en şahane açılış sahnelerinden birine sahiptir bu film. en başı değil de jeneriğin akmaya başladığı sahne; andy garcia üstü açık arabasını sürerken arkadan jockey full of bourbon girer, edna million in a drop dead suit. süper süper. güzel şeyler çalıyor film boyunca zaten, bir ara onları da yazarım tam listeyi bulursam.

(wednesday - 18 Ekim 2006 21:29)

filmin bar sahnelerinde canlı müzik çalan buddy guy'dır, kendisiyle özleşmiş olan puanlı gömleği ve puanlı fender gitarı ile bir kaç saniyeliğine ekranı süsler.

(thunder - 4 Ocak 2007 14:04)

10'luk listelerin filmidir. 10 şey bir hayat için. bunların altısını gerçekleştirirsen başarılı olmuşsun demektir. hep yağmurlu bir şehirde iyi bir takım elbise giymek-kara tohumların boynunu ısıran dişleri; ağaç gövdelerinde ki kayıp ilanları. post pulp fiction döneminin zorunlulklarından çok senarist scott rosenberg'in ( babasının kanser olup ölmesi üzerine yazmıştır danver'ı) kişisel takıntılarıyla yükselir. gazı sevmeyen bir balon gibi. bu adamın 'beautiful girls'üne takıldığım bir gece yarısı (danver'ı yazdığını bilmiyordum henüz.) çok farklı bir olay örgüsünden açılan diyaloglarda; yeni başlayan ilişkiler sonrası o ilk telefonu bekleme heyecanı ile ilgili bir bölüme saplandım/benzeri things to do'da vardı dedim. iyi bir filmi, yıllar sonra eksenime süren başka iyi bir filmin doğal refleksi! oysa güzel bir kızın geleceğe ait bir vaat olmasından çok, geleceğin tarifi vardı burada. şişelenmiş bir vizyon. "boat drink" lafı için hapisane de gün görüşme odalarını belirleyen, seni ondan ayıran camlara yapışan iki el; ve durmaz hiç bir zaman. andy garcia bir uzun yol koşucusunun yalnızlığı gibi parıldar. ilk kez, gerçek hayatında öleceğini fark etmiş biri gibi. bir elektrikli süpürge satıcısı. batan bir gemi...10'luk bir liste yap şimdi. türkiye'de dördüne ulaşsan yeter.

(bad astronaut - 15 Mart 2007 02:42)

(bkz: boat drinks)

(disq - 29 Mayıs 2007 04:39)

andy garcia fanatiklerinin seyretmesi sart bi film... hayir andy abimizi bi koseye koyun filmdeki dier adamlari gorseniz zaten dibiniz duser...walla benzerine zor rastlanir bi film.
son derece keyif werici, tatmin edici...
(yok'a ithafen actim)

(deadman - 25 Haziran 1999 00:00)

cok guzel filmdi. karanlik, biraz absurd had safhada guzel. gercekten denver'da olunce ne yapilir ki? hadi onu birak ankara'da ne yapilir olu olsak?

(yok - 25 Haziran 1999 00:00)

eski bir gangster olan jimmy the saint^* ile dört arkadaşının the man with the plan^* için yapmaları gereken bir görevde sıçtıktan sonra, the man with the plan'ın onlara buckwheats^* yani acı çekerek ölüm cezası verip, üzerlerine mister shhh^*'ı salması üzerine her birinin verdiği değişik tepki ve davranışları anlatan başarılı bir kara film. filmin senaryosu, kurgusu ve diyaloglar oldukça başarılı, ama ilk dikkat çeken özelliği oyuncu kadrosu:
jimmy the saint'i oynayan andy garcia, bu tarz rollerde o kadar çok ve başarılı bir şekilde oynadı ki gerçekten mafya mı bu adam diye düşünmeye başladım.
arkadaşları rolündeki treat williams, christopher lloyd, bill nunn, jack warden ve william forsythe rollerinde çok başarılı olan diğer tanıdık oyuncular. özellikle treat williams, critical bill^* karakterinin de çok güzel kurgulanmış olmasının etkisiyle gerçekten görmeye değer bir psikopat olmuş. filmdeki esas kızı oynayan gabrielle anwar çok başarılı ve olması gerektiği kadar güzel, ama en önemlisi tabi film boyunca tekerlekli sandalyedeki çok zor rolü^* oynayan (her ne kadar ilk göründüğü sahnede hafiften bacaklarını oynattığı belli olsa da) christopher walken ne kadar önemli bir aktör olduğunu yine gösteriyor. steve buscemi ise mülayim tipli ama acımasız katil mister shhh karakteriyle yan rolde olmasına rağmen her zamanki gibi oynadığı filmi biraz daha yukarı taşıyor.
sırf oyunculukları ve gerçekten üzerlerinde uğraşılmış karakterleri için mutlaka izlenmesi gereken bir film.
bu arada filmin esas karakteri jimmy the saint ismi bir bruce springsteen parçası olan lost in the flood'dan gelmiş.

(ceseth - 17 Mart 2008 13:08)

çok az kişinin bildiği mutlaka izlenmesi gereken süper bir kara film.

(kemkem - 12 Ağustos 2008 00:34)

(bkz: jockey full of bourbon)

(bustrofedon - 28 Aralık 2002 00:59)

"things to do in denver when you’re alive"

http://www.guney.org/…o-in-denver-when-youre-alive/

(misch - 14 Şubat 2012 06:06)

(bkz: jimmy the saint) (bkz: the man with the plan)

(disq - 3 Ocak 2001 09:37)

sondan bir önceki karesinde vincent vega var resmen. ben gördüm.

(jerrida - 1 Aralık 2012 17:58)

christopher walken ın the man with the plan rolünde tekerlekli sandalyeye mahkum mafya babası olarak diyaloglar ve mimiklerle, hiç kıpırdamaya gerek duymadan muhteşem oynadığı film.
(bkz: afterlife advise)

(kage - 12 Nisan 2004 10:35)

müzikleri arasında morphinein mile high adlı parçasının da bulunduğu 1995 yapımı film.

(ocean floor - 22 Mayıs 2004 12:48)

mükemmel ötesi bir kurgusu olan,diyalogları yazsan içine işleyen film.kara adamın dediği gibi "hayat çocuklukta geçen yazlardan daha hızlı ilerliyor".

(dudify - 31 Ocak 2015 13:15)

suphesiz bu filmdeki en saglam karakterlerden birisi de critical bill'dir. kendisini tanimak icin hemen filmden birkac diyalog verelim:

[critical bill tavana astığı ölü bir adamı kum torbasi olarak kullanip yumruklamaktadir ]
franchise: critical bill, man, what the fuck are you doing?
critical bill: working out, it's not bothering him much.

[critical bill, jimmy the saint diyalogu]

- i would like to be one of the cops, jimmy
- no,bill
- jimmy. damn it, jimmy. i'm 41 fuckin' years old... and they still call me critical bill, you know? i mean i have really changed, man. how do you think that makes me feel?
-billy. you're beating up on corpses, bill.
-well, that's the point, jimmy. that's the thing, man. doin' that with them.. with them bodies, i mean, that keeps my powder dry.
-billy..
-listen to me. i haven't touched a live person in years, not since i started that exercise program. you know? i mean the prison shrinks told me i should find myself a healthy and creative outlet. well, i found it.

(chainsaw - 8 Ekim 2005 18:20)

şahane bir kara film. andy garcia abimizin "ulan durdum durdum, sesimi çıkarmadım, ama delürttünüz ula beni!" şeklinde gaza gelmesi unutulmaz.
ayrıca filmin karanlık, daraltıcı atmosferinin de etkisiyle olsa gerek, yapmam gereken çok fazla işim fakat çok az zamanım olduğunda, işleri sıraya koyarken yaptığım listelere verdiğim ad.

(brujah - 7 Aralık 2001 03:20)