Shin Seiki Evangerion(1995)(8,6-35493)
Shin seiki Evangelion Gekijô-ban: Air/Magokoro wo, kimi ni(1997)(8,2-26641)
Evangerion shin gekijôban: Ha(2009)(8,0-13454)
Evangelion Shin Gekijôban: Jo(2007)(7,7-16508)
Shiki-Jitsu(2000)(7,7-1456)
Shin seiki Evangelion Gekijô-ban: Shito shinsei(1997)(7,6-9136)
Love & Pop(1998)(7,3-853)
Evangerion shin gekijôban: Kyu(2012)(7,0-7898)
Shin Evangelion Gekijôban(0)(0,0-0)
ilk bakışta evangelion sıradan bir bilimkurgu hikayesi gibi görünsede aslında bunun çok ötesindedir. karakterlerin derin ve etkileyici kişilikleri vardır. her insan gibi sorunları vardır, felsefi ve dini ikilemlerle karşılaşırlar. gerçekte evangelion insanın varoluşu ve evrimi üzerinedir. evangelion'un en önemli yanlarından biri metafiziksel ve dini teorilerle, eski medeniyetler ve doğaüstü gizlerle bağlantı kuran olay örgüsüdür. bazen gerçekliğin temel kanunları bile değerini yitirir. tanrı ve yaratılış daha önce görülmemiş bir bakış açısından incelenir ve insanın tanrı olma arzusu vurgulanır. anno hideaki tarafından yazılmış ve yönetilmiştir. hani mihenk taşı derler ya tam o hesaptır.
(chef - 24 Temmuz 2002 23:40)
orta seviyenin altında genel kültürle izlenince bir şey ifade etmeyen ve sıkıcı gelen animedir. wikipedia eşliğinde izlenmesi uygun düşer sanırım. evangelion'u sıkıcı veya anlaşılmaz bulanların okuması tavsiye olunur. zira bendeniz de evangelion'u anlayamamış insanlardan biriyim. bir sözlük yazarının evangelion günlüğü:1. aşama: serde anime aşkı, sözlük taranır, netteki top 100 anime listeleri gözden geçirilir. konu okunur, yorumlara bakılır vayyy denilir ve rapidshare yardımıyla 26 bölüm + 2 film indirilip izlemeye hazır hale getirilir. heyecan doruktadır. ne de olsa tarihin en süper animelerinden biri izlenecektir. 2. aşama : izlenmeye başlanır. ilk 3 bölüm zaten çerezdir hikayeye giriştir. zevkle izlenir ama bir yandan kafada "eee şu felsefik, teolojik hebele hübele kısımlar nerde ben mi kaçırıyorum?" soruları dolanır. 1-2 kez daha izlenir. hayır daha bir şey yoktur ortada. melekler, evalar, karakterler şekillenmektedir sadece. 3. aşama: 3 - 16 bölümler izlenir. olaylar artık karmaşık hale gelmeye başlamıştır. insan kendini alıkoyamaz izlemekten. "şu bölüm de bitsin bulaşıkları yıkayayım" gibi düşünceler yalan olur. kendinizi bir sonraki avi dosyasına tıklarken bulursunuz. hayat güzeldir. işler az biraz çetrefilli olmaya başlamıştır. 4. aşama: 16-22 bölümler izlenir. sıkıntıdan patlanmak üzeredir. bir bölüm " vay beaa" dediğiniz karaktere 1 bölüm sonra "vay orospu çocuğu" şeklinde seslenmeye başlarsınız. kafa karışır, beyin ambale olur. yine de okuduğunuz onca yorum onca güzel düşünce boşa değildir diye düşünüp izlemeye devam edersiniz. seçilmiş çocukların psikolojik durumları vahimleşir. kendi içlerinde bocalarken beyninizi de bocalatırlar. nerv nedir, selee nedir, bağlantıları nedir, hangisi iyi polis hangisi kötü polis derken kafayı yemeye başlarsınız. 5. aşama: 22-26 bölümler izlenir. bu esnada alında damarlar çıkmaya, gözleriniz seyirmeye başlar. kafayı sıyırmak üzere gibi hisseder insan. oysa olaylar artık tamamen konunun dışına çıkmıştır, hatta ortada konu bile yoktur. o zihinden o zihine, o geçmişten bu geçmişe giderken, bağlantı kurmaya ve büyük resmi görmeye çalışırsınız ama göremezsiniz. siniriniz bozulur, içilen kahve miktarı bölüm başı 1 kupaya denk gelmeye başlar. bilinçaltınız mavi ekran vermeye başlar. 6. aşama: anime biter. siz de bir sürü olay, bir sürü cevap, bir sürü yeni peydah olmuş soruyla kalıverirsiniz. sonra yorumları hatırlarsınız. anime çok anlamsız bittiği için, filmi çekildi diye. gözleriniz parlar evet evet büyük resim kesinlikle filmlerin içinde olmalı diye düşünüp bir fincan daha kahve alıp oturursunuz başına. 7. aşama: filmler de biter. bu sefer daha çok soru daha çok cevap ve daha beter karmaşada kalırsınız. onca saatinizi harcamışsınızdır, kayışı koparıcak duruma gelmişsinizdir. koltuğa kafanızı koyup öylece kalıverirsiniz. cidden bunu yazan insanlar abartmıyormuş. insanı öyle bir ruh haline sokuyor ki anime, bi süre kendine gelemiyor insan. sonuç izleyenlerin çoğunluğunun başyapıt olarak değerlendirdiği, içinde çok derin anlamlar bulduğu bi diziden ben hiç bir şey anlamadım. tamam magi, incil, evangelizm, bir şeyler çağrıştırdı. 2000 yılı hrıstiyanlar için önemliydi, animedeki olaylar o tarihte patlak vermiş bu da bişiler çağrıştırdı. hatta daha çok çağrıştırsın diye internetten daha detaylı bilgi bile edindim. ama hayır her şey daha anlaşılmaz hale geldi. animede detaylara çok dikkat etmek lazım çünkü küçücük yerlerde çok önemli şeyler olup bitiyor. örneğin rei'nin yattığı odada bulunan imge gibi. angeller yok olduklarındaki haç işareti gibi, misatonun haç takması gibi vs vsanime felsefi mi? aslında evet, hem de çok. bir felsefe sever olarak, okuduğum onca şey bana bir şey öğrettiyse o da felsefenin cevaplarla değil sorularla işlediği, sorguladığı. evangelion da bize çok şeyler soruyor aslında. o kadar çok soruyor ki arka arkaya ve yine arka arkaya gelen cevaplar o kadar gerçek ve can yakıcı ki işte evangelion bu yüzden bu kadar etkileyeci ve insanı kayışı kopartıcak duruma getirebiliyor. asıl amaç da bu zaten sorular sormak. eğer bu animeyi sıradan eğlencelik bir şey gibi izlediyseniz elbette sizi tatmin edemez. çünkü siz senaryoya bakıyorsunuz, çocuklara nolucak, misotoyla raji evlenicek mi falan gibi dertleriniz var. bunların cevaplarını alamadığınız için anlamsız geliyor. ama aslında shinji'nin kabuğunu kırıp herkesin onu alkışladığı an o animenin olabilecek en güzel sonu. filmin daha karmaşık olmasının tek sebebi ise bunu anlatabilmek .evalar, melekler ve tanrı arasındaki dilemma aslında insanın tanrıyla olan bağını, neyin iyi neyin kötü olduğuna karar verirken ne kendini ne de çevresindekileri kaale almadığını, yalnızca ona öğretilenleri uygulamaya çalışan birer robot gibi davranırken plug'u çekildiği anda; bir angel yok edebilirken diğer anda koca bir kayadan farksız olan evadan farksız olmadığını gösteriyor bize. son melek ne diyor? "herkesin bir at alanı var." aslında olay orda bitiyor. biz toplum normlarıyla ve kendi yarattığımız tanrılarla kafayı o kadar çok bozmuşuz ki kendi içimizdeki varolma gücünü yitirmiş durumdayız. şimdi diyceksiniz ki bunları yazıyosun da neresini anlamadın? şurasını anlamadım efem. her şey iyi hoş güzel de bu kadar naif sayılabilecek mesajlar vermeye çalışan bir anime, entellektüel olma kaygısıyla kendini neden anlamsızlaştırıyor? bunu anlayabilmiş değilim. incil ve hrıstiyanlıkla ilgili imgeler evet güzel. ama bunları anlatıverse senaryo da daha anlaşılır olsa insanlar da ne düşünmeleri gerektiğini anlas günaha mı giriyorlarmış çok merak ettim. onu geçtim sadece sorular sormaya çalışırken, senaryoyu bir kenara koymayı başarabiliyor da, cevap vermek için neden bu kadar kasıyor. illa siz de bunlardan birisiniz demek zorunda mı? herkesin kendi özgünlüğünü, kendi varoluş amacını, kendi gücünü ortaya koyması gerektiğinden bahsederken insanları klişelere sokmak çelişki değil mi? bir sürü rei ortalıkta dolanırken içinde ruh taşımayan şeyin tamamen manasızlığından dem vuran dizi tutup da bunu mu gözardı ediyor yani? komik. tamam yönetmen seriyi yaratmadan, depresyon geçirmiş, klinikte falan kalmış da, bu böyle diye bu kadar özgün bir animeyi kişisel mastürbasyon unsuru yapması şart mıydı acaba diye düşünmeden edemiyor insan. üçüncü olarak, psikanaliz sadece insanın anasına babasına inerek mi yapılır. sadece çocukluğa inerek mi yapılır. yoksa sadece rüyalarla mı yapılır. anime bu 3'ünün arasında kısılıp kalmış durumda. oysa o kadarını yapmışken daha derin psikanalizler yapmak zor olmasa gerekti. belki de sadece daha da anlaşılmaz olmasın istemişler. bir de o zamanki tarihteki çekim tekniklerine, çizim şusuna busuna göre değerlendirmek lazım diyenler olmuş. bence bu sadece bir bahane olabilir. sinema tarihinde "seventh seal" diye bişey var, tragedya tarihinde hamlet diye bir şey var demek ki teknolojiyle bir alakası yok çok da. başka türlü sonuç toplamda bakarsak evangelion'dan çok zevk alamadım. ama adım gibi eminim ki bunun tek nedeni beklentim çok yüksek izlememdi. eğer hiç bişey okumamış olup şans eseri keşfetseydim çok daha fazla zevk alarak izlerdim. hatta eşe dosta tavsiye ederdim. evangelion'u izlemek ve izlememek arasında kalanlar kesinlikle izlemeli anime seyretmeyi seviyorlarsa. izlemedikleri takdirde olumlu ya da olumsuz çok şey kaçırırlar. animeye dair diğer güzel bir şey karakterlerin çok güzel kurgulanmış olması, kendi içlerinde oldukça tutarlılar. tarzları olsun, alışkanlıkları olsun, geçmişleri olsun son derece orjinaller. özellikle rei'ye hasta olmamak elde değil. insanın saçını maviye boyayıp iki tane kırmızı lens sipariş edesi geliyor. evcil hayvan olan penguen'in tavırları, misatonun ev halleri falan, sırf bunlar için bile izlenir. ayrıca soundtrack ciddi anlamda çok güzel. hele kapanışta fly me to the moon çalması bir cazkafa olan bana "eneeğğmm" diye salya akıttı. opening theme ayrı güzel, diğer themeler ayrı güzel dinlemeli, dinlettirmeli.bi daha açıp izliycek miyim, hayır. belki otuzlarımda anne olduğum zaman. o zaman bişiler ifade edicek belki. o zamana kadar evangelion benim için, kişisel hırsları uğrunda karısını, çocuğunu, diğer çocukları, diğer bir ana-kızı cinsel ya da değil, o ya da bu şekilde kullanmaktan geri durmamış bir adamın bu insanlara yaşattığı psikolojik travmalar ve yine aynı adamın yüzünden ortaya çıkmış varoluş polemikleriyle dolu bir anime olarak kalacak. yine de bütün animede en sevdiğim karakter de o oldu. gendo ikari...
(prozodi hatasi - 16 Haziran 2010 06:44)
kısaca tanımlamak gerekirse şimdiye kadar yapılmış en iyi anime serisidir. ama sadece kısaca tanımlanmayı kesinlikle haketmeyen bir çalışmadır.senaryosu, karakterleri, olay kurgusu ile seyircinin aklını alacak potansiyeldedir evangelion. dizide yer alan karakterler alışıldık anime tiplerinden epey farklıdır (ruhsal farkı kastediyorum. tüm hatunlar taş gibi, endişeye gerek yok). karizmatik, attığını vuran, tuttuğunu kopartan esas oğlan (princess mononokedeki prensi hatırlayalım mümkünse) yerine sürekli tereddüt içinde, bulunduğu ortamdan uzaklaşmaya çalışan, özgüveni eksik bir çocuktur başroldeki eleman. hatta psikolojik sorunları olan tek kişi shinji değildir dizide, neredeyse her karakterin ayrı bir sorunu vardır. başlıca karakterlerin**** hepsi genel olarak diğer insanlardan,kendilerinden ve gerçeklerden kaçmakta fakat aynı zamanda da yalnızlıktan korkmaktadır. böylesine sorunlu ve farklı karakterlerin yaratılmasının sebebini anlamak için gainax ve anno hideaki'nin geçmişine bakmak gerekir, ben üşenmedim baktım, siz de bakın: gainax denilen kurum, diğer anime stüdyoları arasında en uç noktalarda gezinen, diğer stüdyoların aklından bile geçirmediği şeyleri deneyen (ve çoğunlukla da hezimete uğrayan), japon anime komünitesinin çirkin ördek yavrusu modunda takılan bir üyesiydi. anno hideaki de aynen shinji ikari gibi başarısızlık korkusundan muzdarip ve özgüvenini yitirmiş bir insan evladıydı (o kadar hezimete uğrasa peygamber olsa özgüvenini yitirir, hor görmemek lazım). bu yüzden anno hideaki en iyi bildiği duyguları çalışmasına yansıttı,son bir atak yaptı ve bilinen en aşmış anime serisini ortaya çıkardı. kendisinin evangelion ile ilgili yazdığı mektuba bakılacak olursa demek istediklerim daha iyi anlaşılabilir:(bu mektup neon genesis evangelionun ilk kez gösteriminden 3 ay önce, anime fx adlı bir dergide yayınlanmıştır)"the worldview (of shinseiki evangelion is ) colored with a pessimistic vision. actually, i started the story with a setting from which i had purged all feelings of optimism. a fourteen-year-old boy (ikari shinji) is afraid of getting close to other people. he tries to live in a closed world, making attempts to get to know him useless, and ruining efforts made to try and understand him. convinced that, since he feels abandoned by his father, he is an unwanted person, he is yet a coward, unable even to commit suicide.a 29 year-old woman (katsuragi misato) also keeps her contacts with others as light as possible. she protects herself by running away into relationships that are strictly on the surface. they are both afraid of being hurt. they might both be thought of as being unsuited to be heroes, lacking the strength of self that marks such a person. and yet i made them the heroes.it is said that "to live is to change". i started this production with the desire that they and the world change by the time the story reaches its conclusion. that is my genuine sense of things. i am able to put all of myself into shinseiki evangelion - a self who for four years was a wreck, unable to do anything. i began this thinking just one thing: "i mustn't run away"- after having done just that, run away, for four years - where all i was doing was simply not dying.i thought of this production with the feeling that "i want to see if i can put these feelings on film." i know that this is a senseless, arrogant, and difficult course of action - but it is my objective. i don't know what the result will be... because the story has not yet ended in my mind. i don't know what will become of shinji or misato, or where they will go. this is because i don't know what the staff will be thinking as we go on.i feel that this is irresponsible... but it is also natural, given that we are striving for a synchronization of ourselves and the world of the story. at present this is the only theory i can use to create, despite the risk of being 'derivative'. that is the only place where our 'original' exists, after all..."anno hideaki yapacağını yapmış, yine farklılığın dibine vurmuştur, ancak bu sefer işler umduğundan çok çok daha iyi gitmiştir.hideaki'nin de dediği gibi seri ilerledikçe senaryo yazılmıştır, bu yüzden izleyici asla olayların nereye gittiğini kestiremez. hikayede hristiyanlık öğesine ağırlıklı olarak yer verildiği doğrudur, ama bunun sebebi (hideaki'nin açıklamasına göre) japonyada pek popüler olmayan bir dini kullanarak farklı olma isteğidir (ayrıca haç şeklinde patlamalar gayet estetik duruyor). tv serisinin son bölümü* aslında hideaki'nin diğer anime şirketlerine ve seyirciye seslendiği bir bölümdür. eğer bu bölümü izlerken (ingilizce altyazılı ya da dublajlı izlediğinizi varsayıyorum, aranızda japonca izleyip anlayabilen samuraylar varsa beri gelsin) "i","myself" geçen yerlere gainax, "pilotting eva"* yerine neon genesis evangelion ve de "the others" yerine "the audience"* ya da "other studios"* koyulacak olursa, anno hideaki'nin vermek istediği mesaj kolayca anlaşılabilir.end of evangelion da ise tv bölümleri boyunca ortaya konulmuş tüm konular açıklığa kavuşur, seri sona erer. aynen tvdeki gibi umutsuzluğun dorukta olduğu bir atmosferde geçer film. ancak öyle bir noktada biter ki, eğer kötümser bir insansanız olabilecek en kötü sondur; ama iyimserseniz "bitebileceği en iyi şekilde bitmiş*" bu film dersiniz. kısacası, insanın evrimi ile ilgili, izlenmesi gereken bir seri evangelion. belki hayatın anlamını bulamayacaksınız ama, bölümler ilerlemeye başladıkça kafanız epey meşgul olacak orası kesin.kaynakça için bkz:http://www.bfx-net.com/evafaqs/evafaqsmain.htmlhttp://www.evaotaku.com/html/evafaq2.html(spoiler içerebilir)
(zunta - 16 Haziran 2003 23:51)
simdi bu entry mangasi hakkindaydi ama baktim ki "insanlik tarihinin en kotu eseri" diye eyyorlanmis hakkinda, birkac kelam ekleyecegim entarinin basina:neon genesis evangelion icin boyle bir laf ediyorsaniz, seriyi bastan sona en az 5 kere izleyip uzerine bir de wikisinden(evageeks) eksik kalan noktalari okumaniz gerekiyor. hideaki anno'nun bu evreni agir depresyondayken yazdigini da bilmek faydali olabilir yeni izleyiciler icin. bolumler ilerledikce bozulan cizim kalitesine veya parca parca ve kopuk kopuk gelisiyor gibi gozuken olaylarin arkasinda yatan gerekcelere end of evangelion'u izleyene kadar vakif olamayacaksiniz, dogaldir. gunumuz animeleri gibi gelismesini beklemeyin; kaldi ki zamaninda bile cok aykiri bir yapim olarak degerlendirilmis -critically claimed- bir yapim. 1995'ten beridir insanlar kendilerini helak edegeldiler bu yapimin ortaya kustugu fikirler ve eksik birakilan noktalar yuzunden. (kopukluk olarak yorumlanacak konular aslinda bilincli olarak eksik birakilmis seyler) psp'de cikan bir oyunu* bile hikayenin karanlik kalan kisimlarini aydinlatabiliyor. animesinde 1 saniye gozuken tek karelik bir sahne bile bir suru soruyu cevaplayabilirken ayni anda baska baska sorulara sebebiyet verebiliyor. (ornek: misato'nun gogsundeki yara izleri ile second impact arasindaki baglanti)izlediginiz ortam da muhim. bazi kaynaklarda eksik servis edilebiliyor. eksik dedigim, dvd seti ile farkli anlaminda. beyaz ay, siyah ay, yok efendim adam'in lance'i, yok pasam lilith'in lance'i, vay ustam first ancestral race derken her sey birbirine giriyor; corba oluyor belli bir yerden sonra eger dikkatli izlemezseniz. ondan sonra gelip "cok kotu yaaa" demeyin, izlemeyi planlayan insanlara yanlis fikir veriyorsunuz.5 milyon kere yazildi fakat tekrar etmekte fayda var: mindfuck yasayip bir hafta boyunca tugla sicmak istiyorsaniz animenin bolumlerini tamamen izleyip uzerine end of evangelion izleyin. yok ben o kadar mindfuck kaldiramam derseniz, end of evangelion'u izlemeden animenin son 2 bolumune gecmeyin. bunun bir de death&rebirth isimli ayri bir filmi var. goruldugu uzere animesi, mangasi, filmi, carti curtu derken cilki cikmakta. bir de simdi yeni cekilen rebuild serisinin aslinda olayi bastan anlatmaktan ziyade, tum hikayenin bir sonraki iterasyonu oldugu iddialarini guclendiren spoiler dolu su gorsele bakin bi: http://i.imgur.com/quhma.jpgevangelion insan turunun negatif dogasini insanin suratina vuran bir seridir. birkac ornegini spoiler'da yaziyorum, bakin gidip. iyilerin kotuleri yendigi, ana karakterin her konuda el ustunde tutuldugu shounen yapimlara bakip da evangelion'un sorunlu psikolojiye sahip olacak sekilde tasarlanmis karakterlerini garipsemeniz, "bu ne bicim kahraman karakter yea" demeniz normal. evangelion'da bir tane kahraman karakter var denilebilir; o da kanimca yui ikari'dir. yui ikari'nin nicin kahraman karakter olarak yorumlanabilecegini yonelik fikirleriniz yoksa, seriyi daha dikkatli izlemeniz gerekiyor otesinden berisinden fiskiran ince detaylara yogunlasip. --- spoiler ---1) misato, shinji'yi aldiktan sonra arabasi hasamat oluyor. bir yandan yaninda oturan cocuga sahte gulumserken, diger yandan kirlenen elbisesini ve hasamat olan arabasini dusunuyor kendi kendine. insanin ikiyuzlu dogasina gonderme. 2) shinji'nin ve babasinin iliskisi. shinji aslinda babasina cok benziyor, bu benzerligi ilerleyen bolumlerde babasina yonelik ufak tefek bilgilerle goruyoruz. hatta ritsuko'nun gendo hakkinda bir lafi var, "yasamayi pek beceremiyor" seklinde.3) rei'nin once gendo'ya, sonra shinji'ye besledigi hayranlik. mangada rei'nin shinji'ye olan aski acik sekilde gosterilmis. ritsuko ve misato bazi sahnelerde rei'nin birilerine karsi bir seyler hissetme gibi bir davranis sergilemesinin ne kadar abuk bir durum olduguna deginirler. bunlar da yetiskin olarak "fucked up" insanlar. 4) misato ile erkek arkadasinin iliskisinin arkasinda yatan ensest meseleler.5) ritsuko ve annesinin ayni adama tav olmasi ve kandirilmalari. 6) ritsuko'nun annesinden gordugu ihanet.7) fuyutsuki'nin yui'ye karsi olan hisleri ve arzulari. bunlar cok kisa flashback sahnelerle betimlenen detaylar. fuyutsuki'nin caktirmadan yui'nin bacaklarini ve goguslerini kesisleri. bir karede fuyutsuki'nin gozlerini gosterirken bir sonraki karede shinji'nin ellerinin yui'nin goguslerine uzanmasini gostermesi. gel simdi burada anlatilmak istenilen fikri dusunmeden "kotu yeeaea" de. animasyonda 2 key frame ile adamlar yeni sayfa aciyorlar karakterlerin ic dunyasi hakkinda.8) yine fuyutsuki'nin gendo'dan nikah davetiyesini alirken yasadigi hayal kirikligi. insanin kiskanc yanina gonderme.8.5) bak bu fuyutsuki de cok problemli bir karakter. hoslandigi hatunu kaptirdigi adamin komutasinda calismasi, ve hatta belli bir olay yuzunden tehdit edilerek saf disi birakilmasi. (seri boyunca fuyutsuki biat eden bir karakter. sebebi var bunun dikkatli izlerseniz.)9) gendo'nun nihai amacinin insanin bencil tarafina gonderme icermesi.10) yui'nin anac tavirlari ve anacligin getirdigi irrasyonellige olan gondermeler. 11) misato ciddi ciddi bi ara shinji'yi cinsel olarak kullanmayi dusunmus olabilir. buna yonelik gondermeler var.12) shinji'nin bildigin hizmetcilik etmesi evde 2 hatuna. gunduz dunyayi kurtar, aksam hatunlara hizmetcilik et. bu da shinji'nin psikolojisinin irzina gecen hususlardan biri.yui ile ilgili bazi seyler: (bkz: yui ikari/#47507284)bunlar ilk dusununce akla gelenler. daha asuka'nin problemlerini konusmaya baslamadik bak.--- spoiler ---yukarida saydiklarim, evangelion'u gerceklige yaklastiran faktorler. bu tip olaylari kendi icerisine dahil eden baska bir seri dusununce aklima hagane no renkinjutsushi geliyor; kaldi ki o da problemli karakterler acisindan zengin bir hikaye. tl;dr: evangelion'a kotu diyene laflar hazirlarim. * buradan sonraki kisim en basta yazmaya niyetlenip yazdigim entari.------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------mangasi gecen yil neticelendirilmis seri. neon genesis evangelion yukselise animesiyle gecmis olsa bile, piyasaya ilk cikisi manga iledir; piyasayi gelecek animeye isitmak icin manganin onden yayinlanmasi planlanmistir. karakter tasarimlarini hideaki anno ile birlikte yoshiyuki sadamoto yapmis; ayni zamanda kendisi animenin key animation direktoru. (keyframe'lerden sorumlu yetkili abimiz) ve yanlis hatirlamiyorsam gainax'in kurucularindan biri. evangelion'la ilgili artbook'larin kulliyati bu adamin elinden cikma konsept cizimlerle ve hatta bizzat animenin yapiminda kullanilan storyboard'larla dolu. merak edenleri baka.bt'e sevk ediyoruz; bu torrentlerin cogu freeleech oldugu icin gonul rahatligiyla somurebilirsiniz. (ideal kosullarda amazon.jp linkleri koymak isterdim ama milletin gidip onlari alacagi yok, alacak kisi de acar kendisi bulur zaten.) sadamoto'nun diger islerinde buram buram bir evangelion havasi var kendine has karakter tasarimlari yuzunden. manga ile animenin arasinda 10 ay fark var. esasen boyle planlanmamis ancak yapimin uzamasi sebebiyle anime surekli otelenmis. anime basladiginda mangada ramiel islenmekte olmasina ragmen anime o 10 aylik farki 4-5 bolumde kapatiyor. sonrasinda ise manganin animeye yetismesi seneler aliyor; 2013'te sonuclanmak uzere. manganin bu kadar uzamasinin sebebi ise, sadamoto'nun proje uzerinde surekli calismis olmamasi. bazen iki bolum arasinda bir bucuk yil kadar sure girdigi olmus. dergiden takip edenler kabiz olmustur zannedersem. 2007-2008 gibi baslayan rebuild of evangelion furyasi sebebiyle de mangadan uzak kalmak zorunda kalmis sadamoto. manga ile animenin ayrildigi noktalar var. anime mangadan once bitmis olsa da, manga birebir animeyi takip etmiyor. karakterlerin ic dunyalarina yonelik daha fazla detay barindirdigi (ornegi rei hakkinda detaylar) soylenmekte. hikayenin akisina gore bazi karakterlerin konuya dahil edilis zamanlamalarinda da farkliliklar mevcutmus. (kaworu daha erken geliyormus mesela) iste bunlar hep evangelion evrenini genisleten seyler. manga ya 13 ya da 14 bolumden olusuyor. acip bakmaya usendim simdi. bunlar tek ciltler halinde, veya ucu bir arada ciltler halinde bulunabilir piyasada ve malum ortamlarda.
(make the world go away - 29 Aralık 2014 10:56)
buradaki nezih entrylerden biraz farklı olarak, bir başyapıt niteliğinde: neon gökçek melihgelion
(moshimoshisena - 10 Haziran 2015 00:20)
anime denen şeyin eskiden* neye benzediğini ve şimdi ne olduğunu before/after fotoları gibi bunun orijinal serisine ve rebuild filmlerine bakarak görebilirsiniz. ilk serinin neden bu kadar güzel geldiğini düşünüyordum da galiba bunun nedenlerinden biri ortam sesi. yani mesela shinji böyle yolda yürüyor diyelim. tek çekim bu. hiçbir etkisinin olmaması lazım. aksiyon yok, diyalog yok, fanservice yok. ama arkadaki hafif cırcır böceği sesi, uzaktaki bi şantiyeden gelen inşaat yankıları, araya serpiştirilmiş birkaç kuş cıvıltısı, elektrik direklerinden gelen vızıltı, arkadan nadiren geçen bir arabanın motor sesi. bunların hepsi birleşince capcanlı bir ortam çıkıyor ortaya. en azından ben öyle hissediyorum. bunu nedense yeni yapımlarda fark edemiyorum. eskiden animasyon teknolojisinin eksikliğini sese abanarak mı gidermişler yoksa şimdilerde nasıl olsa insanın gözlerine ışık bombardımanı yapıyoruz sesi salla mı demişler bilmiyorum. ama eski hali daha güzel. tekrar açıp izleyesim geliyorsa nedenlerinden biri de budur.
(kalaba - 3 Ağustos 2015 21:55)
21. bolum turk izleyiciler icin hayati onem tasımakta olan anime dir..eva'nın karışık bir anime olmasından ötürü alt yazılara dikkat etmeye 21. bölümün 5. dakika ve 10. saniyede ara verin...gendo ikarinin alenen ve çok açık şekilde türkçe küfrettiğini duyacaksınız(bkz: anasının amına koyiim)defalarca izlenilir her defasında çok eğlenilir eşe dosta anlatılır
(koyun postunda kurt - 15 Kasım 2004 21:34)
fight club sendromunun anime ve dizi olanidir evangelion. nasil fight club izledikten sonra tam sonunda vuruyorsa, evangelion'da otalarini gectikten sonra sonlara dogru vurmaya baslar asil onemli noktalarini.serinin en onemli kismi ise -bence- teknoloji ile alakadar gozukmesine ragmen, aslinda ruhun gizli olarakta olsa, cok on plana cikmasidir.--- spoiler ---soyle ki ; eva adli robotlara zarar geldikce pilotlarin canin yanmasi denen bir olay var burda. o olay voltron'da oldugu gibi insanlarin lazer serserisi olmadindan, sarsintidan kafasini saga sola carpmasindan kaynaklanan bir olay degil. asil sebebi eva pilotlarinin cok sık bir sekilde calistigi senkronizasyon calismalaridir. eva'lar bir nevi ruhu olmayan dummylerdir. pilotlarin onlara senkronize olmasi, onlara ruh kazandirir. bu olay serinin ilerleyen bolumlerinden birinde nerv toplantisinda gayet acik bir sekilde soylenir ve eva-pilot iliskisinin aslinda sadece bir pilot-ucak iliskisi olmadigi, aksina ruh birlikteligi oldugu ve eva'nin darbe almasi ile pilotunda ayni aciyi hissettigi soylenir. öldügünde de öldügü...ikinci en onemli kisim ise magi'nin anabilgisayarinin islemcisinin siradan bir islemci degil, ikari'nin annesinin beyni olmasidir. fakat o beyin sadece bir islemci olarak calismayip ayni zamanda o kisinin ruhuna da sahip olmus ve bunu bilgisayarlara yansitmaktadir. ozellikle eva-01'in core kisminda da bu beyinden yararlanilmis olmasi, eva-01'in enerjisinin bittigi, yasam belirtisi gostermedigi bir anda tekrar cosmasinin, kopan kolunun yeniden cikmasinin ve hemen bunun akabinde ikari'nin pilot kapsulunden cikarilamamasinin sebebidir. dizide bu annenin cocuguna kabusma arzusu ve o yuzden eva ile senkronize olan ruhunu core'a almasi olarak aciklanmistir. daha sonra ikari, eva-01'in core kismindan cirilciplak bir sekilde disari dusmus ve herkes bunu annesinin ruhunun kudretine baglamistir.--- spoiler ---gorunum itibari ile bir robot savasi olarak gozukse de, bir transformersdan, robotech'ten cok farkli olan; belki de bir cok filme*, esin kaynagi olmus; anime tarihinde -yine bence- bir cag atlamaya sebep olmus olan cizgi dizi serisidir.
(polifonik osuruk - 5 Nisan 2005 15:27)
nette, tori amos'un crucify'ının arka planında oldugu bir klibi dola$maktadir bu evangelion'un elden ele . aslinda pek de elden ele dola$mamaktadir . 42mb yani az degil .
(set - 22 Ekim 2001 17:24)
çok dikkatli izlenmezse konunun çoğunun ve neyin neden olduğunu anlaşılmayacak anime.--- spoiler ---mesela ilk izlediğimde shinji neden bu kadar mal olmasına rağmen o eva nasıl berserk olup önüne gelene giriyor diyordum ki bunun nedenini animenin ilk on yedi bölümünü bir arkadaşla beraber bir kerede izleyince anladık.shinji başta geliyor , babasını çocukluğundan beri görmemiş aha babam çağırdı diye sevinirken bir şeyler saldırıyor şehir yıkılıyor , nükleer patlama eşdeğer bir bombanın gücüne sıfır noktasına yakın bir yerden şahit oluyor.akabinde babası tarafından dev bir robotu içine girerek komuta etmesi isteniyor .yapmam dediği zamanda babası buna çık git diyor.ne olduğunu anlamadan dev robotun komutasına geçiyor ve olaylar gelişiyor.bu arada shinji liseli genç bir eleman olarak kendisine bakıcı olarak tayin edilmiş güzel bir kadın ve başka bir evaya komuta eden güzel bir kızla yaşıyor .shinji sabah kahvaltıyı hazırlıyor, kahvaltı bitince bulaşıkları yıkıyor , öğle okula gidiyor , akşam üstü gibi uzaydan gelen tam olarak ne olduğunu bilmediği dev yaratıklara karşı yine tam olarak bilmediği bir yaratığı komuta ederek savaşıyor.arada yıllar sonra gördüğü babasından fırça yiyor, birilerinden fırça yiyor tokat yiyor , akşam eve dönüp yemek yapıyor , yemek bitince bulaşıkları yıkayıp etrafı temizliyor ve çöpleri atıyor.akabinde iki güzel hatun kişinin bulunduğu evde walkmanini kulağına takıp tek başına uyuyor.şimdi bu shinji manyak olup kontrol ettiği eva berserk olmayıp ben mi berserk olacağım.bütün bunlardan eleman nerv'e bir dünyanın kalanına iki diyerek altındaki evayla dünya aleme girişe yeridir sonucunu çıkardım ki olayın en sonunda dayanamayıp ehhhh ulannnn diyerek asukanın gırtlağına yapışması da düşüncemi doğruladı.--- spoiler ---
(mindtraveler - 22 Temmuz 2006 02:12)
Yorum Kaynak Link : neon genesis evangelion