden başladığın 2000 parça puzzle gibi ne çıkacağını bilemiyorsun.

    eğer iyi bir sinema izleyicisiyseniz henüz başında verilen ufak ipuçlarını dakikalar sonra yerine yerleştirdiğinde tahmin edebiliyorsunuz. sürekli tekrardan yakınanlar ise o tekrarların her biri birbirinden o kadar farklı ki, altını doldurduğu sahnelerle "şimdi ne düşünüyorsun" diye sormak için izlettiriyor ama nerde...

    ciddi anlamda vadim perelman başarı hakim.

    ayrıcı daha en başında okul katliamını gösterince acaba dedim bizim kevin'ın olayı mı bu... *


    (jigsawer - 5 Eylül 2014 03:49)

Yorum Kaynak Link : the life before her eyes