The Man Inside (~ Kadin ve Pirlanta) ' Filminin Konusu : The Man Inside is a movie starring Jack Palance, Anita Ekberg, and Nigel Patrick. An English bookkeeper (Nigel Patrick) who works for a jeweler steals a priceless jewel, and kills a man in the process. He flees to the continent and...
The Four Feathers(1939)(7,6-5060)
--- spoiler ------ spoiler ---filmin açılış sahnesinde clive owen küçük ve karanlık bir yerde bişeyler anlatır.hemen sonrasında öğlen vakti banka soymaya kalkan 3-5 insan görülür.insanın ağzından ister istemez allahın salağı kelimeleri dökülür.sonra adamların elini kolunu sallaya sallaya bankadan çıktıklarını ve günler sonra dalga geçer gibi denzel washingtonun cebine de 1 adet bilmem kaç karatlık pırlanta koyduklarını görünce allahın salağının kim olduğu tekrar düşünülür.--- spoiler ------ spoiler ---böyle de şaşırtıcı bir filmdir işte.
(karamell - 30 Ocak 2009 08:53)
filmde önemli bir yer tutan bankadaki özel kutunun numarası ucyuzdoksanikidir ve bu numara benden izin alınmadan kullanılmıştır*.
(ucyuzdoksaniki - 30 Ocak 2009 08:58)
filmden çok bir şey beklemezseniz güzel bir suç filmi aslında.. sonuna doğru daha da heyecanlandırıyor--- spoiler ---jodie foster gereksiz bir karakter olmuş, o ulaşılmaz, herşeyi bilen kadın edaları, yalandan meydan okumaları gereksizdi bencedinlenme olayı ortaya çıkmasaydı hırsızlar yine dinleyip içeri gireceklerini anladıklarında aynı şekilde kaçarlardı diye düşünüyorumancak o tünel hala belirsiz? o oda için bir anlamı var mıydı ki tünelin?bir de kamera kayıtları adamlar içeriye girene kadar var zaten, clive owen ve 3 kişi sonradan geliyor, dolayısıyla ellerindeki 50 kişiden kamera kayıtlarında olanları elediklerinde zaten ekibin bir kısmını bulmuş olmazlar mıydı? hırsızlar dışındaki herkesin bankaya girişi sonuçta kamera görüntülerinde varsadece yahudiyi tespit edemezlerdi çünkü o zaten bankadaydı--- spoiler ---yine de sonu güzel izlenir..
(yazboz - 16 Şubat 2014 01:58)
denzel washington basta olmak uzere, adini bilmedigim rehineler dahil, cok basarili bir oyuncu kadrosuna sahip uzun zamandan beri izledigim en iyi spike lee filmdir. klasik bir banka soygunu, rehine oyunu diye kestirip atabileceginiz bir senaryoyu spike lee kendi tarziyla 11 eylul sonrasi new york un detaylariyla yogurmus, irkcilik, siddet, evlilik gibi favori muhabbetlerini bu defa izleyicinin gozunun icine sokup filim temasini esir almadan islemeyi bilmis ve filmin butun suresi boyunca gerilim ve heyecani korumasiyla ne kadar iyi bir yonetmen oldugunu yillar sonra bana tekrar hatirlatmistir. filmin tek hayal kirikligi* jodie fosteridi. sanki onun karakterini oynamasi gereken aktris son dakika da rolunu iptal etti de jodie ye kizim sen git oyna demisler gibiydi, hic inandirici degildi.
(ky3 - 28 Mart 2006 01:24)
efendim gittik gorduk. bu film gercekten bir spike lee filmi* midir once onu merak ediyorduk, cevabimizi cok fena aldik. bir soygun filmi olmasina ragmen kimi karelere imzasini cok belirgin bir sekilde atmistir yonetmen bence. albania - armenia esprisi, sih kardesimizin sahnesi ve sorgu diyalogu muthistir, boylede guzel dalga gecerim kendimle diye kis kis guler yonetmen. klasik bir spike lee filmi degilim mesajini daha trailer'iyla bize haber ettiginden bu kadarini bile beklemiyorduk, haksizlik etmisiz. lower manhattan ve battery park epeyce boy gosterir ancak ne bir sehir nede bir karakter filmidir, clive owen'in bolca karizma yapma firsati buldugu bir showdur**.
(inventionofsolitude - 30 Mart 2006 08:04)
'ne olacak?'tan ziyade 'nasil olacak?' ve 'niye ki?' sorulari uzerinde hareket eden, yer yer 'bir spike lee filmi' diye bagiran, pek hos bir soygun filmi olmus. olmus.
(tramell - 21 Nisan 2006 01:39)
amerikan kültürünü ve malum terör olayları sonrası durumunu zaman zaman gözümüzün içine sokan, zaman zamansa saman altından diyaloglarla bezeli, bölgesel bir tehdit niteliğindeki banka soygununun insanların gözünde azami derece evrensel kavramlarla tehdit unsuru olarak algılandığı son derece sürükleyici bir yapım. tabi bunda spike lee'nin konuyu sıradışı işleyiş biçimi çok etkilidir. ancak başrol oyuncuları bir yana, yan karakterlerin bile müthiş inandırıcı oyunculuğunun da payı büyük.filmden aklımda kalan en vurucu diyalog ise şuydu ki:--- spoiler ---clive owen filmin başında kim olduğunu, ne yaptığını, nasıl yaptığını anlatırken bir de arada neden yaptığı sorusunun cevabını verirken "because i can" demiş ve işte budur dedirtmiştir. (ki bu söz ile heat'teki robert de niro'nun oynadığı karakter ile örtüştüğünün sinyalini verir, o filmi hatırlatır.)--- spoiler ---sonuçta 25th hour ile hikaye anlatmanın ne derece özgün yapılabildiğini kanıtlamış olan spike lee bu basit soygun mevzusundan da özgün ve sıkmayan bir film yapmayı başarmıştır. eli öpülesidir.
(dare - 30 Nisan 2006 22:44)
grand theft auto yu da yerden yere vuran yapit.
(kill frenzy - 6 Mayıs 2006 17:52)
sinemada gidip izlenmezmiş.. değmezmiş.. paramıza yazıkmış.. esas evde, misal mutfak televizyonundan, izlenirse yazık olacak filmdir.. bahşiş nasıl ve ne kadar bırakılır, sırf onu öğrenmek için bile gidilir.. spike lee ve zenci meselesi ve amerika büyük bir şaka -ama ona ne kadar gülebiliriz- meselesi ve random my ass ve ipod işlevselliği ve jodie foster'ın gerçekten de asla güçsüz bir kadını oynayamayacağına inanış ve new york'un güzelliği, özgürlük heykelinin kıyıdan uzaklığı ve denzel washington'ın her zamanki onurlu renkli tripleri ve swastika ve bir adet mutlu son..
(sleepflower - 7 Mayıs 2006 01:18)
jodie foster' ın extra bir oyunculuk sergilemediği, bir nevi araya sıkıştırılmış olduğu, zekice bir banka soygunu hikayesidir. filmin başından sonuna kadar süren müziklerin harika olduğu hatırlatılır.
(seker kiz candy - 12 Mayıs 2006 00:31)
Yorum Kaynak Link : inside man