bu kadar kult bir film bugune kadar nasil pas gecilmis hayret ettim, bari hayreti hayrata cevireyim diyerek (aptalca kelime espirisi) hakkinda yazayim istedim, aslinda baska turlu birsey istedim, ne agaca benzeyecekti ne de buluta, sonunda bir halta benzemeyince vazgectim.

herneyse efenim 80'ler ve 90'larin o meshur izleyenin icini simsicak eden (o ne lan?) hollywood aile filmlerinden belki de az bilinen ama bir kez izleyenin belirli aralarla tekrar tekrar izleyerek kafayi kirdigi bir film captain ron.

denizi sever misiniz? bugune kadar bir sandali bile olmadigi halde ufak bir yelkenli alip sehrin ve medeniyetin belalarindan uzaklasmak isteyen trilyonlarca (oha) kisiden biri misiniz? lan yil olmus 2015 hala boyle tanitim girizgahi mi yapilir? allah belami versin diyecegim de vermis verecegi kadar zaten.

uc paragraf yazi yazip filme dair en ufak birsey demedim, madalyami takiyorum izninizle.

1992 yapimi klasik bir "kendini iyi hisset" (ingilizcesi also sprach zarathustra) filmi, basrolde kurt russell abimiz ve ismini anmayacagim (isimlerine bakmaya usendigim icin) bir suru insan oynuyor. konusunu da anlatacagim, gerekirse efektlerini bile yapacagim, ama bunlari spoiler icerecek sekilde yapabilirim o yuzden filmi izlemediyseniz devamini okumayin, okursaniz buyuk dedenizi kopek balinasi (kafa gitti iyice) isirsin, o da mecnun gibi, kaptan ahab gibi diyar diyar gezsin dursun.

konusu; klasik bir orta-ust duzey gelirli aile kendi yarattiklari medeniyet kafesi icinde donup duran milyonlarca diger aile gibi omrunu tuketirken akrabalarindan miras kalan bir tekne haberiyle sarsilir (ulan acayip sacmaliyorum bugun), sarsila sarsila tekneyi satmak icin yola cikarlar ama teknenin hic de bekledikleri gibi cikmamasiyla artci soklara donusen sarsintilari azalarak biter. bu surecte tekneyi geri getirmek icin bir kaptan lazimdir ve tabi ki bu kaptan bizim captain ron'dan baskasi degildir.

aylaklikta, bos adamlikta, ve slip mayo giymede rakip tanimayan kaptan ron hayatlarina aniden dahil oldugu andan aniden kayboldugu ana kadar bela ustune bela getirir. bu surecte herkesi yavas yavas cileden cikarirken tum vurdum duymazligini da korur.

tabii butun bunlari yaparken aslinda kendi kisir donguleri icinde dolap beygiri gibi donup duran insanlari yeniden sekillendirip her birini ozgur bir birey haline getirdigi cok sonra farkedilecektir.

boyle dandik bir tanitim yaptiktan sonra diyorum ki, captain ron karakteri sanirim kurt russell'in zirvelerinden biridir. film boyunca gicik mi olacaginizi, sempati mi besleyeceginizi kestiremediginiz bir karakteri o kadar basariyla canlandirmistir ki keske gercek hayatta da boyle adamlar olsa dersiniz, acilsak yelkenliyle kesfedilmemis adalarla dolu okyanuslara dersiniz, hicbiri olmaz halbuki, gecer sunguler namluya, baslar gece devriyesi jandarmalarin.

diger butun gemilerin yolundan cekilecegini saratoga'da ogrenen ve bunu her sart altinda taviz vermeden uygulamaya devam eden, okyanusta kaybolundugunda tek yapilmasi gerekenin kenara cekip birilerine adres sormak oldugunu belirten bu tek gozlu deniz kurdu, bu eglenceli camgoz (gercek manada) ayni zamanda great barrier reef'i de kaale almadigi icin tekne batirmasiyla unludur.

aslinda cok daha yazmayi planlamistim hakkinda da, farkettim ki anlatinca izlerken ki kadar keyif vermiyor. arkada karayip muzikleri olacak arka fonda deniz olacak ki bir ise yarasin.

aranizda hala uzun diye yazi okumamayi marifet sayan hayvanlar var (sabanoglu saban), o yuzden ozet geceyim;

eger ki hayallerinizde bir gun ufak bir tekne alip koy koy, deniz deniz, okyanus okyanus gezmek varsa, buna ragmen yine yilbasi cekilisinde babayi aldiginiz icin hayalleriniz mecburen ertelendiyse (o daha cok ertelenir kardes) umarsiz, dertsiz tasasiz, politikasiz, gecim dertsiz, gurultusuz kavgasiz bir hayat ve dunya hayal ettiginiz halde her gun yeni bir kabusun icine uyaniyorsaniz bu filmi mutlaka izleyin, en azindan bir iki saat kafaniz dagilir.

tabii boyle seylerle gaza gelipte "ufak bi tekne aldim simdi her sene zehirli boyasiydi, marina kirasiydi, mazotuydu, standart bakimiydi derken hayatim kaydi ulan" deme ihtimali de var bilin bunu.

zaten birsey diyeyim mi kardes; butun hayaller ulasana kadar guzel, ulasinca bir anlami kalmiyor (ultra fakir tesellisi).

ben mi? burasi gibi degil gidecegim memleket, denizi ayri deniz, havasi ayri hava.

(lemre - 2 Ocak 2015 15:30)