• "az önce tüm mermileri kucak dansında heba edip, çulsuz kaldım.. asıl düşmanlarımız mutasyona uğramış yaratıklar vs. değil, memelermiş!!1!11"
  • "oynanabilir bir sinema filmi gibi. çok başarılı."
  • "(bkz: bi siktir git dedirten entry'ler)edit: siktirip gitmiş."




Facebook Yorumları
  • comment image

    az önce tüm mermileri kucak dansında heba edip, çulsuz kaldım.. asıl düşmanlarımız mutasyona uğramış yaratıklar vs. değil, memelermiş!!1!11


    (giymatli cocuk - 19 Mayıs 2013 01:57)

  • comment image

    bolshoi tiyatrosunun altındaki istasyonda bir adam, etrafında toplanmış çocuklara gölgeden figürler yapıyordu. ilk önce parmakları ile bir köpek başı yaptı. çocuklar, ki hepsi yaklaşık 8-9 yaşlarında ve 20 yıl önce gerçekleşen felaketten sonra doğan çocuklardı, köpek başına bakıp "what's that? do something we know" diyerek söylendiler

    bunun üzerine adam, elleriyle gölgeden bir kuş yapıp, hafifçe kanat çırpmaya başladı.
    çocukların tepkisi;
    "look, a demon!"
    "scary, just like in the stories"
    "a demon!"
    "see how it flaps its wings!"

    bu esnada gölge kuş hafifçe kanat çırparak uzaklaşıyordu.


    (raj - 21 Mayıs 2013 13:41)

  • comment image

    çevre tasarımları mükemmel olan oyundur. istasyonlarda muhabbet eden insanların yanına gidip muhabbetlerini dinliyorum. özellikle çocuklarla yetişkinler arasındaki diyaloglar çok yürek burkucu. küçük bir kız vardı mesela. annesi yediği balıktan dolayı radyasyona maruz kalmış ve kanserden ölmüş. babası balık tutuyor o da başında bekliyor. ikisinin muhabbetleri çok iç acıtıcıydı.


    (imperialis - 22 Mayıs 2013 01:18)

  • comment image

    sadece gündüzleri oynanması gereken oyun. amnesia tarzı survival-horror'larda bile böyle atmosfer görmedim. müzikler ve hikayenin işleyişi tam bir sanat eseri.

    --- spoiler ---

    oyunun tam yarısında 15.chapter'da bıraktım yarın devam etmek üzere. oyun 30 chapter'dan oluşuyor bu arada. şu yaratıklı bölümlerde keşke tek oynamasak da sürekli coop devam etsek, sonunda her zamanki gibi ihanete uğrasak da olur. hatta ve hatta tahmin ettiğim üzere iyi çıkacak olan ve hayvan korkunç olan the dark one bile ortaya çıkıp bizi koruyabilir. yok böyle bir atmosfer arkadaş! ilk oyunda bile meşhur kütüphane bölümü hariç bu kadar tırsmamıştım. bari artyom da konuşsa da ses yapsa ama o da yok susuyor adam mütemadiyen. onun dışında insanlı bölümlerde sorun yok bol bol stealth takılabiliyorsun bildiğin hitman misali, nerdeyse kurşun harcamadım.

    ---
    spoiler ---

    edit: dayamadım bitirmek üzereyim. yok böyle bir yalnızlık teması, gece yine karabasanlar gelir aq.

    edit2: oyun bitti. kötü sonla bitti. son bölümlerine doğru kormanıza gerek yok, ipucu vermiş olayım.

    --- spoiler ---

    hemen anlatayim kötü son ve iyi son farkını. eğer oyunda adamları öldürmeyip arkadan yaklaşıp "knock out" yaparsanız yani bayıltırsanız iyi sonla bitiyor. bunları yaparsanız, pavel'i de öldürmezseniz ve dark one ile çatıda olduğumuz bölümde wing demon geziyor tepede onu da öldürmezseniz iyi sonla bitiyor. öldürürseniz dark one'lar sizi terkediyor ve kötü sonla bitiyor. oynayanların %90'ının istemeden de olsa kötü sonla bitirdiğine eminim.

    kötü sonda, artyom düğmeyi çeviriyor ve kendini feda edip bombayı patlatıyor. sonraki sahnede karısı kucağındaki oğluna artyom'un nasıl kahraman olduğunu falan anlatıyor.

    iyi sonda ise, artyom tam düğmeyi çevirecekken dark one'lar geliyor ve artyom'u durdurup düşmanları etkisizleştiriyorlar.

    her iki sonda da dark one'lar insanları terk ediyor ama geri geleceklerine dahil sinyal veriyorlar. 3. oyunun geleceğini tahmin ediyorum ben. ama artyom mu olur başkası mı olur ana karakter onu bilemem.

    ---
    spoiler ---


    (inancsiz deve - 25 Mayıs 2013 15:27)

  • comment image

    oyunun çok büyük bir hayranı olarak birincisini bitirdiğimden beri last light'ın çıkmasını dört gözle bekliyordum. oyun çıktığı gün oynamaya başladım. sindire sindire oynadım, muadili olmadığından resmen bitmesin diye gözünün içine baktım. benim gibi korkudan ziyade gerilim tarzı oyun severlerin kesinlikle kaçırmaması gerekir. üstelik bu gerilimi atmosferi sayesinde yakaladığı için bulunmaz nimet şu sıralar. bu yüzden oynayacaklara ricam, lütfen gece oynayın ve gerilimi iliklerinizde hissetmek istiyorsanız sağlam bir kulaklık kullanın. gündüz oynayacaksanız hiç oynamayın, atmosferi piç etmeyin.

    oyunun atmosferi zaten çok çok sağlam, yanına bir de iyi senaryo gelince oyuncuyu iyice bağımlı hale getiriyor tabi bunda yazar glukhovsky'nin de payı oldukça büyük. bölüm tasarımları on numara, özellikle ilk oyundaki ' the library ' gibi bir oyun için fazla aşmış bir bölüme karşın bu oyunda da ' the church ' ve ' the bridge ' bölümleri mevcut. ikisi de bir library etmese de yine de gerilimi sonuna kadar hissettiren iki bölüm olmuş.

    son olarak diyeceğim tarzı sevenler affetmesinler. zaten bu tarzı sevenler oyunları ya remedy'den ya da 4a'dan bekler oldu. gelmişken oynayın, affetmeyin...


    (yakarca - 25 Mayıs 2013 19:19)

  • comment image

    amd phenom 1100, 4 gb ram ve gtx470 ile gayet yüksek değerlerle oynanabilen oyun.

    ayrıca bilmemkaç senelik gamer'ım böyle atmosfer görmedim arkadaş.

    --- spoiler ---

    genel olarak insanların kaçak hayatı yaşadığı, doğanın radyasyon sayesinde mutantlaşmış zımbırtılarıyla kontrolü ele aldığını görüyoruz.

    metronun ışıkta zıbaran akrep-örümceklerini dahi dışarısının kaosuna yeğlerim. o ne arkadaş, sudan yaratık çıkar, yerden bi şey dolanır havada ejderha-yarasa bozması demonlar. sikerler. harbi hayatımdan soğudum. bi kiliseye varamadım ki ışıklarını görüyorum gözümün önünde ya.

    velhasıl wasteland diyorlar dışarıya, öyle wasteland mı olur ciğerim. vıcır vıcır yahu.

    not/ipucu: bataklıktan çıkan kafasında yeşil fosforlu zımbırtıya demon saldırıyor. oda peşinizi bırakıp kaçıyor gayet.
    ---
    spoiler ---

    ek: senaryo tek kelimeyle muhteşem. hiç bir şey mi atlanmaz? bu kadar mı içine çeker. ayakta alkışlıyorum.


    (spiritus sanctus - 22 Haziran 2013 16:00)

  • comment image

    bayan oyundur.

    --- spoiler ---

    senaryosunu falan ayakta alkışladım ben bu oyunun. o alkışladığım zaman kiliseye doğru yolculuğa çıkmıştım. neyse efendim, sulara basmadan gecenin karanlığında itiyle çakalıyla ağaç adamıyla demonuyla uğraşarak vardık kiliseye. girmeden önce de yaratıklarla çatıştık falan.

    amk insan yüzü gördüm diye sevindim ya lan. alışveriş malışveriş yaptık işte gezici tüccarlar varmış. tık kapı çaldı. yanımdaki askerlerin (order) elinde silahlar kapıyı tutuyolar. parola dediler, tık eski parola geldi. herkes panik. oh be dedim, kızıllar veya nazilerle vukuat olacak şimdi, mis gibi insan insana kapışıcaz.

    yok amk yok. gene girdik tünellere.

    ulan oyun yapımcısı; bak şu saate kadar karşıma çıkarttığınız sik sok yaratıklara bir şey demedim ama isyankar ettiniz beni. 20 senede zeballahül fünun olmuş garip gurup yaratıklar. var mı lan öyle şey? olsa çernobilden godzilla çıkardı. yok tamam, hadi mutasyon oldu yaratık oldu. neyle ürediler lan bunlar? öldür öldür bitmiyo? bi dümdüz yürüyüp asansöre binemedik arkadaş. asansöre bindik asansörün de üzerine atladılar.

    yerde ölü asker var tam yağmalayım diye üzerine eğiliyorum duvar deliğinden yaratık çıkıp beni tokatlayıp adamı çekiyo. ananızı sikeyim aklım gitti lan. yok zaten stresteyiz, lambası biter bi taraftan şarj etmek lazım sürekli, maskenin filtresi biter bi taraftan tek gözle orayı kesmek lazım mütemadiyen. hem lan olum yaptığınız yaratıklar yaratık değil ki; hepsi bir alyen, hepsi bir preditor. duvarda tavanda geziyo şerefsizler. kapkaranlık tünelde şarjlı fenerle ilerlemeye çalışırken tavandan duvardan atlayan yaratıklardan tetenek olmuşum, o sahnenin ne anlamı var. kalp krizi mi geçirtçeniz lan adama?

    tüneller tünel değil bir garip. sen tırmanamazsın ama yaratıkların geleceği bir sürü delik var. yürüyosun kendi sesinden tırsar olmuşsun. bide yeni yaratık çıkarttılar efendim böyle hemen saldırmıyo da gözüyle önce bakıyo, göz de yeşil. asansörle inip öteki alyen bozmalarını öldürdükten sonra kapıyı açmadan hemen evvel çıkıyor bunlar. tam yerdeki askerlerin üste başa bakarken etrafı kesiyorsun bir taraftan, karşı ki kayanın üzerinden sana bakan bir çift göz.

    vicdanınızı sikeyim küfür sahibi yaptınız beni.

    hazır sikmeye başlamışken yapacağınız oyunu da sikeyim.

    hem bu kadar güzel, hem bu kadar atmosferik yapmışsınız da, insan oynuyo di mi bunu da?

    en son güneş ışığı alan asansörün oradaki alyenleri öldür öldür bitmedi. yok öldürsen ne olacak? güneş ışığı varsa gene yüzeye çık, gene sazlıklarda koştur; önünü görmeden suya değmemeye çalış(suda da yaratık var yiyo hemen). bi havaya bak demon gelmesin, bi karaya bak ağaç adam gelmesin, bi etrafa bak alyenler yemesin.

    sivilce yaptım stresten.

    yok şurda yazdığım 1 bölüm ha. tek çeptır. sikerler. uninstall direkt.
    ---
    spoiler ---


    (spiritus sanctus - 29 Haziran 2013 14:26)

  • comment image

    cidden güzel detaylar var. şu ana kadar sadece 2 saat oynamama rağmen gözümden kaçmadı. bizim elemanın kol saati gerçek saati gösteriyor lan! ne bileyim görünce hoşuma gitti. metro 2033'te var mıydı hatırlamıyorum ama bir de tuvalete girince sinekler üşüşüyor gözümüze. o da güzel bir detay olmuş. oynanış ve hikayenin nasıl aktarıldığını ilerleyen saatlerde görecem ama şu bir gerçek ki yeni aldığım geforce gtx 660 ile ekrana bakınca o nasıl bir şey yarabbim diyorum. ha bir de tedirgin edici gerçekten mouse'u filan hızlı hareket ettirip pat küt ses çıkarınca düşman duyacak sanıyorum. garip.


    (all your brainz r belong to us - 14 Ağustos 2013 22:31)

Yorum Kaynak Link : metro last light