sıkıcılıkta sınır tanımayan bir film..

2 saat boyunca ne yapmaya çalıştığı, neyi nereye bağlamak istediği ve ne gibi mesajlar verdiğini bir türlü anlayamadım..

karmakarışık ve bunaltıcı!

(aeks - 21 Aralık 2009 23:20)

22. istanbul film festivalinde kapanış filmi olarak gösterilen ispanya-arjantin ortak yapımı 120 dakikalık sıradışı bir gerilim filmi. film hakkında festival kitapçığının yorumu ise şöyle:
muhteşem bir oyuncu ekibi ve yarım saatin ardından duygusal bir fırtınaya dönüşen sımsıkı bir senaryo, kapanış jeneriği akıp bittikten uzun süre sonra bile imgeleri zihinde kalan, çok etkili ve sıradışı bir gerilim filmi.

(eli - 27 Nisan 2003 23:41)

sonunda uzaylıların ortaya çıkıp "şehrin çıkış kapılarını" kapatmalarını beklerken elimi boşta bırakan ve lakin gayet de beğendiğim bir film olmuştur "sınırsız kentte".. ve beraberinde bir sürü şeyi de farkettirmiştir; misal; geraldine chaplin'in iki gözünün altında simetrik şekilde yer alan benleri, ispanyol komünistlerin kol düğmeleri ile şifreleştikleri vesair.. yazılan bir mektuptu ki sonda, ölmeden önce yazılabilecek en güzel mektuplardan biri olmuştur kanımca..

(charlottesometimes - 27 Nisan 2003 23:47)

tom tykwer in elinden cikmis bir douglas sirk melodrami gibi duran, biraz silkelenip kendine gelmesi gerektigi izlenimi yaratan, oldukca etkileyici, kesfe deger film.

(deranged - 28 Nisan 2003 12:36)

belki de kişisel olarak belki de filmin kendisinden dolayı son derece başarılı bulduğum ve uzun zamandır sinemadan bu denli memnun ayrılmadığımı belirtmeme neden olmuş film. film sonunda anlatılmak istenen şeyin gayet başarılı bir şekilde dile getirildiğini de belirtmek isterim. bir başka hususda filmin senaryosunda da ilişkisel bazda sınırsızlık olduğunun göze çarpması. film sonunda bir bakıyorsunuz ki senarist aslında bir çok irdelenecek ve ortaya çıkarılacak ilişki varken son derece sıradışı bir yol izlemiş. belki de diğer hikayeleri çok da sıradışı olmadığı için izleyiciye bırakmış. uzun zamandır film sonlarında gözlerimiz dolmaz olmuştu bunu da yaşadık evet.. yayında ve yapımda emeği geçen herkesi kutlamak gerek.

(melancholia1 - 9 Ağustos 2003 00:25)

filmin geneline hakim sakin,sessiz havaya rağmen izleyicide sıkıntı yaratmayan,aksine her an biraz daha meraklandıran,müzikleriyle göz doldurmuş,aile içi ilişkileri irdelemiş film.sevdik,tavsiye ettik..

(ninni - 12 Ağustos 2003 12:52)

kesinlikle bir gerilim filmi olarak nitelendirilemeyecek, geraldine chaplin'in ağır ve güçlü anne, leonardo sbaraglia'nın meraklı küçük erkek evlat rolünü iyi kotardığı bir film. ama bir şeyler eksik, ben şahsen vasiyetname, miras vb konulara daha çok girilip kardeşler arası materyalist bir savaş bekliyordum, bekledim de gelmedi.

bunun yanı sıra anlatılan hikayeyi es geçerek yan figürleri yorumlarsak: filmde hiç bir ilişkinin düzgün gitmediğine dair ipuçları var, ipucu değil, gözümüze sokuluyor hatta: en yakınınızdaki kişinin cinsel tercihini yanlış biliyor olabilirsiniz, karınız kardeşinizle aşk yaşayabilir, siz yeni kız arkadaşınızla birlikteyken boşanmış olduğunuz karınız herkesin içinde olay çıkartabilir gibi. hmmm, dikkatli olmak gerek.

(decafeinee - 22 Ağustos 2003 01:16)

sadece sonundaki mektup biraz etkileyici olan, ispanyol bir ailenin ilişkilerinin karmaşıklığını gösteren, başarılı oyunculuklarla izlenebilir olan ama klişe, eh işte bir film.

(pati - 26 Temmuz 2004 21:17)

her 2 turkten 1 i sairdir derlerdi her 1 turkten 2 si film elestirmenidir demek istiyorum, ciudad sin limites icin burada yazilan elestiriler yahoo.es dekilerden 100 kat daha iyi. evet iyi.

(nuebe algodon - 5 Ağustos 2004 15:04)

max'ın rancel'e mektubudur:

--- spoiler ---
"ismin aklımdan silinmedi
ama yüzün silindi
başka yüzlere karıştı ve tanınmaz hâle geldi.
belki bu da işkencenin bir parçasıdır,
artık ayırt edemiyorum.
victor sana bu mektubu verir mi bilmem
dostum olup olmadığını, yalan söyleyip söylemediğini bilmem.
sana sarılmak isterdim ama ölüyorum.
çok kereler o treni gördüm.
içinde seni bekleyenleri gördüm.
ama sen fark edemiyorsun.
fark edip zamanında kaçtığın da oluyor.
yoksa yerini söyleyeyim diye bunu onlar mı uyduruyor?..
o trene binmene engel olmam gerekirdi;
seni eceline götürecekti
ama bazen zaten ölmüş oluyorsun
benim gibi.
bazen benimle konuşup bana gülüyorsun,
asla söylemeyeceğin şeyler söylüyorsun
beni sevdiğini söylüyorsun
ben de seni sevmek istedim ama sevemedim.
bazen rüyamda hâlâ orada olduğumuzu görüyorum,
zamana hükmediyoruz.
dudakların çıplak bedenimde geziniyor.
sonra oğullarım bizi çıplak hâlde birbirimize sarılmışken görüyor.
ama onlar artık benim oğullarım değil.
marie'nin oğulları.
onları tanımıyorum.
artık tanıyamıyorum.
hatırlıyor musun?
özgürlük demek
seninle o trende yolculuk etmek demek.
seni bulurlarsa öldürecekler
ve şehir kimsenin dışarı çıkmasına izin vermeksizin
büyümeye devam edecek.
dışarıya açılan patikayı çocuklarıma bir tek sen öğretebilirsin.
öğret.
öğret ki beni affettiğini bileyim."
--- spoiler ---

(balgam - 8 Ağustos 2004 17:26)